evlilik
tanıyıverdikleri herhangi bir genç kadına kapılıp her şeyi unutabilirler. Aynı tehlike, yaşlı erkeklerle evlenmiş kadınlar için de geçerlidir. Bu dördüncü dönemecin tehlikesini atlatan çiftler için evlilik hayatı artık başka bir tehlike göstermez. Tabii çok müstesna haller hariç.

GENÇLERE EVLİLİK ÖNERİLERİ

Gençler, evliliğe borçsuz girin, huzur ve mutluluğunuz her daim olsun!
Gençlere evlilik önerileri
Gençler, huzurlu ve düzenli bir yaşam sürmek amacıyla hayatlarını birleştiriyor. Evlilik sürecinde toplumsal baskılar sebebiyle güçlerinin üzerinde borçlanan çiftlerin ise huzuru bozuluyor. Gelirleri borç taksitlerini ödemeye yetmeyen ailelerde başlayan tartışmalar, çiftleri boşanmalara kadar götürebiliyor. Sonuçta psikolojik sarsıntı yaşayan çiftler, hayatlarının baharında tüm yaşamlarını etkileyecek olaylar zinciriyle karşılaşıyor.

Anne-babaların toplumsal baskılara boyun eğmeden, imkânları ölçüsünde düğün alışverişi yapmalarını öneren uzmanlar, ev eşyası alımında da lükse kaçılmaması gerektiğini ifade ediyor. Klinik psikolog Nevzat Tekin, sade bir evlilik sürecinin makbul olduğunu, şova dönüştürülen düğünlerde ise tarafların ekonomisinin sarsıldığını kaydediyor.

Ekonomik durumlarını olduğundan farklı gösterme çabası içine giren dünürlerin 'çevreye mahcup olmayalım' gibi bir yaklaşımla kapasitesinin üzerinde harcama yaptıklarını hatırlatan psikolog Tekin, "Düğün sürecinde aşırı borçlanan gençler, evlendiklerinde borçlardan kaynaklanan sorunlarla baş başa kalıyorlar. Örneğin takıları satıp borçları ödeme yolu seçildiğinde çiftler karşılıklı bir problem yaşıyor. Ailenin dinamikleri bozuluyor. Sonuçta çiftler psikolojik ve sosyolojik yönden yara alıyorlar." diyor. Ailelere gelir durumuna uygun harcamalar yapmasını öneren Tekin, dünürlerin karşı tarafı da kapasitesinin üzerinde harcama yapmaya zorlamaması gerektiğine işaret ediyor. Tekin, bu hassasiyete dikkat edilen evliliklerin daha sağlıklı yürüdüğünü bildiriyor.

'Nikâhın hayırlısı kolay olanıdır'
Emekli Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçan, Hazreti Peygamber'in "Nikâhın hayırlısı, kolay olanıdır." hadis-'i şerifini hatırlatıyor. Mutluluğun tek başına altın, çeyiz, otomobil veya ev ile elde edilemeyeceğini söyleyen Nursaçan, "Mutluluk, karşılıklı sevgi ve saygıdadır." yorumunu yapıyor. Düğün alışverişlerinin imkânlar nispetinde yapılması gerektiğini vurgulayan Nursaçan, evlere alınan eşyalarda da lükse kaçılmaması tavsiyesinde bulunuyor. Aşırı borçla başlayan evliliklerde bir süre sonra sorunların baş gösterdiğini hatırlatan Nursaçan, "Borçlarını ödeyemeyen damat bu sefer öfkesini gelin hanımdan çıkarmaya başlıyor. Evliliğin tadı tuzu kaçıyor. Saygı, sevgi gidiyor yerine hırs giriyor, hınç giriyor. Böylece sağlam temel atılmamış oluyor." değerlendirmesinde bulunuyor.

Maddî sıkıntılar boşanma sebebi
Avukat Hasip Şenalp, maddi sıkıntı sebebiyle yaşanan boşanmaların tüm boşanma sebepleri arasında önemli bir payı olduğuna dikkat çekiyor. Son yıllarda evlilik sürecinde daha çok harcama yarışı yaşandığını söyleyen Şenalp, "Gençler ilk günden eşyaları tam olsun diye ağır borç yükü altına giriyor. Cicim ayları geçtikten sonra tartışmalar başlıyor. Bu tabii mutluluğu da etkiliyor. " diyor. Şenalp, dünürlerin düğün alışverişine çıkmadan önce konuşup, alınacakları belirlemesi ve 'görsünler' yaklaşımından uzak durması gerektiğini vurguluyor.

EVLİLİKTE RİSK FAKTÖRÜ

Evlilikte ilk 7 yıl tehlikelidir sözü geride kaldı, çünkü artık ilk 2 yılın iyi geçirilmesi çok daha önemli.

Evlilikteki risk faktörü...
Uzmanlar, karı-kocayı mutluluğa götüren yolun üzerinde tam 4 tehlikeli dönemeç noktası bulunduğunu belirterek, bunlardan birincisi hemen balayının sonundadır.

İkincisi sallantı ve istikrarsızlıkla geçen üç yılın sonundadır. Üçüncüsü ise olaysız ve yeknesak geçen 7 yılın bitiminde, sonuncusu ise evliliğin oldukça ilerlemiş bir döneminde, 15. yılda karşınıza çıkar' uyarısında bulunuyor.

İlk yıl çok kritik

Boşanmaların yüzde 30'u ise birinci yıl sonunda meydana geliyor. Yüzde 20'si ise 3. yıla rastlıyor. Uzmanlara göre 'Bekleyeyim belki zamanla düzelir' düşüncesi yanlış. Yedinci yılın sonunda boşanma oranı yüzde 15 civarına ulaşıyor.

Uzmanlar ''Bu 7 yıl, büyük hayal kırıklıkları devresidir. Kadın eski, ufak tefek dertlerine gülebilmektedir. Çünkü şu anda karşılaştığı dertler onlardan çok büyük, gerçek dertlerdir. Şimdi, kocasının ilk zamanlar diş macununu ortasından sıkması onu daha az ilgilendirmektedir.

Kadınlar için yedinci yıl boşanmalarının genel sebebi sosyal ve ekonomik meselelerdir. Erkekler için de, 7. yıl boşanmalarının sebepleri daha fazla bencilliktendir' diyor.

En tehlikeli dönem ise bunca yıl doğru düzgün geçindikten sonra 15. yılda birden gelen tehlike. Çünkü bu seferki sebep, sebeplerin en müthişi olan ihtirastır. Kendi yaşlarında veya kendilerinden daha yaşlı kadınlarla evlenmiş erkekler, genç kadına kapılıp her şeyi unutabilirler. Aynı tehlike, yaşlı erkeklerle evlenmiş kadınlar için de geçerlidir.

EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRÜRMÜ

Evliliklerde yaşanan en büyük tehlikenin aşkın bitmesi olduğu söyleniyor. Peki sizin aşkınız bitti mi?
Evlilik aşkı öldürür mü?
Aşık olduğumuz için evleniriz. Ama nedense evlenince aşk bir rafa kaldırılır. Evlenince aşk biter. Aşk gerçekten biter mi? Yoksa psikolojik olarak aşkın bittiğine biz mi inanırız. Evli olup da aşkı bir ömür boyu süren insanlarda var. Peki bu insanlar nasıl aşkı canlı tutmayı başarıyorlar?

Aşk o insana ulaşamadığın zaman mı güzel sadece? Evlenerek o insana bir ömür adıyoruz da aşkı niye bitiriyoruz? Aşık olmak sadece bekarlara özgü bir olay mı? İkisini bir arada tutmanın nedeni biz değil miyiz? Evlilik aşkı öldürüyor sözü bu kadar etkili mi? Evlendik barklandık aşk bizden geçti diye düşünenler sayesinde aşk ve evlilik iki ayrı kavram halini alıyor. Aslında iç içe yaşanan ve ayrılmaz bir bütün olan aşk ve evlilik bizim sayemizde birbirinden kopuyor. Ardından da evlilik içi sorunlar başlıyor. Evliliği sadece bir kurum haline dönüştürmek için elimizden geleni yapıyoruz.

Aslında ilk aşık olduğumuz zamanları bir düşünelim. O insan bizim için dünyanın en değerli kişisi haline gelir. Yaşam onun çevresinde döner. Onu mutlu etmek için ne gerekirse yaparız. Birlikte aşkın en güzelini yaşarız. Onunla geçen her dakika değerlidir. Zaman su gibi akıp geçer. Gözümüz ondan başkasını görmez. Aklımızda hep yarınlar vardır. Yaşanacak güzel bir ömür ve bitmeyen aşkımız olacaktır. O zamanlar aşkımızın kanıtı olarak evliliği görürüz. Evlilik aşkımızı resmiyete dökmek, tüm dünyaya birlikteliğimizi duyurmanın yoludur.

Evlendiğimiz zaman nedense hepsi son bulur. Tüm dünyaya duyurduğumuz aşkımız sanki önemini yitirmiştir. Evlenmeden önce dünyayı görmeyen gözlerimiz bir anda açılıverir. Evlilikle birlikte önemsiz olan diğer yargılar önem kazanır. Yaşadığımız çevre, aileler birden aşkın önüne geçer. Belki de yetiştiriliş tarzımız nedeniyle evliliğin ağırlığı kaplar hayatımızı. Evli insanlar ağır olurmuş ya. Bir bakarsınız ki evlilik ile birlikte yaşlanmışsınız. Hayattan beklentileriniz bu kadarmış gibi hayata devam edersiniz.

Evlenmeden önce aşık olduğunuz insanı kaybetme korkusuyla yaşarsınız. Evlilik ile bu korkunuz son bulur. Nasılsa artık evlisiniz. Onu kaybetme ihtimaliniz yoktur artık. Aslında bu düşünce o kadar yanlıştır ki... Evli insanlar boşanmıyor mu? Boşanmanın sebeplerini hiç düşündünüz mü? Aşkı ikinci plana atmak boşanmanın başlıca sebepleri arasındadır.

EŞİNİZ ARKADAŞINIZ MI ?

Bir kadın eşiyle arkadaş olabilir mi, bunu iç düşündünüz mü?

Eşiniz arkadaşınız mı?
Yapılan bir araştırmaya göre Amerikalı erkekler en yakın arkadaşlarının eşleri olduğunu söylüyor. Onlar, en gizli duygu ve düşüncelerini eşleriyle paylaşıyor, başları sıkıştığında yine onlara koşuyor. Peki ya kadınlar bu konuda aynı fikirde mi?

Elbette kadınlar bu konuda erkeklerle aynı fikirde değil. Siz en yakın kız arkadaşınızla yaptığınız uzun telefon konuşmalarını, yeni açılan alışveriş merkezindeki mağazaları konu alan sohbetleri eşinizle de yapabilir misiniz? Tabii ki hayır! Çünkü bu onunla asla aynı olmayacaktır. İkili ilişkilerde sınırlar en baştan çizilmiştir ve onları korumak gerekir.

Zaten arkadaşlık aşkla uyuşamaz. Çoğu zaman çift, arkadaşlığı ayrılık merasimine saklar ve iki taraf da birbirine arkadaş kalma sözü vererek ayrılır. Tabii ki bu söz karşılıklı olarak en baştan unutulacağı bilinerek verilmiş bir sözdür. Özellikle kadınlar 'Biz gerçekten arkadaşız, o benim en iyi arkadaşım' dediklerinde aslında tutku ve erotizmi bitmiş ilişkilerinden kaçmakta olduklarının farkına bile varmazlar. Artık baştan çıkarma, tartışma, barışma, bakışma ve sessizlikte tansiyon ve şefkat bitmiştir. Duygusal gel-gitler yerini bir göl kadar durgun olan arkadaşlığa bırakmıştır. Peki gerçekten bir kadın eşiyle arkadaş olamaz mı?

Uzmanlar "hayır" diyor

Evlilik danışmanları bunun pek mümkün olmadığını savunuyorlar. Çünkü aşkı paylaşan insanlar birbirlerine daha yakındırlar. Ve dostluk bu yakınlığı kaldırmayabilir. Aynı zamanda arkadaşlık, erotizmi sulandıran bir unsurdur. Demokratik ve yatay eksenli dinamiklere sahiptir; karşılıklı saygıya ve güvene dayanır. Yani erotizmin tam tersidir. O ise dikey dinamiklere, efendi-köle ilişkisine, dengesi sürekli değişen güç savaşlarına dayanır.

Erotizm, sürekli baştan çıkarmadır. Karşınızda sizin için hep hazır olan biri varsa onunla oyun oynamaya devam etmek istemezsiniz öyle değil mi? Arkadaşlık ise onun orada olduğunu bilmek ve kendini güvende hissetmektir. İşte bu iki boyut birbiriyle asla uyuşmaz.

EVLİLİK GELENEĞİ

Düğünlerin kuralları, asırların izlerini taşır. Çoğumuzun bilmeden uyguladığı evlilik geleneklerinin aslında tahmin ettiğimizden farklı açıklamaları vardır.
   
Evlilik geleneği
Neden damat gelini öper?

Gelini öpmek eskiden evlilik anlaşmasının mühürü olarak kabul edilirmiş. Aynı zamanda gelinin ruhundan bir parçanın damada, damadın ruhundan bir parçanın da geline geçtiğine inanıldığı için bu gelenek günümüze kadar gelmiş.

Düğün pastası niye yapılır?

Pasta, verimliliğin ve iyi şansın sembolü olarak ortaya çıkmıştır. Eski dönemlerde düğün törenlerinin sonunda gelinin başında bir ekmek kırılırmış. Buğdayın, kadın doğurganlığını temsil ettiği kabul edilirmiş. Davetliler de, şans getirmesi için ekmek kırıntılarından alırlarmış. 17. yüzyılda bir Fransız aşçı, bu ekmeğe daha güzel bir şekil vermeye karar vermiş ve ilk düğün pastasını ortaya çıkarmış.

Gelinler neden beyaz giyer?

Beyaz, Romalılar zamanından beri kutlamaların rengi olarak kabul edilir. 20. yüzyılın başında, bu renk masumiyetin ve temizliğin sembolü olmuştur. Günümüzdeyse beyaz yine saflığın ve temizliğin rengi. Ama artık başka renkleri tercih edenler de var.

Düğün sonunda neden çiftin üzerine pirinç atılır?

Bütün kültürlerde, pirinç bolluğun sembolü olarak kabul edilir. Bazı ülkelerde gelinler, ellerinde başak dalları taşır... Konuklar da, şans getirmesi için bunlardan alır.

Neden düğünün sonunda gelin buketi havaya fırlatılır?

Gelinin fırlattığı buketi yakalayan kişinin şanslı olduğuna ve kısa bir süre içinde evleneceğine inanılır.

Hristiyan düğünlerinde nedimeler neden bir örnek giyinir?

Bu, Romalılar'dan kalma bir gelenek. Bazı kötü ruhların, gelinle damadı lanetleyeceğine inanan Romalılar, bu lanetleri yanıltmak için düğüne şahitlik edecek kişilerden bazılarının gelin ve damada benzer giyinmelerini istermiş. Aynı geleneğe daha sonra kilise düğünlerinde de devam edilmiş.

Neden yüzük sol ele takılır?

Çok eski çağlarda tıp ile ilgili araştırmalar yapan ilk bilim adamları, bu parmaktan kalbe doğru, kesintisiz uzanan bir damar olduğuna inanırlarmış. Bu yüzden de evliliğin sembolü olan yüzüğün bu parmakta taşınması, o çağlardan günümüze uzanan bir gelenek olmuş.

KÖTÜ GİDEN EVLİLİK NASIL KURTARILIR ?

Malesef, bunları söylemek yapmaktan daha kolay. İşte evliliğinizde daha iyi iletişimi sağlayacak uzman tavsiyeleri...

Sohbet edin

Günlük koşuşturma içerisinde konuşmaya pek vakit kalmıyor. Çocuklarla, alışveriş listesiyle ve günün dedikodularıyla ilgili ayaküstü konuşulabiliyor ama ruh halinizi, gelecekte yapmak istediklerinizi kısacası paylaşmak isteyip de içinize attığınız bir çok şeyi ancak geniş sohbet zamanlarınızda anlatabiliyorsunuz.Ama bu zamanları yaratmakta sizin elinizde.

İki hafta da bir kez bir saatinizi eşinizle konuşmaya, dertleşmeye ayırmalısınız. Fakat, bu süre içerisinde evliliğiniz ve birbirinizin duygusal istekleri haricinde konular konuşmamaya dikkat etmelisiniz.

Suçlamaktan vazgeçin

Kendinizi şişman hissetmeniz onun hatası değil. "Bana artık hiç iltifat etmiyorsun!" gibi suçlayıcı cümleler kullanacağınıza " Hamilelik kilolarımdan hala kurtulamadım. Beni eskisi gibi çekici bulduğuna inanmak için desteğine ihtiyacım var" gibi olumlu tümceler kullanın.

Değişikliğe açık olun

Uzun süreli evli çiftler artık birbirleriyle ilgili her şeyi bildiklerini düşünürler. Fakat, zaman hepimizin duygularını ve ilgi alanlarını değiştirebilir. Eşinizi hala keşfedeceğiniz çok yönü olan eşşiz bir insan olarak kabul edin.

EVLİLİKTE AŞKI TAZE TUTUN

Bir umutla kurduğunuz evililğiniz monoton bir hal aldığında, küçük önlemlerle aşkınızı geri kazanabileceğinizi unutmayın. Evlenene kadar hiçbir problem yaşamayan çiftlerin çoğu, evlendikten sonra her anlaşmazlığın ve tartışmanın kaynağını evlilik kurumuna bağlıyor. Belki de "Evlenmeseydik bunlar başımıza gelmezdi" diye düşünüyor. Ancak aşkı öldüren evlilik değil, kişilerin kendileri.

Egosunu ihmal etmeyin

Aşk ve cinsel çekim çok güçlü, fakat bir o kadar da narin duygulardır. Hepimiz beğenilmek ve çikci görünmek istemez miyiz? Erkekler de kadınlar gibi kendilerine aşık olunmasından, güzel sözlerden çok hoşlanırlar. Ancak düşüncesiz davranışlar ya da kırıcı sözler, bırakın aşkı geri getirmeyi, var olan ilişkinizi de çok çabuk zedeleyebilir. Her eş ona ne kadar yumuşak ve sevgi dolu davranılırsa davranılsın, eleştirilmekden endişe duyar.

Hayata ilgi gösterin

Genelde eşlerinden ayrılan kadınlar hayata daha güçlü sarılmaya başlar. Kendilerini işlerine verip, güzelliklerine dikkat eder. Bunun için boşanmayı bekliyorsanız, hata edersiniz. Tüm bunları evliyken de yapabilmelisiniz.

Yeni konulardan bahsedin

İster iş arkadaşlarınızla geziye, ister dil ya da dans kursuna gidin. Ama mutlaka kendiniz için bir şeyler yapın. Böylece eşinize anlatacağınız farklı konularınız olur.

Tartışmayın, konuşun

Eşinizle konuşmaktan korkmayın. Bu sayede hoşlanmadığınız durumları ve problemlerinizi anlamasına yardımcı olursunuz. Onu iğnelemeden, kendi durumunuzdan ve hissettiklerinizden bir-iki cümlelye bahsetmeniz yeterli olacaktır. Sizi biraz olsun anlarsa, ilişkiniz daha güzel hale gelir.

Eşinizi değil, kendinizi değiştirin

Onu değiştirmek istedikçe yorulduğunuzla kalırsınız. Gerçek şu ki, kadınlar problemleri konuşarak çözmek isterken, erkekler çok konuşmayı sevmezler. Bu yüzden her şeyi tekrar dile getirmek yerine, davranışlarınızla ona yol gösterin.

Ona akıl hocalığı taslamayın

Kapanmış ya da geçmiştde kalmış konuları tekrar tekrar gündeme getirerek keyifsizlik yaratmayın. Ayrıca her konuya yorum getirip fikrinizi söylerken, her söylediğiniz doğru kabul etmesini beklemeyin.

Onun kurallarını da gözetin

Elbette sağlıklı bir ilişkide baskın rolün eşit dağılmış olması esastır. Ancak arada bir küçük numaralar yapmak yararınıza olabilir. Her zaman ille de eşit olmak için çabalamayın. İletişim kurarken kendisini iyi hissetmesini sağlamak, tamamen sizin yararınıza olur ve işinizi kolaylaştırır.

Çözüm üretin

Bir sorunla karşılaştığınızda, kimim suçlu olduğunu bulmaya çalışmaktan vazgeçin. Sadece çözüme yoğunlaşın ve çözümü konuşun. Karşılıklı suçlamalar ve imalar hem çözümü zorlaştırır, hem de aşkınızı.


ALYANS,YÜZÜK,

YÜZÜĞÜNÜZ VE SİZ

Damat adayları evlilik yüzükleri için sarı altın, beyaz altın, platin, titan ve gümüş madenlerden yapılan sade modelleri tercih ederken, gelin adayları değerli taşlarla süslü daha gösterişli yüzükleri tercih ediyor. Kadının doğasında olan çekicilik, gösteriş ve güzellik duygusu onu değerli taşlara yönlendiriyor. Erkek ise bu değerli taşlarla süslenmiş yüzüğü evleneceği kadına bir sadakat sembolü olarak takar. Tüm giyiminizde olduğu gibi yüzük modelleride karakter ve kişiliğinizi ifade eder. Yüzüğünüzü seçerken modeli, üzerindeki taşları ve hangi madenden yapıldığı önemlidir. Yüzüğünüzün aşkınızla beraber kişiliğinizi de ifade ettiğini unutmayın.

 

ALYANSIM NASIL OLMALI

Alyansın bir ömür boyu takılacağı unutulmamalı, diğer takılarınızla uyumlu olmasına, modasının geçmemesine dikkat edilmeli. Nasıl bir alyansla evlenmek istediğinizi tarzınız belirlemeli. Eğer gösterişten yana değilseniz, sade bir alyansı, nişan yüzüğünü tercih etmelisiniz. Böyle bir yüzük için beyaz altını tercih edebilirsiniz. Üzerinde ufak oynamalarla sade fakat şık bir görünüş elde edilebilir. Küçük sıralı taşlı yüzüklerde sade ve şık bir görünüme sahiptir. Eğer alyansınızın gösterişli olmasını istiyorsanız büyük taşlı yüzükleri tercih etmelisiniz. Yeşil altın üzerine işlenmiş bir pırlanta yüzük takınızı ihtişamlı gösterecektir. Tek taş yüzüklerde zarif ve şık, ayrıca yeterince tatmin edicidirler. Fakat son zamanların trendi minimalist tasarımlar. Taşlı yüzüklerin yerini daha kalın ve sade yüzükler almakta. Bu da dikkatinizden kaçmamalıdır

                      EVLİLİK YÜZÜGÜNÜN ANLAMI

Evlilik yüzüğü gelin ve damadın evliliklerini ilan eden ve sevgilerini ifade eden bir araçtır. Aşkı, sevgiyi, sadakati, hayat boyu beraberliği sembolize eder. Ellerimiz hayatımız boyunca en çok kullandığımız organızmızdır. Gördükçe aşkımızı tazelemek ve diğer insanlara aşkımızı gösterebilmek için evlilik yüzüğü el parmağına takılır. Peki neden sol elin dördüncü parmağına takıldığını düşündünü mü? Çünkü eski Mısır’da kalpten gelen aşk damarının sol elin dördüncü parmağından geçtiğine inanılırdı. Bu inanç yıllar boyuca süre gelerek bugünlere ulaşmış ve dünyada bir gelenek haline gelmiştir. Yüzük ucu olmayan bir yuvarlak olması ise ile sonsuzluğu simgeler. Evlilik yüzüğünüz sonsuz aşkınızın temsilcisi olacaktır.

YÜZÜĞÜNÜZÜ SEÇERKEN DİKKAT ETMENİZ GEREKENLER

Evlilik yüzüğü uzun yıllar boyunca takılacağı için zevkinize uygun olduğu kadar rahat olmasına da dikkat etmelisiniz. Yüzüğünüzün rahatlığını test etmeniz sizin için avantaj olacaktır. Nikahınızdan bir süre önce yüzüklerinizi kullanırsanız, size rahatsızlık veren bir problem karşısında kuyumcunuz en uygun şekilde düzeltecektir. Ve düğün gününüz de yüzüklerinizden dolayı yaşayabileceğiniz sorunları çözmüş olacaksınız.

Yüzük seçerken sizin ve mustakbel eşinizin zevkine hitap edecek, uyumlu bir tarz bulmalısınız. Yüzüğünüzü almaya karar verdiğiniz zaman ufak bir fiyat araştırması yapmalısınız. Hem kesenize, hem zevkinize, hem de parmaklarınıza uygun olan yüzük evliliğiniz boyunca aşkınızın sembolü olacaktır. Araştırmalarınız sonucunda size en uygun kuyumcu veya mücevherci bulduğunuz da, bir çok model alternatifi sunacaktır. Eğer kuyumcunuz veya mücevhercinizin sunduğu alternatiflerden hoşlanmadıysanız, farklı ve kendi stilinizde bir yüzük modeli istiyorsanız, yüzüğünüzü kendiniz dizayn edip, hiç kimsede olmayan olmayan farklı bir modelde yaptırabilirsiniz.

Evlilik yüzüğünü seçmeden önce cildinizin alerjik olup olmadığını bilmeniz gerekir. Eğer hassas ve alerjik bir cilde sahipseniz saf altın ya da platinden olmayan bir yüzük sizi rahatsız edecektir. Sadece beğendiğiniz için satın almamalısınız. Cildinizin tahriş olmasını engelleyebilmeniz için yüzüğünüzün saf altın ya da platin olmasına mutlaka çok dikkat etmelisiniz.

AŞK
8 ADIMDA ONU KENDİNİZE AŞIK EDİN

Aynı konulardan bahsedin
Erkeği baştan çıkaran önemli detaylardan biri konuşmaktan geçer. Onunla aynı konuları tartışmak "işte aradığım kız" imajını kolayca oluşturabilir. Özellikle beraberken konuştuğunuz konularda hafif muzırlıklarla seksi çağrışımlar yapmanız, erkeği konuştuğunuz konuya bağlayıp dış dünyaya kendini kapatmasını sağlar. Mesela futbol hakkında yapacağınız birkaç doğru yorum ve sporun ne kadar seksi olduğunu ballandırarak anlatmanız erkeğin ilgisini yüzde 99 üzerinizde hissetmenizi sağlayacak. Tabii her noktada olduğu gibi burada da konuşmayı dozunda ayarlamak sizin elinizde. Seksi konuşun ama seksten bahsetmeyin. Erkeği heyecanlandırın ve iplerin sizin elinizde olduğuna emin olun.
Plajda dikkatini çekin
Bir erkeği baştan çıkaran bir diğer detay da tabii ki kadın vücududur. Yazın getirdiği avantajlarla vücudunuza güvenin ve güneşin tadını çıkarırı. Özellikle turistlik bölgelerde sarışın tek tip turistler size huzur vermiyorsa işte size erkeği etkileyecek enteresan bir detay. Hiçbir erkek bir hedefe kolay ulaşmayı sevmez. Avcı topluluklardan gelen geleneklerle erkek egosu, en zoru için savaşmayı sever. Bu yüzden gördüğü için değil, ele geçirebileceği şeyler için harekete geçmek onun doğasında vardır. Bu nedenle plaja giderken yanınıza bir kız arkadaşınızı alın. Bu sizi tek başınıza olmadığınız için birinci derecede ulaşılmaz yapacaktır. Sonra küçük bakışlarla sizinle ilgilenmesini istediğiniz erkeğe bakın. Size baktığından emin olun, sonra kafanızı çevirin ve bir daha bakmayın. Uzanın ve sırtınızı güneşe verin. Sırtınıza krem sürmesini islediğini arkadaşınızın her türlü detayı size aktarmasını isteyin. Takım oyunu ile istediğiniz erkeğin dikkatini çektiniz.
Kokunuz "Fresh" olsun
Kadın kokusu erkeği baştan çıkaran detayların basında gelir. Yaz aylarında ağır parfümleri bir kenara bırakın; taze kokular bu sezonun kurtarıcısı olsun. Erkeğin dikkatini çekmek için onun yanından veya önünden bir kere geçmeniz yeterli olacaktır. Kokunun önemini her kız bilse de doğru kokuyu kullananların azınlıkta olduğu söylenebilir. Kokunuz ne kadar "fresh" olsa da kararında sürmek lazım. Teninizle uyumlu en güzel kokuyu deneyerek ve ya yakınınızdaki güvendiğiniz bir erkekten fikir alarak test etmenizde yarar var.
Kavga çıkarın
Tabii ki saç saça, baş başa kavga etmeyin. Ancak haklı olduğunuz bir konuda mesela barda içki beklerken önünüze geçen biri ile ya da sıraya çaktırmadan girmeye çalışan birisiyle yüksek sesle yapacağınız küçük bir tartışma, erkeğin hemen dikkatini çekecek davranışlardır. Ona ne kadar dişli ve güçlü olduğunuzu gösterebilirsiniz. Zayıf, itaatkâr kadın modeli göreceli olarak her erkeğin arzusu olarak gözükse de erkeğin karşısında kukla olan bir kadın, artık ulaşılmış bir hedeftir. Cazibesini yitirmiştir, ilk başta ne kadar güçlü başlarsanız gelecekte de o kadar güçlü olursunuz.
Kendi paranızı ödeyin
Düşünün şık bir restoranda yemek yiyorsunuz, içkiler içilmiş, havadan sudan konuşmuşsunuz, sıra hesap ödemeye gelmiş, işle tam bu zamanda biraz ezber bozmaktan kimseye zarar gelmez, ekonomik olarak ayaklarınızın yere bastığını karşınızdakine kanıtlayın. Çıktığınız bir yemekte kendi paranızı ödeyin. Ancak hepsini değil sadece kendinizinkini: Hem onu küçük düşürmemiş olun hem de muhtaç olmadığınız hissini ona yaşatın. Bu küçük oyun sayesinde sizi alışık olduğu kızlardan farklı bir noktaya koyacaktır. Güçlü yapınızı, ulaşılma zorluğunuzu fark edecektir. Hem böylece onu küçük bir maçoluk testinden de geçirmiş olursunuz. Kalıplara ne kadar bağlı olduğunu anlayabilir hatta İleride sizi eve mi hapsedecek yoksa çalışmanıza destek mi olacak gibi sorulara ipucu bulabilirsiniz.
Küçük bir sırrınız olsun
Kendinizi anlatırken zaman ve mekan boşlukları yaratın. Tanıdığınız herkesi ardı ardına anlatmak yerine onlardan, geniş bir zamana yayarak bahsedin. Gizli bir defteriniz ya da özel eşyalarınızı sakladığınız bir kutunuz olsun ve her zaman her şeyi derinlemesine anlatmak yerine yüzeysel sohbetlerle geçiştirin. Sevdiğiniz bir hayvan ya da bilinmeyen bir çiçek bulun. Bir yıldız seçin, gökyüzünde yerini bilin, onun uğruna inanın. Size gizem katacak her öğe, karşı tarafın size olan ilgisini ve heyecanını artıracaktır. Tabii çok abartıp dünyadan kopmak da tam tersi etki yapabilir. Küçük bir detay ile gizeminizi ve kendinize özel yapınızı koruyun. Bırakın o sizi keşfetmeye çalışsın.
Arkadaşlarını tanıyın
Erkeğin kalbine giden yol eskiden belki midesinden geçiyordu ama arkadaşlarından geçiyor. Eğer bir erkeği ele geçirmek istiyorsanız kız ve erkek arkadaşları ile tanışıp iyi anlaşmak bir numaralı kuraldır, özellikle erkeğin yakın kız arkadaşları ince eleyip sık dokuyacaklarından, yakın erkek arkadaşları İle seviyeli bir arkadaş ilişkisi birkaç cephede birden başarılı olmanızı sağlayacaktır. Hem arkadaş çevresinden onay almış olacak hem de arkadaşları ile beraber çıktığınızda iyi vakit geçireceğini bilecektir. Yakın kız arkadaşları size aşırı sıcak davranıyor ya da hiç sıcak davranmıyorsa anlayın ki alalarında arkadaşlıktan öle bazı durumlar olabilir.
Kendinize güvenin
Erkeği etkileyen, baştan çıkaran detayların en önemlisi, kadının kendine duyduğu güvendir. Bir kadının etrafına yaydığı karizma her erkek tarafından hissedilir. Bazen barda elindeki içki kadehi ile duruşu, bazen cesaret isteyen dekolte bir kıyafet, bazen sadece küçük bir bakış veya gülümseme... Bir erkeğin tedirgin veya heyecanlı olduğunu bir kilometre öteden hissedebilirsiniz. Aynı şey bir kadın için geçerli değildir. Kadın, yeri geldi mi tedirginliğini ve heyecanını örtmesini, dikkatleri başka yöne çekmesini iyi bilir. Sonuçta özgüvene sahip olmak kadar, bunu dışarı yansıtabilmek de önemli bir nokta. Tabii kendine güven konusunu abartıp, megalomaniye vardırmadığınız müddetçe!

 
ERKEKLERİN AŞKA DAİR SORDUĞU SORULAR

Ciddileşen bir ilişkiden her zaman korkmuştur erkekler ve ilişkiyi devam ettirmek konusunda tereddütler yaşamaları çok doğaldır...

Erkekler, yeni bir ilişkiye başladıklarından itibaren, işler ciddileşinceye kadar sürekli akılllarında "Acaba o doğru kadın mı?" diye geçirirler. Sevgili seçimlerinde ince eleyip sık dokuyan sadece kadınlar değil elbette, erkekler de en az bizim kadar dikkatli davranıyor ve bir ilişkinin yolunda gidip gitmeyeceğini ilişkinin her aşamasında sorguluyorlar; hatta buluşmaya gittiğiniz ilk dakikalarda bile...

Onların akıllarında olan bu soruları bilmemiz, bize de ipuçları vererek neye önem verdiklerini gösterecektir ve belki de yolunda gitmeyen ilişkinizi kurtarmaya yardım edecektir.


İlk buluşmadan önce

- Yatakta nasıldır?
- Eğer bu gece benimle birlikte olmayacaksa, acaba erkenden kaçıp, arkadaşlarımla buluşabilir miyim?
- Ama... Acaba bu gece benimle birlikte olacak mı?
- Bu süper destekli bir sütyen mi yoksa göğüsleri gerçekten bu kadar harika mı?
- Beni komik buluyor mu?
- Dişinde salata olduğunu söylesem mi, yoksa aynada kendini görüp çığlık atmadan önce durumu fark etmesini umut ederek beklemeli miyim?
- Her zaman bu kadar çok makyaj yapıyor mudur?
- İlk buluşmamızda, sohbetteki boşluklar olağan mı, yoksa gerçekten söyleyecek bir şeyi yok mu?
- Tekrar buluşmak için harcayacağım zamana ve paraya değer mi?

Ciddileşmeden önce

- Onun için diğer fırsatlardan vazgeçmeyi gerçekten istiyor muyum?
- Aileme tanıştırmaktan gurur duyar mıyım?
- Sporda gördüğüm kız benimle ilgileniyor gibi, gerçekten karşıma çıkabilecek başka kadınlardan vazgeçmeyi istiyor muyum?
- Acaba arkadaşlanm da onu sevecekler mi?
- Yalnız bir şeyler yapmama ve arkadaşlarımı istediğim zaman görmeme izin verecek mi?
- Birlikte uzun bir seyahate gitsek bundan keyif alır mıyım?
- Şimdi bana şirin gelen tuhaf davranışları, altı ay sonra patolojik bozukluklar olarak görünür mü acaba?
- İlişki ilerledikçe, onunla evlilik fikrine kendimi daha yakınlaşmış bulur muyum?


Evlenmeden önce

- İlişkimiz şimdiki haliyle çok iyi, acaba evlilik aramızdaki bazı şeyleri değiştirir mi?
- Düğün planlaması yaparken ardı arkası gelmeyen isteklerle kendini kaybeder mi?
- Acaba yıllar geçtikçe annesi gibi şişmanlar mı?
- Çılgın ailesi ile bir ömür basa çıkabilir miyim, ya da o benimkilerle başa çıkabilir mi?
- Doğacak çocuklarımıza iyi bir anne olur mu?
- Şu anda çalışıyor olabilir ama gerekirse ona ve bir aileye bakacak kadar gelirim var mı?
- Hiç kendi başıma zaman geçirme fırsatım olacak mı?
- Karşılaşabileceğimiz bir kriz anında ona güvenebilir miyim?
- Hayatım boyunca bir daha başka bir kadınla beraber olmadan mutlu olabilir miyim?

ERKELERİ BIKTIRAN DAVRANIŞLAR

Kadınların farkında olmadan yaptıkları, doğru sanılan davranışlar zamanla erkeğin ondan uzaklaşmasına neden oluyor.

Sevgiliniz fazla konuşmayı sevmeyen ve sakin yapıda biriyse sürekli üzerine giderek "Bir derdin mi var? Niçin konuşmuyorsun" gibi sözlerle onu bunaltmayın. Böyle davrankmakla aslında  iyilik yapılmadığını vurgulayan uzmanlar, erkeklerin kadınlar kadar çok konuşmayı sevmediğine dikkat çekiyor.
 
Onu çok seviyor ve merak ediyor olabilirsiniz ama bu onu günde 10 kez aramanızı gerektirmez. Özellikle iş yerinden saat başı sevgilinizi arayıp onu kontrol etmeniz zamanla sıkıcı olabilir.    
Hesabı genelde erkekler öder ancak bırakın bunu içinden geldiği için yapsın. Eğer herzaman hesap ödeme görevini ona bırakıyorsanız, kendilerini kullanılmış gibi hissederler. Zaman zaman siz de hesap ödemeyi teklif edin.
 
Erkekler göz yaşından etkilenir ve hiç bir erkek bir kadını ağlatmak istemez. Ne var ki herşeye aağlarsanız sizinle doğru dürüst konuşamayacak ve her istediğini söyleyemeyecek.
Erkeklein, içlerinden geldiği gibi davranmayı sevdiğine ve süprizlerle dolu bir hayat istediğine dikkat çeken uzmanlar şunları söylüyor:
 
"Siz cumartesi akşamının programını 3 hafta önceden yaparsanız, çok sevdikleri süprizleri yaşayamazlar. Fazla üstlerine düşerseniz hareketlerinin kısıtlandığını düşünürler. Uzun zamandır biriyle birlikte olan bir erkek bile özgürlüğünden kolay kolay vazgeçemez. Planlama huyundan vazgeçemiyorsanız, en azından havayı yumuşatın. Ona öneri yapın, emir vermeyin. Böylece kendine de söz hakkın verdiğinizi düşünür ve rahatsız olmaz."



AŞK NASIL BESLENİR ?

Aşkı sevgi, şefkat, paylaşım, fedakarlık ve sadakat kadar 'çılgınlık' ve aşırı olmamak kaydıyla 'kıskançlığın' da beslediğini biliyor muydunuz? Aşk nasıl beslenir? Aşk sonsuza dek sürer mi? "Aşk sonsuza dek sürer" cümlesinin masallarda kaldığı, aşkın hızlı yaşanıp çabuk tüketildiği bir yüzyılda yaşıyoruz. Peki aşkı kısa sürede öldürmemek için neler yapmamız gerekiyor?

Aşkı sevgi, şefkat, paylaşım, fedakarlık ve sadakat kadar 'çılgınlık' ve aşırı olmamak kaydıyla 'kıskançlığın' beslediğini biliyor muydunuz?

Aşk sorumlulukla beslenir!
Aşkı yaşarken başka bir uğraşa daha fazla zaman ayırırsanız aşk incinir. Aşk, kendisine zaman ayrılmasını ister, özen ister... Aşk yalnızlığı sevmez, sürprizleri sever.

Tüm gününüzü ona ayırdığınız bir günde onun en sevdiği yemeği hazırlayın ve sonra da onun çatal bıçağa dokunmasına izin vermeden her şeyi siz yedirin... Unutmayın, sadece tek bir lokmayı değil, tamamını siz yedireceksiniz...

Aşk sevgiyle beslenir!
Ona onu ne kadar çok sevdiğinizi her fırsatta söyleyin ve gösterin. Bunu illa ki "seni çok seviyorum, sana deliler gibi aşığım" gibi cümlelerle yapmanız gerekmez. Davranışlarınızla da ona olan sevginizi dile getirebilirsiniz.

Ona içinde sadece aşk şarkılarının olduğu bir CD hazırlayın ve üzerine de sevgi dolu bir not ekleyerek paket yapın ve yastığının üzerine bırakın!

Aşk özlemle beslenir!
Ara sıra olan küçük uzaklıklardan ve onu özlemekten korkmayın. Ondan uzakta geçen zamanlarda aşkınız alevleneceği için birbirinize kavuştuğunuzda daha tutkulu bir aşka yelken açacaksınız...

Birbirinizden uzaktayken alın elinize kağıt ve kalemi; ona mektup yazın! e-posta dönemindeyiz, mektup da nereden çıktı demeyin; ona duygularınızı anlatan ve onu ne kadar çok özlediğinizi dile getiren nostaljik bir mektup yazın!

Aşk çılgınlıkla beslenir!
Aşk çılgınlıklarla beslenir. Aşkın sürekliliğini korumak için çılgınlıklara son vermemeniz gerekir. İçinizdeki çocuksu ruhtan da hiçbir zaman vazgeçmeyin...

Belirli aralıklarla bir haftanızı sadece çılgınlıklara ayırın, uçuk kaçık önerileri hayata geçirin... Mesela rafting yapın, paintball oynayın...

Aşk kıskançlıkla beslenir!
"Olur mu hiç öyle şey?" demeyin. Belirli dozlarda olduğu sürece kıskanmak ve kıskanılmak aşkınızı besler. Kıskançlık, aşka çok uygun bir duygu olduğundan aşkı büyütüp çoğaltma kapasitesine sahiptir. Aşk kıskançlıkla beslenir ama dozunu iyi ayarlamayı unutmayın.

Aşk romantizmle beslenir!
Romantizm için özel günleri beklemeniz gerekmez. Herhangi bir zaman ve herhangi bir günde ona o kadar romantik yaklaşırsınız ki, ömür boyu o anı unutmaz. Hele aşk hiç unutmaz.

Haftada bir gün romantik mum ışığında baş başa bir yemek yiyin ve romantik yemeğinizi tatlı aşk fısıltılarıyla süslemeyi unutmayın!


HOŞLANDIĞINIZ KİŞİYİ NASIL ETKİLERSİNİZ.?

Bir erkek bir kadından hoşlandığını ya da bir kadın bir erkeği beğendiğini nasıl belli eder?

Hoşlandığınız Kişiyi Nasıl Etkilersiniz? Bir erkek bir kadından hoşlandığını ya da bir kadın bir erkeği beğendiğini nasıl belli eder? Çoğu zaman beden dili kadın ve erkeklere yardımcı olur.

İşte bir erkeğin bir kadınla çıkmak istediğini gösteren 5 işaret...

1. Size daha yakın duruyorsa..
Hoşlandığınız kişi her karşılaştığınızda size daha yakın duruyorsa, bu arkadaş olarak değil sevgili olarak sizi daha iyi tanımak ve yakından görmek istiyor demektir.

2. Yumuşak ve duygusal konuşmalar yapıyorsa..
Bir erkek fısıldayan bir şekilde konuşmaya başladığında, söylediklerini sadece sizin işitmenizi istiyordur. Size anlattığı şeyler özel ve gizlidir, bu daha yakın olmak istediği başka kadın olmadığını gösterir. Eğer gürültülü bir mekandaysanız birbirinizi duymak için bağırmanız gerekebilir. Bu nedenle
yürürken ya da sizi eve bırakırken yaptığı konuşmaya dikkat edin.

3. Bedeni size doğru eğikse..
Kasıntılı, omuzlarını geri atarak daha dik yürüme ve çenesi kapalı erkeksi bir duruşu varsa çekici kadınların ilgisine hazır olduğunu anlayabilirsiniz. Ancak omuzları sizinle konuşurken kıvrılıyorsa sizinle konuşmak istediğini gösterir.

4. Çok çok yavaş konuşuyorsa..
Kuşlar ötüşürken, bir erkek çok yavaş konuşuyorsa birini etkilemeye çalışıyor demektir. Eğer konuşması uykunuzu getiriyorsa, başarısız olmuş demektir ve gidicidir..

5. Gözleri sizden alamıyorsa..
Gözleri sizinkilere mi odaklandı? Büyüleyici olduğunuzu düşünüyor, uzun bir zaman peşinizi bırakmayabilir.

İşte bir kadının bir erkekle çıkmak istediğini gösteren 5 işaret...

1. 4 adım ilerinizdeyse..
Ondan fazla uzak durursanız hoşlandığınızı belli edemezsiniz. Eğer ona biraz yakın olursanız, ona açık bir sinyal vermiş olursunuz.

2. Sizi görmekte zorlandığı bir yerdeyse..
Çoğu erkek başka bir erkekle konuşurken başkasını farketmez ancak kadınlar arkadaşlarıyla sohbet ederken onun omuzundan karşısındakini inceleyebilir. Hoşlandığınız kişi ile karşı karşıya durmaya çalışın, sizi farketsin. Eğer sohbet ederken arkadaşının omuzunun üstünden sizi süzüyorsa onunla karşı karşıya gelebilirsiniz.

3. Konuşması size işaret veriyorsa..
Eğer buluşmanız ofisteki bir arakadaşınızla konuşmanız gibiyse, beliki sadece arkadaş olarak kalmak istediği içindir. Bu farklılığı iyi anlamalısınız. Bunun yanı sıra ilk buluşmada profesyonel kalmak istiyor olabilir. Eğer birkaç buluşma sonunda siz ona yakın davranmanıza rağmen aynı davranıyorsa ilişkinizi bitirin.

4. Dudaklarınıza dik dik bakıyorsa..
Genç biri dudaklarınıza dik dik bakıyorsa, göz göze gelmemeye çabalıyor demektir. Eğer gözlerinize bakmaktan kaçınıyorsa, onunla ilişkinizi bitirmeniz de yarar var. Eğer ilk buluşmanızda sizi tepeden tırnağa süzüyorsa, bu sizinle ilgilendiğini gösterebilir ancak bu uzun süreli bir ilişki olmayabilir.

5. Sizin bedeninizle aynı zamanda..
Romantik bir ilişki yaşadığınız kişi, vücudunuzun dilinden anlamalı.. Ellerinizi kullanarak düşündüğünüz şeyi anlatmayı deneyin. Karşınızdaki kişi de aynı şekilde karşılık veriyorsa bu harika bir işaret. Hala ellerini hareket ettirmediyse, bir basamak geriye düşer, bu sizinle ilgilenmediği anlamına gelebilir.


TARİHE DAMGASINI VURAN AŞK SÖZLERİ

Aşk nedir, ne değildir? Bu konuda herkesin mutlaka söyleyecek bir sözü vardır. İşte size tarih boyuncu söylenmiş sözlerden derlenmiş özel bir liste. Bakalım beğenecek misiniz?

Tarihe damgasını vuran aşk sözleri Aşk, sabırdır. Saygıdır. Keşiftir. Anlaşmaktır. İnceliktir. Korumaktır. Sorumluluktur. Mizahtır. Teslimiyettir. Gerçektir. Neşedir. Mutluluktur. Sıcaklıktır. Tazeliktir. Sarılmaktır. Şanstır. Saftır. Öze götürendir. Derler. Bakalım başka neler demiş büyükler: 


Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir Mevlana

Aşk hükmetmez; terbiye eder. Goethe l Arılar bile en tatlı balın zehirli çiçeklerde olduğunu bilir. John Keats

Aşkta her zaman bir öpen, bir de yanağını uzatan vardır. Fransız atasözü

"Arzu edilenden ziyade arzu etmeye aşığız." F.Nietzsche

"...Güzelliğin on para etmez Bu bendeki aşk olmazsa..." Aşık Veysel Şatıroğlu

"Ölümdür tek başına yaşanan aşk iki kişiliktir.." Ataol Behramoğlu

Aşık olduğumda sadık olurum, çünkü aşık olurum. Oscar Wilde

Aşk aklın en soylu zaafıdır. John Dryden

Aşk konusunda yanlış seçimden söz etmek hatalıdır, zaten seçim varsa o yanlıştır. Marcel Proust

Aşk:c iddi bir akıl hastalığı. Platon l Aşık olmayı beceremeyen yağ çekmeyi öğrenmek zorundadır. Goethe

Aşk melankolinin bir türüdür Robert Burton

Aşk dünyanın en tatlı mutluluğu ile en derin acısından yaratılmıştır. Bailey

İnsan kalbindeki gerçek aşk dört nala giden bir at gibidir ne dizginden anlar ne de söz dinler. Konfüçyus

Aşk kadının hayatında bütün bir romandır erkekte ise yalnız bir bölümdür. M. Da Stael

Ne seninle yaşayabilirim ne de sensiz. Ovidius l Aşkı tanıdığında, yaratıcıyı da tanırsın. Fox Kabilesi

İTİRAF ETMELİ Mİ YOKSA...

Balzac: İlk aşk aşı gibidir. İnsanın ikincide hastalanmasını önler..

Rousseau: Aşk mektubuna başlarken ne söyleyeceğimizi bilemeyiz. Bitirirken de ne yazdığımızın farkında olmayız....

Shakespeare: Sevgililerine aşklarını itiraf eden kadınlar, en az seven kadınlardır...

Eflatun: Aşk, en tehlikeli bir ruh hastalığıdır...

Aziz Nesin: Yenilen taraf aşık olur...

Yakup Kadri: Hiçbir kadın yoktur ki “Seni Seviyorum" sözü karşısında hissiz kalsın...

Katherine Hepburn: Aşkı bilenler normal kadınlardır...

Oscar Wilde: Erkekler kadınların ilk aşkı, kadınlar erkeklerin son aşkı olmasını ister...

İngiliz Atasözü: Aşk için evlenen Istırapla yaşar....

Kontes Nathalie: Aşk, bir kişinin yararına, iki kişinin ortaklığıdır...

Paul Geraldy: Sevmek güzeldir. Bir daha sevmemek daha güzeldir...

Marcel Proust: Aşık olmayanlar, mükemmel bir erkeğin sıradan bir kadın yüzünden niçin ızdırap çektiğini anlayamazlar...


ÖLÜMSÜZ AŞK İSTERMİSİNİZ ?

Çok mutlu bir beraberliğiniz var ve onu sonsuza dek yaşatmak istiyorsanız bazı yanlışlardan uzak durmalısınız. Bu alışkanlıklarınızı değiştirmeli ve ölümsüz aşka yelken açmalısınız.

Ölümsüz aşk ister misiniz? Kendinize önem gösterin Dağınık olduğunuz zamanlar kadar farklı giyindiğiniz zamanlarda olsun. Dantel gecelikle olduğunuz kadar eşofmanlarla da seksi olmayı ve kalmayı bilin.

Annecilik oynamayın
Erkeğe gereğinden fazla ilgi göstermeyin. Annesi gibi davranmayın. Yaptığınız her şeyi birlikte yapmaya çalışın. Sorumluluk alması gerektiğinde sizi hayal kırıklığına uğratmaz. Zaten sorumlu bir erkek sizi bunca yükün altında bırakmaz.

Kıskançlık kıskacına düşmeyin
Kıskançlık hissi onun sevgisini hak etmediğinize dair derin bir korkunun dışavurumudur. Başka bir kadına ilgi gösteriyorsa bağırıp çağırmayın (çok aleni) ya da ortalığı birbirine katmayın (çok çaresizce). Kulağına baştan çıkarıcı sözler fısıldayın, ona acımasızca kur yapın. Böylece ilgisinin size kaymasını sağlayarak kendinizden şüphe duymanıza yol açan yıkıcı hislerden kurtulacaksınız.

Sıkıcı sorulardan kaçının
Kadınların sorduğu bazı sorular anlamsız ve feci şekilde sinir bozucudur. Erkek arkadaşınızın size bağlı kalmasını istiyorsanız "Beni ne kadar seviyorsun?", "Sence ben şişman mıyım?", "O gömleği bu pantolonla giymeyeceksin değil mi?" , "Yemeğe çıkıp sonra da sinemaya gitmek yerine video kiralayıp pizza ısmarlasak olmaz mı?" gibi sorular sormaktan kaçının.


KADINLARIN VAZGEÇEMEDİĞİ 10 ERKEK

Her kadının bir ideal tipi vardır. Ama dikkatli bir göz, kadınların çoğunun hayalindeki erkeğin bir benzeri olduğunu görecektir.

Kadınların vazgeçemediği 10 erkek Bazı kadınlar sarışın sever, bazıları esmer. Fiziksel özellik bakımından belki anlaşamayabilirler ama bir erkekte aradıkları özellikler hemen hemen aynıdır; güçlü olsun, güvenilir olsun vesaire. Peki, kadınlar beğendikleri erkekleri bir şekle sokarak tarif etselerdi nasıl olurdu. Örneğin mesleği ne olurdu? İlk sırayı hangisi, son sırayı hangisi alırdı. Merak edenler için işte kadınların vazgeçemediği 10 erkek tipi.

1. Kötü çocuk: Ne yapacağı kestirilemez, kararsız, hiçbir şeye değer vermez ama kadınlar ona bayılır. Ne zaman iki erkek arasında kalsalar kadınlar daima kötü çocuğu seçerler. Dayanılmaz cazibesi ve şeytan tüyüyle kötü çocuk kadınların en çok beğendiği erkeklerin zirvesinde.

2. Sporcu: Asi, atletik ama aynı zamanda disiplinli. Kusursuz bir vücut. Sporcu erkekler kadınların hoşlandığı erkek tiplerinin başında geliyor.

3. Müzisyen: Bir konsere gittiğinde sahnede gördüğü adamla birlikte olmayı kim istemez ki?

4. Yabancı erkek: Farklı ve oldukça gizemli. Değişik alışkanlıkları ve değişik bir aksanı olan dış ülkelerden bir adam, özellikle yurt dışına çıkmamış kadınlar için çok çekicidir.

5. Sanatçı: Her kadının ağlayacak bir omuza ihtiyacı vardır ve duyarlı bir sanatçı bu kişilerin başında gelir. Bol triko kazaklar ve düşük bel pantolon giyen yakışıklı bir destekçiye kim hayır diyebilir?

6. Köpek sahibi erkek: Köpeğin cinsi ne olursa olsun özellikle 30 yaş üstü kadınlar için bu erkekler dayanılmazdır. Çünkü onlar şefkatli ve sorumluluk almayı bilen erkekler.

7. İtfaiyeci: Alevlerle savaşan adam. Hem güçlü, hem de cesur. Üstüne üstlük bir de yakışıklıysa…

8. Cerrah: Herhangi bir şeyi bir cerrahtan daha seksi bulacak pek az kadın vardır. Bunun nedeni cerrahların aldıkları zorlu eğitimi hayatı daha iyi yapmak için kullanmalarıdır. Kadınlar yakışıklı bir cerrahta hem zekayı hem güzelliği bir arada bulabilirler.

9. Aşçı erkekler: Yemek yapabilme yeteneğinin kadınlar üzerinde inkar edilemez bir etkisi vardır. Mutfakta ne yaptığını bilen bir erkek bir kadını kolayca etkileyebilir. Ne de olsa hiçbir kadın kendisi için hazırlanmış bir akşam yemeğine hayır diyemez.

10. Marlboro erkeği: Dar kot pantolonu ve deri çizmeleriyle oldukça vahşi görünür ama aynı zamanda çok romantik ve naziktir. Sert bakışları ve iddialı bir konuşmaları vardır.

AŞKI TAZELEME YOLLARI

Evliliğinizde ya da ilişkinizde eski heyecan, aşk ve tutuku kalmadıysa önerilerimize göz atın!
Aşkı tazeleme yollarıAşk, heyecan, tutku zamanla kaybolabilir. Son dönemde sevgilinize veya eşinize karşı bu tür karmaşık duygular içerisindeyseniz, hatta ayrılık noktasına geldiyseniz işte aşkınızı canlandırmanızı sağlayacak öneriler..
Eleştirmeyin, pozitif olun
Utanma, suçlama ve eleştirmekten vazgeçin. Bunun yerine açık, özel ve pozitif tarzı benimseyin, değerlendirmeyi ve takdiri partnerinize bırakın. Erkekler becerikli olduklarını ve sizin kendisi için özenle hazırlandığınızı görmek ister. Gerisini ona bırakın.

Takıntılarınızdan kurtulun
Sabit alışkanlıklarınızı ve takıntılarınızı değiştirin. Partnerinizin hatalarını geçmiştekilerle karıştırmayın. Pozitif olarak hatalrını düzeltmesine yardımcı olun.

Ayrılma noktasından 'U' dönüş
İlişkiniz bitme noktasına geldiği zaman, üç şeye ihtiyacınız olacak: Mazeret ya da özür, şefkat ve çaba gösterme sözü vermek.. Partnerinizden yapmış olduğunuz hatalar veya onu kırdığınız için özür dileyin. Birden anlamlı ve sıcak bir şekilde sıkıca sarılıp öpün.. Böylece partnerinizin size yeniden güvenmesini ve ilişkinizin devam etmesini sağlayabilirsiniz.

Seks hayatınızı canlandırın
İlişkinizde anlaşma konusunda sorun yaşamıyorsanız seks konusunda kitaplar alarak ona nasıl bir kadın olabileceğinizi gösterebilirsiniz. Orgazmdan çok rahatlama ve memnuniyet odaklı yapacağınız seks, aşkınızın daha tutkulu olmasını sağlayabilir.

Tutkularınızı alevlendirin
Tüm ilişkiler zamanla yıpranır veya sıradalanlaşır. Bu sürecin hızlanmasında çiftlerinde önemli rolü vardır. Yapabileceğiniz en iyi şey biraz temiz hava pompalamak olabilir. Haftasonu uzak bir yerde romantik bir gece geçirmek ideal olabilir. Hatta bir motel odası bile size yardımcı olabilir. Nerede olduğunuzu kimseye söylemeyin, cep telefonlarınızı kapatın ve TV'nin fişini çekin. Ege geldiğiniz zaman ilişkinizin tazelendiğini, canlandığını göreceksiniz.

O DOĞRU KİŞİ Mİ ?

İlişkinizi en üst noktaya taşımaya karar mı verdiniz? Çift olmanın farklı bir boyutunu yaşamak ve önemli noktaları aydınlatmak için bu soruları sormalısınız.
O doğru kişi mi? Birlikte yaşamaya başlamadan kendinize sorun
• Ailemden uzaklaşmak ya da büyüdüğümü kanıtlamak için mi onunla yaşamak istiyorum?
• Bunu yapmamın sebebi kendi kendime yaşayamayacağımı ve onun bana bakacağını düşünmem olabilir mi?
• Bu kararımın sebebi maddi açıdan daha rahat olacağım fikri mi?
• Kötü bir hayattan ya da anlaşamadığım ev arkadaşımdan mı kaçıyorum?
• Onun alışkanlıklarına katlanabilecek miyim?
• Onun yanında kusurlarımı göstermekten rahatsız oluyor muyum?
• İşbölümü konusunda tartışır mıyız? Ne zaman kim temizlik yapar? Eve yardımcı alma konusunda anlaştık mı?
• Kirayı bölüşecek miyiz yoksa kimin maaşı fazlaysa o mu ödeyecek?
• Aile ya da arkadaşların ne sıklıkta evimizde kalacağı konusunda anlaştık mı?
• Dekorasyon zevkimizi nasıl ortak hale getirebiliriz? Ya ikimizin de vazgeçemediği objeler varsa?
• Bu kadar yakınımda her zaman birinin olmasına hazır mıyım?
• Çok içki/sigara içiyor mu?
• Acaba maddi durumu nasıl?
• Maddi açıdan daha önceki kız arkadaşlarından yardım alıyor muydu?
• Hangi konularda tartışma çıkacak? Birlikte yaşamanın sorunları çözeceğine emin miyiz?
• Ortak alışkanlıklarımız birlikte her zamankinden çok vakit geçirince zarar görür mü? Buna hazır mıyız?
• Bu aşamanın sonunda nişanlanacağımızı düşünüyor muyum? Eğer öyleyse o bunu biliyor ve ilişkiyi evlilikle sonlandırmak istiyor mu?
• Ayrıldığımız taktirde malları nasıl paylaşabiliriz?

Nişanlanmadan önce kendinize sorun
• Kazancıyla orantılı olarak ondan nasıl bir yüzük bekliyorum? O bunu biliyor mu?
• Teklifi yaptığında en çok ne için heyecanlanacağım: Yüzük mü hayatımızı beraber geçirme fikri mi?
• Onunla olmak beni hiç olmadığım kadar mutlu ediyor mu yoksa nişanlılık fikrini mi seviyorum?
• Doğru olduğunu düşündüğüm için mi bunu yapıyorum yoksa kendime bir zaman mı koyuyorum?
• Arkadaşlarım evlendiği ya da ailem istediği için üzerimde bir baskı mı hissediyorum.
• Sorumluluk alıp özür dilemeyi biliyor mu yoksa her konuda bana mı yükleniyor?
• Ne tür arkadaşları ve arkadaşlıkları var?
• Arkadaşlarını ilişkimizin önünde mi tutuyor?
• Aynı yolda mı ilerliyoruz yoksa birimiz diğerimizi acele mi ettiriyor?
• Eski sevgililerim için açı çekmem normal mi yoksa özlem duyuyor muyum?
• Benimle birlikteyken başka kadınlarla flört etti ya da onlara dokundu mu? Eğer öyleyse artık sınırlarını biliyor mu acaba?
• Nerede yaşayacağımız konusunda bir karara varabildik mi?
• Kariyer, aile, sağlık anlamında uzun vadede ne gibi planları var? Bunlar benimkilerle uyuyor mu? İkimiz için bunlardan birinin değişmesini ister miyim?
• Başka bir şehirde daha iyi bir iş bulursa taşınmaya hazır mıyım?

Evlenmeden önce kendinize sorun
• O benim, ben de onun akrabalarıyla yakın mıyım?
• İkimizden biri ailelere çok yakın olmaktan sıkılabilir mi?
• Ailelerimizdeki hastalıkları konuştuk mu?
• Çocuk isteyip istemediğimizi, sayısını ve onları nasıl yetiştireceğimizi konuştuk mu?
• Kariyerlerimiz konusunda aynı noktada mıyız?İkimizden biri çalışmamak istiyor mu?
• Çocuk doğurduktan sonra çalışmak isteyip istemememe saygı duyar mı?
• Para kazanan ben olacaksam bu benim ya da onun için bir sorun mu?
• Soyadımı kullanmaya devam edersem kabul edecek mi?
• Onun sosyal çevresi ve ailesiyle de "evli olmayı" istiyor muyum?
• Ailesinden biri bana sırt çevirirse benim yanım da mı olur yoksa kendim için savaşmak zorunda mı kalırım?
• Çocuklara disiplin vermek için en uygun gördüğü yöntem nedir?
• Aile, din, politika gibi konularda ne gibi değer yargılarımız var? Bunlar birbirine uyuyor mu?
• Boş zamanı en iyi şekilde nasıl geçireceğimiz ve tatil anlayışımız konusunda hemfikir miyiz?
• Ben onun ya da o benim borçlarıma yardımcı olacak mı?
• Ayrı banka hesaplarımız mı olacak yoksa ortak hesabı mı kullanacağız?
• İlerde problemlerimiz olursa profesyonel yardım almaya hazır mı? Ben hazır mıyım?
• Eğer değişmeyecekse ve şu anda neyse ilerde de aynı kalacaksa ben onun bu halinden yeterince mutlu muyum?


BALAYI

BALAYI

Ve işte geldi tüm bu koşuşturmaların tadını çıkaracak balayına….Karı-koca olarak çıkacağınız ilk tatilinizi iyi planlamanız ve muhteşem bir balayı geçirmeniz için işte size öneriler…

· Öncelikle bütçenizi belirleyin ve bunu yaparken gerçekçi olun.
· Balayınızı yurt dışı ya da yurt içi nasıl bir yerde geçirmek istediğinize karar verin.
· Balayınızı dinlenerek mi yoksa hareketli mi geçireceğinize karar verin.
· Balayınızı planlarken yakınlarınızın önerilerini dinleyin ama son kararı müstakbel eşinizle birlikte verin. Unutmayın sizin zevkiniz ön planda olmalı.
· Balayı programınız için gideceğiniz yer ile ilgili bilgi edinin ve daha önce gitmiş olanlar varsa fikir alın.
· Rezervasyonunuzu son günlere bırakmayın ve rezervasyon yaptırırken balayı çifti olduğunuzu söyleyin ki ufak indirimler ve sürprizlerden yararlanabilin.
· Balayınızı planlarken tur programları mı, balayı paket programları mı yoksa kendi özel programınızı mı yapacağınıza karar verin.
· Düğünden sonra birkaç gün dinlenerek de balayına çıkabilirsiniz. Böylece hem biraz daha dinç ve dinlenmiş olursunuz hem de yolculuğun keyfini daha çok çıkartabilirsiniz.

 
UNUTMAMANIZ GEREKEN DETAYLAR

· Gideceğiniz yerin hava durumunu takip edin ve giysilerinizi buna göre seçin.
· Taşıma kolaylığı açısından tekerlekli bavulları tercih edebilirsiniz.
· Balayında alış veriş yapabileceğiniz ihtimalini de düşünerek yanınıza boş bir çanta da alın.
· Kozmetik ve bakım ürünlerinin küçük boylarını yanınıza alırsanız hem yerden hem de ağırlıktan kazanmış olursunuz.
· Düzenli olarak kullandığınız bir ilaç varsa yanınıza alın.
· Romantik akşam yemekleri için yanınıza birkaç abiye kıyafet alın.
· Fotoğraf makinası, kamera ve cep telefonu şarj aletinizi yanınıza alın.

 
BALAYINA ÇIKARKEN

Artık yalnız değilsiniz. Yiyeceğiniz yemekten kullanacağınız güneş kremine kadar herşeyi yeniden, iki kişi için düşünmek zorundasınız.
Bu, birbirinizi tanıyarak gelişecek bir süreç. Siz birbirinizi daha yakından tanımak için evlendiniz. Bütün düğün telaşından sonra, sıra balayı için eşinize danışma zamanı. Tabi bunun yanında, balayı için nereye gitmeyi seçtiğiniz de çok önemli... Gideceğiniz zamanı çok iyi planlayın. Gittiğiniz yerdeki hava koşullarını dikkate alarak, araştırarak plan yapın. Nelerden hoşlanıyorsanız bunlara öncelik tanıyın. Bir tur şirketiyle anlaşıp, paket program mı seçeceksiniz, yoksa ne yapacağınıza o gün karar verdiğiniz, her günün başka süprizlerle dolu olduğu bir balayı programı mı istersiniz?

Sahilde..
Güneşli balayı, güneşten korunma ürünlerini de beraberinde getirir. Eşinizin ve sizin cilt tiplerinize özel koruma kremleri almayı unutmayın. Güneş yanığı büyük acılarla birlikte, tatilinizi cehenneme çevirebilir. Suyun tadını çıkartın. Sahilde uzun yürüyüşler yapın. Cep telefonlarınızı kapatmak güzel bir fikir olabilir. Birlikte yeni bir tecrübe yaşamanın heyecanını paylaşın, mesela paraşütle atlayın, birlikte bir ilki yaşayın.

Kış, kar, soğuk..
Yanınıza sizi her koşulda rahat ettirecek giysiler, kalın kazaklar almayı ihmal etmeyin. En ufak bir hastalık bile en güzel zamanınızı yatakta hasta yatarak, boşa harcamanıza neden olabilir. Akşamları, bütün günün yorgunluğunu atmak için şömine başında içilen bir bardak sıcak şarap, belki hayat boyu unutmayacağınız anılarınızdan biri olabilir.. Ormanda keşfe çıkabilir, birlikte kaybolabilirsiniz...

Başka bir ülke..
Uçak biletinizi önceden ayarlayın. Gideceğiniz yer ile ilgili ön bir araştırma yapın. Gideceğiniz ülkenin yerel yemekleri, içkisi sizin damak tadınıza ne kadar hitap ediyor? Harita, döviz kuru, sözlük gibi ayrıntıları gözden kaçırmayın. Havaalanına giderken pasaportunuzu yanınıza aldığınızdan emin olun. Giderken akrabalarınız her ne kadar �birşey almanıza gerek yok� deseler de, siz yine de dönerken, gittiğiniz yeri anlatan ufak hediyeler getirmeyi ihmal etmeyin. Bunlar arasında yeni evinizi süsleyecek eşyalar da seçebilirsiniz.

 
BALAYINA GİDERKEN NE GÖTÜRMELİSİNİZ ?

Balayında yanınıza götürmeniz gereken elbiseleriniz dışında pek bir şey olmamalı. Zaten oteliniz size havlu vs. gibi eşyaları temin ediyor. Güneş kremi gibi gittiğiniz yerlerden temin edebileceğiniz eşyaları da balayı mekânından alabilirsiniz. Yanınıza bu tür eşyalarınızı alıp da gereksiz ağırlık yapmayın kendinize. Balayı çantanızda bulunması gerekenler gideceğiniz yerin hava durumuna göre giysileriniz, kamera, fotoğraf makinesi gibi karı koca olarak çıktığınız ilk tatilinizi ölümsüzleştirecek makineler, iletişimde zorluk çekmemek için cep telefonlarınızın şarj aletlerini, romantik akşam yemekleri için lüks mekanlarda giyebileceğiniz birkaç gece elbisesi, düzenli olarak kullandığınız ilaçlarınızı almanız yeterlidir. Ve de bavul taşımada zorluklar yaşamamak için tekerlekli bavulları tercih etmelisiniz.

 
TÜRKİYE DE BALAYI MEKANLARI

Düğün töreni bittiğine göre sıra işin eğlenceli kısmına geldi. Şimdi balayı hazırlıklarına başlayabilirsiniz.
Peki, balayı için gideceğiniz yere karar verdiniz mi? Balayınızı Türkiyede mi geçirmek istiyorsunuz? İnanın ki Türkiye bu konuda unutulmaz anlar yaşayabileceğiniz cennet balayı mekanlarına sahip.
Türkiye sahilleriyle, kumuyla, güneşiyle eğlencenizi daha da renklendirecek. Türkiye otelleri ise kaliteyi, güveni, rahatlığı yaşatacak size.
Balayı mekanı seçerken, Türkiyenin hiç gitmediğiniz bir yerini seçin. Böylece yeni mekanlar görmenin yanında, balayı sizin için ülkenizi tanıma olayına da dönüşebilir.
Türkiyede balayı için birçok seçenek var. Bunlardan örnek verecek olursak Batı Karadenizin şirin bir ilçesi olan Safranbolu tarihi mekanı, misafirperver insanları, temiz havasıyla muhteşem bir balayı yaşatacaktır size. Denizi seven ve balayını mavilikler arasında geçirmek isteyenler için Fethiye Olimpos ve Marmaris, Bodrum Gökova, Akdenizin gözbebeği Göçek turu mavi yolculuğunuzu renklendirecektir. Kuzey Ege nin şirin bir mekanı olan Dalyan köyü, Bozcaada seçenekler arasında. Fakat daha otantik bir tatilde yapabilirsiniz. Güneydoğunun tarihi mekanı Hasankeyf birçok kültürün buluşma noktası olup size de bu kültür zenginliğinin içinde dilediğiniz balayını yaşatabilir.

BEYAZ EŞYA

 
ARÇELİK'DEN ANKASTRE OCAKLAR

Evinizin her köşesinde teknolojisi ve yenilikleriyle hayatınızı kolaylaştıran Arçelik, çağımızın mutfakları için sunduğu ankastre ocak serisi ile mutfağınıza güvenlik, şıklık ve rahatlık getiriyor.
       
        Yeniliklerin öncüsü Arçelik’in geliştirdiği ankastre ocak serisi, en gelişmiş teknolojiyi mükemmel bir tasarımla birleştirerek mutfağınıza getiriyor.
       
        Farklı zevklere ve mutfak tasarımlarına yönelik beş model seçeneği bulunan Arçelik ankastre ocaklar, taşmaya karşı gaz emniyet sistemi, tencerelerin sağa, sola veya arkaya devrilmesini önleyen yeni tasarımlı ızgaraları, emaye tencerler için geliştirilen özel ızgara sistemi gibi pek çok özelliği ile güvenli ve rahat yemek pişirme zevkini yaşatıyor.
       
Güvenlik, kolay temizlik ve pratik kullanım
          Mutfakların vazgeçilmez aksesuarı olan ocakların tasarımında estetiğe ve kullanım kolaylığına oldukça önem veren Arçelik, ankastre serisi ile çağımızın mutfak anlayışına uygun çözümler geliştiriyor.
       
        Mutfağınızın tasarımı ve kendi zevkinizle örtüşecek şıklıkta üretilen Arçelik ankastre ocaklar yuvarlatılmış ızgarlarıyla temizlik kolaylığını en üst seviyeye taşıyor. Arçelik’in sunduğu bir yenilik olan ve derinliği artırılmış yekpare ocak havuzu sayesinde taşan yemeklerin havuz dışına çıkması önleniyor ve havuzun çok daha kolay temizlenmesi sağlanıyor.
       
        Üç veya dört gözü gazlı olarak kullanılabilen, elektrikli gözü de bulunan farklı modelleri ile Arçelik ankastre serisi, düğmeden ateşleme sistemi, kullanım kolaylığı yaratan ocak önü kontrol düğmeleri ile tam bir teknoloji harikası.
       
        Çağımız mutfaklarında tercih edilen metalik ya da beyaz eşyaya uyumlu renk seçenekleri ile mutfağınızdaki şıklığı tamamlayan Arçelik ankastre ocaklar, keyfi ve rahatlığı uzun yıllar yaşamak isteyenlere hayallerindeki mutfakları sunuyor.

 
DERİN DONDURUCU İLE KIŞA HAZIRLIK

Yaz sebze ve meyvelerinin kış aylarında da sofralarımızdan eksik olmaması için en büyük yardımcımız derin dondurucuları ihtiyacı olanlar için karşılaştırdık.
       
        Yaz aylarından başlar kışa hazırlık. Özellikle kışlık erzaklar yazın tatlarından kış aylarında da mahrum kalmammak için hazırlanır. Ancak bu hazırlık, sadece kurutulmuş sebzeler, konserveler, reçeller ve salçalarla sınırlı değildir.
       
        Artık, kışın sebze ve meyveleri taze olarak da tüketmek mümkün. Bu noktada derin dondurucular yardımınıza yetişiyor. Gerek yaz sebze ve meyveleri, gerekse uzun süre dayanmasını istediğimiz et, tavuk, balık gibi ürünleri sakladığımız derin dondurucular farklı markalar, hacimler, değişken bölme sayıları ve dondurma kapasiteleriyle karşımıza çıkıyor
.

 
SİEMENS'İN YENİ ÇAMAŞIR MAKİNALARI

Siemens A sınıf yıkama performanslı yeni 5 kg.’lık WD12D520EU model tam kurutmalı çamaşır makinesi 15 dakikalık yıkama süresinden özel gömlek programına kadar farklı yıkama alternatifleriyle kullanıcısının hayatını kolaylaştırıyor.
       
        Siemens Ev Aletleri 5 kg’lık yıkama ve 2.5 kg.’lık kurutma kapasitesine sahip WD12D520EU model yeni nesil tam kurutmalı çamaşır makinelerini tüketicinin beğenisine sunuyor. Özellikle az kirlenmiş günlük kıyafetleri yıkamak için uygun olan Süper Kısa 15, çalışan bayan ve baylar için Gömlek Özel, sporcu ve hayatından sporu eksik etmeyenlerin yağmurluk, kayak elbisesi gibi bakımı zor özel kıyafetleri için geliştirilmiş outdoor, bebekli aileler, hassas cilde sahip olanlar için geliştirilen ilave durulama ve daha birçok özel yıkama programlarıyla çamaşır yıkamada esnek alternatifler sağlıyor.
       
        Siemens yeni 5 kg.’lık tam kurutmalı çamaşır makinesi son derece şık bir görüntü veren dokunmatik touchControl tuşlarıyla da dikkat çekiyor. İnteraktif geniş likit kristal ekran, cihazın elektronik olarak programlanabilmesini sağlarken kurutma ve yıkama süresini görme, kesintisiz olarak çamaşır yıkayabilme ve kurutabilme ve başlama zamanını 24 saate kadar erteleme imkanı da veriyor.
       
        Siemens’in yeni çamaşır makineleri, yük tavsiyesi özelliği ile seçilen programa göre makinaya konulması gereken maximum çamaşır miktarını öneriyor. Deterjan uyarı özelliği yıkama sırasında fazla konan deterjanı tespit edip bir sonraki yıkamada fazladan deterjan kullanılması engelliyor. Makinenin bir diğer özelliği olan üstten duşlamada ise cihazdaki çift su girişi sayesinde çamaşırlarınız hem kazanın altından hem de cam kapak üzerinden hızla ıslatılarak etkin bir yıkama performansı sağlanıyor.

 
SADE AMA GÖSTERİŞLİ

Çeliği zamana ve mekana en şık şekilde uygulayan 107 yıllık Alman markası Miele, yeni ürünü "Sidebyside No Frost Buzdolabı" ile tüketiciye en yüksek kalitede ulaşmaya devam ediyor. 150 cm'lik devasa genişliği ve büyüleyen iç hacmi ile yüksek beklentilere cevap veren bu özel ürün sadeliği ile gösterişi yakalayabilen bir tasarıma sahip.
       
        "Sidebyside No Frost Buzdolabı", zamanın testine dayanıklı diğer Miele ürünleriyle uyumlu yapısıyla kendisine hayran bırakıyor. Çeliğin dayanımını bu özel buzdolabıyla karşımıza çıkaran Miele farklı taleplerdeki kişilere özel olarak tasarlanmış. Güvenilir el işçiliği ve uzmanlık ile şekillenen dolapların her birimi birinci sınıf mutfaklara hitap ediyor.
       
        Şık ve zarif tasarımlı bu ürününün sağ tarafında buz dolabı, sol tarafında da dondurucu bulunuyor. Şarap saklama ve buz yapma birimleriyle de tüketiciye farklı alternatifler sunan "Sidebyside No Frost Buzdolabı" yepyeni ve estetik dizaynı ile seçkin mutfaklarda yerini almaya hazırlanıyor.

 
PROFİLO DAN ŞIK ÇEYİZ SETİ

Profilo evlilik hazırlığında olan çiftlere dekoratif ve fonksiyonel bir beyaz eşya seti sunuyor. Setin içinde yeni kurulan her evin ihtiyacı olan no-frost soğutucu, multi fonksiyonel fırın, çamaşır ve bulaşık makinesi bulunuyor.
       
        Bahar ve yaklaşan yaz ayları, evlilik için oldukça ideal zamanlar. Pek çok çiftin evlilik hazırlığında olduğu bu dönemde Profilo da yepyeni metalik gri çeyiz seti ile yeni evleneceklere çok özel bir alternatif sunuyor.
       
        Farklı ödeme avantajlarıyla beğeniye sunulan metalik gri renkli çeyiz seti; A enerji sınıfı Profilo Akıllı No-Frost soğutucu, multifonksiyonel fırın, çamaşır ve bulaşık makinesinden oluşuyor.
       
Setteki her ürün enerji tasarrufu ile çiftlerin bütçelerini koruyor
          Profilo'nun çeyiz setinde yer alan A enerji sınıfına sahip Profilo Akıllı No-Frost soğutucu üstün performansının yanı sıra %30'a varan enerji tasarrufu sağlıyor. Metalik gri rengi ile şık ve estetik bir görünümlü Profilo BD 4362 ANFM, antibakteriyel özelliğiyle her türlü bakterinin oluşumunu engelliyor.
       
        Sette yer alan metalik renkli Profilo çamaşır makinesi, dayanıklılığın yanı sıra yeni evinde tasarım ve görünüme önem veren çiftlerin tam da aradığı gibi. Profilo çamaşır makinesi CM 1220 HGTR, derinlemesine temizliği maksimum enerji tasarrufuyla birleştiriyor.
       
        A sınıfından %10 ekstra tasarruf sağlayan A plus enerji sınıfına sahip çamaşır makinesinin LED’li program akışı özelliği bulunuyor. Dijital gösterge ile kalan yıkama süresini haber veriyor, erteleme özelliği de azami 19 saate kadar yıkamayı durdurabiliyor.
       
        Bu özellik sayesinde yıkamaya başlama zamanı önceden ayarlanabildiği için elektrik birim fiyatının daha düşük olduğu zamanlar tercih edilebiliyor. Çamaşırları derinlemesine temizlenirken, kırışık azaltma özelliği ile ütü işini de kolaylaşıyor.
       
        A enerji sınıfı tam elektronik Profilo bulaşık makinesi su, elektrik ve zaman tasarrufu sağlarken metalik rengiyle mutfaklara modern bir görünüm kazandırıyor. Beş farklı ısıda yıkama seçeneği ve yarım yük fonksiyonuyla, özellikle yeni evli çiftleri ziyarete gelenlere verilen ziyafetler sonrasında bulaşıkların arttığı dönemlerde büyük kolaylık sağlıyor. Profilo bulaşık makinesi BM 5201 EG'nin otomatik deterjan tanımlama (Auto 3in1) özelliği debulunuyor.
       
        Setin diğer gözdesi de A enerji sınıfına sahip yeni Profilo multifonksiyonel fırın estetik dış görünüm ve konforun birarada sunulduğu bir model. Çelik ocak ızgarası bulunan Profilo FRM 5500, özel olarak tasarlanmış pizza kademesiyle pizza keyfini evlere taşıyor.
       
        Sahip olduğu gaz emniyet sistemiyle ev güvenliği konusuna hassasiyet gösteriyor. Kaplardan dökülecek sıvının, rüzgarın veya kontrol düğmesi dışında herhangi bir etkenin ateşi söndürmesi durumunda sistem, gaz akışını otomatik olarak kesiyor ve tatsız sürprizlerin önüne geçiyor.

 
BEKO DÜNYASININ YENİ ANKASTRELERİ

Beko, teknolojiyi mükemmel tasarım ve kullanım kolaylığıyla buluşturan “Kompakt Ankastre Fırını” mutfaklarınıza getiriyor. Beko markası; tüketici elektroniği ve solo beyaz eşya ürünlerinin yanı sıra, ankastre ürünlerde de iddiasını koruyarak, teknoloji ve tasarımı başarıyla buluşturan ankastre ürünlerini mutfaklarınıza getiriyor.
       
        Beko markası, ankastre ailesinde yer alan 90 adet ürün çeşidi ile, kendi geliştirdiği üstün teknolojiyi ve kullanım kolaylığını tüketicilerin hizmetine sunuyor.
       
Beko kompakt ankastre fırın ile yemek pişirmek, artık daha kolay ve daha zevkli
          Beko ankastre dünyasının en son üyesi Kompakt Ankastre Fırın, üstün teknolojisi ile yemek pişirmeyi bir zevk haline getiriyor.
       
        60 cm kabine sığabilen Beko’nun yeni ankastre ürünü CCC 108200 TX Kompakt Fırın; fırın, mikrodalga fırın ve sıcak tutma çekmece özelliklerini bir arada barındırıyor ve ister mikrodalga fırın, ister multi-fonksiyon fırın olarak kullanılabiliyor.
       
        45 cm yüksekliğindeki Beko Kompakt Fırının, 6 ayrı pişirme fonksiyonu, dijital programlanabilir saati, kapak kapalı iken ızgara yapabilme özelliği ve temizlikte kolaylık sağlayan hareketli üst ızgara özelliği bulunuyor.
       
Beko’nun yeni ankastre fırını yemeklerinizi hep sıcak tutacak
          Sevdiklerinizin ağızlarına layık, mükemmel yemekler pişirmenizde size yardımcı olacak Beko Kompakt Ankastre Fırın, pişirdiğiniz leziz yemekleri daima sıcak tutmanızı da sağlıyor.
       
        WD 108 TX Sıcak Tutma Çekmecesi’ni yiyecekleri ısıtmak, sıcak tutmak veya tabakları ısıtmak için kullanabilirsiniz.
       
        Sadece 15 cm yüksekliğindeki WD 108 TX Sıcak Tutma Çekmecesi, 30 Co – 70 Co arasında sıcaklık ayarı yapabilme ve sahip olduğu teleskopik sistemi sayesinde çekmeceyi tamamen dışarıya çekebilme imkanı da sunuyor.
       
        Beko ankastre ürünlerle ilgili daha detaylı bilgi için www.beko.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

 
ARÇELİKTEN BİR İLK DAHA

Mavi Işık teknolojisine sahip SBS 8820 ve SBS 8830 Gardırop tipi Arçelik buzdolapları sayesinde, artık sebze ve meyveler dalından koparıldıktan sonra da tabiattaki gibi ışık almaya devam edecek. Böylece daha uzun süre taze kalacaklar.
       
        A enerji sınıfında üretilen ve B enerji sınıfı buzdolaplarına göre %30 daha az enerji tüketen gardırop tipi buzdolapları sayesinde ev ekonominize katkıda bulunabilirsiniz. Ayrıca, gardrop tipi buzdolaplarının benzersiz menteşe tasarımı sayesinde , kapılar aralık kaldığında bile kendiliğinden kapanarak enerji ve besin değeri kaybını önlüyor.
       
        Arçelik gardırop tipi buzdolapları homojen olarak soğutma sağlayan Smart cooling sistemi (gizlenmiş üfleme), taze dondurma sistemi, besinlerin daha uzun süre saklanabilmesini sağlayan Active lonizer sistemi, besinler üzerinde oluşabilecek bakteri ve kötü kokuları ortadan kaldıran Active Hygiene Filter, ( Aktif Hijyen Filtresi) ile bir buzdolabından beklentilerinizi tamamiyle değiştirecek.
       
        Buzdolabı soğutucu bölmelerinin iç gövde yüzeylerinde bakteri oluşumuna sebep olan bakteri ve zararlı mikroorganizmaların oluşumunu engelleyen Active Hygiene Guard ( Hijyen Koruma) teknolojisi de gardrop tipi buzdolabının diğer teknolojik özellikleri arasında yer alıyor.
       
        Bütün bu özellikler çok özel fırsatlarla Arçelik yetkili satıcılarında sizleri bekliyor.

 
MUTFAKTA GECEN UZUN ZAMANLARA SON

Sinbo, paslanmaz çelik gövdeye sahip inox mikrodalga fırınıyla, lezzetlere ulaşmak için mutfakta geçen uzun zamanları kısaltıyor. Geniş iç hacmi ve 8 farklı pişirme mönüsüyle seçenekli imkanlar sunan mikrodalga fırın, dijital göstergesi ve sade ön paneliyle kullanım kolaylığı sunuyor. Buz çözme özelliğine sahip fırın, ayrıca modern ve estetik tasarımıyla da mutfak estetiğine katkıda bulunuyor.
       
        Küçük ev aletlerinin öncü markası Sinbo, SMO 3605 Mikrodalga Fırın ile lezzet tutkunlarına yeni bir pencere açıyor. Hızlanan hayatımıza modern bir katkı sağlayan mikrodalga fırın, 8 farklı pişirme mönüsü ve 5 farklı güç seviyesi ile güzel yemeklere hızlı ve kolay ulaşılmasını sağlıyor. 17 litrelik pişirme hacmine sahip fırın, güvenli ve sağlıklı bir pişirme süreci sunuyor.
       
        Modern inox tasarımı, dijital saat ve LED göstergesinin sağladığı kullanım kolaylığı ile birleşiyor. Kendiliğinden dönen pişirme tablosu ve 30 dakikalık zaman ayarı ise rahat bir pişirme ortamı sağlıyor. Buz çözme özelliği ile de derin dondurucudan çıkan ürünleri kolayca hazır hale getiriyor. ıki yıllık garantisi bulunan SMO-3605, Carrefour ve Türkiye’nin önde gelen market ve mağazalarında 129 YTL’lik fiyata satılıyor.

 
ÇAMAŞIR MAKİNASI ALIRKEN

Yeni bir çamaşır makinesi alırken dikkat edilmesi gereken bilgiler, öneriler ve uyarılar;
        Herşeyden önce çamaşır makinesi de bir makine olduğundan arıza yapabilir. Önemli olan doğru çamaşır makinesini uygun fiyata almaktır. Diğer bir önemli husus olan satış sonrası hizmet, yani çamaşır makinesi servislerine kolay ulaşım, çamaşır makinesi servis ağı yaygınlığı, çamaşır makinesi servisleri tamir hizmetinin hızlı ve güvenilir olması, kullanılan teknoloji, çamaşır makinesi garanti süresinin uzunluğu ve bu garanti süresince verimli (hızlı profesyonel servis, malzeme ve ucuz yedek parça maliyeti garantisi ) servis verilmesidir. Yoksa sadece ucuz diye çamaşır makineleri satın almak, ısraftan ve günü kurtarmaktan başka bir amaca hizmet etmeyecektir.
       
        şuursuz bir alışverişin zararları ve ülkece ucuz mal alacak kadar zengin olmadığımız hepinizin bilgisi dahilindedir. En azından sağlam bir makine bozuk bir makinadan daha değerlidir. Diğer taraftan üretici firmanın Tv. ve çeşitli medyada yayınlanan çamaşır makinesi reklamları da gözünüzü boyamasın. Dayanıksız ve ucuz veya aldatıcı reklam ürünü çamaşır makinesi alıp ardından Tüketici mahkemesi ve Tüketici Hakem heyetleri ile uğraşarak kaybedeceğiniz zaman ve para kaybı, çamaşır makinasını alırken vereceğiniz önem ve zamandan daha fazladır. (Yine de aldığınız ürün hakkında şikayetleriniz varsa Hukuki Net “tüketici hukuku” bölümünden veya Türk Hukuku sitesinin Tüketici Hukuku bölümünden yardım ve bilgi alabilirsiniz.)
       
Arıza: Çamaşır Makinesi Çalışmıyor ise
# Elektrik Bağlantısını ve Sigortayı Kontrol Edin.
# Arıza Elektriksel ise Elektrikçi Çağırın.


Elektrik Geliyor Makine Çalışmıyor ise
# Makinenin elektronik beyni hasar görmüş olabilir
# Makinenin elektrik motoru arıza yapmış olabilir.


Çamaşır Makinesi Su Alıyor Su Boşaltmıyor ise
# Musluktan su gelmiyor olabilir
# Elektronik beyin kumanda etmiyor olabilir
# Su almaya ve boşaltmaya yarayan su pompası arıza yapmış olabilir.


Çamaşır Makinesi Su Kaçırıyor ise
# Pis su giderinin tıkalı olup olmadığını kontrol edin
# Makinenin su giriş ve su tahliye hortumlarını kontrol edin
# Makinenin su pompası keçelerden kaçırıyor olabilir.


Öneri: Yalnızca yarıya kadar doldurulmuş bir çamaşır makinesi veya yarım dolu çamaşır kurutucusu para israfıdır. Çünkü elektrik ve su tüketimi makine içinde ne kadar çamaşır olduğunda bakılmaksızın aynıdır. Bu nedenle çamaşır makinesi veya kurutma makinesini tam doldurunuz.

  
DAVLUMBAZLAR

Evimizin belki de en önemli kısmı olan, mutfakta iyi bir davlumbaz seçimi, çok önemlidir. Aksi takdirde, bütün evinize sinen yemek kokuları, sizi ve misafirlerinizi huzursuz edecektir.
       
        Genellikle 2 çeşit olan davlumbazlardan bir grup, karbon filtreli, diğer grup ise baca bağlantılıdır.
       
        Karbon filtreli olanlar, kirli havayı filtre eder ve aynı ortama tekrar verir. Metal ya da kağıt parçaları bu görevi yapar. Sık sık bu filtrelerin değiştirilmesi veya temizlenmesi yararlı olacaktır.
       
        Baca bağlantılı davlumbazlar ise; önce antigrasyon filtre ile filtrasyonu daha sonra da boru ile dışarıya verilmesini sağlar.
       
        Size en uygun davlumbazı seçerken, ne tür yemek pişirme alışkanlıklarınızın olduğunu ve mutfağınızın ölçülerini düşünmelisiniz. Ortalama büyüklükte bir mutfak ve 4 kişilik bir aile için ideal olan, 300/400 m3/h emiş gücü olan modellerdir.
       
        Aydınlatması, ayar düğmesi ve görünümü, sizin zevkinize bağlı olan davlumbazlarda, muhtelif seçenekler tasarlanmıştır. Çelik, çelik-ahşap kombinasyonu veya sadece ahşap modelleri vardır. Satın alırken dikkat edeceğimiz en önemli şey, metal filtrelerin, bulaşık makinelerinde yıkanabilir olması ve gürültüsüz çalışmasıdır. Bunlar, kullanım rahatlığı sağlayan önemli unsurlardır.


ÇEYİZ

 
JUMBO'NUN YENİ SERVİS TEPSİLERİ

Jumbo iftar sonrası kahve keyfinize yeni servis tepsileriyle eşlik ediyor. Özel ebadıyla dikkat çeken servis tepsileri bilhassa 2 kişilik kahve sunumlarınız için ideal servis şekli düşünülerek tasarlanmış.
     
     Kahvenin yanı sıra her türlü sunumunuza Jumbo’ nun estetik yorumuyla farklılık katabileceğiniz bu servis tepsilerinin birbirinden şık 4 farklı model alternatifi ve mat parlak kulp seçeneklerinden birini seçmek size kalmış.
     
     Boy boy tepsilere sahip olup bir türlü 2 kişilik kahve sunumunu istediği gibi yapamayanlara müjde! Tam istediğiniz boyda ve işlevsellikte olan Jumbo tepsiler ile artık sunumlarını daha şık olacak. Ramazanda özendiğimiz sofralarımızı şık ürünlerle tamamlayan Jumbo iftar sonrası kahve keyfinizi de tamamlıyor.
     
     İftar sonrası sevdiklerinize sunacağınız kahveleri Jumbo’nun birbirinden şık yeni servis tepsileriyle sunmak daha da keyifli olacak. Ergonomi ve şıklığı bir arada sunan tasarımıyla çay, kahve ve her türlü içecek sunumlarınızda artık Jumbo servis tepsilerinden vazgeçemeyeceksiniz. Mat ve parlak seçeneği ile 4 farklı modeli bulunan yeni servis tepsilerinin fiyatları 77 YTL ile 88 YTL arasında değişiyor.
     
     Siz de en yakın Jumbo satış noktasına gelerek benzersiz tasarımlarıyla dikkat çeken Jumbo tepsilere sahip olabilirsiniz. Jumbo ürünleri hakkında detaylı bilgi almak ve bulunduğunuz yere en yakın satış noktasını öğrenmek için www.jumbo.com.tr web adresini ziyaret edebilir ya da 0212-565 90 70 numaralı telefonu arayabilirsiniz.

ÇİÇEK,BUKET

GELİN BUKET ÖRNEKLERİ

Gelin çiçeğini seçerken dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir;

· Seçilen çiçek mevsim şartlarına uygun ve taze olmalıdır.
· Gelin buketi, gelinlik ve düğün konseptine uygun olmaldır.
· Kısa boylu gelinler daha yuvarlak buketleri, uzun boylu gelinler ise daha dökümlü buketleri tercih edebilirler.
· Gelin buketi, gelinin rahat taşıyabileceği ağırlıkta ve büyüklükte olmalıdır.
· Yapılan gelin çiçeğinin tutulacağı yer gelinin avucunun içerisinden büyük olmamalıdır.
· Saç aksesuarı olarak çiçek tercih ediyorsanız gelin buketinizle uyumlu olmasına dikkat etmeniz gereklidir.




DAMATLIK TAKIM ELBİSE

DAMADIN HAZIRLIĞI

Evlenirken, damadın hazırlığının daha pratik olduğu gibi bir kanı olmasına rağmen, damatlık seçiminin de en az gelinlik seçimi kadar özen istediği aşikardır. Çünkü damatsız gelin olmaz! Güzel bir gelinin yanında da basit bir şekilde hazırlanmış olan bir damat yakışık almaz!

Damatlık seçiminiz smokin veya bir takım elbise olabilir. Takım elbise de renk seçimi genelde siyahtan yana olmasına rağmen, gri, krem ve lacivert renkli damatlıklara da rastlamak mümkün oluyor. Damatlık seçimi yapılırken, gelinlik modeli ile de bir uyum içerisinde olması gerektiğini unutmamak gerekiyor. Damatlık içine, normal beyaz bir gömlek ve canlı renkte bir kravat veya Atatürk yaka beyaz bir gömlek ve İngiliz tarzı kısa bir kravat ya da papyon uygun olabilir. İki alternatifte de yelek, güzel ve tamamlayıcı olacaktır.

Damatlık diktirilecekse, terziden en az 2 ay önceden randevu alınmalıdır. Hazır bir damatlık alınacaksa da 1 ay önceden bakılamaya başlanmalıdır. Hazır almak zaman kazandıracak olsa da yapılması gereken tadilatlar olabilir.


TEK TEK DAMATLIK

smokin... CEKET: Şal yaka, kruvaze veya tek sıra düğmeli bir ceket giyilebilir. Ceketin bedene tam olarak uyması smokinin daha şık durmasını sağlar. Omuzlar dar veya fazla geniş olmamalıdır.

PANTOLON: Pantolonun paçaları, ayak bileğinden beş santim kadar aşağıda bitmelidir. Paçalar, ayakkabının üst kısmına değmeli ve hareketi kısıtlayacak kadar dar olmamalıdır.

GÖMLEK: Pileli gömlek, smokinin içine en çok tercih edilen gömlek türüdür. Ancak düz beyaz, kemik rengi ya da beyaz üzerine işlemeli bir gömlek de tercih edilebilir. Manşetler, ceketin kollarından bir parmak çıkmalıdır.

KOL DÜĞMELERİ: Kol düğmeleri damatlığa uygun olarak seçilmelidir. Değişik motiflerde kol düğmeleri takılabilir. Kol düğmeleri kumaş değil; altın, gümüş, veya metal olmalıdır.

YAKA VE KRAVAT: Smokini tamamlamak için aynı kumaştan yapılmış bir papyon takılmalıdır. Takım elbise seçilmişse, kıyafete uygun bir kravat tercih edilmelidir. Yakaya da kravata uygun bir mendil veya gelin buketinden küçük bir çiçek takılabilir.

KUŞAK: Pantolonun bir kuşakla tamamlanacaksa, kuşağın pilelerinin mutlaka içe dönük olması gerekir. Bu pileler arasına yapılacak olan gizli ceplerde anahtar, para gibi eşyalar, smokinin görüntüsünü bozmadan taşınabilir. Modern smokinlerde kuşak yerine, renkli pantolon askıları da kullanılabilmektedir.

YELEK: Kuşak ve pantolon askısı tercih edilmeyecekse, canlı bir yelek kullanılabilir. Böylece mütevazi bir smokin veya düz renk bir takım elbise bile çok şık ve modern görülebilir. Mağazalarda değişik renk ve motiflerde yelekler bulunabilir veya diktirilebilir.

AYAKKABILAR: Smokin için genellikle tercih edilen eskiden beri aşina olduğumuz siyah renk bağcıklı ayakkabılardır. Çorabın da pantolonla aynı renk olmasına dikkat edilmelidir. Gri renkli takım elbisede yine siyah renk ayakkabı, kemik tonlarında veya lacivert renk kıyafetlerde ise kumaşla aynı tonda ayakkabı uygun olur.

      * Damatlık alışverişinde ödeme genellikle gelinin ailesi tarafından yapılır.
      * Ceket çıkarıldığında koyu renk bir gömlek teri daha çok belli eder.
      * Damatlık aksesuarlar damadın kişiliğine ve tarzına uygun olmalıdır.
      * Damatlık altına giyilen ayakkabı mokasen türü olmamalıdır.
      * Damatlık pantolonunu boyu o gün giyilecek ayakkabıya göre ayarlanmalıdır.
      * Damatlık elbisenin cepleri gereksiz şeylerle doldurulup şişirilmemelidir.
      * Damatlık modeli sonradan kullanılabilir bir modelse ekonomik bir seçim yapılmış demektir.
      * Damatlıkta alışılagelmiş renkleri seçmeyecekseniz gelinlikle olan uyumuna dikkat etmeyi unutmayınız.
      * Damatlık, uygun bir takım elbisenin yakasına saten, yan dikişine çizgi ekletmekle de oluşturulabilir.



DAMADIN DİĞER HAZIRLIKLARI

      * Modelin birlikte seçilmesi koşuluyla, alyansları damadın alması adettir.
      * Gelin arabasının süslenmesi için çiçekçiden randevu alınmalıdır.
      * Düğün günü bahşişleri için zarf ve uygun miktarda paralar hazırlanmalıdır.
      * Fotoğraf, video çekimi gibi konularla ilgili organizasyonlar yapmalıdır.
      * Düğüne gönderilecek çiçekler için bir arkadaş görevlendirilebilir.
      * Bekarlığa veda partisini de unutmamak lazım.
      * Düğün hazırlıklarında birkaç arkadaşından yardım istemek damadın işini azaltabilir.
      * Damat ailesinden ve yakınlarından düğüne kimlerin katılacağının listesini çıkartmalıdır.
      * Damat balayı için planlar yapmalıdır. Rezervasyon, ulaşım gibi konular tabiki müstakbel damadın hazırlık listesinde.
      * Gelinin hediyesini de unutmamalı. Bu hediye takı, saat gibi geleneksel bir seçim olabileceği gibi çok daha değişik bir hediye de seçmek mümkündür.

DAMATLIK SEÇİMİ

Evlenirken damadın hazırlığının hep kolay olduğu düşünülür. Ancak damatlık seçimi de gelinlik seçimi kadar özen ister.

Damatlığınız öncelikle müstakbel eşinizin gelinliği ile uyumlu olmalıdır. Damatlık seçiminiz smokin veya bir takım elbise olabilir. Takım elbise de renk seçimi genelde siyahtan yana olmasına rağmen, gri, krem ve lacivert renkli damatlıklara da rastlamak mümkün oluyor. Damatlık içine, normal beyaz bir gömlek ve canlı renkte bir kravat veya Atatürk yaka beyaz bir gömlek ve İngiliz tarzı kısa bir kravat ya da papyon uygun olabilir. İki alternatifte de yelek, güzel ve tamamlayıcı olacaktır.

Damatlık seçiminde şıklığı kalite ile buluşturan VAKKO modelleri için tıklayınız…

Damatlığınızı diktirecekseniz terziden en az 2 ay önceden randevu almalısınız. Hazır bir damatlık alacaksanız da 1 ay önceden bakmaya başlamalısınız. Hazır almak zaman kazandıracak olsa da yapılması gereken tadilatlar olabilir.

İşte size birkaç öneri…



CEKET: Şal yaka, kruvaze veya tek sıra düğmeli bir ceket giyilebilir. Ceketin bedene tam olarak uyması smokinin daha şık durmasını sağlar. Omuzlar dar veya fazla geniş olmamalıdır.

PANTOLON: Pantolonun paçaları, ayak bileğinden beş santim kadar aşağıda bitmelidir. Paçalar, ayakkabının üst kısmına değmeli ve hareketi kısıtlayacak kadar dar olmamalıdır.

GÖMLEK: Pileli gömlek, smokinin içine en çok tercih edilen gömlek türüdür. Ancak düz beyaz, kemik rengi ya da beyaz üzerine işlemeli bir gömlek de tercih edilebilir. Manşetler, ceketin kollarından bir parmak çıkmalıdır.

KOL DÜĞMELERİ: Kol düğmeleri damatlığa uygun olarak seçilmelidir. Değişik motiflerde kol düğmeleri takılabilir. Kol düğmeleri kumaş değil; altın, gümüş, veya metal olmalıdır.

YAKA VE KRAVAT: Smokini tamamlamak için aynı kumaştan yapılmış bir papyon takılmalıdır. Takım elbise seçilmişse, kıyafete uygun bir kravat tercih edilmelidir. Yakaya da kravata uygun bir mendil veya gelin buketinden küçük bir çiçek takılabilir.

KUŞAK: Pantolonun bir kuşakla tamamlanacaksa, kuşağın pilelerinin mutlaka içe dönük olması gerekir. Bu pileler arasına yapılacak olan gizli ceplerde anahtar, para gibi eşyalar, smokinin görüntüsünü bozmadan taşınabilir. Modern smokinlerde kuşak yerine, renkli pantolon askıları da kullanılabilmektedir.

YELEK: Kuşak ve pantolon askısı tercih edilmeyecekse, canlı bir yelek kullanılabilir. Böylece mütevazi bir smokin veya düz renk bir takım elbise bile çok şık ve modern görülebilir. Mağazalarda değişik renk ve motiflerde yelekler bulunabilir veya diktirilebilir.


AYAKKABILAR: Smokin için genellikle tercih edilen eskiden beri aşina olduğumuz siyah renk bağcıklı ayakkabılardır. Çorabın da pantolonla aynı renk olmasına dikkat edilmelidir. Gri renkli takım elbisede yine siyah renk ayakkabı, kemik tonlarında veya lacivert renk kıyafetlerde ise kumaşla aynı tonda ayakkabı uygun olur.

DAMADA ÖZEL

Evlenirken damadın hazırlığının hep kolay olduğu düşünülür. Oysa damatlığın seçimi de en az gelinlik kadar özen ister.

Ceket
Tercihe göre şal, kruvaze veya tek sıra düğmeli bir ceket giyilebilir. Ceketin bedene tam uyması smokinin daha şık durmasını sağlayacaktır. Omuzlar dar veya fazla geniş olmamalıdır.

Pantolon
Pantolonun paçaları ayak bileğinden beş santim kadar aşağıda bitmelidir. Paçalar, ayakkabının üst kısmına değmeli ve kalça hareketlerini kısıtlayacak kadar dar olmamalıdır.

Gömlek
Smokinin içine genellikle pilili gömlek giyilir. Ancak düz beyaz kemik rengi ya da beyaz üzerine işlemeli bir gömlek de tercih edilebilir. Manşetler ceketin kollarından bir parmak kadar çıkmalıdır.

Kol Düğmeleri
Kol düğmelerini kişiliğinize uygun olarak seçmelisiniz. Kalpli ya da geometrik desenli, değişik motiflerde kol düğmeleri takabilirsiniz. Kol düğmelerinin kumaş değil gümüş, altın ya da metal olmasına dikkat etmelisiniz.

Yaka ve Kravat
Smokini tamamlamak için aynı kumaştan yapılmış bir papyon takmalısınız. Takım elbise giyiyorsanız, kıyafetinize uygun bir kravat tercih etmelisiniz. Yakanızı ise kravata uygun bir mendille ya da gelin buketinden küçük bir çiçekle tamamlayabilirsiniz.

Kuşak
Pantolonunuzu bir kuşakla tamamlayacaksınız, kuşağın pililerinin mutlaka içe dönük olması gerekir. Bu pililer arasına yapılacak olan gizli ceplerde para, anahtar gibi önemli eşyalar, smokinin görüntüsünü bozmadan taşınabilir. Modern smokinlerde bu kuşaklar yerini pantolon askılarına da bırakabiliyor.

Yelek
Pek çok mağazada birbirinden değişik renk ve motiflerde yelekler bulabileceğiniz gibi, eğer kıyafetinizi satın aldıysanız, içine kıyafetinize uyacak bir yelek de diktirebilirsiniz.

Ayakabbılar
Siyah bağcıklı ayakkabılar smokin için idealdir. Çorabın da pantolonla aynı renk olmasına dikkat etmelisiniz. Gri renkli takım elbisede yine siyah kemik tonları ya da lacivert renk kıyafetlerde ise aynı tonda ayakkabı uygun olur.


DAMATLIK AKSESUARLARI

Kol Düğmeleri - Kravat İğnesi:
    Kol düğmesi kullanacaksanız metal veya altın-gümüş benzeri düğmeleri tercih edin. Kalpli ya da geometrik desenli, değişik motiflerde kol düğmeleri takabilirsiniz. Kravat iğnesi kullanacaksanız da kol düğmeleriyle takım bir iğne tercih edebilirsiniz. Kol düğmeleri her gömlekle kullanılamaz, manşetleri çift kapaklı ve köşeli olan gömleklerle kullanılır. 


Kravat – Papyon – Fular: Kravat, papyon veya fular-öncelikle hangisini takmak istediğinize karar verin Unutmayın ki fular takmak isterseniz yelek de giymeniz gerekecek, mevsime, mekana ve beğenize göre kararınızı verin.


Smokin giyiyorsanız aynı kumaştan yapılmış bir papyon takmalısınız. Papyon bağlama tekniğini resimle incelemek için tıklayınız.


Takım elbise giyiyorsanız, kıyafetinize uygun bir kravat tercih etmelisiniz. Yakanızı ise kravata uygun bir mendille ya da gelin buketinden küçük bir çiçekle tamamlayabilirsiniz. Yaka çiçeklerini gelin çiçeği siparişi verilirken ısmarlamalısınız. Kendiniz için ve yakın aile fertleri için sayı vermeyi unutmamalısınız.

Kuşak – Kemer – Pantolon Askısı: Pantolonunuzu bir kuşakla tamamlayacaksanız, kuşağın pililerinin mutlaka içe dönük olması gerekir. Bu pililer arasına yapılacak olan gizli ceplerde para, anahtar gibi önemli eşyalar, smokinin görüntüsünü bozmadan taşınabilir. Kuşak yerine pantolon askısı da tercih edebilirsiniz. Klasik olarak kemer kullanmak istiyorsanız renginin uygun olmasına ve çok uzun olmamasına özen göstermeniz yeterli olacaktır. 

Yelek: Eğer yelek giymeyi tercih ediyorsanız birbirinden değişik renk ve motiflerde yelekler bulabilirsiniz. Yeleğin vücudunuzu sarmasına ve düşmelendiğinde göğüs kısmının rahat olmasına özen gösterin. Yeleklerin arkası bantla ayarlanabilir olanlarını tercih etmeyin, dans ederken ceket çıktığında hoş gözükmeyecektir. Sırtı tam bir yelek alıp yelek tokalarıyla tutturarak belinize tam oturmasını sağlayabilirsiniz. Yelek boyunun pantolonunuzun bel kısmının biraz üzerine çıkmasına dikkat edin.

Ayakkabı: Siyah bağcıklı ayakkabılar smokin için idealdir. Çorabın da pantolonla aynı renk olmasına dikkat edilmelidir. Gri renkli takım elbisede yine siyah, kemik tonları ya da lacivert renk kıyafetlerde ise aynı tonda ayakkabı uygun olur. Ayakkabıları ilk defa giyeceğiniz için dans pistinde kayma riskiniz olacaktır. Önerimiz ayakkabılara ayağınız alışması ve tabanlarının kayganlığının giderilmesi için düğünde önce evinizde birkaç defa ayakkabılarınızı denemenizdir. Ayakkabılarınızı satın alırken akşam saatlerini tercih edin, ayaklarınız biraz şişmiş olacağı için daha uygun numarayı alabilirsiniz.

DAMATLIK

Modern smokinlerde bu kuşaklar yerini renkli pantolon askılarına da bırakabiliyor. Pantolon askıları damatlıklara şık ve sportif bir hava katarken pantolonu sabirliyip kaymamasını engelliyor. Pontolon askısı damatlığınızın renklerine zıt olmamalıdır. Damatlığınızla kullanacağınız pantolon askısı şık görünümünüze sportif bir hava katacaktır.
Pantolon kemeri, askı ve kuşak gibi ayrı bir hava katarken pantolonunuzun sabitlenip kaymamasını sağlar. Damatlığınızla beraber eğer kemer kullanmak istiyorsanız, ayakkabınızla aynı deriye sahip olmasıyla görünümünüze detay şıklığı katacaktır. Seçeceğiniz kemer rengi damatlığınızda uyumlu olmasıyla beraber, kemer tokası sade ve şık görünmelidir. Abartılı bir tokaya sahip olan kemer damatlığınızın mükemmelliğini bir an da bozabilir.
Kullanmak istediğiniz boyun aksesuarı damatlık ya da smokininizin desen ve kumaşına uygun olmalıdır. Boyun aksesuarınızın kumaşından yapılmış bir cep mendili ya da gelin buketinden bir çiçeği ceketinizin üst cebinde kullanırsanız detay da şıklık yaşarsınız.
Kuşak beden boyunuzu uzun gösterebilir. Kullanacağınız kuşağın pilileri içe doğru olmalıdır. İçe doğru yapılan pilililere gizli bir cep saklanabilir. Ve bu cebte ufak değerli eşyalarınzı, paranızı saklayabilirsiniz.
Yeleğiniz beden ölçülerinize uygun olmalıdır. Damatlığınızın ceketini çıkarmak zorunda kaldığınız halde yelek kullandığınız için şıklığınız yerinde kalacaktır.
Yelek, kuşak, pantolon askısı ve kemer bir arada kullanılmak istendiğinde kötü sonuçlara varılır. Unutmamalısınız ki; her aksesuarın ayrı bir kalite ve tarzı vardır. Birbirlerini yok etmesine izin vermemelisiniz.
DÜĞÜNDE DANS
İLK DANS

Birlikte dans öğreneceksiniz.. Sadece bu fikir bile sizi heyecanlandırıyor olmalı...
İlk ders ,acemilikleriniz, birbirinize gülmeleriniz

Düğündeki ilk dansınız hayatınız boyunca hatırlayacağınız, en romantik anlardan biri olacak. O zaman hadi, sağ ayakla başlayalım...

Dans bir spordur.. tıpkı diğer sporlar gibi..Dansınızın doğal görünmesini sağlamak biraz zaman alır. Vücudunuzun dansa ayak uydurması, duruşunuz dönüşler Bunun için dans derslerine en az 6 ay önce başlamanız gerek. Böylece hem zorlanmazsınız, hem de derslerinizi tadını çıkararak uygulayabilirsiniz. Dans öğrenmek tıpkı yeni bir dil ya da golf öğrenmek gibidir. Zaman ister..

Erkeği takip et ..Oyunun kuralı bu..Dans pistinde, her partnerin farklı bir rolü vardır. Erkek liderlik eder, kadın da onu takip eder. Bayanlar, erkeklerin bu konudaki görevlerini gerçekleştirmelerine izin vermek zorundasınız. Unutmayın, erkeğin sorumluluğu sadece liderlik etmek değil, bunu yaparken sizin bir sonraki adımda ne yapmak istediğinizi de bilmek zorunda, bu yüzden ona bir şans verin:) Size hemen liderlik etmeye kalkışmayacak, çünkü bir erkek dans ederken asla "bana liderlik etmiyorsun" hissini duymak istemez, yalnızca kendi adımlarıyla rahat hissettiği anda size de liderlik edebilir.

Bir çok çift ilk dansa gelirken beraberlerinde dans etmek istedikleri sarkı ile gelir. Ve dans öğretmeninizde size bu şarkıda nasıl dans edeceğinizi bir karografi ile öğretmeye çalışır. Ancak seçtiğiniz şarkı sizin için çok güzel ve anlamlı olsa da dans etmek için çok yavaş ya da hızlı olabilir. Bu yüzden dans parçasını dans eğitmenine bırakmasanız bile en azından ona bir kaç alternatif şarkı ile gitmeniz ilk dansınızın başarısı için çok önemli olabilir.

Ama ne olursa olsun şunu unutmamak gerekiyor. Siz profosyonel danscılar değilsiniz ve olmanız gerekli değil. Eğlenmeniz ve birlikte güzel zaman geçirmek herşeyden önemlli. 

DAVETİYE

DAVETİYE YAZILARI

* Düğün törenimize teşrifleriniz bizleri onurlandıracaktır
   
* Ömürboyu mutluluğa imzalarımızı atarken sizlerin yanımızda olmanızdan büyük mutluluk duyacağız.
 
* Evlilik törenimizde, sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyacağız.

* Allah'ın emridir yaşantı böyle Mesut olmamıza sen dua eyle Gelip düğünümüze şeref eyle Gelmeyen dostlara selam söyle Bekliyoruz sizleri Unutmayın bizleri
   
* Sevdik birbirimizi Evlendirin dedik bizi Kırmadılar sözümüzü Yapıyorlar düğünümüzü Bu mutlu günümüzde Bekleriz hepinizi    

* Gördü gözlerimiz Sevdi kalplerimiz Hayatın baharında Birleşti ellerimiz Düğünümüz var bizim Hepinizi bekleriz

* Sevdik güvendik birbirimize Karar verdik ömür boyu beraberliğimize Bu mutlu günümüzü müjdeleriz size Bekleriz hepinizi düğünümüze
    

* Amacımız yuva kurmak Gayemiz mutlu olmak Dileğimiz, bu mutlu günümüzde Sizlerle billikte olmak
   
* Sevdik seviyoruz Allah'tan mutluluk diliyoruz Bu mutlu günümüze Tüm dostlarımızı bekliyoruz

* Biz kenardan gidiyoruz yol sizin olsun Biz pınardan içiyoruz göl sizin olsun Biz evleniyoruz haberiniz olsun Bizi seven dostlar düğünümüze buyursun
   
* Mutluluk gele dursun Dostlara haber olsun Düğünümüz var bugün Bizi sevenler buyursun
   
* Fısılda bana sevgini Sende buldun dengini Kabul oldu dileğin Mesut olalım Meleğim

* Gönülden birbirimizi seviyoruz Kalbimiz bir buna inanıyoruz Bekarlığa veda edip İşte bugün evleniyoruz Düğünümüze sizleride bekliyoruz

* Sevdik birbirimizi İstiyoruz beraberliğimizi Allah'tan dileğimiz Bu mutlu günümüzde Sizleride bekleriz
   
* Elveda gençlik güzel günlere Biz çok mutluyuz darısı sevenlere Bir yuva kuruyoruz ilerideki günlere Bizi sevenler gelsin düğünümüze Mutluluğumuzu görmeye

* Geleceğe dogru atacakları Bu ilk adımı beraberce yürümek Ve mutluluğu paylaşmak üzere Sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyarlar.
   
* Bu hayat güneşi hic batmayacak Kalplerimiz birbirimize hep bağlı kalacak Buna yemin ettik hep böyle kalacak Bir yuva kuruyoruz hiç yıkılmayacak Sizleride bekleriz bu mutlu günümüze.
   
* Mutluluklar paylaşılmalı Görüşünü benimsemiş Dostlarımızı düğünümüzde Yanımızda görmekten Mutluluk duyacağız

* El ele tutuşurken Saadet yolculuğuna Veda ediyoruz Bekarlığın sultanlığına Eğer uğurlamak isterseniz bizi Düğünümüze bekleriz sizi  

* Birlikteliğimizin sonsuza kadar sürmesi umut ve dileği ile ortak yaşama adım attığımız bu günde sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyacağız.
   
 * Bu mutlu günümüzü bizimle paylaşmanızdan sevinç duyacağız.

 * Gördüm diyebilseydim, eğer gördüğümü,Hiç kimse inanmazdı, hayal derlerdi. Bilseydiler, sende neler gördüğümü, Yıllarca hayal görmeyi isterlerdi. Gördüğümüz hayal degil, gercek biz bu gercegi beraber yaşamak, sonsuz kılmak istiyoruz. Ve bu en güzel günümüzde sizleri de aramızda görmeyi diliyoruz.
   
* Ve bu inançla Birbirimizi sevip sayarak Sadakat alevini canlı ve sıcak tutarak Sürekli bir ilgiyle birbirimize yakın olarak Anlayış ve sabırla destek vererek Yüzlerimiz sevgiye dönük Ellerimiz iç içe Güzel bir yolculuğa hazırlanıyoruz Düğün törenimizi onurlandırırsanız Mutlu oluruz
   
* Gidiyoruz mutlu bir geleceğe Gün değil - Ay değil - Yıl değil Bir ömür boyu beraberliğe Tutuştuk el ele Sesleniyoruz bekar gençlere En mutlu şey evlilik diye Bekliyoruz sizleri de Düğün (Nişan) merasimine

* Birlikteliğimizin sonsuza kadar Sürmesi Umudu ve Dileği ile Ortak Yaşama adım attığımız bu günde sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyacağız
    

* Akıp giden hayatın içinde kendimize dair yeni bir sayfa açarken nikah törenimizde siz dostlarımızı yanımızda görmek bize mutluluk verecektir.    

* Müşterek yaşantılarının başlangıcı olan Düğün törenlerinde Sizlerle birlikte olmaktan Mutluluk duyacaklar.

* Karanlığı arkalarında bırakıp, gözlerindeki sevda güneşinin peşinden yürüdükleri bu günde, sizleri de aralarında görmekten mutluluk duyarlar.
   
* Seviyoruz dedik ayrı kalmayalım Kuşlar gibi mutlu bir yuva kuralım Tüm dostlarımızı düğünümüze çağıralım Geleni başımızın üstünde Gelmeyeni gönlümüzde tutalım
   
* Sevgi, saygı ve anlayışla temelini attığımız beraberliğimizi Sonsuza dek sürdürmeye karar verdik. Nikah törenimizde Sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyarız

* Birlikteliğimizi evliliğe götüren yolda mutluluğumuzu sizinle paylaşmayı diliyoruz.
   
* Beraberliğe adım attığımız bu özel günümüzde, mutluluğumuzu sizinle paylaşmak bizi onurlandıracaktır.
   
* Düğün törenlerinde sizleri de Aralarında görmekten Mutluluk duyarlar

* Mutlu beraberliğimizin başlangıcında Sizlerle birlikte olmaktan Kıvanç duyarız
   
* Düğün (Nişan) törenlerinde Sizlerle birlikte olmaktan Kivanç duyarlar

* Düğün törenlerini Onurlandırmanızdan Sonsuz mutluluk duyacaklar.

* Gördü gözlerimiz Sevdi kalplerimiz Hayatın baharında birleşti ellerimiz Bu mutlu günümüze sizleri de bekleriz
    

* Biz sevdik kalbimiz bir olsun Bizim dügünümüz törenimiz olsun Buyurun dostlar haberiniz olsun
   
* Kaptırdık gönlümüzü mutluluk seline İşte bizde gireceğiz dünya evine Bütün dostlar buyursun düğünümüze

* Allah (c.c)'in emri Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)'in sünneti yerine getirmek İslam toplumunun temelini oluşturan Aile'yi teşekkül ettirmek için İlk adımı atmış bulunuyorlar. Bu hayırlı günde sizleride aramızda Görmekten mutluluk duyarız.
   
* Duvağımda beyaz güller Girmesin araya eller Allah (c.c) yazmış bizi bize Duyuruyoruz şimdi size Ömür boyu beraberiz Sevgi dolu kalplerimiz Düğünümüze sizleri de bekleriz
   
* Kader tanıştırdı bizi Çok seviyoruz birbirimizi Dağlar girse aramıza ayıramaz ikimizi Bekliyoruz sizleri Unutmayın bizleri Bu mutlu günümüze Bekliyoruz hepinizi


DAVETİYE

Davetli listesi:     Liste konusunu  erken netleştirmeye çalışın. Listeyi hazırlarken ailenizle mutlaka konuşun, son anda yapılacak eklemeler planlarınızı değiştirebilir. 300 kişi davetli hedefleyip 300 kişilik bir salonla anlaştıktan sonra aileniz yeni isimler eklerse sorun olabiliyor.    Davetlilerinizin katılıp katılmayacaklarını öğrenmek için davetiyelere mutlaka   LCV (Lütfen Cevap Veriniz) koyun. Her zaman alternatifli hazırlıklar yapın çünkü   geleceğini bildirdiği halde gelemeyen veya tam tersi sıklıkla yaşanıyor.


Zamanlama: Yemek daveti verecekseniz davetiyeleri 1 ay önceden dağıtmak gerekiyor, bu durumda davete 1.5 ay kala davetiyeyi seçmelisiniz. Böylelikle konfirmeleri zamanında alabilir ve gerekli düzenlemeleri yapabilirsiniz.

 
Davetiye metni: Nikah zamanı ve mekanı belli olunca davetiyeye yazılacak yazıyı hazırlamak için kendiniz şiirler yazabilir, ya da sitemizdeki yazı örneklerinden seçebilirsiniz. Davetiyede ebeveyn ismine yer verilecekse bunu da unutmamakta fayda var. Şık bir font kullanarak kendiniz de hazırlayabilirsiniz davetiyenizi... Fontu matbaaya verdiğiniz takdirde istediğiniz baskıyı yapabilirler.


Metin içeriğinde gelin-damat adı soyadı, mekan ve zaman bildirmeyi unutmayın (LCV-Lütfen cevap veriniz…yemek daveti verecekseniz bir telefon numarası yazıp katılım bildirimi de ekleyebilirsiniz)-dilerseniz ebeveyn adlarını da yazabilirsiniz. Yemek daveti verilecekse ayrı bir kağıt/kartta mekanın krokisini ve telefon numarasını da ekleyebilirsiniz. Davetiye zarfının içine evde veya işyerinde hazırlayabileceğiniz bu kağıtları kendiniz de ekleyebilirsiniz.

 
Davetiye üzerinde dikkat etmeniz gereken önemli bir başka nokta ise davetiyenize eklemek istediğiniz "Çiçek gönderilmemesi rica olunur" ya da " Çiçek göndermek isteyenlerin ... Vakfına bağışta bulunmalarını rica ederiz" ya da "Tercihen smokin" gibi notların normalinden çok daha küçük ve mümkün olduğu kadar köşelere veya kenarlara yazılmasıdır. Davetiyeyi yaptıracağınız firmalar bu konularda her zaman yardımcı olacaktır


Davetiye zarf yazısı: Davetiye zarflarının üzerine etiket yapıştırmak onları kişiye özel bir davetiye olmaktan uzaklaştırır ve sıradan bir hale sokar. Çok sayıda davetliniz varsa bile size önerimiz zarfların üzerindeki isimleri elle yazmanız ya da bütçeniz elveriyorsa bir kaligraf tutmanız olacaktır. Çok özenle seçtiğiniz davetiyenin üstüne tükenmez kalemle gelişigüzel isimler yazmayın, davetiyenin bütün güzelliğini kaybedersiniz. Hat yazısıyla yazılan davetiye zarfları için zarf başına 1 YTL'den başlayan bir bedel talep edilmektedir. Çok pahalı gelirse, el yazısı güzel olan bir tanıdığınızdan yardım isteyebilirsiniz, kalın uçlu siyah kalem kullanmakta fayda var. Son zamanlarda yaldızlı gümüş ve altın rengi kaligrafik yazılar da kullanılıyor. Eğer hat sanatıyla kaligrafik yazı tercih ederseniz yazı örneğini mutlaka talep edin. Davetiyeleri aldıktan sonra normal bir el yazısıyla yazıldıklarını görüp pişman olmayın.


Davetiye adedi: Davetiyeleri davetli adedine göre değil davetiye vereceğiniz aile-kişi adedine göre bastırın. 10-15 davetiye fazladan bastırmakta yarar var. Davetiyeye isimler yanlış yazılabiliyor, ister istemez liste hazırlarken unuttuğunuz isimler olabiliyor. Bu yüzden biraz yedek davetiye hazırlatmayı ihmal etmeyin.

DEKORASYON

YILIN DEKORASYON TRENDLERİ

B&T Design Art Direktörü, ıç mimar Zeynep Arınç, yılın dekorasyon trendlerini, yılın olmazsa olmazlarını anlattı.
       
Bu yılın ev dekorasyon trendleri nelerdir? Renkler, formlar, geçmiş dönemlere göre farklı stiller hakkında bilgi verir misiniz?
          Bir süre ortalığı kasıp kavurmuş olan modernizm yerini eklektizme bıraktı. Modern tasarımlara Barok desenli duvar kağıtları, şatafatlı avizeler, antika masalara ultra modern sandalyeler eşlik ediyor. Mobilyalarda yalın tasarımlarla desenli kumaşlar kullanmak çok moda. Geçmişe oranla renk ön planda ve kullanılan renkler, derinliği olan yoğun renkler… Formlar halen yalın ve sade olmasına karşın, kullanılan desen, kumaş ve aksesuarlarla göz alıyor. Kısacası geçmişe referans veren dokunuşlarla, modern mobilyalar yeniden yorumlanıyor.
       
Geleceğin trendlerinde neler olacak?
          Geçmişle gelecek birbirine karışıyor ve ortaya yeni bir sentez çıkıyor. Sadece geleceğin peşinde koşulmuyor, geçmişin izlerini ve sıcaklığını taşıyan koleksiyonlarhazırlanıyor. Önümüzdeki sezonlarda da bu dönüşümün hissedileceğini düşünüyorum.
       
Mobilya trendleri, hayatımızı ne yönde etkiliyor? Aynı şekilde değişen yaşam biçimi, trendlere nasıl yansıyor?
          Yaşama mekanlarımızı bizi en iyi anlatacak şekilde tasarlama arzumuz, hayatın bize getirdikleri ile doğrudan ilişkili. Yaşam tarzımız ile mobilya ve moda trendleri, birbirlerine sıkı sıkıya bağlı konular. Artık yaşam trendleri oluşturuluyor. Firmalar sadece ürün satmıyor, müşterilerine bir yaşam tarzı sunuyorlar. Markaların alıcıları ile arasındaki ilişki, ürün seçiminden, yaşam tarzı seçimine dönüşüyor. Evinize seçtiğiniz mobilyaların yanı sıra kıyafetleriniz, cep telefonunuz, ofis tasarımınız, parfümünüz, hepsi bu yaşam stilinin bir parçası. Bu bakış açısının bir sonucu olarak dekorasyon dergilerinde, yeni çıkan her türlü ürünü görmek mümkün.
       
Bu yılın “olmazsa olmaz”ları neler sizce?
          Parlak yüzeyler yoğun renkler ve desenler çok moda. Bu sezon, kapılar ardına kadar her türlü çılgınlığa açık. Ne kadar olacağı tamamen size kalmış. Benim fikrimi soracak olursanız, gri ve mavi tonları, desenli kumaşlar ve mermer sehpalar sezonun “hit”i. Her şeyden önemlisi kişinin kendini rahat hissedeceği ortamlar yaratması. En büyük lüks de budur zaten!

UFAK AMA KULLANIŞLI DAİRELER

Ülkemizde de gittikçe daha çok lofta ve sütdyo daireye rastlıyoruz. Gerek bekarlar gerekse şehir dışına okumaya giden öğrenciler için oldukça ideal.
       
        Fakat küçük olduğu için bu dairelerin kullanışsız olduklarını düşünmeyin. Doğru tasarım ve dekrasyon sayesinde, oldukça kullanışlı mekanlar haline gelmeleri mümkün. Genellikle stüdyo daireler küçüklüğüne rağmen fonksiyonel, pratik bir tasarım ve ergonomik ürünlerle içinizi tasarlanmıştır. Yapmanız gereken tek şey, nereye hangi eşyayı koymanız gerektiğini bilmek.
       
        Loft dairelerin bazılarında bir balkona rastlamak mümkün olduğu için stüdyolara oranla daha ışıklıdır diye düşünebilirsiniz. Bunun dışında stüdyo ve loft daireler arasında yaşam ve dekorasyon açısından fark bulunmamaktadır.
       
        ılk yapmanız gereken mekan büyüklüğü algınızı değiştirmek,ve eşyalarınızı getirmeden önce bir gözden geçirmektir. Lüzumsuz hiçbir eşyanın bir stüdyo dairede yeri yoktur. Kullanılmayan hiçbir eşyanın böyle bir mekanda kendine yer bulması mümkün değildir.
       
        Stüdyo dairelerde oturabilmenin başka bir gereği de mekanda dağınıklığa izin vermemektir. Mekan sınırlı olduğu için her türlü fazlalık ve dağınıklık sizi rahatsız eder. Dağınık bir stüdyoda yaşamak gerçekten çekilmez olabilir.
       
        Aklınızdan çıkarmamanız gereken diğer bir kural ise, dairenin dekorasyonunda kullanacağınız eşyaların mutlaka çok fonksiyonlu olmasıdır. Böylece çok amaçlı eşyalar ile sandığınızdan daha çok yer kazanabilir ve hayatınızı renklendirebilirsiniz.
       
        Bir stüdyo daireye taşınırken sizi en çok rahatsız edebilecek diğer bir konu ise mutfak ile salonun içiçe olmasıdır. Genellikle kapılarla ayrılan bu mekanların bir arada bulunması ilk başta alışıla gelmedik olarak tanımlansa da iyi bir mimarın elinde çok keyifli ve rahat bir yaşama alanına dönüşebilir. Stüdyo dairelerde çok önemli diğer bir konu ise doğal ışıklılık ve güneşin geliş yönüdür.
       
        Bunun için mekanı satın almadan veya kiralamadan önce çok iyi incelemek gerekir. Başka bir odanız olmadığından bulunduğunuz yerden gökyüzüne bakabilmek, geniş pencereden havayı solumak sizin için oldukça kıymetlidir.
       
        Tüm eylemlerin aynı alanda yapılıyor olması sizin bu alanı çok fonksiyonel kullanmanızı ve kendinizin de iyi organize olmanızı gerektirir. Her köşenin, ufacık bir boşluğun bile en faydalı biçimde işlevselleştirilmesi sizin burayı kullanım amacınıza bağlı olarak gelişir.
       
        Mekanın küçüklüğüne rağmen fonksiyonel, pratik bir tasarım ve ergonomik ürünlerle içinizi geniş tutabilecek, dekoratif bir mekan elde edebilirsiniz. Burası sizin hem salonunuz, yatak odanız, hem de mutfağınız, çalışma odanızdır.
       
        Mekan küçük de olsa, bölümlere çeşitli yükseltiler vererek görsel bir ayırıma gidilebilir. Bu yükselti yerden yaklaşık 150 cm. Bir merdiven basamağı gibi olursa çeşitli kapaklarla içleri malzeme koymak için kullanılabilir.
       
        Onun dışında, hangi bölüm kapatılmak isteniyorsa fazla yüksek olmayan, hareketli bir paravan en ideal bölme şeklidir. Bazı stüdyo ve loftlarda tavan yüksek olduğu zaman içten bir asma kat yapılabilir. Burada merdiven çıkışı kitaplık, altı da oturma bölümü olarak çok rahatlıkla kullanılabilir. Üst tarafta genellikle yatak bulunur ve sizin gizli bölmenizdir.
       
        Yatağın yanına çeşitli boyutlarda sabitleyeceğiniz raflar hem komodin yerine geçer, hem de başucunuza dekoratif bir özellik katmış olurlar. Tavan yüksek değilse, duvara gömme yatak ya da çek yatlar kullanışlıdır.
       
        Bu yatak aynı zamanda çarşaf, yorgan, yastık gibi ürünlerin saklanacağı bir geniş çekmece özelliğini de taşıyabilmeli. Giysi dolabı kapısının sürgülü olması da daha doğru bir seçimdir. Dolap kapaklarındaki boy aynası hem kullanışlılığı, hem de mekanı görsel olarak büyültmesi bakımından iyi bir efekt verecektir.
       
        Kütüphane için yeriniz darsa, tavanları raflayarak kitaplarınızı yerleştirebilirsiniz. Bu raflar aynı zamanda aydınlatma için de iyi bir çözümdür. Böylelikle mekanınızda hem yerden tasarruf eder, hem de ona dekoratif bir görünüm kazandırırsınız.
       
        Dar alanlar için kapakları açıldığında büroya dönüşen kompakt kitaplık-masa birimi de tercih edilebilir. Masa gene görsel olarak iki bölüm arasındaki geçişi sağlayabilir.
       
        Hem çalışmak, hem de yemek yemek için aynı masayı kullanabilirsiniz, ama sürekli bir toplama yerleştirme işlemi yapılacağından bu şekil zamanla sizi yorabilir. Çalışma masası hareketli olursa o anki kişi sayısı ve aktiviteye göre yeri değiştirilebilir. Yemek masası ise duvara sabit, açılıp kapanır bir sistemde tasarlanırsa mekanda yer kazandırır.
       
        Çalışmak için yüksekliği ayarlanabilen, tekerlekli bir iskemle seçilip, yemek masası içinse katlanabilir iskemleler kullanılmalıdır. ıyi bir aspiratörle koku sorununuz olmayacağından burada çoğunlukla açık mutfak yapılır. Kapalı olmasını istiyorsanız, akordeon kapılı bir sistemi tercih edin. Mutfak duvarları her türlü aletin ankastre olarak yerleşimine imkan verir biçimde tasarlanmalıdır.

MODA NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ

Evinizi döşerken modayı takip etmek istiyorsunuz ve modern bir ev için neler gerektiğini merak ediyorsunuz. Ama unutmamanız gerken bir şey var ki: Moda, sizin beğendiğiniz şeylerdir.
       
        Kimilerine göre moda bir tuzaktır, size daha çok para harcatmak için sürekli yeni şeylere ihtiyacınız olduğunu düşünmenizi sağlar. Kimilerine göre de, moda mutlaka uyulmadı gereken kurallar ve beğenilmesi gereken ürünler sunan bir rüzgardır. Oysaki moda bu iki düşüncenin tam ortasında bir yerdedir.
       
        ıster dekorasyon alanında olsun, ister giyim alanında, modacıların amacı sizin ilham alacağınız ürünler yaratmaktır. Modayı takip etmek, bir ürünü sergilendiği gibi alıp evinize koymak değildir. Siz o ürüne kendinizden bir şeyler katarak evinize yakışır hale getirmelisiniz. Aksi halde evinizde eğreti duracaktır ve siz de moda olan hiçbirşeyin güzel olmadığını düşünen insanların arasına katılacaksınızdır.
       
        Modayı takip etmek mutlaka önemli, aynı zamanda eğlenceli. Yeni çıkmış bir masa lambasını gördüğünüzde evinize almak istemeniz çok doğal. Fakat eğer evinize yakışacaksa bunu yapmalısınız. Unutmayın: Moda eğer hoşunuza gidiyorsa güzeldir!
       
ışte moda hakkında bilmeniz gereken bir kaç gerçek:
# Moda sizin hayal gücünüzü somutlaştıracağınız alandır. Mekanınızı oluştururken bu hayal gücünüzden yola çıkın, kendinize güvenin.
# Kendinizle özdeşleştirdiğiniz mekan sizin için en moda olandır.
# Modanın esiri olmayın, moda sizin rehberiniz olsun. Yeni mekan arayışlarınızda moda ve dekorasyon dergilerini karıştırmak size hayli ipuçları verecektir.
# şayet çok aşırıya kaçmayayım diyorsanız, klasik stilde mekanınızı dekore edip, son moda objelerle renklendirebilirsiniz.

DEKORASYON HATA KALDIRMAZ

Evinizi dekore etmeden önce ne yapmamanız gerektiğini bilmek, ne yapmanız gerektiğini anlamanın ilk adımıdır. Örneğin küçük mutfağınızı daha da küçük göstermek istemiyorsanız, koyu renk dolap kullanmayın.
       
        Yüksek mimar Sera Arıkan ve mimar Tanya Ildıroğlu, evinizi dekore ederken yapmamanız gereken hataları anlattı.
       
        Planlamaya dikkat etmeyen ve öncelikli ihtiyaçları göz önüne almayan bir yerleşim, zamanla burada yaşayanların kendilerini rahatsız hissetmesine ve ortamı benimsememesine yol açar.
       
        Küçük bir mutfakta yapılacak dekorasyon hatası, dolap kapaklarında koyu renkler kullanmaktır. Bu, alanı daha sıkışık ve boğucu yapar.
       
Girişe dikkat
          Giriş holleri genellikle geçiş mekanları olarak değerlendirilir. Halbuki girişler evin kimliği hakkında ipucu veren önemli karşılama mekanlarıdır. Ayakkabıların ve vestiyerin gelişigüzel konumlandığı, depo gibi görünen holler hatalıdır.
       
        Salonlardaki oturma grubunun televizyon etrafına yerleştirilmesi hatadır. Salonlar samimi sohbet ortamı yaratmalıdır. Küçük mekanlarda televizyon, salonun en önemli objesi olmamalıdır.
       
        Yaşam alanlarında koltukların duvar boyunca ve duvara yapışık dizildiğini görürüz. Halbuki salonda birbirinden farklı oturma grupları oluşturulmalıdır. Koltuklardan bazıları duvara yakın, bazıları da uzağa yerleştirilebilir.
       
        Yemek bölümlerinde alan yeterli olmadığı halde, çok yer kaplayan koyu renkte yemek masaları, sandalyeler ve büfeler kullanmak bir dekorasyon hatasıdır.
       
Florasan kullanmayın
          Yatak odaları içindeki çalışma mekanları; bilgisayar, faks gibi elektronik aletlerin yaydıkları manyetik alan nedeniyle zararlıdır. Buradaki kitaplıklar toz tutacağından alerjik bünyeler için sakıncalıdır.
       
          Evde beyaz ışık ve florasan lambaları kullanmak doğru değildir. Sarı ışık kullanmaya çalışmanızda fayda var.
       
        Showroom'lardan seçilen ürünlerin hacmi doğru algılanmadığından ve takım bozulmak istenmediğinden, ev, ölçeğiyle bağdaşmayan mobilyalarla dolar.
       
        Renk kullanımı riskli bir konudur. Bir mekanda dörtten fazla renk kullanımı kaos yaratır. ılle de fazla renk kullanacağım diyorsanız, birbirinin tonu olan renklere yönelin.
       
Küçük alanlarda kayar kapı kullanın
          Küçük mekanlarda kanatlı kapı kullanmak kullanım alanını azaltacaktır. Özellikle açık renklerde veya şeffaf 'kayar' kapıları seçin.
       
        Giriş kapısı, pencereler ve balkon kapısı arasında trafik alanı oluşur. Mobilyaları bu hatta yerleştirmek hatalıdır. Duvara dekoratif tabak asarken sayılarını az tutmak, cılız bir algı yaratır. Miktarı ne kadar çok tutarsanız, o kadar etkili olur.
       
        Eşyalar yerleştirilirken pencereye yakın kısımlarda hacimli mobilyalara yer vermek, odayı olduğundan küçük algılatır; içeriye sağlıklı ışık girmesini de engeller.


HIZLI STİL ADIMLARI

Koyu renkler sizi korkutmasın
          Siyah pek çok kişinin evini dekore ederken kaçındığı bir renktir. Oysa siyah ile mükemmel dokunuşlar elde edebilir, odak noktası oluşturabilirsiniz.
       
        Tercihinizi bu renkten yana kullanacaksanız dikkat etmeniz gereken; siyahın tonlarını ve farklı doku ile desenleri bir arada kullanarak hareket kazandırmak olmalı. Siyah hem şıktır, hem de kir ve lekeleri belli etmez. Bir renkten daha ne bekleyebilirsiniz ki.
       
Büyük desenleri tercih edin
          Küçük desenlerden oluşan bir grup yastıkta uyumu yakalamak pek de kolay olmadığından büyük desenleri tercih edebilir, böylece her biri ile daha eğlenceli ve eşsiz bir görünüm yakalayabilirsiniz.
       
Kontrast renk ve dokuları bir arada kullanın
          Parlak saten kumaşlarla kadife gibi yoğun dokusu olan kumaşları ya da şönil ile transparan kumaşları bir arada kullanmak evinizin tahmininizden çok daha şık görünmesini sağlayacaktır.
       
        Evinize pratik ve ekonomik yoldan böylesi bir şıklığı en kolay, yastık ve kırlentlerle yapabilirsiniz.
       
Halınızı değiştirirken teraddüt etmeyin
          Hızlı ve çabuk sonuca ulaşmak istiyorsanız yeni bîr kilim ya da halı satın alabilirsiniz. Hatta bu yeni halınızın size şöyle fısıldadığını bile duyabilirsiniz: "Yeniyim ve evinin havasını değiştiriyorum".
       
Çarpıcı ve parlak renklerle odanıza hareket katın
          Kırmızı ya da pembe gibi çarpıcı renkte bir kanepe ve onun üzerinde kullanacağınız parlak renkte yastıklarla odanızın atmosferine hareket katabilir, canlı renklerle ruhunuzu bahara hazırlayabilirsiniz.
       
Mağaza vitrinlerinden ilham alın
          Hangi, tarzların revaçta olduğu konusunda mağazaların vitrinlerine bakarak fikir edinebilirsiniz. Aynı ya da benzer doku, renk ve kumaşları kullanarak evinizdeki mobilyaları yenileyebilirsiniz. Bahar aylarında evinize tazelik getirebilecek ideal renkler yeşil, sarı ya da acı yeşil tonları olacaktır.
       
Duvar kağıtları ile kendi sanatınızı icra edin
          Kitaplığınızın kenarına çerçeve yapmak için ihtiyacınız olan tek şey bir rulo duvar kağıdı. Işığı yakalamak için pencerenizin bulunduğu duvarı, duvar kağıdı ile kaplayabilir ya da duvar kağıdı ile kapladığınız duvarın önüne bir abajur koyabilirsiniz.
       
        Tıpkı kontrast dokuları yan yana kullanırken izlediğiniz yöntem gibi, duvar kağıtlarında da aynı usulü izleyebilirsiniz. Koyu renklerin hakim olduğu duvar kağıtlarıyla pastel tonlardaki duvar kağıtlarını yan yana kullanın.
       
        Döşerken dikkat edilmesi gereken noktalardan birisi duvar kağıtlarının aşırı baskın bir atmosfer yaratmaması. Bunun için sadece iki duvarı kaplayarak diğer kenarları boş bırakabilirsiniz.


ÜÇ ADIMDA DÜZENLİ MEKANLAR

Eviniz ne kadar küçük olursa olsun, iyi düşünülmüş bir yerleşim, renk ve depolama planı ile üç adımda düzenli mekanlar yaratabilirsiniz.
       
Ev içindeki alanları düzenlemek
          Evin en fazla kullanılan alanları kanepe, yemek masası, yatak ve eğer varsa şömine çevresi ile ilgili iyi bir plan yapmak bu noktaları düzenlemenin en pratik yoludur.
       
Simetri kurun
          Kanepenizi iki kitaplık ya da herhangi iki raf sistemi arasına yerleştirmeniz düzenli bir görünüm elde etmenizde kolaylık sağlar.
       
Modüler üniteler tercih edin
          Her eşyanın ayrı bir işlevi olmasındansa çift işlevli modüler mobilyalar tercih edin. Böylece bir komodini bir kahve masası olarak kullanabilir ya da sandıklarınızı sehpa olarak değerlendirebilirsiniz. Az eşya ile düzenli bir görünüm elde etmeniz çok daha kolay olur.
       
Eşyalarınızı akıllıca konumlandırın
          Yatağınızın uzun kenarını duvara yaslayarak gün içerisinde onu kanepe gibi de kullanabilirsiniz. Yatak odanıza ayrı bir koltuk ya da kanepe koymanız gerekmeyeceği için mekanda ferah bir görünüm elde etmeniz daha kolay olacaktır.
       
Eşyalarınızı nasıl depolayabilirsiniz?
          Sahip olduğunuz değerli alanlardan feragat etmeden eşyalarınızı saklayabilirsiniz.
       
Yatak altlarını değerlendirin
          Çarşaf, battaniye ya da giymediğiniz kıyafetlerinizi yatak altlarında vakumlu torbalarda ya da toz geçirmeyen depolama kutularında saklayabilirsiniz.
       
Perdelerin de birden fazla işlevi vardır
          Görünmesini istemediğiniz yerden tavana kadar olan rafları saklamanın en güzel yolu üzerlerine bir perde çekmektir. Duvardan duvara, tavandan yere kadar asacağınız perdelerle havadar mekanlar yaratabilirsiniz.
       
Dolap içleri
          Dolap içi düzenleme üniteleri ve kutularla ortalıkta olan eşyalarınız gizleyebilirsiniz. Özellikle irili ufaklı eşyalar karışıklığa sebep olur. Onlar için bu şekilde bir çözüm bulmanız düzeni sağlama konusunda yardımcı olur.
       
Renkleri belirleyin
          Evinizi dekore ederken seçeceğiniz birbirine uyumlu renklerle ferah ve düzenli bir atmosfer yakalayabilirsiniz.
       
Sizin renkleriniz neler?
          En sevdiğiniz objelerin renklerine göz atın. Bu renkleri seçtikten sonra diğer mobilyalarınız ve aksesuarlarınızı ana renklerinizi tonlayacak biçimde seçebilirsiniz.
       
Mobilyalarınızı boyayabilirsiniz
          Farklı malzemelerdeki mobilyalarınızı boyayarak (örneğin beyaza) eşyalar arasında geçişi sağlayabilir, mekana ferah bir görünüm kazandırabilirsiniz,
       
Renk eklemek
          Düzen demek beyazların hakim olması demek değil. Mekana renk eklemek, ama yine de karışıklığı engellemek istiyorsanız pastel tonları tercih edebilirsiniz.


FERAH ALANLAR YARATMANIN YOLLARI

Yaşam alanlarınızda kullanamam dediğiniz köşeleri, merdiven boşluklarını, dar alanları yeniden kazanma vakti. Ferah ve rahat atmosferli mekanlar yaratmanın yolu, sahip olduğunuz alanları pratik ve akıllı bir biçimde düzenlemekten geçiyor.
       
Sipariş edin
          Çatı katındaki boşlukları dolap olarak değerlendirebilirsiniz. Bunun için marangoz ya da sipariş alan firmalara ölçülerinizi vermeniz yeterli olacaktır. Sıkıntılı alanları bu şekilde dönüştürmek mekanı oldukça ferahlatır.
       
Mutfağınız darsa
          Mutfağınız küçükse ve tezgah altı dolaplar dışında daha fazla depolama alanına ihtiyaç duyuyorsanız geçiş alanlarında ya da kapı arkalarında ince dolaplar kullanabilirsiniz.
       
Köşeleri planlayın
          Köşe duvarları da değerlendirebilirsiniz. şifoniyer, ayna hatta belki eski zamanlara özgü dar sedirler bile yerleştirebilirsiniz.
       
Merdiven boşluğu
          Merdiven boşluklarının şekline göre açık raf sistemleri yaptırabilir, ev gereçleri ve küçük aletlerinizi hatta mutfak erzaklarınızı burada saklayabilirsiniz.
       
Akıllı dolap
          Merdivenlerin bittiği yerler çoğu kez işlevsiz görünür. Bu kenarlara büfenizi yerleştirebilir, ölü gibi görünen bu alanın cazibesini artırabilirsiniz.
       
Pencere kenarları
          Pencerelerin kenarlarına ışığı engellemeyecek ende raf sistemi yaptırabilir böylece kitap, dergi ve CD'lerinizi saklayabileceğiniz yeni bir alan kazanmış olursunuz.
       
Duvarda depolama
          Mutfakta sık kullandığınız tabak, bardak gibi mutfak eşyalarını duvara monte edeceğiniz raflarda saklayabilirsiniz. Böylece hep elinizin altında olacaklar.
       
Saklama kutuları
          Dolaplarınıza sığamıyorsanız, saklama kutuları edinin. Buzdolabı ya da raf üstlerinde saklayabileceğiniz gibi duvara da monte edebilirsiniz.
       
Seyyar dolap
          Mutfağınız için çok pratik olan tekerlekli ünitelerde erzaklarınızı dilediğiniz yerde saklayabilirsiniz.
       
En tasarruflu plan
          Mutfağınızı öyle bir planlayın ki hiçbir alan ölü alan olmasın. Küçük mutfaklarda bile yerden tavana kadar yaptıracağınız dolaplar ile mutfağınızda her eşyanın bir yeri olsun.
       
Çocuklar için parlak fikirler
          Çocukların dikkatinin ne kadar çabuk dağıldığını biliriz. Çalışma masası, kitaplık gibi ünitelerle odalarını ikiye ayırabilir, böylece bir mekanda iki ayrı alan yaratabilirsiniz. Üstelik artık dikkatleri de kolay kolay dağılmaz.
       
Tezgah üstü
          Mutfak tezgahlarının üstündeki alanları değerlendirin. Raylar, çengeller ekleyerek baharatlık, çatal, kaşıklarınızı buralara asabilirsiniz.
       
Dar antre
          Antreniz darsa duvara monte edilebilen türde bir vestiyer kullanın.
       
Çok işlevli sehpa
          Oturma odalarında pek çok ıvır zıvır olur. DVD'ler, kitaplar, gazeteler, elektronik eşyalar? Bütün bunları çekmeceli bir sehpada saklamaya ne dersiniz?
       
Köşe dolap
          L şeklindeki mutfak tezgahlarındaki köşelerde dolap sistemleri kullanabilir, tencere ve tavalarınızı buralarda saklayabilirsiniz.


EVLER SARAY YAVRUSUNA DÖNEBİLİR

Eviniz küçük olabilir. Önemli olan alandan kazanmak ve var olan mekanı fonksiyonel hale getirmek. Örneğin diyagonal döşenmiş karolar banyoyu, aynalar her mekanı geniş gösterir.
       
        Sizin için önemli olan ufak aksesuarlarla evinize kişilik katabilirsiniz. Buradaki önemli nokta ise; sayı olarak çok abartmadan, birkaç değerli aksesuvarın dönüşümlü olarak yerini değiştirmektir. Ayrıca bol çekmeceli küçük bir dolap da dağınıklığınızı toparlamanıza yardımcı olacaktır.
       
ıki fonksiyonu birleştirin
          Yaşam alanınız küçükse, mevcut hacimden maksimum fayda sağlayacak şekilde hareket etmeniz gerekir. Bazalı yataklar, yatak olarak da kullanılabilecek kanepeler, sehpa fonksiyonunu da yükleyebileceğiniz bir yemek masası işinizi kolaylaştırabilir. Mekanları birbirinden ayırırken tül perdeler ve iki tarafı da kullanılabilecek raf sistemlerini tercih edebilirsiniz.

Bir masa her şeye yeter
          Evinizde büyükçe bir orta sehpanız varsa, onu bir yemek masası ve hatta dostlarınızı ağırlayacağınız bir partide kokteyl masası olarak kullanabilirsiniz. Bir duvarınızı raflara ayırarak buraya dekoratif objeler yerleştirebilir, fazlalıkları kutularda saklayabilirsiniz. Biraz genişçe bir masayı hem çalışma masası hem de boşluklarında size ilham veren objeler sergilediğiniz bir alan olarak kullanabilirsiniz.
       
Az ve öz eşya
          Küçük mekanlarda çarpıcı bir eşya ile dikkati bir noktaya çekebilirsiniz. Köşeye koyduğunuz yuvarlak bir masa ya da büyük bir tablo ile mekanı olduğundan büyük gösterebilirsiniz. Buradaki kilit nokta; eşyanın tarzı değil mekanla oranıdır. Küçük bir mekan için küçük ve çok miktarda eşya yerine, az sayıda ve büyük ebatta mobilya seçerek mekana daha ferah bir görüntü kazandırabilirsiniz.

Aydınlatma
          Küçük bir mekan için en önemli şey ışıktır. Endirekt aydınlatmalar, mekanı olduğundan daha ferah gösterir. Ek aydınlatma kullanmadan bir masa lambası ya da lambaderler ile çok ışık elde edilebilir. Duvarda gizlenmiş halojen lambalar kullanılabilir.
       
Küçük banyolara karolarla çözüm
          Olduğundan büyük göstermek istediğiniz mekanlarda mümkün olduğunca açık ve birbiriyle uyumlu renkler kullanın. Özelikle banyo gibi mekanlarda karoların diyagonal döşenmesi, mekanda genişlik hissi yaratacaktır.

AYNI EŞYALAR FARKLI TARZLAR

Tarzınızı değiştirmek için ille de bütün eşyalarınızı atıp yenilerini almanız gerekmez. Doğru aksesuarları kullanmak yeterli. Evinizi değiştirmek istiyorsunuz ama bazı eşyalarınıza çok bağlısınız.
       
        Onlardan vazgeçmemek için bu değişim planınızı sürekli erteliyorsanız, buna hiç gerek yok. Ufak tefek değişikliklerle çok belirgin bir tarza sahip olablirsiniz.
       
Örnek olarak herkesin evinde bulunabilecek eşyaları baz alalım:
# 4 kanepe
# 4 raf sistemi
# 4 aydınlatma


          Mekanları dekore ederken, çoğu zaman belli kalıplara uyup, bu kalıpların dışına çıkmaktan çekiniriz. Oysa bu kalıpları biraz kırıp, dışına çıktığınızda oldukça başarılı sonuçlara ulaşabilirsiniz.
       
        Vazgeçemediğiniz bazı eşyaları, değişik mobilya ve aksesuarla harmanladığınızda mekanınızın nasıl farklı bir boyut kazandığını görecek ve orayı tanıyamayacaksınız. Biz, odamızda sabit bir kanepe, duvar ünitesi ve aydınlatma seçip, onları farklı eşyalarla kombinleyerek alternatif çözümler yaratabilirsiniz.
       
Doğanın renkleriyle sıcak bir stil
          Bu kombinasyonda aydınlık bir mekan hedefledik ve yeşili baskın olarak kullandık. Sabit yeşil kanepeye beyaz, country tarzında bir kanepe eşlik ediyor. Koltuklar ise modern tarzda ve siyah-beyaz bütünlüğünü yansıtıyor.
       
        Perdenin rengine ve desenlerine uygun olarak, karşı duvarda aynı renk ve tonlarda bir tablo mekanı zenginleştiriyor. Klasik tarzdaki yeşil tırnak ise tezatı sağlamakta başarılı. Tablolar, aydınlatma ve aksesuarlar da, siyah-beyaz bütünlüğünü destekliyor.
       
Yumuşak dokularla klasik bir stil
          Beyaz ve yeşile uygun olarak mürdüm rengine karar verip diğer eşya ve aksesuarları bu renk doğrultusunda seçtik. Aslı L olan siyah ahşap kanepeyi ayrı ayrı kullanmayı tercih ettik ve sabit olan yeşil kanepeyle, oturma alanı oldukça fazla bir yaşam alanı ortaya çıkardık.
       
        Mürdüm rengi keçe pufu sehpa olarak kullandık ve alanın ortasına yerleştirdik. Aydınlatmanın tarzına uygun olarak seçtiğimiz modern tabureyle hem klasik hem de modern tarzı bir arada barındırmış olduk


DEKORASYONU UCUZA GETİRİN

Evinizde sürekli yenilemek istediğiniz bir şeyler olacak. O halde hangi eşyalara fazla para harcamalı ya da hangilerini ucuzluktan almalısınız? Evinizin dekorasyonunu daha ucuza yapmanız ve bazı eşyalarınızı daha uzun süre kullanabilmeniz için size bir kaç önerimiz var.
       
Kanepelerinize yatırım yapın
          Sade modeller her dekorasyon tarzına uyum sağlayabilir. Zigzag yaylı, kuş tüylü ya da elyaf dolgulu bir kanepeyi 10 – 15 yıl rahatlıkla kullanabilirsiniz.
       
Aydınlatmalarda tasarruf
          Tasarıma önem veriyorsanız, piyasada hem uygun fiyatlı, hem de orjinalini aratmayan modeller bulmanız mümkün.
       
Perdede kalite
          Eğer salonunuzun odak noktasını pencereleriniz oluşturuyorsa, perdeleriniz için yatırım yapmalısınız.Solmayan kumaşlar ve bütçenizi zorlasa da dayanıklı, kolay bozulmayan ve kullanışlı bir asma sistem seçebilirsiniz.
       
Sehpanız için
          Koltuğun yanında kullanacağınız sehpanız için ekonomik davranabilirsiniz.
       
Yemek takımı için kalite
          Zarif, beyaz, poselen yemek takımını farklı renkte aksesuarlarla kombinleyerek her davette rahatlıkla kullanabilirsiniz.
       
Çatal bıçaklarda dayanıklılık
          Ucuz diye aldığınız çatal bıçaklar çabuk çizilir ve kolay bozulur. Özellikle 18/10 paslanmaz çelik takımları uzun yıllar bozulmadan kullanabilirsiniz.
       
Yemek masası ve sandalyeler
          Yemek masanız ve sandalyeleriniz için sağlam takımları tercih etmelisiniz. Sandalye ve masa yüksekliği, silinebilme kolaylığı da çok önemli.
       
Mutfağınıza tencere seçerken
          Bu konuda para harcamaktan çekinmeyin. Özellikle kalın alüminyum tabanlı çelik tencereler yüksek ısıya ve her tip pişirmeye dayanıklı olduklarından uzun yıllar kullanabilirsiniz.
       
Servis takımları
          Silikon ya da çelik servis setleri için para harcamak istemiyorsanız, ahşap servis setlerini daha ekonomik bir fiyata bulabilirsiniz. Üstelik tencere ve tavalarınızı da çizilmekten kurtarabilirsiniz.
       
Yatak odasında kaliteli bir yatak
          Sağa sola dönerken gıcırdayan bir yatak kimsenin hoşuna gitmez. Oysa dayanıklı ağaçtan üretilen modelleri senelerce kullanabilirsiniz.
       
Doğru yastığı seçin
          Kaliteli bir yastıkla her zaman daha rahat uyursunuz. Baş ve boyun bölgesini destekleyen bir ergonomi ve uygun oranlar yastık seçiminde çok önemli.
       
Banyonuza seramik lavabo
          Kaliteli ve dayanıklı beyaz bir lavabo satın alırsanız, uzun yıllar sorunsuz kullanabilirsiniz. şimdilerde çok moda olan cam ya da diğer sıra dışı formlar çok çekici olsa da modası çok çabuk geçebiliyor. Uzun vadede masraftan kaçınmak istiyorsanız, bu modelleri tercih etmeyin.
       
Aksesuar alternatifleri
          Banyo aksesuarlarınız için ille de tasarım diyenlerden değilseniz, piyasada farklı fiyat aralıklarında, renkli, metal ya da seramik gibi değişik seçenekler bulabilirsin

EVLİLİKTE DİNİ KONULAR

İSLAMİYETTE EVLENMEYİ TEŞVİK EDEN HÜKÜMLER

Cenab-ı Hak buyuruyor :
 * "Aranızdaki bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir." (Nur suresi : 32)

    Evliliğe teşvik hususunda Peygamber Efendimiz buyuruyor :

    * Ey gençler topluluğu! İçinizden kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin. Çünkü  bu gözü, daha fazla sakındıran, ırzı korumaya yegane çardir. Kim bu evlenmeye güç yetiremezse oruç  tutsun. Çünkü o kendisi için şehveti kesen bir çaredir.
    * Evli kimsenin iki rekat namazı, bekarın sekseniki rekat namazından hayırlıdır.
    * Evleniniz, çoğalınız. Çünkü ben kıyamet günü diğer ümmetler karşı, sizin çokluğunuz ile iftihar ederim.
    * Allah kim iyi bir aile nasib ederse, ona dininin yarısını tamamlamaya yardım etmiştir.
    * Doğuran siyah kadın, doğurmayan güzel neyaz tenli kadından daha iyidir.
    * Kim ki gözünü yabancıdan çekmek, kendini namahremden korumak ve akrabalık hakkını gözetmek üzere evlenirse, Allahü Teala o erkeği  o kadınla ve o  kadını da o erkekle mesut eder.

    Evlenmeyi teşvik husunda büyüklerin sözleri :

    * Abdullah b. Abbas (R.A.) "Kulun ibadeti ancak evlenmekle kemal bulur." (3)
    * İbn Mesud (R.A.) "Allah'ın huzuruna bekar olarak varmamak için, ömrümden on gün kaldığını bilsem dahi, evlenmeyi  tercih ederim."(3)

İslam'da evliliğin en başta gelen gayesi: imanlı  bir neslin yetiştirilmesi ve İslam ümmetinin çoğalmasıdır. Sadece cinsi arzusunu tatmin için evlenmek, İslami açıdan hoş karşılanmamıştır.  İslami  bir evlilikte bu ana gayelerle birlikte şu sebep  ve faydalarda düşünebilinir.

    * Yakınlarını, akraba ve dostlarını çoğaltmak.
    * Bilhassa kadın için maddeten ve manen himaye
    * Çocuk sevgisinin tatmini
    * Erkek ve kadının herbirinin maddi zaaflarını karşılıklı olarak tamamlaması
    * Birbirlerinde ruhi, manevi, hissi ve şehevi sükunu bulmaları
    * Karı kocanın birbirlerinin iffet ve namuslarını tekmil etmeler vr bunun neticesinde namus kavramının toplum çapında emniyete kavuşması.

Kaynak                     
1) Büyük İslam ilmihali, Rauf Pehlivan
2) İslamda Kadın Hakları, Mehmet Dikmen
3) İhyau Ulumi'd Din

 

İSLAMDA BEKAR KALMAK VARMIDIR ?

İslam da bekarlığa yer yoktur. Eğer bir insan fakirse, onun evlenmesine yardım etmek zengin olan müslümanların görevidir.
"Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (herşeyi) bilendir."
(Nur Suresi:32)

Allahj Resulu bekar kalmak isteyen Osman bin Mez'ub'a müsaade etmemiş ve ona:
"Dul olarak Allah'a kavuşma" buyurmuştur.

Hz.Ömer:
"Üç gün sonra öleceğimi de bilsem bekar gitmektense evlenmeyi tercih ederim"
Ömer bin Abdulaziz Kufe kadısı Said bin Abdurrahman'a cevabında şöyle der:
"Ordu mensuplarının ücretlerini ödedikten sonra, fazla para kaldığını yazmışsınız. Öyleyse borçlulara borcunu ödeyin ve evlenmeyen fakirleri evlendirin."


MEHR NEDİR ?

Sual: Mehr nedir? Dinimizde mehrin önemi nedir?
CEVAP: Mehr, erkeğin evlenirken kıza vermesi gereken altın, mal veya bir menfaattir. İstanbul�da genel olarak 11 Reşat altını mehir olarak verilir. Mehrin altın olması şart değildir. Herhangi bir mal [ev, apartman, bağ, araba, fabrika] veya bir menfaat de olabilir. Dul kadınla evlenen de mehr verir.

Mehr söylenmeden yapılan nikah da sahihtir. Fakat evlendikten sonra da erkeğin hanımına Mehr-i misil vermesi gerekir.

Bir kız veya kadın evlenirken, (Benim nikahım mehirsiz olsun) diyemez. Bir mehirde anlaşılır. Bu mehir kadının hakkı olduktan sonra, henüz almadan da kocasına bağışlayabilir. Bağışlaması ise çok sevaptır.

Hanım, mehrimi helal ettim dedikten sonra, haram olsun demesi ile haram olmaz, hediyesini geri isteyemez.

Düğünden önce, kıza verilen takılar, nikahta mehirden söz edilmemişse, mehr yerine geçer. Erkek, nişan için gönderdiğim şeyler mehr idi dese, kadın ise, hediye idi dese, yenilen şeyler hediye olur. Başka şeyler, mehr olur.

Mehr iki kısımdır. Mehr-i muaccel ve mehr-i müeccel. Her iki mehr, nikahta bildirilmedi ise, Mehr-i misil verilmesi gerekir. Kadının baba tarafından akrabasına verilen kadar verir.

Mehr-i muaccel:
Acele verilmesi gereken mehr demektir. Bir bilezik, bir küpe, bir buzdolabı vesaire olabilir. Nikah yapılınca, verilmesi vacip olur. Zifaftan veya halvetten önce verilir. Mehr-i muacceli geciktirmek caiz değildir. Hanım ayrılmaya sebep olan bir şey yaparsa, mesela mürted olursa, hürmet-i musahere�ye sebep olursa, mehr-i muaccel verilmez. Erkek boşarsa veya ayrılığa sebep olanı yaparsa, yarısı verilir.

Önce kıza takılan takılardan hangisinin mehri muaccel olduğu bilinmeli. Nikah kıyılırken o zaman (malum olan) denilir. Bilinmiyorsa, malum olan demek yanlış olur. En uygunu ise, mehri müeccel gibi muaccel de tespit edilip, şu kadar mehri muaccel ve şu kadar mehri müeccel ile denmelidir. Taraflar, mehri muacceli tespit ettikleri halde söylemek istemezlerse o zaman, (aralarında malum olan mehri muaccel ile) ifadesi kullanılır. İleride boşanma vaki olunca takılan takıların hangisi emanet, hangisi hediye, hangisi mehri muaccel olduğu bilinmeli, herhangi bir uyuşmazlığa sebep olmamalı.

Mehr-i müeccel:
Hemen verilmeyip daha sonra verilmesi gereken mehr demektir. Halvet olmuşsa veya ikisinden biri ölmüşse, mehr-i müeccelin verilmesi vacip olur. Hanımının istediği zamanda verilir. Eğer istemedi ise, ikisinden biri ölünce, verilmesi vaciptir. Hanım ölünce, kocası, hanımının vârislerine verir. Kocası ölünce, mirasından hanımına verilir. Mehrin başlık parası ile ilgisi yoktur. Başlık parası almak haramdır.

Boşanma halinde, zifaf veya halvet olmuşsa, müeccel mehrin tamamı, olmamışsa yarısı verilir. Bir âyet-i kerime meali:
(El dokunmadan boşadığınız kadınlara, mehrin yarısını verin!) [Bekara 237]

Nikah kıyılırken mehr söylenip de, ne kadarı muaccel olduğu bildirilmedi ise, âdete ve hanımının emsaline göre, söylenilenin bir miktarı muaccel olur. Nikah kıyılırken, mehr-i müeccelin belli bir tarihte ödenmesini şart etmek caizdir. Boşanma halinde, mehrin ödeme tarihi beklenir. Ödeme tarihi belli değilse, boşarken hemen ödenir. (Fetava-yı Hindiyye)

İslamiyet�te mehr parası, evlenmek için değildir. Evliliğin düzenli, mutlu olarak devam etmesi, kadının hak ve hürriyetlerinin korunması, din cahili huysuz erkeğin elinde oyuncak olmaması içindir. Mehr parasını vermek ve çocukların nafaka paralarını her ay ödemek korkusundan, erkek, hanımını boşayamaz. Bu korkunun olmadığı yerlerde, mahkemeler boşanma davaları ile dolup taşar. Bunun için, evlenecek kızın, İslam�ın güzel ahlakını ve kadına verdiği kıymeti bilen ve bunlara önem veren erkekten az miktarda, böyle olmayandan ise, fazla miktarda mehr istemesi efdaldir.

Mehr parası, kadın için bir sigorta sayılır. Erkeğin zor ödeyeceği veya hiç veremeyeceği bir mehr ile evlenen kadını, erkek boşayamaz. Boşarsa, maddi hayatı felce uğrar. Mehr vermek korkusu, erkeğin iyi geçinmesine de sebep olur. Şayet erkek, mehr parasını verir de, hanımından ayrılırsa, hanımın kimsesi de yoksa, bu mehr parası ile geçinme imkanı bulabilir. İmkanı olan erkeğin, saliha kız veya kadına çok mehr vermesi iyi olur. Habeş imparatoru Necaşi, Ümm-i Habibe validemiz ile Peygamber efendimizin nikahlarını kıyınca, mehr olarak yaklaşık 2 kilo altın vermişti. (Nesai)

Mehr biçilmeden yapılan nikah da sahihtir. Ama daha sonra mehr-i misil vermek gerekir. Mehrin çoğunun bir sınırı yoktur. Fakat en azı, 5 gram altındır.

Boşadığı kadına mehrini ödememek kul hakkıdır. Ödemezse, ahirette azabı çok şiddetlidir. Kur�an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kadınlara mehrlerini gönül rızası ile verin; kendi arzuları ile mehrin bir kısmını size hediye ederlerse, onu da afiyetle yersiniz.) [Nisa 4]

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Mehr vermemek niyeti ile evlenen, kıyamette hırsızlarla haşrolur.) [R.Nasıhin]
(Hanımını bırakıp mehrini vermemek haramdır.) [Hakim]

(Mehr olarak, bir yüzük olsa da verin!) [Müslim]
(Mehr parası hayırlı maldır.) [Deylemi]

(En iyi mehr kolay ödenendir. Mehirde kolaylık gösterin. Çok mehr istemek düşmanlığa sebeptir.) [Abdürrezzak]

Karı koca arasında olan meşru halvet, yabancı kadın ile olan haram halvet gibi değildir. Yanlarında hissen veya şeran yahut tabiaten cinsi münasebete mani bir sebep bulunursa, meşru halvet olmaz. İkisinden birinin hasta olması, ihramlı olması, farz namazda, Ramazan orucunda olması, kadının hayız veya nifas halinde olması, yanlarında akıllı [7 yaşında] bir çocuk bulunması bu halvete mani olur. Fakat akıl baliğ olmayan bir çocuk, haram olan halvete mani olamaz. (Mezahib-i erbea)

Bir kız ile bir erkek nikahlanıp, sonra boşanırlarsa, böyle meşru bir halvet de olmamışsa, mehrin yarısını verir. Halvet olmuşsa mehrin tamamını verir.

Zifafa girmeyen ve halvet de olmayan kız, bir kere boşanınca, bain [kesin boşanmış] olur. Erkeğin buna hemen yarım mehir vermesi lazım olur ve iddet beklemez. Boşandığı gün bile, başkası ile evlenebilir.

DİNİMİZDE EVLİLİK GÖRÜŞMESİ

Sual: Evlenmeden önce, Müslüman erkek ve kız arasındaki görüşmeler nasıl olmalı, neleri konuşmalı, neleri sormak gerekir? Yanlarında kimse yokken konuşabilirler mi?

CEVAP:
Kız ile erkeğin oturup pazarlığa girişmeleri doğru değildir. Yani sünnet olan o görüşme pazarlık yeri ve zamanı değildir. Birbirine uygun olup olmadıkları, zaten aileler arasında konuşulur, sorulup araştırılır. Her bakımdan evlenmeleri uygun görülürse, kız ile oğlanın görüşmesi ondan sonra olmalıdır. Namaz kılıyor mu, yeterli geliri var mı, hangi okulu bitirdi, mizacı, huyu nasıldır, ehliyeti var mı, oğlan annesi ile mi oturacak gibi öğrenilmesi istenen şeyler, daha önce aileler arasında konuşulup halledilir. Yani aileler araştırıp, evlenmeye mani halleri olmadıkları meydana çıktıktan sonra, gençlerin, fiziki olarak birbirini görmeleri sağlanır. Bu da çok kısa olabilir.

Görüşme, halvete mani olacak şekilde olmalıdır. Mesela, odanın kapısı, hafif aralıklı olmalı veya kızın mahrem bir erkek akrabası bulunmalı, yahut erkeğin mahrem bir kadın akrabası olmalı. Mesela annesi, bacısı, halası, teyzesi, ninesi olabilir. Kızın veya oğlanın babası da, içeride durabilir.

Oğlanla kız birbirlerinin dengi ise, buna büyüklerin tavsiye ve tecrübeleri de eklenince, artık ince eleyip sık dokumak uygun olmaz.

Eskiden, çocuklarını evlendirecek olanlar, büyük bir zata sorarlar, o da, uygun dedikten sonra evlendirirlermiş. Zamanla, sormadan iş yapıyor denilmesin diye sormalar başlamış. Uygun denmesine rağmen, (Kız istemiyor, oğlan beğenmiyor) diyerek o zatın sözüne uymuyorlarmış. Bu aileler, tekrar, (Başka bir talip var mı) diye sordurunca, o zat da, (Bizim bulduğumuzu beğenmiyorlar, kendileri at pazarından baksınlar) dermiş.

Şu halde, kime danışıyorsak, söz dinleyeceksek danışmalıyız, dinlemeyeceksek hiç danışmamalıyız.

 
BİR BABA KIZINI EVLENDİRECEĞİ ZAMAN


Sual: Müslüman bir baba kızını evlendireceği zaman nelere dikkat etmeli?
CEVAP: Kızını evlendireceği erkeğin salih müslüman olmasına, Ehl-i sünnet itikadında olmasına, namaz kılmasına, içki içmemesine yani İslamiyet�e uymasına ve nafaka kazanacak kadar iş sahibi olmasına dikkat etmeli.

 Kızını bu vasıfta olan ile evlendirmeyen, evladını felakete sürüklemiş, Cehenneme atmış olur.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kızını fasık bir erkekle evlendirene, her gün bin lanet iner, onun ibadetleri ve duası kabul olmaz, farz ve nafilesi makbul değildir.) [Şira şerhi] [Fasık, açıktan günah işleyen demektir. Mesela namaz kılmayan, tesettüre riayet etmeyen fasıktır.]

(Kızını veya aile fertlerinden birini içki içene veren, onu ateşe atmış olur.) [Deylemi]

(Fasık erkekle evlenmeye razı olanın, kabrinden kalkarken alnında, "Allahın rahmetinden ümidini kesmiş" yazısı bulunur.) [M.Cinan]

(Kızını evlendirmek, onu elden çıkarmak demektir. O halde kızınızı evlendirirken nereye verdiğinize dikkat ediniz!) [Beyheki]

(Kızını fasıka veren, Allahü teâlânın emanetine hıyanet etmiş olur. Emanete hıyanet edenin gideceği yer, Cehennemdir.) [S. Ebediyye]

(Kızını fasıka veren kimse, melundur.) [S. Ebediyye]

(Şefaatime kavuşmak isteyen kızını fasıka vermesin!) [Şira]

 
EVLENECEK KIZLARA TAVSİYELER

Sual: Evlenecek kızlara tavsiyeniz nedir?
CEVAP: Erkek için de, kadın için de iyi geçinmek, fedakârlık ve sabır ister. (Külfetsiz nimet olmaz) buyurmuşlardır.

İyi geçinmek için, sıkıntılara katlanmak ve her zaman kendini haklı görmemek gerekir. Ben haklıyım demek geçimsizliğe yol açar.

Tecrübeli ve Müslüman bir annenin, asırlar önce kızına verdiği bir öğüt:
Doğup büyüdüğün, senelerce yaşadığın bir yuvadan çıkarak, yabancı bir yere gidecek, huyunu, suyunu bilmediğin bir insanla yaşayacaksın.
Sen ona yer ol ki, o sana gök olsun.
Sen ona ev ol ki, o da evin direği olsun.
Sen ona cariye ol ki, o da sana köle olsun.

Ona sıkıntı verme ki sevgisini azaltmasın.
Ondan uzak kalma ki, seni unutmasın!

Onun gözünü, burnunu ve kulağını koruyasın ki, gözü senden başkasını görmesin, senden başkasının kokusunu almasın ve senden hep güzel şeyler işitsin.

Evinde otur, ev ve el işleriyle meşgul ol!
Yiyecek, içecek hususunda o ne getirirse, onunla kanaat et ve şunu bunu alamıyoruz diye asla şikayette bulunma!

Koca hakkını kendi hakkın üzerine tercih et!
Kocanın akrabasının hakkını da önde tut!

İntizama ve temizliğe dikkat et!
Komşularınla iyi geçin, onlardan gelecek sıkıntılara katlan!

Bilhassa komşular arasında laf getirip götürme! Dedikodudan kaç!
Namazlarını vakit girer girmez kıl!

Sual: Yeni evlenen kızıma nasıl nasihat edeyim?
CEVAP
Aşağıdaki mektup, tecrübeli bir annenin kızına yazdığı nasihatlerdir:

Yavrum! Şimdi sana kırk yıllık evliliğimin tecrübelerine dayanarak bazı nasihatlerde bulunacağım. Bu nasihatlerime uyarsan dünyada mutlu bir ömür geçirdiğin gibi, ahirette de ebedi saadete ulaşırsın.

1- Kanaatkâr ol! Yani, kocan tarafından getirilen yiyecek ve giyecek her şeyi memnuniyetle kabul et! Çünkü, kanaat, kalbi huzura kavuşturur.

2- Söylenenleri daima iyi dinle ve kocanın meşru emirlerine itaat et!

3- Evin ve her şeyin her zaman, temiz, muntazam ve düzenli olsun!

4- Eşinin yemek saati ile uyku saatine dikkat etmelisin! Açlık insanı huysuz eder, uykusuzluk ise, öfkelendirir.

5- Evinin mallarını ve eşyasını iyi koru! Yaptığın işleri, iyilikleri başa kakma! İyiliğe karşı iyilik çabuk unutulur, fakat kötülüğe karşı yapılan iyilik unutulmaz.

6- Eşinin yakınlarına güzel muamelede bulun! Kocanın hatalarını, yalnız iken, yumuşak bir şekilde söyle!

7- Kocanın sırlarını hiç kimseye söyleme! Karı-koca arasındaki sırlar kabre beraberlerinde gömülmelidir.

8- Eşinin üzüntüsünü ve neşesini paylaş! Ona her yönüyle iyi bir hayat arkadaşı ol! Yalan, yuvayı içten içe yıkan bir kurttur.

9- Aranızdaki problemleri kendiniz halledin! Sakın bunları, bize ve başkasına taşıma! Kimseden medet umma!

10- Kocandan, almakta zorlanacağı, gücünün yetmeyeceği şeyleri isteme!

11- Kadının güzel huylusu, eşine Cennet nimetidir. Sen kocana Cennet nimeti ol! Azap çektirme!

12- Bunları yapabilmen, ancak, onun isteklerini kendi isteklerine, onun rızasını kendi arzularına tercih etmenle mümkün olabilir. Hep kendi istek ve arzularını ön plana çıkartırsan, bu nasihatleri tutman mümkün olmaz.

13- Beş vakit namazını şartlarına uygun kılmazsan zaten bu, felaket olarak sana da kocana da çocuklarına da yeter. Beş vakit namazın doğru olması için gusül ve abdestin doğru olması lazım. Bunların faydasını görmen için itikadının doğru olması lazım. Doğru itikad ehl-i sünnet itikadıdır. Her şeyden önce bunları öğrenin ve tatbik edin. Bunlar varsa her şey zamanla düzelir.

 
DİNİMİZCE EŞİNİ KISKANMAK

Sual: Karı-kocadan birinin eşini kıskanmasında bir sakınca var mıdır?
CEVAP: Bazı çevrelerde kıskanmayı ayıp gibi, çağ dışı gibi göstermeye çalışıyorlar. Gayur olmak, yani namusunu korumak için, meşru hudutlar içinde kıskançlık göstermek dinimizin emridir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâdan daha gayuru yoktur ve bunun için fuhşu yasaklamıştır.) [Buhari]
(Namus gayreti imandan, kadın-erkek bir arada eğlenmek de nifaktandır.) [Deylemi]

Namusunu kıskanmayana deyyus denir. Deyyuslar için hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, Cenneti yaratınca, �Cimri, sana giremez, deyyus senin kokunu bile duyamaz� buyurdu.) [Deylemi]

(İçki içene, ana-babasına âsi olan kimseye ve deyyusa, Cennete girmek haramdır.) [İ.Ahmed]

Bu büyük günahları işleyen kimsenin zerre kadar da olsa imanı varsa, günahlarının cezasını çektikten sonra Cennete gider. Fakat günahlar insanı küfre sürüklediği için, bu günahlara devam etmek büyük felakete yol açar. Zararın neresinden dönülürse kârdır. Bir an önce tevbe edip günahlardan sıyrılmalıdır. Tevbe eden, hiç günah işlememiş gibi olur. Kadının, kumasını da kıskanması normaldir. Fakat kıskançlığını açığa vurarak meşru sınırı aşmamalıdır. (Allahü teâlâ, kıskançlığı kadınlara ve cihadı erkeklere yükledi. Hangi kadın, bu emre iman ederek sabrederse, şehid olan mücahid kadar sevap kazanır) hadis-i şerifinde de, kadınların sabır göstermelerine işaret buyurulmaktadır. Kadın, hem kıskanacak, hem de buna katlanacaktır. İşte bu büyük fedakârlık, erkeklerin cihadı gibi tutulmuştur.

Sual: Gayur olmakla, kıskanmakla haset etmek arasında ne fark vardır?
CEVAP
Haset, kıskanmak, çekememek demektir. Yani, Allahü teâlânın birisine vermiş olduğu nimetin ondan gitmesini istemek demektir. Ondan gitmesini istemeyip de, kendisinde de olmasını istemek, haset olmaz. Buna gıpta etmek, imrenmek denir. Gıpta güzel bir huydur. İslamiyet�in ahkamına, yani farzları yapmaya ve haramlardan sakınmaya riayet eden, gözeten salih kimseye gıpta edilmesi vaciptir. Dünya nimetleri için gıpta etmek tenzihen mekruh olur. Birisinde bulunan kötü, zararlı şeyin gitmesini istemek, gayret olur. Gayret gösterene de gayur denir. Gayret, bir kimsede olan hakkına, onun başkasını ortak etmesini istememektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümin gayur olur. Allahü teâlâ ise daha gayurdur.) [Müslim]
(Namus gayreti imandandır.) [Deylemi]

Allahü teâlânın gayret etmesi, kulunun kötü, çirkin şey yapmasına razı olmamasıdır.
İnsanın Allahü teâlâya gayret etmesi, haram işlenmesini istememekle olur.

Yusuf aleyhisselamın, (Sultanın yanında benim ismimi söyle!) demesi gayret-i ilahiyyeye dokunarak, senelerce zindanda kalmasına sebep oldu. İbrahim aleyhisselamın, oğlu İsmail�in dünyaya gelmesine sevinmesi, gayret-i ilahiyyeye dokunarak, bunu kurban etmesi emrolundu. Allahü teâlânın çok sevdiklerine, bazı evliyaya böyle gayret etmesi çok vâki olmuştur.

 
İSLAM DA EVLİLİK

Kadın ve erkeklerin bir araya gelmesinden kendilerinin ve içerisinde yaşadıkları cemaatin çıkarlarını ilgilendiren birtakım ilişkiler meydana gelir. Bunlar; toplumda alış-veriş, icare ve vekalet gibi işleri yerine getirmek için bir araya gelişlerden kaynaklanan problemlerin dışındaki işlerdir. Bu ilişkilerin sadece evlilikten ibaret olduğu akla gelebilir. Hakikatte evlilik, bu ilişkilerin bir tanesidir. İlişkiler sadece evliliği değil, daha birçok şeyleri de kapsamına alır. Bunun için nevi içgüdüsünün tek görüntüsü sadece cinsi birleşme değildir. Analık, babalık, kardeşlik, oğulluk, dayılık, amcalık gibi hususların hepsi nevi içgüdüsünün tezahürleridir. Bundan dolayı erkek ve kadınların bir araya gelmelerinden meydana gelen ilişkiler, analık, babalık ve diğer hususları da içine alır. İctimai nizam, evliliği kapsadığı gibi bu hususları da kapsar. Şeriat; oğul olma, ana ve baba olma ile ilgili hükümler getirdiği gibi evlilikle ilgili hükümler de getirmiştir.

Ancak bu ilişkilerin aslı evliliktir. Diğer hususlar bu aslın dalları konumundadır. Evlilik olmadığı zaman babalık, oğulluk, analık ve diğer müesseseler meydana gelmez. Bundan dolayı evlilik bütün bu hususların aslını teşkil eder. Düzenleme açısından diğer hususlar bu temelden kaynaklanır. İhtiyacı hissetmek, insanı doğal olarak bu ihtiyacı doyurmaya sürüklediği gibi bu duygu aynı zamanda insanı cinsi birleşmeye de sürükler. Analık ve evlatlık duyguları da aynen cinsi duygular gibi tatmin olmak isteyen duygulardır. Hepsi karşılanmak ister. Evlilik, analık, babalık ve evlatlık gibi duyguların hepsi nevi içgüdüsünün tezahürlerindendir. Bu türden duyguların tümü nevi içgüdüsünden kaynaklanan duygulardır. Cinslerin birbirleri hakkındaki düşünceleri ile birbirlerine karşı yöneliş olur.

Evlilik; erkeklik ve kadınlık ilişkilerinin düzenlenmesidir. Diğer bir ifade ile erkek ve kadın arasındaki cinsi birleşmenin özel bir nizam ile düzenlenmesidir. Bu özel düzen; erkek ve kadın arasındaki cinsi ilişkilerin muayyen bir şekilde düzenlenmesini ve nesillerin yalnızca bu özel düzenlemenin ürünü olmasını gerektirmektedir. İnsan türünün çoğalması bu nizam ile gerçekleşir. Yuva, bu nizama göre kurulur. Özel hayatın tanzimi, bu esasa göre cereyan eder.

Bu nedenledir ki İslâm, evliliği teşvik etmiş ve emretmiştir. İbni Mes'ud'dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Ey gençler topluluğu; sizden kim evlenmeye güç yetirirse evlensin. Zira evlenmek, gözü ve mahrem yeri en çok koruyandır. Kim de evlenmeye güç yetiremezse oruç tutsun. Zira oruç şehvetten uzaklaştırır, şehveti kırar."  Katede'nin Hasan'dan, onun da Semure'den rivayet ettiğine göre:



 "Nebi (s.a.v.) evlenmemeyi yasaklamıştır."   Katede: "Şüphesiz biz, sizden önce peygamber gönderdik ve onlara zevce ve çocuklar verdik" mealindeki ayeti okudu. Hadiste yer alan kelimesi, nikâhlanmamak yani evlenmemek anlamına gelmektedir. Ebu Hureyre Nebi (s.a.v.)'den şunu rivayet etmektedir:

"Üç kişiye yardım etmek Allah'ın üzerindeki bir haktır: Allah yolunda cihad eden kimse, namuslu olmayı arzu ederek nikahlanan (evlenen) kimse, borcunu ödemek isteyen sözleşmeli köle."  Yine Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:

"İslamda ruhbanlık yoktur." Ruhbanlık ve evlenmemek; kadınlarla cinsi ilişkiyi koparmak, Allah'a ibadetle meşgul olmak amacıyla nikâhı yani evlenmeyi terk etmek demektir. Oysa Kur'an'da evlenmeyi emreden sarih ayetler vardır. Yüce Allah şöyle byurmaktadır:

"Kadınlardan; ikişer, üçer ve dörder evleniniz." 

"İçinizden bekarları ve kölelerinizden, cariyelerinizden salih olanları evlendirin." 

İslâm; bâkire, doğuran ve dindar olan kadın ile evlenmeyi teşvik etmiştir. Enes (r.a.), Nebi (s.a.v.)'in evlenmeyi emrettiğini, evlenmeyip bekar yaşamayı şiddetle yasakladığını rivayet eder ve şöyle der:

"Çok seven ve doğurgan kadınlarla evlenin. Çünkü ben (kıyamet günü) diğer nebilere karşı sizin çokluğunuz ile övüneceğim."  Ma’kıl b. Yesar'dan: Dedi ki:

"Bir adam Nebi (s.a.v.)'e geldi ve şöyle dedi: Ben nesebi ve güzelliği olan bir kadına aşık oldum. Fakat o, doğurmuyor. Onunla evleneyim mi? Allah'ın Rasülü: Hayır, dedi. İkinci kez gelerek, yine aynı şeyi söyleyince, yine: Hayır, dedi. Üçüncü kez, ona geldi ve aynı şeyi sordu. Allah'ın Rasülü: "Çok seven ve doğurgan kadınlarla evlenin. Çünkü ben (kıyamet günü) sizin çokluğunuz ile övüneceğim."  Cabir'den: Nebi (s.a.v.) şöyle dedi:

"Ey Cabir, sen bakire ile mi yoksa dul ile mi evlendin? dedi. Cabir: Dul ile, dedi. Bunun üzerine Allah Rasülü: Bakire ile evlenseydin ya. Sen onunla oynar, o da seninle oynardı."  buyurdu. Ebu Hureyre Nebi (s.a.v.)'den şu hadisi rivayet etmektedir:

"Kadın, dört şeyi için nikâhlanır: Malı, nesebi, güzelliği ve dini için. Sen, dindar olanı tercih et ki ellerin toprağa değsin (fakirlikten kurtulasın)" 

Evlenmek isteyen erkeğin; bakire, soyu sopu belli bir aileden ve dindar olanını seçmesi mendubtur. Ayrıca nefsini koruyabilmesi için, güzel olanını tercih etmesi lazımdır. Faziletli, takva ve şerefli olanı tercih ideal olanıdır. Fakat bunlar, nikâhın şartları olmayıp, müstehab ve efdal olanıdır. Yoksa erkek, hoşuna giden kadını seçme yetkisine sahip olduğu gibi kadın da razı olacağı erkeği seçme hakkına sahiptir.

Eşler arasında denklik meselesinin şeriatta aslı yoktur. Bu konuda, uydurulmuş hadislerden başka herhangi bir delil yoktur. Zira bu düşünce Kur'an-ı Kerim'e ve sahih hadislere ters düşmektedir. Müslüman her kadın, herhangi bir Müslüman erkeğe denk olduğu gibi, her Müslüman erkek de herhangi Müslüman bir kadına denktir. Mal ve nesebteki farklılıkların herhangi bir değeri yoktur. Bir çöpçünün oğlu, emirü'l mü’mininin kızına denk olduğu gibi, berberin kızı da emirü'l mü’mininin oğluna denktir. Böylece Müslümanlar, birbirine denktirler. Cenabı Allah şöyle buyurmaktadır:

"Allah katında en keremli olanınız Allah'dan en fazla korkanınızdır."  Nebi (s.a.v.) halasının kızı ve aynı zamanda da Kureyş'in ileri gelenlerinden olan Zeyneb binti Cahşı azadlı kölesi Zeyd b. Harise ile evlendirmiştir. Abdullah b. Büreyde, babasından rivayet ettiğine göre: "Genç bir kız Rasulullah (s.a.v.)'e geldi ve şöyle dedi: Ya Rasulullah! Babam, kendi itibarını yükseltmek için, beni kardeşinin oğlu ile evlendirdi. Bunun üzerine Allah Rasülü evlenme işini kıza bıraktı. Ardından kız şöyle dedi: Ben, babamın teklifini yerine getirdim. Fakat ben, (bu meselede) babaların kızlarını (zorlama) hakları olmadıklarını kadınlara öğretmek istedim."  Bu hadis, kızının rızası olmadan babasının onu evlendirdiğini göstermektedir. Fakat kızın bu evliliğe rızası yoktur. Ancak kızın bu hoşnutsuzluğu evlendiği kimseyi kendisine denk görmemesinden kaynaklanmamaktaydı. Ebu Hatem El-Müzenni'den rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Size, ahlak ve dininden hoşlandığınız biri gelirse onu evlendiriniz. Eğer evlendirmezseniz yeryüzünde fitne ve büyük bir fesad olur. Dediler ki: Ey Allah'ın Rasulü, onun herhangi bir kusuru olsa da mı? denilince; Dini ve ahlakı sizi memnun eden birisi gelirse (kız isterse) onu nikahlayınız, sözünü üç kere tekrarladı."  Tirmizi bu hadisi Ebu Hureyre'den şu lafızla rivayet etmektedir:

"Dini ve ahlakı sizi memnun eden birisi kız istemek üzere size gelirse onu evlendirin. Böyle yapmazsanız yeryüzünde fitne ve büyük bir fesat olur."  Aynı hadis bir başka yoldan da rivayet edilmiştir. Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre;

"Ebu Hind Rasulullah (s.a.v.)'in bıngıldak kısmından kan almıştı. Nebi (s.a.v.): Ey Beni Beyada, Ebu Hind'i evlendirin ve onunla evlenin, buyurdu."  Hanzala b. Ebu Süfyan el-Cumeyhi annesinden şunu rivayet eder: Dedi ki: "Ben, Abdurrahman b. Avf'ın kız kardeşinin Bilal'e nikâhlı olduğunu gördüm."

İşte bütün bu deliller, eşler arasında denkliğin muteber ve değerli bir şey olmadığına açıkça delalet ederler. Herhangi bir kadın, herhangi bir erkeğin kocalığına razı olursa onunla, kendi rızasıyla evlenir. Aynı şekilde, herhangi bir erkek de bir kadını eş olarak seçer ve onun rızasıyla onunla evlenebilir, aralarında denkliğin bulunup bulunmamasına bakılmaz. Ancak İbni Ömer'in Nebi (s.a.v.)'den rivayet ettiği iddia edilen şu hadise gelince: "Arablar, birbirlerine denktirler. Kabile kabileye, oymak oymağa, adam adama. Ancak, dokumacı ve kan alıcılar müstesna" Bu hadis asılsız, yalan ve batıldır. İbni Ebi Hatim: Ben, bu hadisi babamdan sordum o, bunun münker olduğunu söyledi. İbni Abdil Berr: “Bu hadis; mevzu ve münkerdir” der. Bezzar'ın Muaz hadisinden tahriç ettiği: "Arabların bir kısmı bir kısmına denktir. Azatlı köleler de birbirine denktirler"  hadisinin isnadı zayıftır. Berire'nin hadisine gelince; Nebi (s.a.v.)’in Berire'ye söylediği: "Sen azad edildiğin zaman, senin nikâhın da azad edilmiş olur. İstediğin seçeneği yap" mealindeki hadis denkliğe delalet etmez. Çünkü onun kocası köle idi. Bir köle ile evli bulunan cariye azat edilerek hürriyetine kavuştuğu zaman, köle olan kocasının zimmetinde kalmakla, köle ile olan nikâhını feshetmek arasında muhayyer bırakılır. Bu hadis de denkliğe delalet etmemektedir. Kasım'ın, Aişe'den rivayetine göre: "Berire'nin kocası bir köle idi. Berire, onun nikâhı altında idi; azad edilince Rasulullah (s.a.v.) ona: "Seçme hakkına sahipsin. İstersen bu kölenin nikâhı altında kalırsın, istersen ondan ayrılabilirsin."  buyurmuştur. Müslim'deki rivayete göre; Urve'nin Aişe'den rivayet ettiği hadis ise şöyledir: "Berire azat edilmişti. Kocası ise halen köle idi. Allah Rasülü Berire'yi muhayyer bıraktı. Eğer kocası hür olmuş olsaydı onu, muhayyer bırakmazdı." "Ancak birbirine denk olanları evlendiriniz; o kadınları ancak velilerinin izinleriyle evlendiriniz"  mealindeki hadis, aslı olmayan, zayıf bir sözden ibarettir.

Böylece, denkliğe delalet eden harhangi bir nassın söz konusu olmadığı meydana çıktığı gibi; denkliğin varlığını kabul edenlerin kullandıkları delillerin batıl olduğu veya bu hususa istidlal yönü bulunmadığı açıkça görülmektedir. Denkliği şart olarak kabul etmek, Rasulullah (s.a.v.)'in: “Takvanın dışında, Arabın aceme, herhangi bir üstünlüğü yoktur" mealindeki hadisiyle çatıştığı gibi, Kur'an'ın kat'i nassıyla da çatışmaktadır. Nitekim Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

"Allah'ın katında en keremli olanınız takvaca en ileri olanlarınızdır." 

Din ihtilafı ise denklikle ilgili bir konu değildir. Bu konu; Müslümanların, Müslüman olmayanlarla evlenip evlenmemeleri konusudur ki bu, başka bir konudur. Allah (c.c.), Müslüman bir erkeğin, ehli kitaptan bir Yahudi veya bir Hıristiyan ile evlenebileceğine cevaz vermiştir. Zira, Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

"Bugün size temiz olanlar helal kılındı. Kitap verilenlerin yemekleri sizin için helal, sizin yemeğiniz de onlara helaldir. Mü’minlerden hür ve iffetli kadınlar ve sizden önce kitap verilenlerin hür ve iffetli kadınları zina etmeksizin, gizli dost tutmaksızın ve mehirlerini verdiğiniz takdirde size helaldir."  Kendilerine kitap verilen iffetli kadınların, ücretleri olan mehirlerinin verilmesi koşulu ile Müslümanlara helal olduğunu ayet açıkça ortaya koymaktadır. Ayet gereğince müslüman bir erkek, kitap ehli bir kadınla evlenebilir. Çünkü ayete göre kitap ehlinden iffetli kadınlarla evlenmek, Müslüman erkeklere helaldir. Müslüman bir kadının, ehli kitabtan bir erkekle evlenmesi ise şer'an haramdır; mutlak olarak caiz değildir. Böyle bir şey vuku bulursa, bu nikâh batıl olduğu için gerçekleşmiş olmaz. Müslüman bir kadının ehli kitaptan bir erkekle evlenmesinin haram olduğu Kur'an'ın sarahatı ile sabittir. Nitekim Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

"Ey iman edenler! Mü’min kadınlar size muhacir olarak gelirlerse, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer onları mü’mine olarak görürseniz, onları kafirlerle geri döndürmeyin. Onlar, kafirlere helal olmadığı gibi, onlar da o kadınlara helal olmazlar."  Bu ayet yalnızca tek bir manayı ihtiva eder, bu da; Müslüman kadının kafire helal olmadığı ve kafirlerin de Müslüman kadınlara helal olmadıklarıdır. Kocanın kafir oluşu, kafir koca ile Müslüman kadın arasında nikâhın tahakkuk etmeyeceğini sonuçlandırır. Zira bu husus, ayetteki şu ifade ile açıkça vurgulanmaktadır:

"Eğer onların mü’min olduklarını bilirseniz, tekrar o kadınları kafirlere geri göndermeyin. O kadınlar onlara helal olmadığı gibi, o erkekler de o kadınlara helal olmaz."  Hükmün; müşrik olsun, ehli kitaptan olsun tüm kafirleri kapsamına alması için ayette Allah (c.c.) müşrik kelimesi yerine "kafirler" tabirini kullanmıştır. Kitap ehlinden Hıristiyan ve Yahudilerin kafir oldukları ise Kur'an'ın kati nassıyla sabittir. Nitekim Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur:

"Ne ehli kitabtan olan kafirler ve ne de müşrikler, Rabbinizden size bir hayırın indirilmesini istemezler."   Bu ayette geçen kelimesi tabîz için değil, beyan içindir. Yine Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

"Allah'ı ve peygamberini inkar ederek kafir olan, iman etme hususunda Allah ile peygamberi arasında fark gözetip; bir kısmına inanır bir kısmını inkar ederiz diyarek küfürle iman arasında bir yol tutmak isteyenler, işte onlar gerçekten kafir olanlardır. Kafirlere ağır bir azap hazırlamışızdır."  Kitap ehli, Muhammed (s.a.v.)'in risaletine inanmadıkları için kafirdirler. Cenab-ı Allah (c.c.) bu hususta muhtelif ayetlerde şöyle buyurmaktadır:

"Allah, Meryem oğlu Mesih'dir diyenler kafir olmuşlardır." 

"Şüphesiz, Allah üçün üçüncüsüdür diyenler kafir olmuşlardır." 

Kitap ehlinden kafir olanlarla müşrikler."   Buradaki edatı tabîz için değil, beyan içindir.

"Şüphesiz ehli kitabtan kafir olanlar ile müşrikler."   Yine burada ki edatı da tabîz değil beyan içindir.

 "O'dur ehli kitaptan küfretmiş olanları ilk sürgünde yurtlarından çıkarmış olan..." 

"Münafıklık etmiş olanlara bakmadın mı ki, ehl-i kitap'tan küfretmiş olan kardeşlerine..."  Bu ayetler; kitap ehlinin kafir olduklarını ve "küffar" kelimesinin onları da kapsamına aldığını gösteren Kur'an'ın sarih ifadeleridir. Mümtehine suresinde yer alan aşağıdaki ayet bu ayetlerle birlikte ele alındığı zaman; müslüman bir kadının ehli kitaptan bir adam ile evlenmesinin mutlak surette caiz olmadığı hususunda açık ve net bir anlam taşıdığı ortaya çıkar. Çünkü ehl-i kitap, yukarıdaki ayetler gereğince kesinlikle kafirler grubuna giren insanlardandır.

"Eğer onların mü’min kadınlar olduklarını öğrenirseniz; artık onları kafirlere geri göndermeyin. Bunlar onlara helal değildir, onlar da bunlara helal değildir..." 

Müşrikler ise ehl-i kitab'tan başka bir sınıftır. Mecusiler, yıldızlara tapanlar, Budistler, putperestler ve benzeri kimselerdir. Bunlarla evlenmek mutlak olarak caiz olmaz. Müslüman bir erkeğin müşrik bir kadınla evlenmesi kesinlikle caiz değildir. Aynı şekilde müslüman bir kadının müşrik bir erkekle evlenmesi de kesinlikle caiz değildir. Bu husus, Kur'an'ın kat'î nassıyla sarahatan açıklanmıştır:

"İman edinceye kadar müşrike kadınlarla evlenmeyin; hoşunuza gitse de, müşrike bir kadından, mü'mine bir kadın kesinlikle daha hayırlıdır. İman etmedikçe müşrik bir erkekle kesinlikle evlenmeyin. Hoşunuza gitse de, müşrik bir erkekten, mü'min bir köle daha hayırlıdır..."  Bu ayet, müşrike olan bir kadının Müslüman erkek ile, müşrik olan bir erkeğin de Müslüman olan bir kadın ile evlenmesinin haram olduğunu ifade eder. Şayet bu nevi bir nikâh vuku bulursa batıl olduğu için gerçekleşmiş olmaz. Hasan b. Muhammed'den: Dedi ki: "Rasulullah (s.a.v.) Hecr Mecusilerine yazdığı bir mektupta, onları İslâm'a davet ederek şöyle diyordu: “Kim Müslüman olursa, onun Müslümanlığı kabul edilir. Kim kabul etmezse ona cizye vergisi vurulur, kestiği yenilmez ve hiçbir (müslüman) kadın onunla evlenemez."

Böylece İslâm, sadece evlenmeği teşvik etmekle iktifa etmeyerek, Müslüman erkeğin ve kadının kiminle evlenebileceğini, kimlerle de evlenmesinin haram olduğunu beyan etmiştir. Evlenmek isteyen kimsenin, evleneceği kimsede bulunması güzel olan sıfatları da anlatmıştır. Ancak, kendisiyle evlenilecek kadının, başkasının hanımı ve iddet bekleyen birisi olmamasını şart koşmuştur. Çünkü evliliğin şartı, kadının evli ve iddet halinde olmamasıdır.

Ancak henüz nikâh akdinin icra edilmediği, sözlü olan kadına gelince; eğer kadın veya onun velisi, evlenme teklifinde bulunan kimseye açık veya dolaylı yolla müsbet cevap vermişlerse bir başkasının onu istemesi haram olur. Ukbe b. Amir Rasulullah (s.a.v.)'in şöyle dediğini rivayet etmektedir:

"Mü’min, mü’minin kardeşidir. Mü’min için, kardeşinin alış verişi üzerine fiyat kırması helal olmaz. Mü’minin kardeşinin sözlüsüne evlenme teklifi yapması helal olmaz; meğer ki o kardeşi, o kadını terketmiş olsun."  Ebu Hureyre ise Nebi (s.a.v.)'den şu hadisi rivayet etmektedir:

"Kişi, kardeşinin sözlüsüne evlenme teklifi yapmasın; taki evleninceye veya tamamen vazgeçinceye kadar."  Fakat, evlenme teklifi yapılan kızın, teklifi reddetmesi veya henüz müsbet bir cevap vermemesi veya meseleyi soruşturmaya bırakmış olması durmunda bir başka erkek isteyebilir, bu caizdir. Çünkü henüz o, bir başkasının sözlüsü değildir. Kays kızı Fatıma bir gün Nebi (s.a.v.)'e gelerek, Ebu Cehm ve Muaviye'nin, kendisine evlenme teklifi yaptıklarını söyledi. Rasulullah (s.a.v.):

"Muaviye, malı olmayan bir fakirdir. Ebu Cehm ise sopasını omuzundan indirmez (daima dışarıda gezer). Sen, Zeyd'in oğlu Üsame ile evlen."  dedi. Muaviye ve Ebu Cehm'in kendisini istediklerini haber verdiği halde Peygamber (s.a.v.) ona, Usameyi istemiştir.

Kadına evlenme teklifi yapıldığında, bu evlenme teklifini kabul edip etmeme hakkı kadına aittir. Onun izni olmadan, velisinin onu bir başkasıyla evlendirmeye veya bunu engellemeye hakkı yoktur. İbni Abbas'tan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (s.a.v.) şöyle demiştir:

"Dul kadın, velisinden daha bir hak sahibidir. Bakire ise, evlenmek için kendisinden izin istenir. Onun izni susmasıdır."  Yine Ebu Hureyre’den rivayet edilen bir başka hadiste şöyle denilmektedir:

"Dul kadın, kendisine danışılmadan nikahlanamaz, Kendisinden izin istenmedikçe, izni olmadan bakire kız da nikâh edilemez. Bakirenin izni nasıl olur? Dediler, Peygamber (s.a.v.): Onun izni sükut etmesidir" buyurdu.” 

İbni Abbas'tan rivayet edildiğine göre; "Bakire bir cariye Peygamber (s.a.v.)’e geldi. İstemediği halde, babasının kendisini evlendirmek istediğini söyledi. Bunun üzerine, Peygamber (s.a.v.), onu muhayyer kıldı.”  Ensarlı Hizam kızı Hunesa'dan rivayet edildiğine göre: "Kendisi dul olduğu ve evlenmek istemediği halde babasının onu evlendirmek istediğini Peygamber (s.a.v.)’e gelip söyledi. Peygamber (s.a.v.) de onun nikâhını geri çevirdi."

Bu hadislerin hepsi, kadının izni olmadıkça evlenme muamelesinin tamam olamayacağını ifade ederler. Kadın, bu evliliği kabul etmez veya zorla evlendirilirse, bu akid fesh olur. Ancak kadın sonradan razı olur ve dönerse nikâh geçerli olur.

Kadın ile evlenmek isteyen ve istemeye gelen kimselerle kadının evlenmesine mani olmak Kur'an-ı Kerim'de belirtildiği gibi yasaklanmıştır. Nitekim Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur:

"Eğer maruf bir şekilde, aralarında razı olurlarsa, evlenmelerine engel olmayın." 

Makil b. Yesar'dan rivayet edilen sahih bir hadis ile sabit olduğuna göre Makil, şöyle demiştir: "Ben, kız kardeşimi birisiyle evlendirmiştim, daha sonra adam onu boşadı. İddeti bitince adam, tekrar onu istemeğe geldi. Ben: Kız kardeşimi sana verdim, evini döşedim ve sonra ikramda bulundum, fakat sen onu boşadın. Şimdi de gelip onu istiyorsun. Vallahi kız kardeşim bir daha sana dönmeyecektir. Adam, fena bir kimse değildi. Kız kardeşim de ona dönmek istiyordu. Allah (c.c.);   Eğer maruf bir şekilde, aralarında razı olurlarsa, evlenmelerine engel olmayın."   ayetini indirince ben: Ya Rasulullah ben şimdi ne yapacağım dedim. Allah Resulü:  “Kardeşini onunla evlendir"  buyurdu.”   Başka bir rivayette ise:

 "Ben yaptığım yeminin kefaretini ödedim ve kız kardeşimi ona verdim"  cümlesi vardır. Ayette geçen: kelimesinin anlamı, kadın istediği takdirde onu evlenmekten menetmektir ki bu, haramdır ve böyle bir işe teşebbüs eden kimse fasıktır. Bir kadını evlenmekten alıkoyan kimse, yaptığı bu ameli ile fasık sayılır. Fakihler, böyle bir engellemede bulunan kimsenin fasık olacağında görüş birliği etmişlerdir. Evlenmek için kadına görücü giderse veya kendisi evlenmek isterse, bu konuda tek yetki kadına aittir; ister kabul eder, ister reddeder.

Evlenmek üzere kadın ve erkek arasında ittifak tamamlanınca, evlenme akdini yapmaları lazımdır. Evlenme ancak şer'i akitle tamamlanır. Birinin diğerinden yararlanmalarını helal kılacak tek şey şer'i hükümlere uygun olarak yapılan şer'i akittir. Bu akde göre evliliğe terettüp eden hükümler gerçekleşir. Kadın ve erkek, uzun bir zaman bir arada bulunsalar bile şer'i bir şekilde akit yapılmadıkça evlilik gerçekleşmiş sayılmaz. İki eşin bir araya geldikleri gibi iki dostun bir araya gelmeleri evlilik sayılmaz. Bu tür birliktelik zina sayılır. Aynı şekilde iki erkeğin aralarında muaşeret yapmak üzere bir araya gelmede ittifak etmeleri de evlilik sayılmaz, ancak livata sayılır.

Medeni evliliğe gelince; bu, bir arada yaşamak ve boşanmak üzere kadın ile erkek arasında yapılan bir anlaşmadır. Bu anlaşma gereğince nafaka tasarrufu, evden çıkma, erkeğin kadına, kadının da erkeğe itaatı ve benzeri bir takım görevler, evlat sahibi olma, oğlan veya kız çocuğun kime ait olacağı gibi hususlar, irs ve neseb gibi bir arada yaşamaktan veya terkinden kaynaklanan birtakım haklar doğar. Burada sıralanan tüm bu hususlar, üzerinde ittifak ettikleri ve kabullendikleri şartlara göre uygulanır. Medeni evlilik, sadece bir evlilik ittifakı olmayıp, hem evliliğe hem de evlilikten doğan neseb, nafaka, miras ve diğer birtakım hususları, her ikisinin veya birinin diğerini terk etmesi yani boşanma durumlarını da kapsar. Üstelik, erkeği dilediği kadınla, kadını da dilediği erkekle, aralarındaki anlaşmaya göre evlenebilmeleri hususunda tamamıyla serbest bırakır. Bundan dolayı medeni evlilik şerân caiz değildir. Bu akde, olarak bir evlilik ittifakı nazarıyla bakılamayacağı gibi, nikâh akti nazarıyla da bakılamaz. Şerân, bunun herhangi bir kıymeti yoktur.

Müslüman bir erkekle Müslüman bir kadın veya Müslüman bir erkekle evli, ehli kitaptan bir kadın arasında medeni kanuna göre herhangi bir evlilik akdi meydana gelse, kadın ile erkek arasında akid sırasında şifahen veya yazı ile kullanılan sözlere bakılır. Şayet aralarındaki akitte "evlendirmek" ve "nikâh etmek" gibi lafızlar kullanılmış her ikisinden de kabul ve icab meydana gelmişse, şerân kabul ve icaba gerekli hususlar bulunmuş demektir. İcab ve kabulun yanında kızın velisi ve evlendiklerine dair iki de şahid bulunmuş ise, bu lafızlar ve şekil ile yapılan anlaşma, evlilik akdi sayılır. Çünkü bu, hem şer'i aktin sıfatlarını hem de medeni evliliğin şartlarını tamamlamaktadır. Bu, medeni ittifak değil şer'i akid ile evliliktir. Şer'i evlilik akdinde bulunması gerekli olan şartların hepsi bulunmazsa bu işlem evlilik sayılmaz. Medeni evlilik ittifakının kapsadığı şartlar şeriata uygun olsalar da mutlak olarak herhangi bir değer taşımaz. Çünkü, şeriatın getirdiği hükümlerle amel etmenin vacib oluşu, kadın ile erkeğin kendi aralarında yaptıkları ittifaktan alınamaz. Bilakis evlilik akdinden ve şeriatın beyan ettiği hükümden kaynaklanır. Bu nedenle medeni ittifakın taşıdığı şartların evlilikte hiçbir değeri yoktur. Bunlar, şeriata muhalif olurlarsa akdin batıl oluşu açıktır. Eğer bu şartlar her iki taraf için de akdin gereğine ters düşmeyen, şeriata muhalif olmayan, şeriatın caiz gördüğü şartlar ise, bunlar arasındaki evlilik akdi muteber kabul edilir. Eğer aralarında herhangi bir evlilik söz konusu olmayacak ise bu şartların mutlak olarak herhangi bir kıymeti yoktur. Eğer medeni evlilik akdi, Müslüman bir erkek ile müslüman kadın veya Müslüman bir erkekle ehli kitaptan bir kadın arasında olursa durum böyledir. Eğer Müslüman bir erkek ile müşrike bir kadın veya müşriklerin muamelesine göre yürütülürse veya müslüman bir kadın ile müslüman olmayan bir erkek arasında olursa, bu türden evlilik batıl olduğu için akit gerçekleşmiş olmaz. Tüm bunlardan anlaşıldığı üzere evliliğin şerân sahih bir nikah akti ile tamamlanabilmesi için, bütün şer'î şartları bünyesinde taşıması lazımdır. Bu şartlarla tamamlanmayan herhangi bir evlilik akdi, mutlak olarak evlilik sayılmaz.

Evlilik, şer'i olarak icab ve kabul ile gerçekleşir. İcab, akit yapan iki kişinin birinden ilk olarak sudur eden sözdür. Kabul ise akdi yapan diğer kimseden ikinci olarak sudur eden sözdür. Mesela, kız erkeğe, "ben kendimi sana eş olarak verdim”, erkek de “ben kabul ettim” dese ya da bunun tam tersi bir işlem yapılsa (önce erkek sonra da kadın konuşsa), konuşanlardan birincinin teklifi "icab", ikincisinin cevabı da "kabul"dür. İcab ve kabul direkt olarak evlenenlerin her ikisi tarafından olabileceği gibi, onların vekilleri tarafından da icra edilebilir veya biriyle diğerinin vekili arasında da gerçekleşebilir. İcabta "evlenmek" ve "nikâh etmek" lafızlarının olması lazımdır. Bu ifadenin kabulde yer alması şart değildir. Şart olan; bu icaba diğerinin razı olmasıdır. Evlenmeyi kabul ve razı olduğunu ifade eden herhangi bir lafız, bunu ifade eder. Ancak, icab ve kabulü ifade eden lafızların, mazi sigasıyla olması lazımdır. “Seni zevceliğe aldım” ve “kabul ettim” gibi lafızlarla olmalıdır. Bu lafızlardan biri mazi, diğeri müstakbel lafızlar ile olabilir. Çünkü, evlilik bir akittir. Evliliğin subut bulduğunu ifade eden bir lafızla olması lazımdır. O da, mazi sigasıdır. Evlilik akdinin gerçekleşmesi için dört şart gereklidir:

1- “Kabul” ve “icab”ın cereyan ettiği mecliste birlik olmalıdır. Yani, icabın sudur ettiği yer aynı zamanda kabulün sudur ettiği yer olmalıdır. Bu husus, akid yapan iki kişinin hazır bulunmaları halinde böyledir. Akid yapanlardan biri bir beldede, diğeri ise bir başka beldede olursa ve biri diğerine evlenme teklifi yapan bir icab mektubu yazsa, kendisine mektup gönderilen kimse de kabul etse evlilik gerçekleşmiş olur. Fakat bu durumda kendisi veya başkası iki şahid huzurunda mektubu okuyup onun ibaresini şahidlerin işitmesi lazımdır veya mektubu alan kimse, bulundurduğu şahidler huzurunda, "Falan kimse, bana evlenme teklifi yapmış bulunuyor" diyerek, mecliste onları şahid tutar ve kendini onunla evlendirdiğini söyler.

2- Akdi yapan her iki tarafın, birbirinin sözlerini işitmeleri ve anlamaları şarttır. Bu ifade ile evlilik akdinin kastedildiğini her iki tarafı da bilmelidir. Eğer işitmediği ve anlamadığı için bunu bilmezse, mesela; bir erkek bir kadına anlamadığı Fransızca ile "seni zevceliğe kabul ettim" cümlesini telkin ettikten sonra kadın, manasını anlamadığı lafızların aynısını tekrarlarsa ve bundan maksadın evlilik akdi olduğunu bilmezse, evlilik akdi gerçekleşmiş olmaz. Eğer kadın, bu sözlerin evlilik akdinden dolayı söylenen lafızlar olduğunu bilirse akid sahih olur.

3- İcabın hepsine veya bir kısmına ait olsa da kabul, icaba muhalefet etmemelidir.

4- Akid yapanlardan birinin diğeriyle evlenmesini şeriat mübah kılmış olmalıdır. Mesela, kadının Müslüman veya ehli kitap olması, erkeğin de sadece Müslüman olması lazımdır.

Bu dört şart tekamül ettiği zaman evlilik akdi gerçekleşmiş olur. Bu dört şarttan herhangi bir tanesi bulunmadığı takdirde, evlilik akdi gerçekleşmiş olmaz ve bu akid temelde batıl olur. Evlilik akdi gerçekleştiği takdirde evliliğin sıhhatı için üç tane sıhhat şartı lazımdır:

1- Kadın, evlilik akdinin “mahalli” olmalıdır.

2- Nikah ancak velinin varlığı ile sahih olur. Kadın kendi kendini evlendiremez veya velisi dışında bir başkası tarafından evlendirilemez. Evlendirme hususunda, velisinin dışında birisini vekil tayin edemez. Velisinin dışında birisini vekil tayin ederse nikah sahih olmaz.

3- Baliğ ve akıllı iki Müslüman şahidin bulunması lazımdır. Bu iki şahidin, evlilik akdiyle ilgili kabul ve icabı meydana getiren sözün gayesini anlamaları lazımdır. Bu iki şartı havi olduğu zaman, bu akid sahih olur. Bunlardan biri eksik olursa bu nikâh fasid olur. Ancak, evlilik akdinde akdin yazılmış olması veya bir vesika ile tescil edilmesi şart değildir. Kadın ve erkek tarafından, şifahi veya yazı ile bütün şartları havi şekilde cari olan kabul ve icab, evlilik akdini sahih kılar. İster bu yazılsın ister yazılmasın evlilik iki kişi arasında bir akid olduğu için ancak icab ve kabul ile tamamlanır.

Gerçekten akid ancak icab ve kabul ile tamamlanır ve oluşur. İcabta evlenmek ve nikâh lafızlarının şart kılınmış olması, nassta varid olduğu husustan dolayıdır. Nitekim Cenabı Allah:

"Onu seninle evlendirdik." 

"Babalarınızın nikâhlandığı kimselerle nikahlanmayınız."  buyurmaktadır. Sahabe icmaı'da bu hususta tahakkuk etmiştir. İcab ve kabul meclisinin bir olması şartına gelince; meclisin hükmü, akd halinin hükmüdür. Eğer kabulden önce akit tarafları ayrılırlarsa icab batıl olur. Çünkü o zaman kabulün anlamı olmaz. Zira ondan yüz çevirip ayrılmak, kabulü ortadan kaldırır. Yine o sırada akit yapan her iki kişinin başka şeylerle meşgul olmaları kabulden imtina anlamına gelebilir. Akid yapanlardan her birinin, diğerinin sözünü işitip onu anlaması şartına gelince; bu ifade ve ibare ile evlilik akdi kastediliyor; yine bu söz icaba, kabul cevabı olduğu için neyi ifade ettiği bilinmelidir. Çünkü icab; akid yapanlardan birinin diğerine hitabıdır. Eğer hitab edilen kimse söylenen şeyleri bilmezse hitab yapılmış sayılmaz. Dolayısıyla hitaba karşı herhangi bir kabul de söz konusu edilemez. icabın, kabule muhalif olmaması, icabın bütün gereklerine teslim olduğuna delalet etmediği müddetçe kabul sayılmaz. Eğer anlaşmazlık olursa, icaba dair varid olan hususlara teslim olunmamış olur ki kabul gerçekleşmiş olmaz. Şeriat'ın, akid yapan iki kişiden birinin, diğeri ile evlenmesini mübah kılmış olması şartına gelince; bilindiği gibi şeriat, caiz olmayan herhangi bir akdin yapılmasını yasaklamıştır.

Buraya kadar anlatılanlar akdin gerçekleşmesiyle ilgiliydi. Akdin sıhhatına gelince; akdi nehyeden herhangi bir husus varid olmazsa, şeriat o akdi tamam olarak görür. Fakat belli bir şey üzerinde yapılan akdin icrasını nehyeden bir husus mevcud olursa bu akid fasid olur. Ancak böylesi bir akid batıl olmaz. Kadının evlenme akdinde akid mahalli olarak şart kılınmasına gelince; şeriat bazı kadınlar ile evlenmeyi, bazı kadınları da nikah altında bir arada bulundurmayı yasaklamıştır. Eğer yapılan akid, akdin icrasının haram kılındığı kimseler üzerinde gerçekleşmişse bu akid sahih olmaz. Velinin izni olmadan nikahın sahih olmamasına gelince; Ebu Musa Nebi (s.a.v.)'den şu hadisi rivayet etmektedir:

"Velinin izni olmadan nikah yoktur."  Kadının, kendi kendisini veya başkasını evlendirme hakkına ve velisi dışındaki bir kimseyi vekil kılma hakkına sahip olmamasının delili Aişe (r.anha)'nın Nebi (s.a.v.)'den rivayet ettiği şu hadistir:

"Hangi kadın velisinin izni olmaksızın nikahlanırsa onun nikahı batıldır. Onun nikahı batıldır. Onun nikahı batıldır."  Ebu Hureyre ise Nebi (s.a.v.)'den şu hadisi rivayet eder:

"Kadın kadını evlendiremez. Kadın kendi başına da evlenemez. Zani kadın; kendi kendine evlenendir." 

İki Müslüman şahidin bulunmasına gelince; Kur'an-ı Kerim ric'î talak ile boşanmış bir kadına, tekrar kocasına dönmesi halinde, iki Müslüman şahidi şart koşmaktadır. Nitekim Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

"O kadınlar müddetlerini tamamlayınca, onları ya güzelce tutun veya güzelce onlardan ayrılın. Ve sizden olan, iki adil kimseyi şahid kılın."  Hasan (r.a.), "ayette geçen "sizden" tabiri iki Müslüman anlamına gelmektedir" diyor. Nikâh akdini devam ettirme anlamında olan "ric'î" de, iki Müslüman şahid şart kılındığına göre, evlilik binasını kurma sırasında yani nikâh akdi yapılırken iki şahidin bulunması şartı öncelikle aranır. Kaldı ki, nikâh akdi ve nikâh akdinin devamını istemek aynı konudur, her ikisinin de hükmü aynıdır.


düğün hazırlıkları

DÜĞÜN HAZIRLIKLARINIZ TAMAM MI ?

Evleneceğiniz tarihe karar verdikten sonra bütün yapmanız gereken isteklerinizi belirleyip, nikah gününe kadar önünüzdeki zamanı planlı kullanmak. İşte size yardımcı olabilecek hazırlık listesi!

Düğün hazırlıklarınız tamam mı?
Planlamayı kolaylaştırmak için
Yapacaklarınızın bir listesini çıkartıp iş bölümü yapın. Herşeye tek başınıza yetişmeniz çok zor olacağı için yakın arkadaşlarınızdan ve ailenizden yardım isteyin.
Son anda sorun çıkmaması için, yapılmasını isteyip istemediklerinizi ailenizle konuşup organize edin.
Aileniz ve eşinizle bir bütçe çıkarıp, neyi ne zaman alabileceğinizi belirleyin.
Evlilik listesi hazırlayarak bunu yakınlarınıza dağıtın.
Ev hazırlığı

Neyiniz var ve neler giyilebilir diye bir liste yapın.
Eksikleri önem sırasına koyarak alışverişe başlayın.
Bu arada evdeki dolapları karıştırmayı da ihmal etmeyin. Birçok eski ve kullanılmayan eşyayı tamir ederek yeniden kullanabilirsiniz. Örneğin eski bir bavul ya da sandık hoş bir sehpa olabilir.
İlk önce çok pahalı şeyleri alıp paranızı bitirmek yerine daha ucuz ama gerekli şeylere önem verin.
Nikah şekerleri
Nikahtan sonra davetlilere dağıtılmak üzere hazırlanan şekerler şimdi çok çeşitli. Klasik badem şekerlerinin yanı sıra kitap aralıkları, kuru çiçek ya da lavanta torbaları, midye kabukları, minik kutuların yanı sıra büyük tepsilerde çikolata da dağıtabilirsiniz.

Davetiyeler
Davetiye seçimini sakın son ana bırakmayın. Bazen davetiyeyi seçmek bastırmaktan daha uzun zaman alabilir. Davetiyelerin basım süresi, sayısına bağlı olarak ve basım evinin yoğunluğuna göre değişir. En iyisi nikah gününüz belli olur olmaz davetiyelerinizi bastırın ve en az birkaç hafta önce yollayın.

Fotoğraf ve video çekimleri
Düğününüze çağıracağınız fotoğrafçı, sizin yakın arkadaşlarınızı tanımayacağı gibi fotoğraflarda istediğiniz herkesi görüntüleyemez. Bu yüzden hem arkadaşlarınızı, hem de ailenizle büyüklerinizi tanıyan biri düğün boyunca fotoğrafçıya yardımcı olursa istediğiniz resimlere daha kolay ulaşabilirsiniz.

Gelinlik ve diğer ihtiyaçlarınız

Gelinliğinizin seçimini düğün tarihinden birkaç ay önce yapın. Terzinizle görüşüp, gelinliğinizi nikah tarihinden bir iki gün önce vermesini isteyebilirsiniz.
Ayakkabılarınızı düğünden önce bir iki kere giyip alışmaya çalışın. Yüksek topuklu ve dar ayakkabılar düğününüzü acılar içinde geçirmenize neden olabilir.
Saç modelinizin ve makyajınızın kararını son güne bırakmayın.
Kuaförünüzden size birkaç örnek yapmasını rica edebilirsiniz. Son dakikada uzun hazırlanmış bir saçı beğenmezseniz değiştirecek vaktiniz kalmayabilir.
Ayrıca ağır bir makyajdan da mutlaka kaçının.
Gelin buketiniz için çiçekçi ile en az bir hafta önceden görüştün. İstediğiniz çiçekler hemen bulanamayabilir.
Düşündüğünüz modeli de önceden anlatın. Aynı çiçeklerden salonda ve nikah masasında da olursa çok hoş görünebilir.
Küçük ayrıntılar

Bahşişler nikah günü başınıza dert açabilir. Bu yüzden küçük zarflara biraz bozuk para koyup, bir arkdaşınızın
bununla ilgilenmesini sağlayın. Eğer otel gibi bir mekanda evleneceksiniz, yöneticilerden biriyle görüşüp, o gece hizmet
verecek personel için toplu bir bahşiş bırakabilirsiniz.
Düğün günü yanınıza mutlaka yedek bir çorap alın. Kaçmış bir çorap, kıyafetinizin tüm güzelliğini yok eder.
O gece kullandığınız makyaj malzemelerini yanınızda bulundurun. İlerleyen saatlerde ihtiyacınız olabilir.
Gelecek kutlama telgrafları ve çiçeklerle ilgilenecek birini organize edin. Böylece hem telgrafların kaybolmalarını önlemiş olursunuz hem de düğün sonrası teşekkür cevabı vermeniz gereken kişileri unutamazsınız.

DÜĞÜN HAZIRLIKLARI REHBERİ

Bu yaz evlenecekler düğün hazırlıklarınız tamam mı? İşte kontrol etmeniz için 8 aylık süreyi kapsayan hazırlık programı..

Düğün hazırlıkları rehberi
Evlenmeye karar verip, iki üç ay içinde tüm formatileri ve hazırlıkları tamamlayanlar da olmuyor değil ama pekçok çift, nişanlılık dönemini uzun tutup, evliliğe yavaş yavaş, hiçbir detayı atlamadan hazırlanmayı uygun buluyor. İşte size 8 aylık süreyi kapsayan bir hazırlık programı.

Düğüne 8 Ay Kala
Müstakbel eşinizle ayrıntılı bir bütçe hazırlayın.
Ne türde ve büyüklükte bir düğün istediğinize karar verin.
Parti organizasyonlarında tecrübeli yakınlarınız ve danışmanlarla görüşün.
Davetli listesini hazırlayın.
Evde düğün yapmayı düşünüyorsanız, ikram listesini hazırlayın.
Çiçekçi, fotoğrafçı, müzisyen gibi düğünde ihtiyacınız olacak kişilerle konuşup fiyat almaya başlayın.
Eviniz için alışverişe çıkın. Örneğin beyaz eşya kampanyalarına şimdiden katılabilirsiniz.
Düğüne 6 Ay Kala

Evlilik için gereken hukuki işlemleri ve evrakların neler olduğunu öğrenin.
Kiralık bir evde oturacaksanız, araştırmalarınıza başlayın.
Gelinliğinizin modeline karar verin ve terzinizi seçin. Model seçmek uzun zaman alabilir.
Damadın ne giyeceğini de kararlaştırın. Hazır giyim firmalarını gezin. Diktirilecekse, modele karar verin, terziyi ve
kumaşı seçin.
Aile büyüklerinizin özellikle de anneninizin kıyafetine yardım edin.
Düğüne 4 Ay Kala

Kesin düğün tarihinizi saptayın. Nikah gününüzü alın.
Mönüyü kararlaştırın.
Davetiyelerinizi seçin ve neler yapacağınızı belirleyin.
Düğün pastanızı seçin.
Düğüne şehir dışından katılacaklar için kalacak yer ayarlayın.
Balayınızda ne yapmak istediğinizi saptayın. Hatta o an rezervasyon yaptırın.
Gelinlik provalarına başlayın.
Düğüne 2 Ay Kala

Davetiyelerinizi bastırmaya başlayın. Özellikle uzak yerlerde oturanlara şimdiden postalayın.
Son olarak misafir listenizi kontrol edin.
Size ulaştırılan hediyeleri bir yere not alın ve teşekkür mesajları iletmeyi unutmayın.
Gelinliğiniz hazırlanırken iç çamaşırı, balayı giysileri gibi küçük ayrıntıları da unutmayın. Gelinlik provalarınızı gelinliğin içine giyeceğiniz iç çamaşırı ile ya da kirlenmesini istemiyorsanız bir eşi ile yaptırın.
Mutlaka bir jinekoloğa gidin. Hem genel bir muayene olun, hem de doğum kontrolü hakkında bilgi alın. Doğum kontrolüne nikahtan daha önce başlamanız gerekebilir.
Eşinizinde sağlık kontrolünden geçmesini sağlayın.
Düğüne 1 Ay Kala

Nikah şekerlerini seçin ve sipariş verin.
Kuaförünüzle randevulaşarak, gelin başı için değişik saç modelleri deneyin.
Gelin arabanıza ve nasıl süsleneceğine karar verin.
Düğününüz yemekli olacaksa, misafirlerleriniz için bir oturma planı hazırlayın.
Nikah şahitlerinizi seçin ve kendilerine haber verin.
Düğüne 2 Hafta Kala

Yeni evinize artık iyice yerleşin.
O güne kadar hiç haber alamadığınız davetlilerinizi arayarak, onları bulmaya çalışın.
Bir güzellik salonuna gidip, cilt ve vücut bakımı yaptırın.
Çiçekçiniz ile görüşüp, gelin çiçeğinizin siparişini verin.
Düğüne 1 Hafta Kala

Detaylarla ilgili son kontrollerinizi yaptırın.
Yeni evinize tüm eşyalarınızın taşınmasını sağlayın ve artık evinize yerleşin.
Balayı rezervasyonunuzu kesinleştirin ve bavulunuzu hazırlayın.
Manikür, pedikür, ağda gibi kendi bakımınıza ait olan son işlemleri gerçekleştirin. Hatta rahatlamak için masaj yaptırın.
Gelinliğinizin altına giyeceğiniz ayakkabıyı, ayağınızın alışması için evde biaz kullanın. Bunu eşinize de tavsiye edin. Yeni
ayakkabıla düğün günü ayağınızı sıkabilir.
Ailenizle huzurlu bir gün geçirin.
Düğün Günü

Sabah uzun ve ılık bir banyo ile kendinizi rahatlatın.
Saçınızı yaptırın ve giyinmek, hazırlanmak için kendinize bolca vakit bırakın.
Muhteşem bir düğün yaşayın ve her dakikasının zevkine ayrı ayrı varın.

DÜĞÜN MASRAFLARI NASIL AZALTILIR

Hayatınızdaki en mutlu günlerden birinin, bütçenizi aşan masraflarla sizi gereksiz sıkıntılara sokmasını istemiyorsanız evlilik töreniniz için yapacağınız harcamaları dikkatlice planlamanız gerekiyor. Bazı küçük tasarruflarla bu masrafları biraz azaltmak elinizde.
Siyah-Beyaz Ama Nostaljik Davetiyeler
Tasarrufa makul fiyatlı bir davetiye seçerek başlayabilirsiniz. Basit, düz beyaz ya da keten rengi davetiye kağıtları sadece hem en ucuzudur hem de sadedir. Siyah baskı bu sadeliği tamamlayan en ekonomik çözümdür.
Doğru Zamanlama
En büyük masraf kalemlerinden biri olan salon kirasını minimize etmek için evleneceğiniz sezonu doğru olarak belirlemelisiniz. Yaz sezonunun tam ortasında yani Temmuz, Ağustos aylarında salon kiraları nispeten yüksekken, diğer aylarda daha makul ölçülerde kalıyor. Ayrıca hafta sonu yerine hafta içi günleri tercih etmeniz de pek çok salon için kira ücretini düşürecektir.
Gereksiz Törenler Yapmayın
Eğer bu konuda ailelerin özel istekleri yoksa nişan, kına gecesi gibi çok zorunlu olmayan törenlerden vazgeçin. Bunların her biri için ayrı kıyafetler almanız, kuaföre gitmeniz, bir yer kiralamanız ve başka bir sürü masraf yapmanız gerekir.
Salon Seçimi Önemli
Ayrıca, seçeceğiniz salonun bakımlı ve güzel olması sizi gereksiz süsleme masraflarından kurtaracaktır.
Davetli Sayısı
Özellikle yemekli düğünleriniz için davetli sayısı önemlidir. Unutmayın, düğününüze çeşitli nedenlerle katılamayan pek çok yakınınız olacak. Bu nedenle, hazırlanacak yemek miktarını davetli sayınızın %75-80'i gibi hesaplayın. Böylece gereksiz yemek masraflarından da kurtulmuş olacaksınız.

Bu noktalara ve aklınıza gelebilecek daha başka pek çok detaya dikkat ederek, evlilik töreninizi altından kalkılır bir hale dönüştürebilirsiniz. Üstelik evliliğe giden süreç ne kadar sade ve karmaşadan uzak olursa, o kadar huzurlu ve kolay olur.

Evlilikte parasal sıkıntılar nasıl aşılır

Evlilikte parasal sorunları nasıl aşabilirsiniz?
Evlilikte parasal sorunlar farklı şekillerde ve tiplerde karşımıza çıkar. "Kocam benim ve kendisinin aldığı her şeyin bir listesini yapıyor. Ay sonunda bunarın bir dökümünü çıkarıyor." "İkimiz de kendi hesabımızı kendimiz tutuyoruz ve ben bunun böyle devam etmesini istiyorum." gibi...
Ne tip sorunlar doğabilir?
Her tip! Kim ne satın alıyor? Paralarını ayıran çiftler aldıkları mallar mikroskopik seviyede olunca çeşitli sorunlar yaşayabilirler.
Birleştirmeli mi, birleştirmemeli mi?
Albümlerinizi, kasetlerinizi, disklerinizi birleştirdiniz, ama para oldukça farklı bir konu. Çiftlerden birinin diğerine göre daha fazla para biriktirmesi ya da daha fazla harcaması türünden bir dengesizlik olduğuna karar verildiğinde sorun yaşanabilir. Faturaları kim ödeyecek? Maddi sorumlulukları nasıl paylaşacaksınız? Ya da paylaşacak mısınız? Paylaşılmaları gerekiyor mu? Harcamalara birlikte mi katkıda bulunmalısınız? Kim neye sahip? "Bir malın parasını ödeyen ben kendimsem, bu mal kimin olacak?
Parasal konular
Çiftlerden biri diğerinden habersiz para biriktiriyorsa? "Para biriktiriyor ve bana hiç bilgi vermiyor."

Çiftlerden biri fütursuzca harcama yapıyorsa? "Parayı kazanan benim. O ise oyuncaklar, kasetler filan alarak anlamsızca para harcıyor."

Kontrol kimin elinde? "İki yakamızı biraraya getirmeyi ben sağlamak zorundayım. Paranın nereye gittiğini kontrol etmek benim işim."
Sorunu tanımladıktan sonra aşağıdaki stratejileri kullanarak çözebilirsiniz.

Takım ruhunu benimseyin: Çift olarak paranızı ne yapıyorsanız yapın, bir takım olarak hareket etmelisiniz. Bu, her konuda aynı fikirde olmanız gerektiği anlamına mı gelmektedir? Bu iki farklı sandalyede oturabileceğiniz, ama etrafa aynı yönden bakmanız gerektiği anlamına gelmektedir.

Her şeyi tartışın: Maddi kaygılarınızı, hedeflerinizi ve korkularınızı eşinizle konuşun.

Her seferinde tek bir sorunla uğraşın: Sorunların hepsini aynı anda çözemeyeceğinizi kabul edin. En basit ve kolay olanıyla başlayın. Kalanları derleyin ve çözdüğünüz sorunun tadını çıkarın.

Aranızdaki farklılıkları kabul edin: Birinizin diğerinden daha fazla kazanacağını kabul edin, ama bunun sizi duygusal olarak etkileyip etkilemeyeceğini tartışın.

Paralarınızı birleştirip bileştirmeyeceğinize karar verin: Paralarınız ayrılmalı mı, ayrılmamalı mı konusunu bir karara bağlayın. Bazı çiftler paralarını birleştirirlerken, bazıları ayırmayı tercih ederler. Bu hassas bir konu olduğundan sorunlara yol açabilir.

Paranızı birleştirip bileştirmeyeceğiniz sizin tercihinize kalmış. Birlikte nasıl çalıştığınız da varacağınız çözümün kabul edilebilirliğini ortaya çıkaracaktır.

Bazı çiftler ise bazen paralarını ayırırken, bazen birleştirirler. Bazıları masrafları yakından takip ederler ve gelirlerine bağlı olarak para harcarlar. Paranızı ayrı da tutsanız, az miktarda da olsa ortak paranızın olması iyi olacaktır. Şu anda ne yapmaya karar vermiş olursanız olun, yaşlandıkça kimin ne kadar para harcadığının önemini yitireceğini unutmayın, ilişkiye maddi değil de manevi açıdan yapacağınız katkı daha fazla önem kazanmaya başlayacaktır.

Temel harcamalara birlikte karar verin: Bu özellikle alınan malın parasının bir başkasından alınması durumunda geçerlilik kazanmaktadır. Karınıza ya da kocanıza kötü bir sürpriz yapmayın. Eşiniz bu tür bir haberi kazara duyarsa çok kötü duygular içine girecektir. Kişisel becerilerinizi kullanın: Kimin ne yapması gerektiğine karar verirken (manavdan alışveriş, faturaların ödenmesi ve diğerleri) her işe kimin en uygun olduğunu belirlemeye çalışın. Bazıları hesap tutmakta çok kötü olmasına rağmen bu işi yapmak zorunda kalabilirler. Bazılarıysa hesap makinesi ellerinde kuruşuna kadar para hesaplarlar. Bazıları fatura yatırmaktan zevk alırken, bazıları araba yıkamayı ya da manavdan alışveriş yapmayı tercih edebilirler.
Uzlaşın: Zorlu bir konuya yaklaşım gösterirken ortak bir zemin oluşturmanız gerektiğini aklınızdan çıkarmayın.
Danışın: Deneyimli olan birinin görüşlerini dikkate alın. Sizden daha uzun zamandır evli olan ve parasal sorunlarını çözmüş arkadaşlarınızdan veya akrabalarınızdan akıl alın. Sorunlarınız çok karmaşık görünüyorsa, bir finans uzmanından randevu alın.
Aylık toplantı yapın: Sadece maddi sorunları, faturaları, büyük masrafları ve tasarruf konularını görüşmek üzere her ay düzenli olarak bir kere toplantı yapın. Bu içinizden birinin para konusuna düşkün olmaması durumunda çok önemlidir. Çiftlerden biri parasal konuları düşünmekten nefret etse bile bu konuyla ilgilenmeli ve farkındalık kazanmalıdır. Parasal sorunları eşinizle birlikte çözmeye çalışmanızın eğlenceli olacağını da unutmamalısınız, iyi eğlenceler!

 
EVLİLİK LİSTESİ TENCERE TAVA TAKIMLARI

Evlenecek çiftleriçin en önemli şeylerden birisidir.Düğün alışverişi yeni bir yuva kurmak ve bu yuvanızın eşyalarını almak zevkli olduğu kadarda bir o kadar stresli ve sıkıntılı bir süreçtir.Düğün öncesi en çok stresin sıkıntının yaşandığı zaman bu alışveriş eviniz için eşyalarınızı aldığınız süreçtir.

Bizde Düğün Hazirliklari ekibi olarak sizlerin bu süreci en sorunsuz vestressiz bir şekilde aşabilmeniz için  sizlere bir evlilik listesi hazırladık Bu evlilik listemizde tencere tava takımlarına yer verdik. Aşşağıdakiler kuracağınız mutlu yuvanız için gerekli olan tencere tava takımlarıdır. Bunlara yeni birşeyler eklemek bu gerekli değil dediklerini çıkarmak size kalıyor.

TENCERE VE TAVA TAKIMLARI
Düdüklü tencere, Kızartma tenceresi, Barbekü-mangal, Çelik tencere takımı, Teflon tava takımı
Payreks tencere takımı

 

 
EVLİLİK LİSTESİ YEMEK TAKIMLARI

Evlenecek çiftleriçin en önemli şeylerden birisidir.Düğün alışverişi yeni bir yuva kurmak ve bu yuvanızın eşyalarını almak zevkli olduğu kadarda bir o kadar stresli ve sıkıntılı bir süreçtir.Düğün öncesi en çok stresin sıkıntının yaşandığı zaman bu alışveriş eviniz için eşyalarınızı aldığınız süreçtir.

Bizde Düğün Hazirliklari ekibi olarak sizlerin bu süreci en sorunsuz vestressiz bir şekilde aşabilmeniz için  sizlere bir evlilik listesi hazırladık. Bu Evlilik listemizde yemek takımlarına yer verdik Aşşağıdakiler kuracağınız mutlu yuvanız için gerekli olan yemek takımlarıdır.Bunlara yeni birşeyler eklemek bu gerekli değil dediklerini çıkarmak size kalıyor.

YEMEK TAKIMLARI
Düz servis tabakları, Çukur tabaklar, Salata ve tatlı tabakları, Ekmek ve tereyağı tabakları, Salata kasesi, Büyük kayık tabakları, Küçük kayık tabakları, Meyve tabağı, Çorba tenceresi, Çorba kaseleri, Tuzluk ve biberlik, Sosluk, Kürdanlık,Yağlık ve sirkelik

 
EVLİLİK LİSTESİ SERVİS PARÇALARI

Evlenecek çiftleriçin en önemli şeylerden birisidir.Düğün alışverişi yeni bir yuva kurmak ve bu yuvanızın eşyalarını almak zevkli olduğu kadarda bir o kadar stresli ve sıkıntılı bir süreçtir.Düğün öncesi en çok stresin sıkıntının yaşandığı zaman bu alışveriş eviniz için eşyalarınızı aldığınız süreçtir.

Bizde Düğün Hazirliklari ekibi olarak sizlerin bu süreci en sorunsuz vestressiz bir şekilde aşabilmeniz için  sizlere bir evlilik listesi hazırladık Bu evlilik listemizde servis parçalarına yer verdik Aşşağıdakiler kuracağınız mutlu yuvanız için gerekli olan servis parçalarıdır.Bunlara yeni birşeyler eklemek bu gerekli değil dediklerini çıkarmak size kalıyor.

SERVİS PARÇALARI
Peynir tabağı, Tereyağ kabı, Pasta tabağı, Kremalık, Şekerlik, Porselen demlik, Ekmek sepeti, Servis tepsileri, Peçetelik, Peçete halkaları, Kapaklı kek tabağı, Buz kovası ve maşası

 

 
EVLİLİK LİSTESİ BARDAKLAR

Evlenecek çiftleriçin en önemli şeylerden birisidir.Düğün alışverişi yeni bir yuva kurmak ve bu yuvanızın eşyalarını almak zevkli olduğu kadarda bir o kadar stresli ve sıkıntılı bir süreçtir.Düğün öncesi en çok stresin sıkıntının yaşandığı zaman bu alışveriş eviniz için eşyalarınızı aldığınız süreçtir.

Bizde Düğün Hazirliklari ekibi olarak sizlerin bu süreci en sorunsuz vestressiz bir şekilde aşabilmeniz için  sizlere bir evlilik listesi hazırladık Bu Evlilik listemizde ise eviniz için lazım olacak kullanabileceğiniz bardak çeşitlerine yer verdik. Aşşağıdakiler kuracağınız mutlu yuvanız için gerekli olan bardak çeşitleridir. Bunlara yeni birşeyler eklemek bu gerekli değil dediklerini çıkarmak size kalıyor.

BARDAKLAR
Su bardakları, Kırmızı şarap bardakları, Beyaz şarap bardakları, Şampanya bardakları, Kokteyl bardakları, Bira bardakları, Viski bardakları, Rakı bardakları, Likör bardakları, Konyak bardakları, Çay bardakları, Çay ve nescafe fincanları, Kahve fincanları

 
EVLİLİK LİSTESİ ÇATAL BIÇAK TAKIMLARI

Evlenecek çiftleriçin en önemli şeylerden birisidir.Düğün alışverişi yeni bir yuva kurmak ve bu yuvanızın eşyalarını almak zevkli olduğu kadarda bir o kadar stresli ve sıkıntılı bir süreçtir.Düğün öncesi en çok stresin sıkıntının yaşandığı zaman bu alışveriş eviniz için eşyalarınızı aldığınız süreçtir.

Bizde Düğün Hazirliklari ekibi olarak sizlerin bu süreci en sorunsuz vestressiz bir şekilde aşabilmeniz için  sizlere bir evlilik listesi hazırladık bu Evlilik Listemizde Çatal ve Bışak takımlarına yer vereceğiz Aşşağıdakiler kuracağınız mutlu yuvanız için gerekli olan çatal ve bıçak takımları bunlara yeni birşeyler eklemek bu gerekli değil dediklerini çıkarmak size kalıyor.


ÇATAL VE BIÇAK TAKIMLARI
Kahvaltı bıçağı, Kahvaltı çatalı, Kahvaltı kaşığı, Yemek çatalı, Yemek bıçağı, Yemek kaşığı, Balık bıçağı, Balık çatalı, Servis kaşığı, Servis çatalı, Servis bıçağı, Servis maşası, Tahta kaşık ve spatula, Bıçak seti, Şeker maşası, Çay kaşıkları, Sos kepçesi, Kepçe, kevgir ve kürek

 
EVLİLİK LİSTESİ DEKORATİF AKSESUARLAR

Evlenecek çiftleriçin en önemli şeylerden birisidir.Düğün alışverişi yeni bir yuva kurmak ve bu yuvanızın eşyalarını almak zevkli olduğu kadarda bir o kadar stresli ve sıkıntılı bir süreçtir.Düğün öncesi en çok stresin sıkıntının yaşandığı zaman bu alışveriş eviniz için eşyalarınızı aldığınız süreçtir.

Bizde Düğün Hazirliklari ekibi olarak sizlerin bu süreci en sorunsuz vestressiz bir şekilde aşabilmeniz için  sizlere bir evlilik listesi hazırladık Bu evlilik Listemizde mobilya beyaz eşya derken en önemli ve en çok uğraştıracak kısım olan dekor kısmı geliyor burada da sizler için bi liste hazırladık. Aşşağıdakiler kuracağınız mutlu yuvanız için gerekli olan dekoratif aksesuarlar bunlara yeni birşeyler eklemek bu gerekli değil dediklerini çıkarmak size kalıyor.


DEKORATİF AKSESUARLAR
Halı ve kilimler Lambalar Abajurlar Perdeler Tablolar Aynalar Kül tablaları Vazo ve resim çerçeveleri Şamdan Duvar ve masa saati Dekoratif koltuk üstü örtü ve yastıkları Dekoratif mumlar
Dekoratif yer minderleri

 
EVLİLİK LİSTESİ MUTFAK ALETLERİ

Evlenecek çiftleriçin en önemli şeylerden birisidir.Düğün alışverişi yeni bir yuva kurmak ve bu yuvanızın eşyalarını almak zevkli olduğu kadarda bir o kadar stresli ve sıkıntılı bir süreçtir.Düğün öncesi en çok stresin sıkıntının yaşandığı zaman bu alışveriş eviniz için eşyalarınızı aldığınız süreçtir.

Bizde Düğün Hazirliklari ekibi olarak sizlerin bu süreci en sorunsuz ve stressiz bir şekilde aşabilmeniz için  sizlere bir evlilik listesi hazırladık Bu Evlilik listemizdede mutfağınız için gerekli olan mutfak aletlerine yer verdik. Aşşağıdakiler kuracağınız mutlu yuvanız için gerekli mutfak aletleridir.Bunlara yeni birşeyler eklemek bu gerekli değil dediklerini çıkarmak size kalıyor.

MUTFAK ALETLERİ
Tost makinesi, Ekmek kızartma makinesi, Kahve /çay makinesi, Fritöz, Su ısıtıcısı, Elektrikli bıçak, Mikser/ mutfak robotu, Hamur açma makinesi, Mikro dalga fırın, Blender, Mutfak makası, Mutfak tartısı, Konserve açacağı, Tirbuşon, Termos, Ekmek kutusu, Ekmek tahtası, Cezve takımı, Makarna süzgeci, Çay süzgeci, Sarımsak ezici, Nihale, Narenciye sıkacağı

EVLİLİK LİSTESİ MUTFAK GEREÇLERİ

Evlenecek çiftleriçin en önemli şeylerden birisidir.Düğün alışverişi yeni bir yuva kurmak ve bu yuvanızın eşyalarını almak zevkli olduğu kadarda bir o kadar stresli ve sıkıntılı bir süreçtir.Düğün öncesi en çok stresin sıkıntının yaşandığı zaman bu alışveriş eviniz için eşyalarınızı aldığınız süreçtir.

Bizde Düğün Hazirliklari ekibi olarak sizlerin bu süreci en sorunsuz ve stressiz bir şekilde aşabilmeniz için  sizlere bir evlilik listesi hazırladık Bu Bölümümüzde Evlilik Listemizin Mutfak Gereçleri Kısmına Yer Vereceğiz Evinizin Mutfağında neler ihtiyaç duyarsınız, neler almanız gerekli. Aşşağıdakiler kuracağınız mutlu yuvanız için gerekli olan Mutfak Gereçleridir. Bunlara yeni birşeyler eklemek bu gerekli değil dediklerini çıkarmak size kalıyor.


MUTFAK GEREÇLERİ
Çaydanlık, Güveç kapları, Kek kalıpları, Saklama kapları, Erzak kavanozları, Baharat takımı, Sebze sepetleri, Yumurta çırpıcı, Yumurta fırçası, Fırın tutacağı, Yemek önlüğü

EVLİLİK LİSTESİ TEKSTİL ÜRÜNLERİ

EvliliEvlenecek çiftleriçin en önemli şeylerden birisidir.Düğün alışverişi yeni bir yuva kurmak ve bu yuvanızın eşyalarını almak zevkli olduğu kadarda bir o kadar stresli ve sıkıntılı bir süreçtir.Düğün öncesi en çok stresin sıkıntının yaşandığı zaman bu alışveriş eviniz için eşyalarınızı aldığınız süreçtir.

Bizde Düğün Hazirliklari ekibi olarak sizlerin bu süreci en sorunsuz vestressiz bir şekilde aşabilmeniz için  sizlere bir evlilik listesi hazırladık Bu Evlilik Listemizde de eviniz için gerekli olan tekstil ürünlerine yer verdik Aşşağıdakiler kuracağınız mutlu yuvanız için gerekli olan tekstil ürünleridir. Bunlara yeni birşeyler eklemek bu gerekli değil dediklerini çıkarmak size kalıyor.


TEKSTİL ÜRÜNLERİ

Masanız için; Günlük yemek örtüsü ve peçeteleri Özel günler için yemek örtüsü ve peçeteleri Amerikan servisler Sehpa örtüleri
Yatağınız için; Nevresim takımları Yatak örtüsü Battaniye Yorgan Pike Yastık Banyonuz için; El ve yüz havluları Vücut havluları Ayak havlusu Lif, kese ve sabunluk Bornoz takımı Duş perdesi Klozet takımı Makine örtüsü

 

EVLİLİK LİSTESİ BEYAZ EŞYALAR

Evlenecek çiftleriçin en önemli şeylerden birisidir.Düğün alışverişi yeni bir yuva kurmak ve bu yuvanızın eşyalarını almak zevkli olduğu kadarda bir o kadar stresli ve sıkıntılı bir süreçtir.Düğün öncesi en çok stresin sıkıntının yaşandığı zaman bu alışveriş eviniz için eşyalarınızı aldığınız süreçtir.

Bizde Düğün Hazirliklari ekibi olarak sizlerin bu süreci en sorunsuz ve stressiz bir şekilde aşabilmeniz için  sizlere bir evlilik listesi hazırladıkBu Bölümümüzde beyaz eşyalara yer vereceğiz  Aşşağıdakiler kuracağınız mutlu yuvanız için gerekli olan beyaz eşyalarda n bazıları bunlara yeni birşeyler eklemek bu gerekli değil dediklerini çıkarmak size kalıyor.

BEYAZ EŞYALAR
Buzdolabı,Bulaşık makinesi,Aspiratör, Fırın, Çamaşır makinesi, Şofben,Ütü,Elektirik Süpürgesi

EVLİLİK LİSTESİ ELEKTRONİK

Evlenecek çiftleriçin en önemli şeylerden birisidir.Düğün alışverişi yeni bir yuva kurmak ve bu yuvanızın eşyalarını almak zevkli olduğu kadarda bir o kadar stresli ve sıkıntılı bir süreçtir.Düğün öncesi en çok stresin sıkıntının yaşandığı zaman bu alışveriş eviniz için eşyalarınızı aldığınız süreçtir.

Bizde Düğün Hazirliklari ekibi olarak sizlerin bu süreci en sorunsuz vestressiz bir şekilde aşabilmeniz için  sizlere bir evlilik listesi hazırladık bu bölümümüzde eviniz için gerekli olan elektronik eşyalara yer vereceğiz.. Aşşağıdakiler kuracağınız mutlu yuvanız için gerekli olan elektronik eşyalardan bazıları bunlara yeni birşeyler eklemek bu gerekli değil dediklerini çıkarmak size kalıyor.

Televizyon,VideoRadyo,Video kamera,Telefon Saç kurutma makinası,Elektrik süpürgesi,Saat,Müzik seti,Klima,Bilgisayar

EVLİLİK LİSTESİ MOBİLYALAR

Evlenecek çiftleriçin en önemli şeylerden birisidir.Düğün alışverişi yeni bir yuva kurmak ve bu yuvanızın eşyalarını almak zevkli olduğu kadarda bir o kadar stresli ve sıkıntılı bir süreçtir.Düğün öncesi en çok stresin sıkıntının yaşandığı zaman bu alışveriş eviniz için eşyalarınızı aldığınız süreçtir.

Bizde Düğün Hazirliklari ekibi olarak sizlerin bu süreci en sorunsuz vestressiz bir şekilde aşabilmeniz için  sizlere bir evlilik listesi hazırladık ilk önce ev mobilyalarınızdan başlayacağız. Aşşağıdakiler kuracağınız mutlu yuvanız için gerekli olan mobilyalardır bunlara yeni birşeyler eklemek bu gerekli değil dediklerini çıkarmak size kalıyor.

Salon Oturma grubu, Yatak odası takımı, Misafir odası, Takımı, Yemek odası takımı,Tv Ünitesi, Çalışma masası,Sehpa takımı,Kütüphane,Banyo dolabı, Mutfak dolabı,Ayakkabı dolabı,Televizyon sehpası,Vestiyer,Mutfak masası ve sandalyesi

DÜĞÜN HAZIRLIKLARI PROĞRAMI

Düğün günü karalaştırıldı ve geri sayım başladı, hiç telaşa kapılmadan hazırlıklarınıza başlayın...
     
6 AY ÖNCE
    Öncelikle ailenizle beraber nasıl bir düğün istediğinize karar verin , görkemli bir düğün mü yoksa sade bir düğün mü ...
    Nikah ile birliktemi düğün olacak yoksa düğün ayrı nikah ayrımı olacak.Ayrıca Düğün davetiniz yemekli mi, kokteyllimi yoksa açık büfe mi olacak buna karar verin...
    Düğün yapacağınız mekanı belirleyin ve rezervasyonunuzu yaptırın...
Gelinlik seçimi için modellere göz atmaya başlayın...

     
4 AY ÖNCE
    Vereceğiniz davet için organizasyon firmaları ile görüşün,firmaları karşılaştırarak bütçenize uygun firmayı belirleyin...

     
3 AY ÖNCE
# Davetlilerin listesini hazırlayın...

# Davetli sayısının her zaman % 10 artabileceğini hesaplayın...

# Davetiyelerinizin şeklini ve adedini belirleyin...

# Damat kostümünüzü belirleyin...


     
2 AY ÖNCE
    Eğer bir organizasyon firmasından yardım almayacaksanız fotoğraf ve video çekimi için firmalarla bağlantıya GEÇİNİZ...

     
1 AY ÖNCE
Davetiyelerinizi dağıtmaya başlayın.Şehir dışından gelecek konuklarınıza öncelik tanıyın...

Konuk listesini kontrol edin ve organizasyon firmasını konuk sayısından haberdar edin...

Şapka, eldiven ve ayakkabı gibi aksesuvarlarınızı tamamlayın, Düğün günü sıkıntı yaşamamak için ayakkabılarınızı bir gün önce den deneyin...

Duvağınızla birlikte kuaförünüze gidin ve saç modelinize karar verin...

Cilt bakımı yaptırın ve makyajınızı deneyin...

Nikah şahitlerinizi belirleyin ve kendilerine bildirin...

     


15 GÜN ÖNCE
Gelin çiçeğinizi sipariş edin...
Organizasyonu gözden geçirin ve görev dağılımlarını kontrol edin... Davetiniz yemekli olacaksa oturma planını çıkartın ve masa kartlarını hazırlatın...

     
1 HAFTA ÖNCE
Yüzüklerinizi kuyumcu dan alın...

Gelinliğinizin son detaylarını gözden geçirin...

Balayı için bavullarınızı hazırlayın...

Vücut ve cilt bakımı yaptırın...

Damat kıyafetinizi gözden geçirin...

 

İLİŞKİNİZİN ARTILARI EKSİLERİ

Aşk ve sevgiyle başlayıp uzun süren ilişkiler de bir süre sonra yaşanılan duyguların "alışkanlık mı?" yoksa "gerçek sevgi mi?" olduğu ayırt edilemez duruma gelir. Aşkın ve sevginin tüketildiği, sadece alışkanlık haline gelmiş birliktelikler tehlikelidir. Yıllara uzanan ilişkiler içinde ki insanlar, ilişkilerinin artı ve eksilerini gözden geçirmeliler. Basit bir yöntem olmakla beraber sizde oluşan bir çok soru işaretinin de cevabı olacaktır.

Yeni başlayan bir ilişki sırasında kalp atışları yükselir, sevdiğiniz kişiyle buluşacağınız zaman heyecanınız dorukta olur ve onu her fırsatta görmek için can atarsınız. Bu durum sizin aşık olduğunuzun belirtisidir. Aşık olmak sizi mutlu kılar fakat, aşk ateşi kısa ömürlüdür. Aşk bitiminde yerini ya yanlızlığa ya da sevgiye bırakır. Yanlızlığa bıraktığını anlamak çok zor değildir. Aşık olduğunuz kişiyle anlaşamayacağınızı, onu sevemeyeceğinizi anlar ve ayrılırsınız. Bu ayrılıkların sonunda kişilerden biri, bazen iki tarafta hüsranla karşılaşır. Bu üzüntünün sebebini birbirlerinin hayatlarından çıktıkları için sanırlar. Oysa ki onları üzen kalp atışlarının normale dönmesi, heyecanın azalmasıdır. Kısa süren ilişkilerin hüznü de kısa sürer. Üzüntüyü hissettirenin bir zamanlar aşık olduğunuz kişinin olmadığını, duygularınızın normale dönmüş olduğundan kaynaklandığınız anlatsınız.

Aşk yerini sevgiye bırakırken duygular yine ilk günki gibi heyecan vermez. Ama daha başka hislere sürükler. Mesela, yemek yapmak eğlenceli hale gelir, onun sevdiği müziği sizde seversiniz, onunla olduğunuz her yerde mutlu olursunuz. Bu duyguları yitirmeden uzun yıllar yaşayabilmek için zevkli bir uğraş verirsiniz. Aslında yapılması gereken çok kolaydır. Sevginizi her fırsatta ona kanıtlamalısınız, gereksiz inatlar yapmadan, saygı ve anlayışla yıllarca mutluluğu yakalayabilirsiniz. Sakın unutmayın "fazla naz aşık usandırır". Aşkınız sevgiye dönüşmeyi başardı ve yıllarca sürdürdünüz. Bir anda içinizde garip korkular uyandı. Ona o kadar alıştınız ki... Soru işaretleri tek tek beliriyor. "Acaba ben hala gerçekten onu seviyor muyum?" "Yoksa sadece bir alışkanlık mı?". Bu soruların cevabını bulmadan ilişkinizi sonlandırmaya kalkışmamalısınız. Çünkü pişman olabilir ve geri dönüş bulamayabilirsiniz.

İlişkinizin artılarını ve eksilerini hesaplamalısınız. Bunu düşünerek yapabilirsiniz ya da bir kalem, kağıt aracılığlada. Kendinize; onu neden sevdiğinizi? Eğer ondan ayrılırsanız neler hissedeceğinizi? Evliliğinizi onunla gerçekleştiriseniz nasıl olacağını? Hangi anla da onu özlediğinizi? Nerede yanlış ya da yanlışlar yapıldığı gibi sorunlar sorun kendinize. Bu soruların aynısını onun adına da sorun ve cevaplayın. Cevapları bir anda vermeyin, iyi düşünün sonuç hayatınızı tamamen değiştirebilir. Çıkan artılar ve eksileri kendi içlerinde toplayın ve hangisinin daha çok olduğunu görün. İnandığınız, güvendiğiniz ve tarafsız olacağını düşündüğünüz bir yakınınızla bu sonucu tartışmanızda iyi olacaktır. Bunu onunla da mutlaka konuşmalısınzı.

Size önerimiz, hayatınız boyunca önemli kararlar alırken, ciddi anlamda iyice düşünmeden sonuca varmayın. İlişkinizin artılarını ve eksilerini belirlerken mutlaka sevdiğiniz kişiyle konuşun. Konuşmak çözümün yarısı olacaktır. Unutmayın sevginin olduğu yerde üç yanlış bir doğruyu silmez.

EVLENMEDEN ÖNCE BUNALRI MUTLAKA KONUŞUN

Her evlilik yeni bir başlangıçtır. Ancak yaptığınız pembe başlangıcın bir kabusa dönüşmemesi için, eşinizle bazı konuları önceden konuşmalısınız...

Onunla tıpatıp aynı olmanıza imkan yok. Yıllardır belli alışkanlıklarla yaşamış bir insandan birden bire değişmesini, sizin istediğiniz gibi hareket etmesini bekleyemezsiniz. Bu gerçeği evlenmeden önce kabul edin. Bu yüzden karşınızdaki insanı iyice inceleyin ve ancak onun size uymayan huylarını kabul edip, bunlarla yaşayabileceğinizi düşünüyorsanız “evet” deyin. Öte yandan, onunla tartışmanız gereken diğer konular olacaktır:

Para: Evlendikten sonra artık ortak bir bütçeniz olacaktır. Ancak para harcama alışkanlıklarınız birbirinizinkine uymayabilir. Bu yüzden dikkat etmeniz gereken noktalar vardır. Eğer çalışmayacaksanız, eşiniz size günlük ev harcamalarının dışında da para bırakmalıdır. Ayrıca çalışmamanız paranın kontrolünün eşinizde olmasını gerektirmez. İlerki planlarınız için, örneğin ev almak, taksit ödemek gibi, sizin de paranızın ne durumda olduğundan haberdar olmanız gerekir. Eğer siz de çalışacaksanız, her ikiniz de kazandığınız parayı ortak bir hesaba yatırabilirsiniz. Ancak kendiniz için para biriktirmek gibi bir niyetiniz varsa, her ikiniz için özel bir hesap açtırıp, her ay buraya belli bir miktarda para yatırabilir ve kalanı, ortak hesaba aktarabilirsiniz. Ortak hesaptan yapacağınız harcamalarıysa birbirinize haber vermenizde fayda vardır.

İş bölümü: Bütün erkekler ev işlerinde annelerine ne kadar yardımcı olduklarını, her zaman kendi işlerini üstlendiklerini söylerler. Ancak iş gerçeğe döküldüğünde, durumun sandığınız gibi olmadığını görebilirsiniz. Bu konuyu önceden konuşmalı, sizin ütü yapıp, yemek hazırlamak için değil bir yuva kurmak için onunla evlendiğinizin altını çizmelisiniz. Şüphesiz çalışmayıp, ev kadını olmayı tercih ettiğiniz takdirde ev işlerinin büyük sorumluluğu sizde olacaktır. Ama bu, müstakbel eşinizin size kesinlikle yardım etmeyeceği anlamına gelmez.

Çocuklar: Bu da evlilikte önemli sorunlardan biridir. Henüz çocuk doğurmaya hazır olmadığınızı düşünebilir, bu yüzden beklemek isteyebilirsiniz. Öte yandan eşiniz sizinle hemfikir olmayabilir. Bu durumu da önceden çözmeniz gerekir. Çocuk yapacağınız zamanı birlikte kararlaştırmalı, bu konuda size baskı yapmamasını önceden sağlamalısınız.

Aile: Aileler ve çevreler, ilişkinin yürüyüp yürümemesindeki en büyük etkendir. Eğer taraflardan biri ailesine fazlasıyla bağlıysa diğeri bu durumdan rahatsız olabilir. Örneğin eşinizin annesi sürekli gelip, sizin ortak yaşamınıza müdahele ediyorsa, ikilemler yaşanacaktır. Bu yüzden evlenmeden önce bu konuya değinmeli, ikinizin de hoşlanacağı bir yol bulmalısınız. Bunu önceden konuşmanız, ilerideki pürüzleri de silecektir.

Çalışmak: Bu, ülkemizdeki kadınların en büyük sorunu. Birçok kadın, eşi izin vermediği için istediği halde çalışamıyor. Bu yüzden bu konuyu da evlenmeden önce netleştirmelisiniz. Eğer çalışamıyorsanız, evlendikten ve çocuklarınız doğduktan sonra da iş hayatınızı sürdürebileceğinizi eşinize net bir biçimde anlatmalısınız. Çalışma hayatınız yoksa bile, ona istediğiniz takdirde çalışabileceğinizi belirtmelisiniz. Bu şartlar size önemsiz gibi gelebilir ama ileriki yaşantınızda nelerle karşılaşabileceğinizi bilmediğinizi unutmayın.

düğün mekanları
DÜĞÜN İÇİN MEKAN SEÇİMİ

Düğün mekanına karar verirken öncelikle davetli sayınızı ve nasıl bir düğün istediğinizi belirleyin.
Siz içinde rahat hissedeceğiniz, sizi yansıtan düğün tarzını tercih etmelisiniz. Düğün mekanınızı seçerken sizin kadar ailelerinde rahat edebileceği yerleri tercih etmeniz, düğününüze daha da keyif katacaktır. Düğünün nerede ve nasıl olacağı hem eşinizle hem ailenizle karar vereceğiniz bir konu.
Mekan kararını etkileyecek en önemli unsurlardan birisi ise bütçeniz. Öncelikle gösterişli bir düğünden çok, sıcak bir ortamda, sevdiklerinizle beraber olmanın aslında en ideali olduğunu unutmayın.
Masa düzenlerine davetli sayısından biraz daha fazlasının geleceğini düşünerek hazırlatın.
Açık havada ya da havuz başında düğün yapmak istiyorsanız, mekan seçimi daha da önem kazanır. Çünkü açık havada sıcaklık değişimi, ışıklandırma ve dekorasyon konularında farklı ihtiyaçlar belirecektir.
Mekan için anlaşırken catering hizmeti, müzik ve dekorasyonun fiyata dahil olup olmadığını mutlaka öğrenin.
Mekandaki havalandırmanın nasıl olduğu da dikkat etmeniz gereken bir diğer konu. Mekanı masalı düzeniyle de önceden mutlaka görün.
DEKOR TASARIMI VE AKSESUAR

Gelin buketi ve düğün töreni için çiçek türleri seçildikten sonra sıra düğün resepsiyon ya da merasim esnasında çeşitli şekillerde kullanılacak olan çiçeklerin seçimine gelir.

Servis ve büfelere ait mekan ve masalarının, misafirlere ait oturma grubu ya da masaların,nikahın kıyılacağı masanın ve nerede ise tüm mekana dair düzenlemeler için uygun bir tema ve bunu bağlantılı olarak çiçek düzenini ve çeşidini de belirlemek gerekir.

Tabii ki bu düzen ve dekorasyon için sadece çiçek kullanmak durumunda değilsiniz.Çiçeğin yanı sıra muhtelif yeşillikler de istenen görünümü sağlayabilecektir size... Her şeyden önce, büyük çiçek ya da yeşilliklerin en uygun şekilde nerelerde nasıl kullanılacağına karar vermelisiniz.

Aranjmanlar

En mükellef ve detaylı çiçek aranjmanlarının özellikle servis ve büfe masalarında, düğün pastasının yer alacağı masada, giriş kapısı veya merdiven yanlarında, orkestranın yakınında kullanılabilirler. Bu tarz detaylı ve göz alıcı çiçek aranjmanlarının misafir yemek masalarında ya da nikah törenini yapılacağı masada kullanılması büyüklükleri ve misafirlerin görüşünü engelleyebilecekleri için uygun değildir.
Masaların ortalarına yerleştirilecek olan çiçek düzenlemeleri küçük ve alçak tutulmalıdır.Bu çiçeklerin düğünün ve gelinin oluşturduğu ana temaya gerek renk ve gerekse çeşitlilik açısında uyun sağlaması gerektiği de unutulmamalıdır. Hemen hemen aynı renk skalasının süregeldiği bir çiçek düzeni olabilecek en emsalsiz düzenlemelerdendir.

Tema ve düğün çiçekleri

Düğün dekorasyonları düğün töreniniz ve seçtiğiniz tema açısından çok önemlidir. Günün ruhunu ve heyecanını temsil ettiği gibi misafirlerinize de ilerde gerçekten güzel ve anlamlı bir anı teşkil edecektir. En basitinden rast gele düzenlenmişine, resmi ya da gayri resmi, doğru dekorasyon tercihleri düğüne adını koyar.

Öncelikle düğün töreniniz için yansıtmak ya da yaşamak istediğiniz ruh halini ya da havayı kararlaştırmanız gerekir. Daha resmi ve ciddi ya da olağan bir düğün töreni mi istiyorsunuz? Müstakbel eşiniz ve siz, misafirlerinizle birlikte doyasıya eğleneceğiniz, güleceğiniz bir tören mi yoksa aşkınızın romantizmini yansıtan bir tören mi istiyorsunuz?

Her ikiniz de bir araya gelerek, belki de yaşantınızda bir kez yaşayacağınız bu anlamlı ve güzel tören için hobilerinizden tutun sevdiğiniz çiçeklere kadar en ince detayları ve sizin için önemi olan hemen hemen her şeyi gündeme getirmelisiniz.

En sonunda karşılıklı yaptığınız listede bütçeniz, arzularınız ve olasılıklar dahilinde her ikiniz için de en uygun düğün töreni temasına karar vereceksiniz

DÜĞÜN MEKANI

Hayallerinizi süsleyen düğününüz için önce nasıl bir mekan istediğinize karar verin. Nikah ve düğünü bir arada mı yoksa ayrı ayrı mı yapacağınıza karar verin ve nikah ayrı olacaksa nikah gününüzü alın. Mekan seçimine de yaklaşık 5-6 ay önceden karar vererek günü belirleyin.

Düğün mekanına karar verdikten sonra Catering Firmalarıyla da görüşerek değişik mönü seçeneklerini de öğrenebilir ve seçiminizi ona göre yapabilirsiniz.

Dikkat Etmeniz Gereken Hususlar

      * Ailelerinizle görüşüp, davetli sayısını belirleyin. Bütçenizi ayarlarken ve mekanı seçerken davetli sayısı belirleyici bir etkendir.
      * Düşündüğünüz mekanlardan, oranın özelliklerini ve fiyatlarını alarak araştırmaya başlayabilirsiniz.
      * Fiyat alırken menü seçeneklerini inceleyin. Ayrıca servisin nasıl yapılacağını sorun.
          Masa örtülerini, tabakları, çatal-bıçakları ve bardakları da görün.
      * Seçeceğiniz düğün mekanında yiyecek ve içecek servisi yapılıp yapılmadığını öğrenin.
      * Sadece salonu kiralıyorsanız, yiyecek ve içecek servisi için ayrıca bir catering firmasıyla anlaşabilirsiniz.
      * Müzik seçiminizi belirtin. Dışarıdan orkestra getirecekseniz, orkestra ile de görüşün.
      * Davetli sayınızı alabilecek kapasitede olduğu söylenen mekanı masalar yerleşik olarak görün.
      * Pastayı kimin hazırlayacağını önceden konuşun. Bir sürpriz yaşamamak için pastanızı bildiğiniz bir yere hazırlatın.



      * Fiyatların hafta içi ve hafta sonu olarak farklılık gösterip göstermediğini de öğrenin.
          Ödeme planında anlaştığınız taktirde, bunu, detaylı bir anlatımla mutlaka kağıda dökün.
      * Nikahla düğünü bir arada yapacaksanız, nikah masasının yerine dikkat edin.
          Gelin ve damadın oturacağı masada, şahitler ve eşleri, ayrıca yakın akrabalar da bulunmalıdır.
      * Masa düzenlerini davet ettiğinizden fazla konuk geleceğini hesaplayarak yapın.
      * Davetli topluluğu kalabalıksa yuvarlak masaları tercih edin.
      * Davetlilerin adlarının yazılı olduğu yer kartları hazırlayıp, masalara yerleştirebilirsiniz.
      * Düğünde gönderilecek çiçeklerin daha şık durması için, önceden yerlerini tespit edin.
      * Böyle günlerde, kapıda bir yığılma olmaması için arabaların park yerleri ile de ilgilenmelisiniz.
      * Konuklardan bir anı olsun isterseniz, girişe şık bir defter koyup, duygularını belirtmelerini isteyebilirsiniz.
      * Düzenleme ve organizasyonla ilgili bir firmayla anlaşıp, her ayrıntıyı onlara bırakabilirsiniz.
      * Bir yaz düğünü için düğün yeri olarak açık alan tercih ediyorsanız, bir yağmur sürprizini de düşünün!

 

DÜĞÜN MEKANI SEÇERKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Mekan dekorasyonu
Mekanın dekoru sizin düşlediğiniz konsepte uygun olsun, mekanın sabit renkleri ve organizasyon firmasının kullanacağı renkler uyumlu olmasına dikkat edin.Tabiki bu detaylar için açık kapalı alan ve yaz kış düğünü gibi durumlarda değişebileceğini unutmayın....

     
Genişlik
    Düğün mekanınızın davetli sayınıza göre yeterli olup olmadığına dikkat edin,oturma planı yapıldıktan sonra ve artışlarınızı da gözönünde bulundurarak mekanı değerlendirin...

     
Işıklandırma
    Düğün mekanınızın yeteri kadar ışıklandırması varmı veya bu ışık sistemi için uygun mu ...

     
Park
    Düğününüze gelen davetlilerin araçlarıyla geldiklerinde rahatça park yeri bulabileceklerini düşünün ve misafirlerinizin park sorunu yaşamamasına dikkat edin... Ayrıca düğün mekanı ile park yeri arasındaki mesafenin kısa olmasına dikkat edin...

     
Yemek ve içki
    Mekanı seçerken konuklarınıza uygun yemek ve içeceklerin olmasına özen gösterin...

     


Mekanın ferahlığı
    Mekanı seçerken misafirlerinizin rahatlıkla yemek yemeleri ve dans pistini kullanabilmelerini sağlayacak geniş bir mekan olmasına dikkat edin....

düğün pastası

DÜĞÜN PASTASI

Düğünlerin sona ermesine yakın önemli anlardan biri de pastanın geliş zamanı. Görkemli pastalar tercihe göre romantik veya neşeli bir müzik eşliğinde salona getiriliyor. Çok katlı düğün pastaları yerlerini gittikçe az katlı ama gösterişli tasarımlara bırakıyor. Özel motifler, değişik süslemeler taşıyan bir model tercih edilirse, pastalar maket olarak düzenlenip, sadece gelin ve damadın ilk dilimi kesmelerine uygun şekilde hazırlanıyor. Gerçek pasta mutfakta servise hazırlanıp hemen misafirlere dağıtılıyor.


Pasta Dekorasyonu: Pastalar düğünün yapıldığı mevsime göre farklılık gösteriyor. Kışın krem rengi ve beyaz, yazın ise sarı, pembe, somon renkleri ile melek motifleri ve canlı çiçek kullanılan pastalar ilgi görüyor. Bembeyaz ya da renkli kremayla kaplı pastanızı taze meyveler, çiçekler, melekler, yıldızlar, kalpler, uğur böcekleri, inci topları, kelebekler, fiyonklar, deniz kabukları, kuşlar, balıklar, nazar boncukları gibi düğün konseptine uygun bin bir çeşit aksesuarla süsleyebilirsiniz.

 
Farklılığı yaratan diğer unsur düğün mekanı. Açık mekanlarda yapılan düğünlerde katlı pastalar isteniyor. Balo salonlarında ise daha gösterişli modeller terch ediliyor. Pastayı kesme zamanı geldiğinde düğün mekanları genellikle kılıç şeklinde pasta bıçakları temin ediyorlar. Gelin ve damat bu gösterişli bıçakla pastalarını kestikten sonra mekan görevlisi gelin ve damadın yemesi için bir dilim pastayı ayırıyor.

 
Düğün Pastası Çeşitleri / Şekli: Davetlilerinizin profiline göre pastanızın nasıl olacağına karar verebilirsiniz. Fakat, kahveli, krokanlı ve benzeri pastalar düşünüyorsanız iki kere düşünmekte yarar var! Çünkü, Türkiye’de genellikle çikolatalı ve meyveli pastalar tercih ediliyor. Süslemeleri seçerken pastayı hazırlayan kişiden mutlaka fikir almanız gerekiyor, çok fazla süsleme kullanmak pastayı olması gerekenden daha tatlı yaparak lezzetini değiştirip ağırlaştırabilir. Düğün pastasının hafif olması da önemli. Günümüzde pastanın şekli ve süslemeleri konusu hayaliniz kadar geniş. Çok tercih edilmesi dolayısıyla yuvarlak şekilli pastalar, tüm pastaların kralı olarak adlandırılıyor. Ama yuvarlak pastaları sıkıcı buluyor ve özel şekiller tercih ediyorsanız, kalp veya çiçek şeklinde; kare veya altıgen vb şekillerde pastalar da hazırlatabilirsiniz.

 

Pasta ne zaman kesilir? Geleneksel olarak düğün töreninin bitmesine yakın pasta sahneye gelir ve misafirlere dağıtılır. Fakat, son zamanlarda gençlerin ağırlıkta olduğu düğünlerde pasta çok canlı bir müzikle alkışlar eşliğinde sahneye girdikten sonar müzik hızlanıyor ve eğlence devam edebiliyor. Gelin ve damadın tercihine gore pastanın çıkış zamanı belirlenebilir. Misafirlerin dikkatini pastanın gelişine çekmek için mekandan pasta gelmeden hemen once ışıkları kısmalarını ve pasta müziği başladığında sesin biraz arttırılmasını isteyebilirsiniz. Pasta müziği önerilerimiz için Müzik sayfamızı inceleyebilirsiniz.


Pasta Bütçeniz: Pasta fiyatları, dilim fiyatı ile pastanın tasarım ve sunum şekline göre değişiyor. Pasta bütçenizi yaparken öncelikle düğün yapmayı planladığınız mekanla görüşün. Beş yıldızlı oteller, düğününüzü orada yaptığınız takdirde genellikle düğün pastanızı hediye ediyorlar veya çok daha düşük bir ücrete hazırlatabiliyorlar.

 
Düğün pastanızı kendiniz yaptırmanız gerekirse, sezonun trendi olan pastaneva (renklendirilebilen şekerli bir hamur) malzemesiyle yapılan pastalar davetli misafir adedine göre fiyatlandırılıyor. Yani pastalarda dilim başı fiyat konuşuluyor. Çok ince el işçiliği gerektiren detaylı süslemeli pastalarda fiyatlar artış gösteriyor.

ev eşyası

EVLİLİK LİSTESİ

Evlilik listenizi oluşturmadan önce kendinize doğru soruları sormanız gerekiyor. Yeni yuvanızın büyüklüğü ve şekli nasıl olacak? Onu modern mi, klasik mi döşemeyi düşünüyorsunuz? Hangi renkler hakim olacak?

İlk önce günlük kullanılacak malzemeleri düşünün; tabaklar, bardaklar, tencereler, örtüler, vazolar ... Bu konuda size en çok yardımcı olabilecek kişi elbette ki annenizdir. Yada elinize kağıt kalemi alıp annenizin mutfağındakilerin listesini çıkarmanız da yeterli olacaktır. Böylece rende, maşa, tahta kaşık gibi sürekli kullanılan, ancak kolay unutulabilecek küçük ama son derece gerekli parçaları da listenize ekleyebilirisiniz.

Özel yemek davetleriniz için tabak ve çatal-bıçak takımlarının, bardakların ve tabii örtünün peçetelerin, yemek odanızın stiline uygun olması gerekir. Klasik bir yemek takımına modern tabaklar yada modern bir yemek odasına gümüş çatal bıçaklar hiç uygun düşmez. Elbette mağazalarda göreceğiniz birbirinden şık modeller aklınızı karıştırıp, ne alacağınıza karar vermenizi zorlaştırabilir. Ama kendinize hakim olun ve hem yemek odanızın hem de evinizin tarzı ile uyum sağlayacak takımları seçmeye çalışın. Alacağınız tüm eşyaların kendi stilinizi de yansıtması gerektiğini unutmayın. Çünkü tarzınıza zıt düşen şeyleri sevemezsiniz veya çabuk sıkılırsınız.

Özel yemekler için alacağınız bu takımlar dışında gündelik olarak da kullanabileceğiniz, kırılsa bile yerine yenisini koyabileceğiniz ve tek tek de satın alabileceğiniz daha ekonomik tabaklar seçin. Son derece çekici ama bir o kadar da pahalı olan modellerden kaçının. Çünkü her gün elinizin altında olan tabakların ve bardakların kırılma olasılığı çok fazladır.

Evinizin mutfak ve yemek odasını donatmakla döşenmiş olmuyor. Yatak odası, banyo ve oturma odanız olduğunu da unutmayın. Evinizin bu bölümlerinde de mutfağınız için önerdiklerimizi uygulayabilirsiniz. Yani elinize kağıt kalem alarak annenizin evinde dolaşmaya devam edin.

Evlilik listenizi hazırlamanın bir pratik yolu ise, bir dekorasyon mağazası belirleyip tüm alışverişinizi oradan yapmanızdır.

Alışverişte karışıklık yaşamamak ve ileride işinize yaramayacak eşyalar satın almamak için listenizi birinci derecede gerekliler ve alınması acil olmayan eşyalar olarak iki gruba ayırın. Böylesi daha kolay olacaktır.

Eğer siz ve nişanlınız ailelerinizle birlikte yaşamıyorsanız, eşyalarınızı yeni evinizde de kullanabilirsiniz. Örneğin; koltuklarınızı yeni kumaşlarla kaplayabilir, duvarlarınızı farklı bir renge boyayabilir veya aksesuarlarınızı değiştirerek yeni bir ev yaratabilirisiniz. Evlilik listenizi ise değiştirmek istediğiniz veya eksik olan eşyalardan oluşturabilirisiniz.

SİSTEMLİ DAVRANIN

Hediye olarak gönderilmiş olan üç mikser takımı ve beş adet kahve makinesini ne yapacaksınız? Bu senaryonun benzerleri maalesef hemen her evlilikte yaşanmaktadır. Bizde pek yaygın olmamakla birlikte, bir çok adet gibi ithal ettiğimiz ve gittikçe de yayılan bir evlilik adeti var: EVLİLİK LİSTESİ. Böylece alınacak hediyenin beğenilmeme ya da aynısından birkaç tane alınmış olması gibi durumlar ortadan kalkmış oluyor. Yeni evli çiftlerin nelere ihtiyaçları varsa bunları belirterek bu doğrultuda bir liste hazırlamaktadırlar.

Evlilik listenizi hazırlarken kendinize soracağınız başlıca sorular:
Evinizin büyüklüğü ne kadar?
Dekorasyonunuz modern mi yoksa klasik mi olacak?
Renk seçiminiz nasıl olacak?

Fazla vaktiniz yoksa veya seçim yapmakta zorlanıyorsanız, kendinize bir dekorasyon mağazası seçip bütün alışverişinizi oradan yapmanız size kolaylık sağlayacaktır.

Listenizi hazırlamak için ilk önce günlük kullanılacak malzemeleri düşünün; tencereler, tavalar, tabaklar, bardaklar, masa örtüleri, vazolar... Bu konuda size en çok yardımcı olabilecek kişiler; anneniz, teyzeniz, ablanız olabileceği gibi samimi bir arkadaşınız da olabilir. Diğer bir yol da halen faal olarak kullanılmakta olan bir mutfağa girip liste çıkarmaktır. Böylece rende, nihale, tahta kaşık gibi gerekli, ancak kolay unutulabilecek parçaları da listenize ekleyebilirsiniz.

Özel yemek davetlerinizde kullanacağınız tabak, çatal-bıçak takımlarının, bardakların, örtünün ve peçetelerin, yemek odanızın stiline uygun olmalıdır. Klasik bir yemek takımına modern tabaklar olmayacağı gibi modern bir yemek odası takımında da gümüş çatal bıçaklar uygun düşmez. Alacağınız tüm eşyalar sizin stilinizi yansıtmalıdır. Sizin tarzınıza zıt olan eşyaları sevemezsiniz ve bunlardan çabuk sıkılırsınız. Bu da size yakın bir zamanda ikinci bir masraf çıkartabilir.

Mutfak ve yemek odasını döşedikten sonra sıra yatak odası, banyo ve oturma odanıza gelecektir. Buralarda da liste çıkarmak için dayalı döşeli bir evi gezmek iyi olabilir.

Evlilik listenizi hazırlamanın diğer bir pratik yolu ise, bir dekorasyon mağazası belirleyip tüm alışverişlerinizi oradan yapmanızdır. Alışverişte karışıklık yaşamamak ve ilerde işinize yaramayacak eşyalar satın almamak için listenizi birinci derecede gerekliler ve alınması acil olmayan eşyalar olarak iki gruba ayırın

YATAK ODALARI

Yatak odalarını insanlar dünyadan kendilerini soyutlayan bir sığınak olarak görürler ve yatak odaları evin en özel bölümü olup, evin diğer odalarından tamamen farklıdır.
Günümüzde yatak odaları sadece uyuma amaçlı kullanılan odalar değildir. Birçok evde yatak odasında televizyon vardır ve çalışma masaları da kimi yatak odalarında bulunmaktadır. Bütün bu farklı kullanım amaçlarına ek olarak, yatak odaları ev sahiplerinin kendi zevklerini yansıtarak dekore ettikleri bir bölümdür.
Evlerimizdeki bu özel odanın dekorasyonu için birçok yeni trend ortaya çıkmıştır. Bu trendlerin seçimi, yapılacak dizaynın romantik ve geleneksel mi, yoksa çağdaş ve modern mi olacağına göre değişir.

Romantik bir yatak odası için püf noktalar…

Yeni evlenecek çiftlere bizim önerimiz romantik bir yatak odası tasarlamaları olacaktır. Bunun içinde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta dekorasyonun beş duyuya da hitap edecek şekilde yapılmasıdır. Duyuların hisleri uyandırdığı göz önüne alınırsa istenilen romantik atmosferin yaratılmasında seçilecek dekorasyon elemanlarına doğru karar verilmesi şarttır.


Yatak odalarının odak noktası yataktır ve odanın atmosferinin romantik olması için yatağın rahatlığı önemlidir. Lüks çarşaflar ve pelüş yastıklar harika olur, ama bunlardan önemlisi yatak döşeğinin yumuşaklığı ve kalitesidir.


Işık filtrelenmiş ve yumuşak olmalıdır. Parlak ışık ambiyansı bozacak ve ortama daha mesafeli bir hava katacaktır. Özel gecelerde ise unutmayın ki hiçbir ampul, mum ışığının sıcaklığını size veremez.

MOBİLYA

Son dönemlerde mobilya da gözlemlenen en çarpıcı trend yetmişli yılların tasarımlarına dönüş oldu. Akıl karıştırıcı tasarımlar, çok canlı ve çarpıcı renkler bu yeni akımın en belirgin nitelikleri. Yeni nesil mobilyaların dikkat çeken bir diğer özelliği de çok amaçlı olmaları. Artık mobilyaların asıl kullanım amaçlarının yanı sıra farklı ve dikkat çekici özelliklere de sahip olmaları gerekiyor.

İyi tasarlanmış ve renkleri doğru kullanılmış bir mobilya, alıcısına sosyal hayatında ve aile yaşamında yararlı olur. Başarılı bir mobilya seçimiyle konforu ve şıklığı aynı anda elde etmeniz mümkün. Mobilya tüketicileri orjinallik, tinsellik, kişisellik, denge ve ahenk gibi özellikleri tercih ederler. Tüketiciler artık evlerini bir çeşit kendini ifade etme tarzı olarak görüyor ve bundan tatmin duymak istiyorlar.

Renklerin doğru kullanımı, mobilyaya anlam ve değer yüklenirken kullanılması gereken bir araçtır. Renklerin kullanılmaması günümüzde hakim olan akıma ters düşer ve marjinal kalır. Artık minimalist evler geride kaldı bugünlerde trend cıvıl cıvıl renkli ve canlı evler. En gözde seçim açık mavi ile yeşilin kombinasyonudur. Bu renklere bize ilham veren ve harika bir renk olan sarı da katılabilir çünkü sarı diğer renklerle kolayca uyum sağlayan bir renktir. Kırmızı; ihtiraslı, heyecan verici ve romantik bir renktir. Zarafet ve sıcaklık yaratarak evi davetkâr kılar. Kırmızı rengin kullanımının iç dekorasyonda giderek güçlendiği gözlenir. Maviler de mobilyalarda kullanılmaya devam edecek ama genelde destekleyen renk olarak seçiliyor. Maviler şimdilik çok ön planda değil. Su yeşili tekrar kullanılmaya başlandı.

Bu renk yeşilden maviye bir köprü olarak adlandırılır. Barış ve huzuru evlere taşıyan bu renk son zamanlarda çok tercih ediliyor. Tercih edilen diğer bir renk ise portakal rengidir. Portakal rengi taze, hayat dolu ve eğlenceli bir renk olduğu için günümüzde bir çok evi süslemektedir. Sıra dışı ve karmaşık renklerin seçiminin bir nedeni ise tüketicilerin evlerini diğer kimselerin evlerinden tamamen farklı görmek istemeleridir. Koyudan açığa yumuşak renkler, ofislere rahatlığı ve konforu getirir, evlerdeki rengârenk mobilyalar ise zor bir günden sonra eve dönen insanları kibarca karşılar.

MUTFAK

Yatak odası mobilya çeyiz derken sıra geldi hayallerinizin mutfağını oluşturmaya. Mutfak dekorasyonu yaparken dolapların kullanışlı olması ve mümkün olduğunca fazla alan bırakmak önemlidir çünkü bayanların ev içinde en çok vakit geçirdikleri yer olmayı günümüzde de sürdürüyor mutfaklar. Artık sadece yemek yapmak için mutfakta bulunmuyor bayanlar orayı adeta oturma odası olarak kullanıyorlar. Hal böyle olunca da en zor verilen karar oluyor mutfak eşyalarının seçimi.

Mutfakta geçirilen zamanın işlevsel olması için mutfağın planından malzeme ve aksesuar seçimine kadar birçok unsurun dikkate alınması gerekiyor. Mutfak için ayrılan alan küçükse, Amerikan ya da açık mutfak tipi ideal bir çözümdür. Bu tip mutfaklarda yaşanan en büyük sorun yemek kokularının salondaki eşyalara sinmesidir. Güçlü bir aspiratörle bu sorun halledilebilir. Mutfak tamamen ayrı bir mekânda ise klasik, modern ya da country tarzı denenebilir. Klasik bir mutfak oluşturmak için kapakları çerçeveli lake dolaplar, mermer tezgah ve dolap içinde aspiratör kullanılabilir.

Sade ve düz formları tercih edenler için modern mutfak idealdir. Fonksiyonelliğin ön plana çıktığı bu mutfakta, laminant kapaklar, krom aksesuarlar, dolap kapaklarında kumlu camlar kullanılabilir. Boy dolapları hem depolama işlevini yerine getirirler hem de şık görünümlüdürler. Ahşabın öne çıktığı country tarzında ise koyu, patine edilmiş ahşap dolaplar, çıtalı açık raflar, eski sıvalı davlumbaz gibi öğeler kullanılmakta

 

EV İHTİYAÇLARI LİSTESİ

BARDAKLAR
Su Bardakları 
Nescafe Fincanları
Kahve fincanları
Çay bardakları

SERVİS PARÇALARI
Pasta tabağı
Porselen demlik
Peynir tabağı
Tereyağı kabı
Ekmek sepeti
Servis tepsisi
Peçete Halkaları
Kapalı Kek Tabağı
Kremalık
Şekerlik
Peçetelik
Buz kovası ve maşası

ÇATAL BIÇAK TAKIMLARI
Yemek Çatalı
Yemek bıçağı
Yemek Çatalı
Yemek Bıçağı
Yemek Kaşığı
Kahvaltı Bıçağı
Kahvaltı Kaşığı
Balık Bıçağı
Servis Kaşığı
Servis Çatalı
Servis Bıçağı
Servis Maşası
Kepçe/Kevgir/Kürek
Şeker Maşası
Çay Kaşıkları
Sos Kepçesi

MUTFAK ALETLERİ
Tost Makinesi Fritöz
Ketle Kahve/Çay Makinesi
Ekmek Kızartma Makinesi Elektrikli bıçak
Bıçak Seti Mutfak masası
Mutfak tartısı Mikser/mutfak robotu
Hamur açma makinesi Termos
Mikro Dalga Fırın Konserve açacağı
Tribuşon Ekmek kutusu
Ekmek Tahtası Cezve takımı
Makarna Süzgeci Sarımsak Ezici
Nihale Narenciye sıkacağı
Düdüklü tencere Kızartma tenceresi
Barbekü mangal Çelik tencere takımı
Teflon tava Payreks tencere takımı
Çaydanlık Güveç Kapları
Kek kalıpları Sufle kapları
Saklama kapları Erzak kavanozları
Baharat seti Tepsi
Sebze sepetleri Yumurta çırpıcı
Tahta kaşık ve spatula Büyük meyve tabağı Blender

YEMEK TAKIMLARI
Düz servis takımları
Çukur tabaklar
Salata / tatlı tabakları
Ekmek ve tereyağı tabakları
Büyük kayık tabak
Küçük kayık tabak
Komposto / Çorba kaseleri
Tuzluk ve biberlik
Çorba Kasesi
Salata kasesi
Sosluk

BANYO
Duş perdesi
Sabunluk
Diş fırçalık
Lavabo Fırçası
Klozet takımı
Lif ve kese
Bornoz takımı
Vücut havluları
El yüz Havluları
Misafir havluları
Saç kurutma makinesi
Baskül

BEYAZ EŞYA
Çamaşır makinesi
Set üstü ocak
Şofben
Buzdolabı
Bulaşık Makinesi
Ütü
Aspiratör
Klima

ELEKTRONİK EŞYA
Telesekreterli telefon
Televizyon
DVD / VCD Player
Video Kameraı
Müzik Seti
Halı Yıkama Makinesi
Elektrikli Süpürge
Radyo- Çalar Saat

EV TEKSTİLİ
Yatak örtüsü
Battaniye
Yorgan / Pike
Günlük Yemek örtüsü
Davet Yemek örtüsü
Amerikan servisler
ÇEŞİTLİ GEREÇLER
Alet kutusu
Ecza dolabı
Paspas
Bavul takımı
Kondisyon aletleri

MOBİLYA
Oturma grbu
Yemek odası takımı
Kütüphane
Çalışma masası
Sehpa
Yatak odası takımı
Gardrop
Mutfak masası
Mutfak sandalyesi
Telefon sehpası
Şifoniyer
Ayakkabı dolabı
Raf sistemi
Vastiyer

AYDINLATMA
Abajur
Lamba
Masa üstü lambası
Gece lambası
Şamdan
Mum

DEKORATİF AKSESUVARLAR
Ayna
Vazo
Kilim
Tabla
Saat
Sandık


evlilik teklifi

EVLİLİK TEKLİFİ !

Sevdiğiniz, ömür boyu bir hayatı paylaşmak istediğiniz kişiye evlenme teklifinde bulunmaya geldi sıra…Bazı istisnalar hariç genelde bu romantik teklif erkeklerden beklenir ve onlar tarafından yapılır. O nedenle biz biraz bayanların hoşlanacağı tarzda öneriler sunacağız sizlere…

Öncelikle evlenme teklifi yapmadan önce ilişkinizi tartın ve evlilik seviyesine geldiğinizden emin olun. Unutmayın yanlış zamanlama onun kararını etkileyebilir. Peki artık her şeyden emin ve benimle evlenir misin demek için hazırsanız işte size öneriler….

Mükemmel Mekanı Seçmek

Kadınlar sürprizlerden çok hoşlanırlar bu nedenle evlenme teklifinizi hiç beklemedikleri bir anı yakalayarak yapmanız uygun olacaktır. Evlenme teklifini yapacağınız yer ikiniz için de özel bir yer olmalıdır. Mesela, ilk tanıştığınız yer ya da ikinizde de anısı olan bir yer olabilir. Bunun dışında pozitif duygular yansıtan doğa ile iç içe olan romantik bir mekan da seçebilirsiniz.

Sürpriz Evlilik Teklifleri

İnternet Sayfası: İçinde ikinizin fotoğrafları, anıları, şiirler olan ve evlenmek istediğinizi ilan eden bir sayfa hazırlayabilirsiniz. Teknolojiyi kullanarak duygularınızı açıklamaya ve benimle evlenir misin demeğe ne dersiniz?

Menü: Gittiğiniz bir restorandaki görevliyi ayarlayarak menünün içerisinde benimle evlenir misin yazılı bir notun gelmesine ne dersiniz?

Radyo: Radyo programlarında canlı yayında sevdiğiniz kişiye evlenme teklif edebilirsiniz. Sevdiğinin kişiyi arayıp radyo frekansını söyleyin ve teklifinizi yapın. Ancak kız arkadaşınız hoşlanmayacaksa teklifinizi şahitler önünde yapmayın.

Çiçek: Sevdiğiniz kişiye göndereceğiniz bir buket çiçek ve üzerinde benimle evlenir misin yazılı bir kart ile de teklifinizi gerçekleştirebilirsiniz. Unutmayın çiçekler her zaman anlamlıdır ve çok şeyi anlatabilir.

Cd: Cd’nin içerisine hazırlayacağınız sürpriz görüntü ve müzikleri ömür boyu saklayabilirsiniz. Kendi görüntünüzü kamera ile çekip CD’ye koyarak evlenme teklifinizi yapabilirsiniz.

Teklifinizin Saatini Önceden Belirleyin

Evlenme teklifi için tek bir doğru zaman yoktur. Damat adayları kendine ve kız arkadaşına en uygun zamanı belirlemelidir. Bazıları için sabah uygunken, bazıları içinse mutlaka gece olmalıdır. Ama eğer gece teklif etmeyi düşünüyorsanız, kız arkadaşınızın ailesini arayıp bu mutlu haberi paylaşmak isteyeceğini de göz önünde bulundurun.
Bizim size önerimiz romantik bir akşam yemeği ya da gün batımında deniz kenarı. Tabii illa ki onu yerinden sıçratmak istiyorsanız, gece yarısı arayıp telefonda da teklif edebilirsiniz!

Evlilik Teklifi İçin Kalıcı Hediyeler

Evlilik teklifinde bulunacağınız kişiye alacağınız bir hediye ile bu anlamlı günü unutulmaz anılara dönüştürebilirsiniz. Unutmayın evlilik teklifi sırasında vereceğiniz bir kırmızı gül ya da tek taş bir yüzük hem romantik olacak hem de teklifinize alacağınız cevabı kolaylaştıracaktır!

EVLİLİK TEKLİFİ İÇİN KALICI HEDİYELER

Evlilik teklifinde bulunacağınız kişiye alacağınız bir hediye ile bu anlamlı günü unutulmaz anılara dönüştürebilirsiniz. Unutmayın evlilik teklifi sırasında vereceğiniz
bir kırmızı gül ya da tek taş bir yüzük hem romantik olacak hem de teklifinize alacağınız cevabı kolaylaştıracaktır!

TEKLİFİNİZİN SAATİNİ ÖNCEDEN BELİRLEYİN

Evlenme teklifi için tek bir doğru zaman yoktur. Damat adayları kendine ve kız arkadaşına en uygun zamanı belirlemelidir. Bazıları için sabah uygunken, bazıları içinse
mutlaka gece olmalıdır. Ama eğer gece teklif etmeyi düşünüyorsanız, kız arkadaşınızın ailesini arayıp bu mutlu haberi paylaşmak isteyeceğini de göz önünde bulundurun.
Bizim size önerimiz romantik bir akşam yemeği ya da gün batımında deniz kenarı. Tabii illa ki onu yerinden sıçratmak istiyorsanız, gece yarısı arayıp telefonda da teklif
edebilirsiniz!

EN ÖZEL EVLENME TEKLİFİ ÖNERİLERİ

Ona çok özel bir şekilde evlenme teklif etmek istiyorsunuz. Birkaç orjinal öneri duymak ister misiniz?

En özel evlenme önerileri
Marjinal bir evlenme teklifi
Kız arkadaşınızla birlikte yaptığınız bir spor varsa, örneğin birlikte dağ tırmanışı yapıyorsanız ya da dalıyorsanız birlikte bu sporu yaptığınız zaman evlenme teklifi etmek için uygun bir atmosfer yaratabilirsiniz. Örneğin dağın zirvesine ulaştığınızda ona ‘benimle evlen’ diyebilirsiniz.

Kendinizi videoya kaydedin
Kamerayı kurup karşısına geçin ve sanki karşınızdaymış gibi ona olan hislerinizi anlatın. Konuşmanızı ‘benimle evlenir misin?’ sorusuyla bitirin. Emin olun bu çok hoşuna gidecektir.

Uçakta evlenme teklifi
Uçakla birlikte bir yere seyahat ederken şöyle bir anons yapıldığını bir düşünsenize: ‘Şu an İstanbul üzerindeyiz ve 5 dakika sonra yere ineceğiz. Bu arada Aslı, Polat seninle evlenmek istiyor’.

Reklam panoları ne güne duruyor?
Düşünsenize kız arkadaşınız işten eve dönerken evine en yakın reklam panosunun üzerinde şöyle bir yazıyla karşılaşıyor: ‘Aynur benimle evlenir misin?’

Sinema ekranından evlenme teklifi
Beraber romantik bir film izlemeye gittiniz. Film başlamadan önce ekranda kocaman bir yazı beliriyor: ‘Hülya eşim olur musun?’

Sevgililer günü sürprizi
Sevgililer gününde ona çiçek ve çikolata almak yerine ona en büyük armağanı aşkınızı sunmanın en güzel yolu ‘Benimle evlenir misin?’ sorusundan geçiyor. Kız arkadaşınız bu sorudan sonra bu sevgililer gününü asla unutmayacaktır.

Ahlaksız teklif
Sevişmenizin en ateşli anında ona evlenme teklifi edebilirsiniz. Fiziksel olarak zirveye doğru yavaş yavaş ilerlerken ruhsal olarak da büyük bir tatmin yaşayacak ve bu anı ömrünün sonuna kadar unutmayacaktır.

Doğum günü hediyesi
Ona doğum gününde evlenme teklif etmeye ne dersiniz? Tüm sevdiklerinin bulunduğu bir ortamda bu soruyu duymak inanın çok hoşuna gidecektir.

Radyodan evlenme teklifi
Kız arkadaşınızın her gün belli bir saatte dinlediği bir radyo programı varsa o programın sunucusuyla daha önceden konuşup teklifi sizin yerinize dile getirmesini isteyebilirsiniz. O soruyu sorduktan sonra da canlı yayına bağlanarak bir kez de siz kız arkadaşınıza o özel soruyu sorabilirsiniz.

MÜKEMMEL MEKANI SEÇMEK

Kadınlar sürprizlerden çok hoşlanırlar bu nedenle evlenme teklifinizi hiç beklemedikleri bir anı yakalayarak yapmanız uygun olacaktır. Evlenme teklifini yapacağınız yer
ikiniz için de özel bir yer olmalıdır. Mesela, ilk tanıştığınız yer ya da ikinizde de anısı olan bir yer olabilir. Bunun dışında pozitif duygular yansıtan doğa ile iç içe
olan romantik bir mekan da seçebilirsiniz.

BENİMLE VE AİLEMLE EVLENİRMİSİN AŞKIM ?

Evlilik, sadece bir kadınla bir erkeğin hayatını birleştirmesiyle sınırlı değildir. Gençler, birbirleriyle evlenmeyi kabul ettikleri zaman, eşlerinin aileleriyle de aralarında bir bağ kurulması gerektiğini unutmamalılar.

Benimle ve ailemle evlenir misin aşkım?
Aman ne güzel... Rüyalarınızın erkeğiyle evlenmek üzeresiniz. İki tarafın aileleri birbirleriyle tanıştılar. Nişan yüzükleri takıldı. Nikah, düğün hazırlıkları başladı. Müstakbel eşinizle birlikte yaşayacağınız ev de hazır. Hatta bu evin eşyası yerleştirildi bile.

Kısacası her şey mükemmel. Doğrusu bundan iyisi can sağlığı! Ama unutmayın, madalyonun öbür yüzü de var. Kendinizi dünyanın en mutlu kadını ilan etmeden önce, biraz düşünün.

Her güzel şeyin, bir de hoşa gitmeyecek yanı olabilir. Evlilikte de her şey yolunda giderken beklenmedik sorunlarla karşılaşabilirsiniz.

Şunu hiç unutmayın: Aileler, çocuklarının evlenmek istedikleri kişilerde mutlaka bir kaç kusur bulurlar.

Özellikle annelerin gözünde evlatları herkesten üstündür. Ve bu üstün gençlere layık eşin bulunması çok zordur , hatta imkansızdır. Eşlerin balayından sonra yüzyüze gelecekleri en önemli gerçek, anneler, babalar ve kardeşlerdir.

Bazı gençlere, evlenmek istedikleri kişilerin aileleri konusunda uyarıda bulunmak isteyenlere şöyle bir klişeleşmiş cevap verilir: ‘Ben onun ailesiyle değil, kendisiyle evleniyorum. Ailesinden bana ne?’

Bu düşünceyle evlilik hayatına başlayanları acı sürprizler bekler. Kadın da erkek de, nikah defterini imzalarken, aynı zamanda yeni bir aileyle de içiçe yaşamayı kabul etmiş demektir.

Bu gerçeği aklınızın bir köşesine yazmadan evliliğinizi başlatırsanız, acı sürprizlerle karşılaşabilirsiniz.

Anneler devreye girerse fena

İki ailenin evlilik yoluyla birbirine yakınlaşması bazan çok büyük sorunlara neden olur. Aileler arasındaki kültür, gelenek görenek farkı, kısa sürede kendini belli eder. Dünürler, savaşa başlamaya adeta can atarlar. Her şey, annelerin, kendi çocuklarının üstünlüğünü sıralamalarıyla başlar.

Birbirlerini çok da iyi tanımayan iki ailenin uyum içinde örnek bir dostluk kurması, tarafların isteğine ve çabasına bağlıdır. Genellikle kadının ailesi, saldırıya maruz kalır. Erkeğin ailesi, kadının ailesine baskı yapmak için fırsat kollar.

Erkeğin annesi, oğlunun evinde kendini bir imparatoriçe gibi hisseder. Geline emirler yağdırır. O evde yapılan her işe kusur bulur. Kadın, kendi evinde, kocasının annesi dahi olsa, başkasının istekleri doğrultusunda davranmaktan hoşlanmaz.

Kadının ve erkeğin ailesi, evliliğin ilk günlerinden itibaren birbirleriyle rekabete ve iktidar yarışına girişirlerse, olan genç evlilere olur.

Günlerini stres içinde geçiren karı koca da zamanla ailelerinin etkisi altında kalmaktan kurtulamazlar.

Aile dikkate alınmalı

Kadın da erkek de evlenirken bir gerçeği kabullenmek zorunda. Evlilik sadece bir kadınla bir erkeğin hayatını birleştirmesinden ibaret değildir. Bu birleşmeyle iki aile birbirine akraba olacaktır. Başlangıçta bu gerçek dikkate alınırsa, ailelerin gençlere fazla karışmaları da büyük ölçüde önlenebilir.

Kadın, ‘ben eve gidiyorum’ dediği zaman, annesiyle babasının yaşadığı evi kastetmemeli. Erkeğin de ‘bizim ev’ dediği zaman, ailesinin evinden değil, kendi evinden sözetmesi beklenir.

Ailesinden bu anlamda kopamayan çiftlerin, kendi evlerindeki hayatlarını da ayrı evlerde oturan aileler kontrol altında tutar. Ve o evde kavga, gürültü hiç eksik olmaz.

Genellikle erkeğin annesi, oğlunun evine hükmetmeye meyillidir. Kadının annesi de damadını hep kendi kocasıyla kıyaslamaya ve gençlerin düzenini eleştirmeye meraklıdır. Annelerin saltanatına son vermek gençlere düşüyor.

Daha da doğrusu, baştan, annelerin yeni evlilerin hayatına fazla girmelerine meydan vermemek. Kadın, kocasının ailesine yeterince saygı göstermeli.

Ama o ailenin koşullarını kendi evinde sürdüremeyeceğini davranışlarıyla belli etmeli. Erkek de, eşinin ailesine saygılı davranmalı.

Eşlerin, en küçük anlaşmazlıkları, ailelerine anlatıp onlardan yardım istemeye kalkışmaları, aileler savaşının kızışmasını sağlamaktan başka bir işe yaramaz.

Evlilik, aileler birliğinin bir koludur. Aileler birliği ne kadar uyumlu olursa, evlilikte de sorunların yaşanmasına da o kadar seyrek rastlanır. Evlilikte politikanın büyük önem taşıdığını vurgulamak istiyoruz. İki yabancı aile, iki yabancı ülke gibidir.

Çıkarlar gereği, bu iki ülkenin uyumlu bir ilişki içinde olması gerekir.

BİR ERKEĞİ EVLİLİĞE İKNA ETME YÖNTEMLERİ

Sevdiğiniz erkekle büyük bir aşk yaşıyorsunuz ve çok mutlusunuz.
Evlenmemeniz için hiçbir neden yok gibi görünüyor, ama o hiç oralı olmuyor.
                                  O zaman iş size düşüyor...


Hiçbir kadın sevdiği ve birlikte olduğu erkeğin "kız arkadaşı" veya "sevgilisi" olarak kalmak istemez. Kadınlar mutlu bir geleceğin hayalini kurarken, erkekler genelde kaçacak delik arar.




Peki bir erkeği evliliğe ikna etmek için ne yapmak gerekir? Onları biraz olsun tanımaya çalışırsanız, en kısa zamanda nikah davetiyelerinizi bastırmaya başlayabilirsiniz!

Harekete geçmesini sağlayın

Erkeklerin "zaman kavramı" olmadığını belirten uzmanlar, onların birçok durumda olduğu gibi, evlilik konusunda da bir kadının desteğine ihtiyaç duyduklarını söylüyorlar.

Bu, onların romantik olmadıkları veya bir kadına bağlanmak istemedikleri anlamına gelmiyor. Uzmanlar, erkeklerin kadınlardan daha yavaş olduklarını, bu nedenle ilk adımı kadınların atmasının daha olumlu sonuçlar doğuracağını belirtiyorlar.

Bu durumda sevdiğiniz erkeği harekete geçirmeniz gerekiyor. Ona romantik olma fırsatını verin.

Baskı yapmadan evlilik konusunu açın ve sorumluluk alabileceğini hissettirin.

Çünkü belli etmeseler de, her erkeğin içinde romantik bir kahraman yatıyor ve keşfedilmeyi bekliyor...

Onu cezbedin

Sevdiğiniz erkeği aşka boğuyorsunuz, yemeğini, alışverişini yapıyor, arkasını topluyorsunuz, kısacası bir dediğini iki etmiyorsunuz.

Belki siz bunları "iyi niyetle" yapıyorsunuz, ama farkında olmadan onu kaybediyorsunuz.

Sevgilisi tarafından bu kadar çok şımartılan erkeklerin evliliğe sıcak bakmadığını söyleyen uzmanlar, kadınların yüzde 80?inin, "çok fazla üstüne düştüğü" için sevdiği erkeği kaybettiklerini belirtiyorlar.

Aşırı ilgi gören erkekler, kendilerini daha değerli görmeye başlıyor ve ilişkiden sıkılıyorlar.

Böyle bir durumda kadınların biraz gizemli, tembel ve vurdumduymaz olmaları gerekiyor.

Çünkü erkekler keşfetmeyi seviyor...

Başarıyı garantileyin

Flört döneminde sevgilisiyle mutlu olan erkeklerin çoğu, evlendikten sonra bu rüyanın sona ereceğine ve büyünün bozulacağına inanır.

Oysa yapılan araştırmalar; evlilikte hem seks hem de sosyal hayatın daha aktif olduğunu gösteriyor.

Ayrıca evli erkekler işlerinde daha başarılı oluyor ve daha iyi iş teklifleri alıyorlar.

Sevdiğiniz erkeği evliliğe ikna etmeden önce, onu evliliğinizin başarılı olacağına dair inandırmanız gerekiyor.

Birlikte oldukları kadının kendilerini olgunlaştırdığına inanan erkekler, evliliğe daha sıcak bakıyor.

Annesinin kalbini fethedin

Belki sizin "en iyi arkadaşınız " olmayacaktır. Ama evlenmek istediğiniz erkeğin annesinin sevgisini kazanmanız çok önemli.

Çünkü erkeklerin hayatındaki ilk ve dolayısıyla en önemli kadın daima anneleridir. Onların sözüne güvenir ve söylediklerine önem verirler.

Çünkü annelerinin, kendileri için en iyi olanı istediklerinden emindirler. Eğer sevdiğiniz erkekle evlenmek istiyorsanız, annesiyle işbirliği yapmayı göze almanız gerekiyor.

Hem yemek tarifleri dinlemek ve aile fotoğraflarına bakmak o kadar da korkulacak bir durum değil.

Unutmayın; bunların sonucunda oğlu sizin olacak!

Onu spora teşvik edin

Erkeklerin çoğu spora çok meraklıdır.

Bu nedenle spor yapan kadınlar onları her zaman cezb eder. Ama siz spor yapmıyorsunuz ve yapmayı da sevmiyorsunuz, bu durumda onu spora teşvik etmeniz gerekiyor.

Örneğin sevgilinize uyan bir spor dalı tercih edebilir ve onu bu sporu yapmaya ikna etmeye çalışabilirsiniz.

Kendisinin bir şeyler başarabileceğine inandırılan erkekler, daha çabuk teslim olurlar.

Bunun yanı sıra uygulayabileceğiniz çok basit yöntemler de var:

Tuttuğu takımın futbol veya basketbol maçına bir bilet alın, önüne koyun ve olacakları seyredin!

Evlilikten söz etmeyin

Hiçbir ilişki yarın bitecek veya illa evlilikle sonuçlanacak diye başlamaz.

İlişkinin başında evlilik lafını duyan erkekler genelde kendilerini huzursuz hisseder.

Bu nedenle bir süre için evlilik konusunu rafa kaldırmanız gerekiyor.

Sevdiğiniz erkeği "doğru erkekle" evlenmek istediğiniz konusunda ikna etmelisiniz.

Henüz evlenmeyi düşünmediğinizi, ileri bir zamanda belki bu konuya sıcak bakacağınızı ona mutlaka hissettirmelisiniz .

Genelde erkekler ulaşılamayanın peşinde koşmayı sever ve ona ulaşmak için çaba gösterirler.

Birlikte olduğunuz erkek evlilik meraklısı olmadığınızı hissettiği anda da "pat " diye evlenme teklif edecektir.

Sonuç olarak zafer sizin olacak!


Bu erkeklerle asla evlenmeyin!

Maddi konularda tek başına sorumluluk almaktan kaçınan ve mutlaka sizin de aile bütçenize katkıda bulunmanız gerektiğini söyleyen erkekler.

Sadık olmayan erkeklerden uzak durun. "Çapkınlık erkeğin elinin kiridir" sözüne kendinizi inandırmaya çalışmayın.

Sizinle paranız için evlenmeyi kabul eden bir erkekten kaçının.

Evlilikten önce sizi yoğun bir seks hayatı konusunda ikna etmeye çalışan erkeklerden uzak durun.

Sofra adabını veya giyinme tarzını beğenmediğiniz bir erkekle evlenmeyi aklınızdan geçirmeyin. "Evlendikten sonra ben onu yola getiririm" mantığıyla hareket etmeyin.


İhtiyaçlarınızı kulak arkası eden ve size zaman ayırmayan bir erkekle asla işiniz olmamalı.

"Sen anlamazsın" sözleriyle başlayan cümleler kullanan erkekler de maalesef evlenilmeyecek erkekler arasında bulunuyor

gelinlik

GELİNLİK PROVANIZ

Düğün gününden en az 6 hafta önce ilk provanızı yapmanız gerekiyor. Ailenizden birisini veya dikkati yoğun olan, zevkine güvendiğiniz bir arkadaşınızı provaya götürün. Provaya yanlız gitmeyin. Ama kalabalık bir gurupla da gitmemelisiniz. Çünkü kalabalık bir gurupta ki bütütn kişilerin fikirlerini ortaya koyması kargaşa yaratacaktır. Dolasıyla gelinliğiniz de hatalar oluşmasına sebep olabilir.
 
Provalarınız sırasında 2 unsura önem verin.

*Gelinliğinizin stiline, bu stile uygun olacak kumaş, renk, desen, işlemelere ve bedeninize tam olarak uygun olmasına dikkat edin.

 *Terzinize ya da modacınıza kulak vermelisiniz. Genellikle her terzinin yanında asistanı olur. İstek ve önerilerinizle beraber sizin için onlar en uygun modeli seçecek ve dikeceklerdir. Sonradan rahatsızlık yaratacak bir durumun olmaması için terzi ya da modacınızın önerilerini dikkate alın.


Etrafınızı saracak şekilde yerleştirilmiş 3 tane ayna karşısında gelinliğinizi inceleyin. Prova yaptığınız yerde bu aynaların sağlanmasını isteyin. Farklı açılardan gelinliğinizi görebilmek daha sağlıklı olacaktır. Aklınıza takılan her şeyi terzinize söyleyin ve danışın.

Terziniz sizin her istediğinizi, size en uygun olacak şekilde yerine getirecektir. Çünkü hayatınızın en önemli günlerinden biri olan düğün gününün sizin için olan değerini onlarda çok iyi biliyor

GELİNLİK SEÇERKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ

Gelinlik seçerken önem vermeniz gereken ilk kural gelinliğin size özel olması, vücut tipinize uygun olması olmalıdır. Bir başkasının üstünde gördüğünüz gelinliğin sizin üzerinizde çok daha farklı durabileceğini unutmamalısınız.
Gelinliğinizi araştırırken zevkinden şüphe duymadığınız bir arkadaşınızla birlikte araştırmayı ihmal etmemelisiniz. Sizi doğru yönlendireceğinden emin olmalısınız. Ama bu bütün arkadaşlarınızı bir araya toplamak anlamına gelmesin� Mümkün olduğunca az kişiyle çok firma gezin. Beğendiğiniz bütün modelleri deneyin. Gelinlik evlerinin, gelinlik mağazalarının altını üstüne getirin. Firma sahiplerini bıktırana kadar sınırları zorlayın. Bu sizin en özel gününüz ve en özel elbiseniz olacak. Hangi gelinlik modelinin üzerinize ne kadar yakışacağına ancak bu şekilde karar verebilirsiniz.
Vücudunuzun tipi gelinlik seçimindeki en önemli ayrıntıdır. O zaman önce aynada vücudunuzu tanımakla başlayın işe. Kalçanız omuzlarınızdan daha mı geniş. O zaman ikisini de dengeleyecek bir model seçmelisiniz. 70�li 80�li yıllarda olsaydık işiniz kolaydı. Vatkalı bir gelinlik seçerdiniz, vücudunuzun uzuvlarını dengelerdiniz. Fakat bu yılın modası buna izin vermiyor. Sizde modaya uyun ve yuvarlak kesimli kolları olan karpuz kollu modeller seçin. Kalçadan düz kesimli modellerden uzak durun. Eğer kalçanız yuvarlak ve genişse daha dar kesimli gelinlik modelleri seçmelisiniz, öbür türlüsü kalçanızı olduğundan fazla büyük gösterecektir.
Eğer sporla çok uğraşıyorsanız, üçgen bir vücut şekline sahipseniz, omuzlarınız geniş kalçanız küçük demektir. O halde omuzlardan dar kesimli, kalçadan geniş, çan kesimli modeller tercihiniz olmalıdır.
Beli kalın bayanlar için, bel kısmını ortaya çıkaracak, büzgülü modelleri deneyebilirsiniz.
Kısa boyluysanız uzun etekli, V yakalı modelleri tercih edin. Uzun boyluysanız biraz daha kısa etekli modelleri tercih edebilirsiniz. Topluysanız ince kumaşlı gelinlikleri tercih etmelisiniz. Ayrıca toplu bayanların iki parçalı gelinlikleri tercih etmeli daha doğru olur. Göbeğinden şikâyetçi olan bayanların ise çan etekli modelleri tercih etmeleri doğrudur.
Gelinlik seçiminde düğün mekânı da ciddiye alınmalı, gelinlik seçimi ortama göre ayarlanmalı.
Gelinliğinizin işçiliğine çok büyük bir önem vermeli, çok dikkat etmelisiniz. İyi bir işçilikle harika bir gelinliğe sahip olabilirsiniz. İşçiliği kötü bir gelinlik, ne kadar güzel bir fiziğe sahip olursanız olun, üzerinizde istediğiniz etkiyi yaratmayacaktır. Unutmamalısınız ki işçiliğin yanında gelinliğinizi gösterişli kılacak şey gelinlik kumaşıdır. İyi, kaliteli bir kumaş gelinliğinizi büyük oranda etkileyecektir.
Düğün günü yedek iç çamaşırı almayı unutmayın. Bunu da düğün öncesinde ayarlayın. İç çamaşırınızın modeline göre gelinliğinizin de üzerinizde duruşu değişecektir.
Gelinliğinizin dans ederken sizi rahatsız etmeyecek şekilde dizayn edilmesine özen göstermelisiniz. Provalar sırasında buna özellikle dikkat etmelisiniz.
Gelinlerin en büyük sorunlarından biri de gelinliklerin koltuk altlarını tahriş etmesidir. Terzinizin gelinliğinizin kol kesimini tahrişe neden olmayacak şekilde ayarlamasını isteyin.

GELİNLİK FİYATLARINA NE KADAR ÖDEMELİ !

Gelinlik fiyatları 150 YTL ile 20000 YTL arasında değişebiliyor. Gelinliğin işçiliği, kumaşı, üzerinde ki taşlar, gelinliğin fiyatını fahiş derecede yükseltebilir.
Gelinliğinizi süsleyecek taşların çok değerli olmaması sorun olmazsa gelinliğinizin fiyatı oldukça düşebilir. Tabii birazda moda evlerinin, gelinlik mağazalarının, modacıların isimleri de para eder. Hatta en değerli olanı isimdir. En büyük parayı isme ödersiniz. İyi bir modacı en kötü kumaştan bile harikalar yaratabilir.

GELİNLİK MODELLERİ

Düğünün en gözde bayanı sizsiniz. Herkes makyajınıza, saçınıza ve de en önemlisi gelinliğinize bakacak Sizden değişik, farklı olmanızı bekleyecek. Sizinde bu beklentilere onlar için değil kendiniz için cevap vermeniz gerekiyor. Çünkü bu düğün ve bu mutlu gün sizin.
Bütün katalogları didik didik arayın, bütün gelinlik evlerinden, moda evlerinden, gelinlik satan bütün mağazalardan katalog alın, hoşunuza giden bütün gelinlikleri deneyin. Diktirmek istiyorsanız modacıları araştırın ve hepsinin önceden gelinlik hakkında yaptığı bütün işleri inceleyin. Böylece size en uygun gelinliği bulacaksınız.
Gelinlik resimlerine baktığınızda, bazı modellere tek taraflı çekilmiş olabiliyor. Gelinlik modelinin arkasını göremiyorsunuz mesela. Resimler yeterince işlevsel olmuyorsa siz de hayal gücünüzü kullanın. Resimde sadece önünü görebildiğiniz gelinliğin arkasını da siz oluşturun.
Gelinliklerin hep beyaz olmasına alışmış olmamıza rağmen bazı gelinlerimiz farklı renkteki gelinlikleri tercih ediyor. Artık toplumda gelinliklerin beyaz olma tabusu yıkılmış durumda. Sıra dışı olmak isteyen gelinlerimize duyurulur. Siz genele uymak zorunda kalmayın. Farklı renkteki ve modellerdeki gelinliklerle kendi farkınızı yaratın.

GELİNLİK NEDEN BEYAZDIR

Gelinlerin neden beyaz giydiklerini merak ediyor musunuz? Çünkü beyaz saflığın temizliğin sembolüdür. Gelinin beyaz gelinlik giymesi gittiği eve huzuru, bolluğu getireceğinin simgesidir.
Aslında beyaz gelinliğin yaygınlaşması kraliçe Victoria�nın kraliyet ailesinin gelenek haline getirdiği gri tonlarında gelinlik giymeyi reddetmesiyle oldu. O zamana kadar gelinliklerin renginden çok kumaşın kalitesi önemliydi.
Günümüzde de beyaz gelinlikler yerini farklı renkteki gelinliklere bırakıyor.
Masumiyetin simgesi olan beyaz gelinlik bekAreti temsil eder. Bizim geleneklerimize göre ise beyaz gelinliğe bağlanan kırmızı kuşak bekAreti simgeliyor.

EN GÜZEL GELİN OLMAK İÇİN...

Bunun için de aylar öncesinden kafasında gelinlik modelleri tasarlamaya başlar. Eğer gelinliğinizi diktirmeyi düşünüyorsanız, nasıl birşey hayal ettiğinizi gelinlikçinize doğru bir şekilde anlatmalısınız. Ancak başka birinin üzerinde ya da bir dergide görüp beğendiğiniz bir modelin sizde iyi sonuç vermeyebileceğini de unutmamalısınız. Bu konuda gelinlikçiniz size yol gösterir. Burada dikkat etmeniz gereken gelinliğin vücut tipinizle uyumlu olup olmadığı. Örneğin iri yapılıysanız, fazla kabarık modeller size pek gitmez. Bunun yerine bu sene moda olan büstiyerli, iki parçalı hafif kabarık modelleri tercih edebilirsiniz.

Törene göre model

Model belirlerken gözönünde bulundurmanız gereken diğer bir nokta da nasıl bir düğün istediğiniz. Sade bir nikah töreni için gösterişli, çok ağır bir model yerine sade, küçük boncuklar ve işlemelerle süslenmiş bir model daha uygun düşer.

Rahatınızı düşünün

Gelinliğin rahatlığı da en az modeli kadar önem taşır. Tüm akşam sürecek bir düğün töreninde gelinliğinizle oturup kalkmanız, dansetmeniz zor olmamalı. Bu anlamda gelinliğin kuyruk boyunu da hesaba katmalısınız. Gelinliğinizin aksesuarları da gelinliğinizle uyum içinde olmalı. Eldivenleriniz, çantanız, çiçeğiniz ve duvağınız bir bütün oluşturmalı. Son olarak, gelinliğiniz mutlaka sizi ve tarzınızı yansıtmalı. Galiba en önemlisi de bu.

Model seçerken

- Kemikli bir yapıya sahipseniz kabarık gelinlikler ilk tercihleriniz arasında olabilir. Eğer köprücük kemiğiniz göze çarpıyorsa, ince askılardan sakının.

- Narin bir yapıya sahipseniz, sizi boğacak hacimli gelinliklerden uzak durun, vücudunuzu daha saran gelinlikleri tercih edin.

- Kilolu iseniz şeritsiz kabarık gelinlikler alt kısımlardaki kilolarınızı saklayacaktır. Üst bedeninizi ise boyunlu modellerle dengeleyebilirsiniz.

- Geniş bir bedene sahipseniz, dar korseli gelinliklerden kesinlikle uzak durun. Omuzları kapalı modeller sizi olduğunuzdan geniş gösterebilir.

- Göğüslerinizin büyük olduğunu düşünüyorsanız, üst bedende çok aşırıya kaçmamak kaydıyla dar ve yukarı doğru kesime sahip modelleri tercih edebilirsiniz. İnsanların yüzünüze bakmasını istiyorsanız, açık ve fazla dar gelinliklerden kaçının.

- Uzun boylu iseniz sizin için her gelinlik modeli uygun olabilir. Ancak uzun kollu modelleri tercih etmeyin. Yukarı kesime sahip gelinlikler sizi olduğunuzdan uzun gösterebilir.

- Düşük belli iseniz, omuzlardan dikey olarak inen ve çok geniş eteği olan modeller sizin için ideal. Dar kesimli modellerden kesinlikle uzak durun.

Provalar önemli

Model tercihinizi yaptıktan sonra kullanacağınız iç çamaşırı, ayakkabı ve aksesuarlarınızı hemen hazırlayın. Sutyen ve ayakkabılarınızdaki küçük bir değişiklik, gelinliğinizde potluklara neden olabilir. Gelinliğin ilk provasını düğün gününüzden 6 hafta önce yapın ve stiline, renklerine ve bedeninizdeki duruşuna dikkat edin.

HANGİ DÜĞÜNDE NASIL GELİNLİK

Geleneklerimize göre gelinlik, düğünden birkaç ay önce seçilir ve aksesuarlarla birlikte denenmelidir. Gelinlik, gelinin kişiliğini yansıtmalı ve vücuduyla büyük bir uyum içerisinde olmalıdır.

 
Klasik bir düğün için, beyaz ya da fildişi renklerde ipek veya dantelden, uzun bir gelinlik ve de gelinliğin yarısı ya da üçte biri uzunluğunda tül duvak tercih edilmelidir. Eğer gelinliğiniz dekolte ise, dilerseniz dirseklerinize kadar uzanan eldiven; kapalı bir gelinlik ise bileklerinize kadar uzanan ve gelinlikle aynı tona sahip saten veya dantel eldiven takabilirsiniz. Düğün yaz mevsimine denk gelmiyorsa, ten renginde çorap ile saten çamaşırlar geleneksel bir gelinliği mükemmel bir şekilde tamamlayacaktır?

 
Pek resmi olmayan ve modern bir düğün planlıyorsanız, giyebileceğiniz gelinlik seçenekleri artar. Modayı yakından takip etmek isteyen bir gelin adayıysanız, bu sene İtalyan modacıların başlattıkları uçuk pembe, gök mavisi ve gümüş gibi farklı renklerde gelinlik trendinden siz de faydalanabilirsiniz? Duvağınız daha kısa, yalnızca yüzünüzü kapatacak uzunlukta olabilir. Hayallerinizdeki düğün bol müzikli, eğlenceli ve dans ağırlıklı ise; nikahtan hemen sonra kolaylıkla çıkarabileceğiniz bir duvak modelini ve az topuklu ayakkabıları tercih etmelisiniz. Eldiven bu tarz düğünler için pek de uygun olmayabilir.


Bir kır düğünü düşlüyorsanız, bu durumda daha sade ve hafif kumaşlardan yapılmış bir gelinlik tercih etmelisiniz. Unutmayın ki; gelinlikte fazla ayrıntı, bu tarz düğünler için yanlış bir seçim olabilir?

GELİNLİK AYAKKABI SEÇİMİ

Mutluluğa Doğru Adım Atarken Sihirli Pabuçlarınız Ayağınızda Olsun. Uğurlu Rengi Beyaz Olanlar İçin En Şık Modeller Siz Gelinler İçin..
        Dünyaca ünlü markaların vitrinleri bu sezon birbirinden şık modellerle göz kamaştırıyor. Siz de tamamen size özel dikilmiş modellerle gelinliğinize ayrı bir hava katabilirsiniz.
        İnsanın anatomisindeki en hassas yerlerden bir tanesi de ayaklar ve onun hayat arkadaşı ayakkabılar.Bu sebepten dolayı konu Gelin ayakkabısı olunca biraz düşünün, gündelik olmadığı için alelacele alınıp modeline uydurulmaya çalışılıyor.
        Çoğu okuyucumuz tabi ki gelinliğime tam bir uyum içinde olmalı, çok güzel olmalı diyecek ! Düşünce burada son bulursa inanın yanılmış olacaksınız. Bedeninize tam gelen ayakkabıyı gelinliğinize uydu diye hemen almayın, aldığınız zaman akşam saatlerinde olsun, akşama kadar ayakta olduğunuzdan gün içinde ayaklar şişmeye bağlıyacak düğün gününü göz önüne aldığımızdan hareketli ve sürekli telaştan ayakta olacaksınız. Akşama doğru ayakkabıyı aldığınız zaman aynı hesaba gelecek ve ayak sıkmasına karşı ilk önlemimiz bu olacaktır.
        Gelin ayakkabıları da en az gelnlik kadar önem taşıyor. Çünkü ayakkabılar gelinliğin güzelliğini ve şıklığını tamamlıyor. Üstelik düğün günü başrolde olan gelinin rahatlığı açısından da ayakkabıların ciddiye alınması gerekiyor. “Nasıl olsa gelinliğim çok uzun, altından ayakkabılarım görünmez” diye düşünerek ayakkabı seçimini aceleye getirmeyin. Gelinliğiniz ne kadar uzun olursa olsun, yürürken ya da dans ederken ayakkabılarınız görünür. Bu yüzden şık bir ayakkabı seçmeye özen gösterin.
        Ayakkabınız gelinlk modelinizle uyumlu olmalı. Örneğin sade bir glinlik giyecekseniz, çok gösterişli, taşlı bir ayakkabı pek uygun olmaz. Bu arada ayakkabınızı özel de yaptırabilirsiniz ya da bazı değişiklikler yapılmasını rica edebilirsiniz. Örneğin eğer gelinliğinizin üzerinde işlemeler ve taşlar varsa, ayakkabılarınızı da aynı taşlarla süsletebilirsiniz. Diğer bir alternatif de ayakkabılarınızı gelinlık kumaşından kaplatmaktır. Özellikle gelinliğiniz için bu sezon çok moda olan, kırık beyaz ya da krem gibi renkleri seçtiyseniz bu renklerde ayakkabı bulmakta zorlanacağınızdan, kumaş kaplatmak oldukça iyi bir çözümdür. Ayakkabılar düğün günü saatler boyunca ayağınızda kalacağından rahat olması, vurmaması çok önemli.
        Kaliteli, esnek deriden yapılmış bir ayakkabı tercih etmeniz düğününüzde keyfinizin kaçmasını engeller. Ayakkabı alışverişini son güne bırakmayın, böylece evde birkaç gün giyip, ayakkabıların rahatlığını test edebilir, ayaklarınızın şeklini almasını sağlayabilirsiniz.
        Provalarınızdan önce ayakkabınızın modeline tam olarak karar vermeseniz bile ne yükseklikte bir topuk istediğinizi belirlemeniz gerekiyor. Gelinlık provalarında da bu yükseklikte topuğu olan ayakkabı giymeniz, düğünde gelinliğin boyuyla ilgili sürpriz yaşamanızı engeller.
        Çok yüksek topuklu bir ayakkabı seçerseniz, düğün gününün koşuşturması içinde ayaklarınız ağrıyabilir. Ayakkabının fotoğraf çekimi, nikah, eğlence derken neredeyse bütün gün ayağınızda kalacağını hesaba katarak, topuğu aşırı yüksek olmayan ve rahat bir ayakkabı tercih edin. Böylece düğün gecenizde dans ederken ayakkabının topuğunun kırılması ve ayağınızın burkulması gibi bir felaketle de karşılaşmazsınız.
        Ayakkabının topuğuna karar verirken damat adayının boyunu da hesaba katmayı ihmal etmeyin. Aranızda epey boy farkı varsa sorun yok ama o sizden birkaç santim uzunsa, yüksek topuklu ayakkabıyla ondan uzun görünebilirsiniz. Bu da pek tercih edilen bir durum değildir doğrusu. Gelinlık ayakkabısını alırken derisi yumuşak likralı modelleri seçmeye çalışın unutmayın belirli zamandan sonra ayakkabının güzelliğinden ziyade rahatlığı ön planda olmalı.yumuşak derili ayakkabınızın esneme payı olduğundan sorun çıkarmayacaktır. son on gün boyunca evinizde belirli aralıklarla yürüyüş yapmanız düğün gecesi ayakkabınızın genelde arka kısım topuktan vurmasını büyük ölçüde engelleyecektir.

GELİNLİK ALTI İÇ ÇAMAŞIRI

İç Dünyanız Sizi Ele Veriyor Seksi, Masum, Yada Eğlenceli . İşte Büyülü Gecenize Renk Katacak Çarpıcı İç Çamaşırlarınızı Seçtinizmi ?

      Evlenecek olan gelin adayları için son derece önemli olan gelinlik ve aksesuarlarının seçimi evlilik hazırlıkların da büyük bir yer alıyor.. Bu özel hazırlıklar içinde dış görünüm kadar, kadında iç görünüm de çok önemli. Evliliğin olabildiğince romantik olması için gelin adaylarının bir çoğu hazırlıklarını yaparken iç çamaşırlarına özel bir önem verir.
      Kendinizi iyi ve güvenli hissetmek, problemsiz bir tören yaşayabilmek için tören gecesi giyeceğiniz iç çamaşırları çok önemlidir .
      Üstelik bu özel gecede büyüleyici görünmeyi her gelin adayı arzular. Evlenirken nasıl bir iç çamaşırı giyeceğinize karar verebilmek için öncelikle gelinliğinizin modelini seçmiş olmalısınız. Seçtiğiniz gelinlik eğer sırtsız ve askısız straplez türü ise kullanacağımız iç çamaşırı modeli farklı, kapalı bir model ise kullanacağımız iç çamaşırı modeli farklı olacaktır .
      İç çamaşırı mutlaka gelinliğin dikilmesi ya da satın alınmasından önce alınmalı ve gelinlik provaları mutlaka törende kullanacağınız iç çamaşırı ile yapılmalıdır. Aksi takdirde farklı bir çamaşır ile prova edilen gelinlik, tören günü asıl çamaşırınızı giydiğinizde farklı durabilir.İç çamaşırınızı seçmeden gelinlik provasına gittiğinizde gelinlik tasarımcısı önce iç çamaşırı almanızı önerecektir .
      Bu özel gecede kullanacağınız iç çamaşırları daha özenle seçilmiş olmalıdır. Basit beyaz bir sutyen ve külot ortamın ve sizin bütün büyünüzü bir anda bozabilir.Omuzları açık bir gelinlik için teddie tipi askısız jartiyerli bir body kullanmanız en uygunu olur. Tabi her zaman sutyen, külot ve jartiyerden oluşan "klasik üçlüyü" de tercih edebilir siniz. Ne yazık ki hala pek çok kadın jartiyerle hayatında ilk kez evlilik günü tanışır. Bu da aslında pek tercih edilen bir şey değildir. En iyisi jartiyeri yaşamınıza normal bir giysi olarak sokmanızdır. Evlilik günü geldiğinde çok daha fazla kendinize güvenir ve her şeyi yapabilecek gibi hissedersiniz .
      Ayrıca düğün için aldığınız iç çamaşırları, gelinliğiniz gibi bir gün kullanıldıktan sonra gardıroptaki yerini almak zorunda da değil. Beyaz çorap günlük giysilerinizle pek kullanışlı olmaz ama bu çamaşırlarınızı ten rengi çoraplarla rahatlıkla giyebilirsiniz .
      Giyim tarzına bakarsanız, iç giyimin ölçüleri dış giyime göre daha önemlidir . Düşünün bir kere atletiniz çok büyük ve ipeksi bir elbise giymişsiniz. Dışarıdan bakıldığında atletinizin bozuk yapısı sizin vücudu nuzun görünümünü bozar.
      Aldığınız elbise ne kadar pahalı ve kaliteli olursa olsun imajınızı zedeler. Aynı durum sutyeniniz için de geçerlidir.Göğüs ölçüleri 90-95 cm ama siz kendinize 80 beden sutyen aldınız. Göğüsleriniz bu sutyene girebilir mi hayır girmez. Aksine taşar, böyle bir durumda ise sizin önden görünümünüz karşıdaki kişiye güzel değil itici gelecektir . Hiç hoş olmayan bir görüntü sergileyecektir. Unutmayın iç çamaşırınız la sizin aranızda hiç bir şey yoktur. Size böylesine yakın temas eden bir giysinin de tam üzerinize göre olması gerekir. İç çamaşırlarının en 'komplike' parçası sutyenler için doğru ölçü daha da önemlidir. Ölçü nüzü bildikten sonra sutyenleri denemeden de almanız mümkün olur

GELİNLİK EL ÇİÇEĞİ

Gelinliklerin Tamamlayıcısı El Buketlerinde Trendler Değişiyor. Her zaman Kabul Gören Klasik Beyaz El Çiçekleri Rengaraenk Buketlerle Yarışıyor.

      Gelinliğiniz ile aynı tonlarda seçeceğiniz çiçekler ile romantik ve klasik bir havaya bürüneceksiniz. sakin, yumuşak ve ağırbaşlı...

      Buketiniz ile dikkat etmeniz gereken nokta çiçeklerinizin rengi ne olursa olsun kabarık etekli modeldeki gelinliklerde bol çiçekli buketler, dar etekli gelinliklerde ise daha az çiçekli buketler tercih etmeniz gerekir.

      Gelinliğinizle kontrast oluşturacak tonları seçerseniz daha gelinliğinize daha canlı ve hareketli bir hava verebilirsiniz.

      Buketinizde yer alan çiçeklerden birini duvağınızda ya da saçınızda kullanmanız da harika sonuç verir....

      Tabiki hayalinizdeki çiçek modeli öncelikli ancak unutulmaması gereken başka etkenlerde var, Organizasyonun türü, düğünün yapıldıgı mekan, gelinlik ve damatlık modelleri, buket seçiminde göz önüne alınmalı. Çeşitli renk ve modellerde , canlı mevsime göre çiçeklerden oluşan gelin buketlerini bu noktalara dikkat ederek seçmelisiniz.

Hangi Gelin, Hangi Buketi seçmeli

      Uzun boylu gelinler için sarkan gelin buketleri, minyon bir yapınız varsa daha küçük ve toplu el buketleri. Gelin buketinde kullanılan çiçeklerin içinden uygun olanları damatlar smokinlerinede yaka çiçegi olarak kullanabilirler. Böylece mükemmel uyumu saglayabilirsiniz.

GELİNLİĞİN TARİHÇESİ

Gelinliğin hikayesi eski Romalılardan başlar.Eski Romalılarda gelinlik sarı renkti.Gelinler sarı renkte peçe takarlardı.Beyaz gelinlik adeti 16.yüzyılda başlamış. Bu yıllarda kraliyet ailelerinin gümüşi renkte gelinlik giymeleri adetti.Kraliçe viktorya bunu reddetti.Beyaz renkte ısrar etti.Daha sonraları ingiliz ve fransız yazarlar beyaz rengin bekareti masumlugu ve temizliği ifade ettiğini yazdılar.evliliğin koşulu bekaretti.

Türkiye de ilk gelinlik osmanlıı zamanında başlar.II.Abdülhamit zamanında Avrupa da bir düğünde ilk kez bir gelinin üzerinde bembeyaz giysiyi gören prensesin kendi düğününde  kıyafetin aynısından istemesi ile başlıyor.
Beyaz kumaştan gelinliği ilk kez 1898de Kemalettin paşa ile evlenen Abdülhamidin kızı Naime sultan giydi

Türk toplumunda düğün kıyafetinde kırmızı kullanılırdı.Anadolu da çok renkli ve nakışlarla işlemeli geleneklere bağlı gelinlikler hala var.Sarayda başlayan zamanla yaygınlaşan beyaz gelinlik 20. yüzyılda vazgeçilmez oldu

GELİNLİK

Genç kızların en güzel olmak istedikleri gün hiç kuşkusuz düğün günleridir. Bu nedenle, vücut tipinize uygun gelinlik seçimi çok önemlidir.

Çeşitli vücut tiplerine göre gelinlik seçimi için öneriler;

Armut Tipli Vücutlar

Bu vücut tipine sahip bir kadının omuzları kalçalarından daha dardır. Bu nedenle, aradaki farkı mümkün olduğunca aza indirmek için hafif vatkalı gelinlik modelleri tercih edilebilir. Bunun yanı sıra ince kumaşlı gelinlikler yerine daha kalın kumaşlı modelleri tercih etmenizi öneririz. Kalçalarınız geniş ve yuvarlaksa düz kesimli modellerden uzak durmalısınız; çünkü bu modeller kalçalarınızın genişliğini daha da ortaya çıkaracaktır. Kalın bir bele sahipseniz geniş ve kemerli gelinliklerden uzak durmanızı ve V tipindeki gelinlikleri tercih etmenizi tavsiye ediyoruz.

Üçgen Tipli Vücutlar

Bu vücut tipine sahip kadınların armut vücutlu kadınların tersine omuzları kalçalarına göre daha geniştir. Genelde sporcu olan bu kadınlar, omuzlarının genişliğini kapatmak için üstü düz kesimli ve uzun kollu modeleri tercih etmelidirler.



Dikdörtgen Tipli Vücutlar

Bu kadınların en dikkat çekici özelliği, bellerinin fazla belli olmaması yani vücutlarının omuzlarından kalçalarına doğru düz inmeleridir. Dikdörtgen vücutlu gelin adaylarının bellerini ortaya çıkaran büzgülü bir gelinlik seçmeleri uygun olacaktır.

Kum Saati Tipli Vücutlar

İdeal vücut tipi olarak da adlandırılan bu vücut tipindeki kadınlara bütün modeller çok yakışır. Ancak yine de bellerine dikkat çeken modeller seçmeleri önerilebilir.

Diğer öneriler;



• Düz karınlı ve küçük göğüslüyseniz düz kesimli bir gelinlik seçebilirsiniz.
• Göbeğinizden şikayetçi olmanız durumunda A-tipinde gelinlikler uygundur.
• Sırtınızın güzelliğine inanıyorsanız, sırtı bele kadar açık bir gelinlik seçebilirsiniz.
• Kısa boylusanız önü V-kesimli bir gelinlik boyunuzu uzun gösterir.
• Uzun boylusanız etek boyları çok kısa olmadan her model yakışır.
• Kısa boyunluysanız önerimiz saçlarını toplamanız olacaktır.
• Uzun boyunluysanız tam tersine saçlarınızı açık bırakmalısınız.
• Kollarınız kalın veya çok ince ise uzun ya da kısa kollu bir gelinlik seçebilirsiniz.

 

kuaför

GELİN BAŞI

Gelin adayları için en önemli ayrıntılardan bir tanesi de gelin başı yapımıdır. Gelin başı için dikkat etmeniz gereken şeylerden birisi kuaför seçimidir. Kuaförünüze hayal ettiğiniz saç modelini önceden anlatmalı hatta prova yapmalısınız. Çünkü sizin düşündüğünüz saç modeli belki de gelinliğiniz ile ve yüzünüz ile uyumlu değildir. Bu durumda da kuaförünüzün önerilerine kulak vermelisiniz. Saç renginizi ya da modelini değiştirmek istiyorsanız bunu son ana bırakmayın. Yanınızda size fikir verecek birileri mutlaka bulunsun.

Saçınızı, tokalar, inciler, canlı ya da yapma çiçekler, taçlar, tüyler gibi aksesuarlar ile de süsleyebilirsiniz. Kuaförünüze saçınızda istediğiniz aksesuarları önceden söylemeyi ve giderken yanınıza almayı unutmamalısınız. Gelinliğiniz ile ve duvağınızla   saçınıza takacağınız aksesuarlar uyumlu olmalıdır. Gelinliğinizde çiçek kullanılmışsa saçınıza takacağınız çiçek de aynı tür olmalıdır.

Eğer duvak takmayı düşünüyorsanız, duvağın saça tutturuluş ve çıkartılış yöntemlerini öğrenmeye çalışın. Düğününüzde belli bir saatten sonra rahat dans edebilmek için duvağınızı çıkarmak isterseniz saçınızı bozmadan çıkartabilirsiniz.

GELİN SAÇI - AKSESUARI

HAYALİNİZDEKİ SAÇ MODELİNİN ZAMANI!
Saç modeli İşte hayallerinizi süsleyen saç modelinin gerçekleşmesi artık çok yakın. Düğününüzde mükemmel olmayı ve kusursuz bir görünüm sergilemeyi düşünüyorsunuz. Bunu gerçekleştirmenin en önemli şartlarından biri, hatta belki de en önemlisi çok şık bir saç modelidir. Tabii sadece saç modeli yetmez! Unutmayın siz gelinsiniz! O şık tasarlanmış saçınızın üstünde bir de mükemmel bir taç sizi o gecenin prensesi olarak yüceltecektir. Tabii ki, tacın seçimi de gelinliğiniz, saç modeliniz ve düğün ortamının özellikleri hesaba katılarak yapılmalıdır. Gelin başı tasarımı yapmak her kuaförün harcı değildir. Sonra pişman olmamak için, bu konuda işinin uzmanı olan bir kuaför seçmelisiniz. Gelin başı söz konusu olduğunda fiyatlar biraz daha yükselmektedir. Ancak hayatta bir kez olacak ve resimlerinizde bir ömür boyu sizle yaşayacak olan düğününüzde mükemmel görünmek her şeyden daha değerli olsa gerek. Saç modeli"Tanıdık" laflarına aldırmadan o en güzel gününüzde sanatını size en iyi şekilde yansıtacak olan kuaförü seçin. Bir çok gelinin asil görünümünden ötürü topuzu tercih ettiğini biliyoruz. Ancak siz yine de kuaförünüzün fikrini de alın. Özellikle her saç modelinin her yüze gitmediğini aklınızdan çıkartmayın. Eğer seçiminiz topuzdan yana ise, damatla olan boy farkını da düşünün. Boy farkı eşit veya çok azsa, hatta gelin daha uzunsa topuz biraz daha geriye doğru yapılmalıdır. Kuaförünüz tasarımı yaparken gelinliğinizi ve aksesuarları da görmek isteyecektir. Bu iyi bir uyum için gereklidir.

Gelinliğinizi kuaförde giymek iyi bir tercihtir. Bu arada saçınızın düğün süresince bozulmayacağı konusunda da kuaförünüzden garanti isteyin. Tabii kuaförünüzde iyi bir makyöz de bulunmalıdır. Randevu alırken kesinlikle toleranslı davranın. İşinizin bitmesi muhakkak uzayacaktır!


BAZI ÖNEMLİ NOKTALAR

      * Kuaförünüzden 10 - 15 gün önceden randevunuzu alın.

      * Kuaförünüzle düğün gününden bir gün önce görüşüp randevunuzu netleştirin.

      * Kuaförünüze gelinlikçinizden aldığınız aksesuarları götürün.

      * Gerekiyorsa önceden bir deneme saçı yaptırmayı tercih edebilirsiniz.

      * Kuafördeki işinizin ne kadar süreceğiyle ilgili programı önceden düzenleyin.

      * Kuaförünüzde gelinliğinizi giyebileceğiniz uygun bir yer olmalıdır.

GELİN MAKYAJI SIRLARI

Çok parlak renkler yerine mat tonları kullanın.Tersi bir durumda fotoğraflarda çok parlak çıkmanıza neden olabilir

Fondoteninizi boyun renginize uyan natürel tonlarda seçebilirsiniz.

Yuvarlak bir yüze sahipseniz, allığı, elmacık kemiklerinin altından şakaklara doğru ve şakaklara sürerek daha ince görünebilirsiniz.Köşeli bir yüzde ise allık , elmacık kemiklerinin üzerine ve çenenin alt-yan sınırına sürülmeli.

Gözler yüzün en dikkat çekici bölgelerinden biridir. Göz makyajınızı yaparken açık renk farınızı göz kapağına sürdükten sonra , gölge yapacağınız renkte far ile göz kapağının bitiminden kaşa paralel çukurluğa hafifçe sürün ..

Kirpikler.. Bakışlarınıza yoğunluk veren dolgun kirpikler için yapışkanlı ve son derece natürel duran takma kirpikler kullanabilirsiniz.Böylece çok daha etkileyici bakışlara sahip olacaksınız.

Dudaklarınızı ön plana çıkarmak istiyorsanız rujunuzu uygun renkte bir dudak kalemi ile ortadan uçlara doğru dudaklarınızı çevreleyin . Dudaklarınız ince ise açık renk rujlar kullanarak dudağınızı daha dolgun gösterebilirsiniz.Aynı şekilde kalın dudaklar da koyu renkli rujla ince gösterilebilir.

Son Rütuşlar

Düğünün ilerleyen saatlerinde makyajınızın bozulmaması için makyaj fiksleme spreyi ile makyajınızı sabitleyebilirsiniz. Kolaylıkla ulaşabileceğiniz bir yakınınıza pudra , allık ve rujunuzu vererek makyajınızı tazeleyebilirsiniz

GELİN MAKYAJININ PUF NOKTALARI

Her gelin düğün günü kendini en güzel görmek ve hissetmek ister. Cildinizle, saçlarınızla ve gelinliğinizin modeliyle uyumlu bir makyaj ise size bu fırsatı sağlarken, düğün fotoğraflarınıza baktığınızda size bu özel günü anımsatarak yüzünüzde tatlı bir tebessüm oluşmasını sağlayacaktır.

İşte size bu özel gününüzde en güzel olmak için bazı tavsiyeler:

      * Makyajınızı bir profesyonele yaptırmanızı öneriyoruz. Gelinliğinizi giyerek makyaj     yaptırmalısınız ki dekolte makyajınız da yapılarak bütünlük sağlanmış olsun.
      * Kullanılan malzemeler kaliteli olmalı, terden akmamalı ve kalıcı olmalıdır.
      * Cilt tipinize, saç renginize en uygun renkler tercih edilmeli abartıya kaçılmamalıdır. Çok parlak renkler resimlerde ışığı yansıtacağından parlamanıza neden olabilir.
      * Makyajdan önce dişlerinizi fırçalamayı unutmayın.
      * Makyajınızı 1 gün önceden denemeniz uygun olacaktır.
      * Gelin makyajını belirleyen en önemli şeylerden biri de düğünün nerede ve nasıl bir mekanda yapılacağıdır.
      * Kirpikleriniz için doğal görünen takma kirpikleri tercih edebilirsiniz.
      * Parfüm kullanırken de düğün gecenizde daha önceden kullanmadığınız bir parfümü denemeyin.

GELİN BAŞI MODELLERİ

Gelin adayları için en önemli ayrıntılardan bir tanesi de gelin başı yapımıdır. Gelin başı için dikkat etmeniz gereken şeylerden birisi kuaför seçimidir. Kuaförünüze hayal ettiğiniz saç modelini önceden anlatmalı hatta prova yapmalısınız. Çünkü sizin düşündüğünüz saç modeli belki de gelinliğiniz ile ve yüzünüz ile uyumlu değildir. Bu durumda da kuaförünüzün önerilerine kulak vermelisiniz. Saç renginizi ya da modelini değiştirmek istiyorsanız bunu son ana bırakmayın. Yanınızda size fikir verecek birileri mutlaka bulunsun.
Düğün Hazirliklari.com olarak sizler için seçtiğimiz   bir kaç Gelin başı modelini aşşağıda yayınlıyoruz.


 

MASUM GELİNLERE UÇUK SAÇLAR

“Gelinliğin masumiyetine uysun diye yapılan sade saç modelleri bu sene demode. Gelinliğin ve gelinin güzelliğini daha da ön plana çıkarmak için tasarlanan kişiye özel abartılı saçlar ise yaz düğünleri için ideal. Gelinliğin modeline, düğünün mekânına göre şekillenen tasarımlarla gelinler artık daha da göz kamaştırıcı bir güzelliğe sahip olacaklar.”


Masum gelinlere uçuk saçlar
Bu cümleler ünlülerin vazgeçemediği usta kuaför Kırıktarak Ali’ye ait. Saç tasarımı konusunda yurtdışındaki tüm etkinliklere ve fuarlara katılarak son trendleri takip eden Kırıktarak Ali gelinbaşları konusunda bir hayli iddialı… Ünlü kuaför son trendlerin daha dikkat çekici, daha modern ve sıradanlıktan kurtulmuş olduğunu ve gelinlerin alışılmışın dışında saçlar yaptırdığını söylüyor.

Gelinbaşlarının gelinlik ve makyajla da uyumlu olması gerektiğini vurgulayan Kırıktarak Ali güzelliğin bir bütün olması gerektiğini savunuyor.

Gelinlerle konuşulup ortak bir paydada buluşularak tasarlanan saçların gelinleri mutlu ettiğine inanan kuaför “Gelinin en önemli aksesuarının ne takısı ne makyajıdır esas sır saçların ışıltısındadır” diyor.

Saç biçiminin kadının tarzını ve karakterini de yansıttığına inana Kırıktarak Ali bir genç kızın hayatının en önemli gününde karakterine ve beğenilerine uygun bir saç yapılmasının altını çiziyor.

Saç yapımında önemli bir noktayı daha belirten Kırıktarak “Bazen gelinler bir model beğenip onu istiyorlar. Fakat her saç her yüz tipine uygun değildir. Bu nedenle gelinle konuşarak yüzüne ve gelinliğine uygun model yapılmalıdır.” diyor.

Abartılmış uçuk gelinbaşlarını farklı aksesuarlarla da süsleyerek renklendiren Kırıktarak Ali bu modellerinin bazılarını pop müziğin genç ve yetenekli ismi Pınar Öner’de denedi.

Henüz bekâr olan ama ilerisi için evlilik hayalleri kuran Öner “Ali Bey’in denediği saçlar bana da çok uçuk geldi ama yine de çok beğendim. Hatta bu duyguyu tamamlamak için gelinlik giyip objektiflerin karşısına geçtim. Umarım Ali Bey ben gerçekten evleneceğim zaman da saçlarımı bu kadar muhteşem yapar” dedi.

mobilya

MOBİLYADA YENİ TREND

Artık bir masanın yalnızca masa olduğu dönemler geride kaldı. Yeni nesil tasarımlarda masalar kendiliğinden ışık saçıyor, koltuklar müzik çalıyor ve lavaboların içerisinde balıklar yüzüyor.
          ıster Avrupa, ister Amerika, ister Japonya... Son dönemlerde kapılarını açan uluslararası mobilya fuarlarında gözlemlenen en çarpıcı trend yetmişli yılların tasarımlarına dönüş oldu. Akıl karıştırıcı tasarımlar, çok canlı ve çarpıcı renkler bu yeni akımın en belirgin nitelikleri. Yeni nesil mobilyaların dikkat çeken bir diğer özelliği de çok amaçlı olmaları. Artık mobilyaların asıl kullanım amaçlarının yanı sıra farklı ve dikkat çekici özelliklere de sahip olmaları gerekiyor.
       
Bilişimin önemi artıyor
          Mobilyaların içerisine yerleştirilmiş olan elektronik aksam, az enerji harcayıp çok ışık veren LED aydınlatma tekniği ve kauçuk türevi esnek yapı malzemeleri bu tür mobilyalarda sıkça rastlanan öğelerin başında geliyor. Genel anlamda bilişim teknolojisi her geçen gün mobilya dünyasında daha önemli bir yere sahip oluyor. Aslında mobilya tasarımcılarının vizyonlarına göre ev içerisindeki hemen her şey; ister koltuk, ister televizyon, ister sehpa bir şekilde uzaktan kumanda edilir hale gelecek.
       
Fark yaratan ayrıntılar
          Hızla yayılan ve geniş hayran kitlelerine ulaşan bir diğer moda ise "Glocal Style". Kısaca insanların tatil yaptıkları yabancı ülkelerde gördükleri bazı tasarımları kendi yaşam mekanlarına transfer etmeleri anlamına gelen bu yeni akım, mobilya ve tasarım sektörüne yeni olanaklar sağlıyor. En çok beğenilen tasarımların başında ise mekanları kapı veya pano yerine bambu kamışını andıran ve gerektiğinde aydınlatılma özelliklerine sahip ince uzun çubuk yığınlarıyla bölmek geliyor. Böylece çok küçük ayrıntılarla alışılagelmiş mekanlara birden Uzakdoğu veya Afrika dokusu katılıyor.

İYİ VE SAGLIKLI UYKULAR

Rahat ve uykunun bir yolu da yastıklardan geçiyor. Ortopedik , anti bakteriyel ve doğal lateks dolgulardan yapılan yastıklar sizin için keyifli bir uyku ortamı yaratıyor.

Yastık seçerken dikkat etmeniz gereken en önemli nokta; hijyen. Başınızı koyduğunuz, yüzünüzü ve ağzınızı sürdüğünüz yastığın anti bakteriyel olması her şey den önemli. Eğer alerjik bir bünyeniz varsa aldığınız yastığın anti alerjik özellikte de olması kaçınılmazınız olmalıdır. Uzun ömürlü , deforme olmayan , doğal yapısı gereği bakteri üretmeyen , yün , pamuk , kuş tüyü yada uyurken boynunuzun şeklini alan , bu bölgedeki ağrılara birebir , kolay yıkanabilen , hijyenik , ortopedik , doğal lateks dolgu malzemelerinden yapılan yastıklar tam size göre..

MOBİLYA SEÇİMİN DE YENİ RENK TRENDLERİ

Tüketim, günümüz toplumunun ekonomisini ve hayat tarzını sürükleyen önemli bir faktördür. Sahip olduğumuz şeyler, bizi diğer insanların nasıl gördüklerinin bir tanımı kabul edilebilir. Sahip olunan eşyalar insanların kişisel bir tanımıdır ve diğer insanlara karşı konumlarını temsil eder. Mobilya endüstrisinin ürünleri, toplum için kültürel ve kişisel anlamlarla yüklüdür. Bu anlamlara sahip olmak için renklerin dilini tanımak gerekir.
       
        ıyi dizayn edilmiş ve renkleri doğru kullanılmış bir mobilya, alıcısına sosyal hayatında ve aile yaşamında yararlı olur. Mobilya tüketicileri orjinallik, tinsellik, kişisellik, denge ve ahenk gibi özellikleri tercih ederler. Tüketiciler artık evlerini bir çeşit kendini ifade etme tarzı olarak görüyor ve bundan tatmin duymak istiyorlar. Renklerin doğru kullanımı, mobilyaya anlam ve değer yüklenirken kullanılması gereken bir araçtır. Renklerin kullanılmaması günümüzde hakim olan akıma ters düşer ve marjinal kalır.
       
        Günümüzde insanlar hızla gelişen teknolojinin hakim olduğu bir dünyada yaşıyorlar. Bu koşuşturmalı hayat tarzı ve teknoloji bombardımanına bağlı olarak günümüzde oluşan trend, daha karmaşık ve zengin bir ev dekorasyonu fikrini getirmiştir.
       
        Geçmişte insanlar daha çok taşınırlardı ve mobilyalarını bunu düşünerek seçerlerdi. Nötr renkler tercih edilirdi çünkü bu renge sahip eşyalar, taşınılan yeni mekanlarda da rahatça kullanılıyordu. Gelir düzeyi geçmişte daha düşüktü, bundan dolayı bu dönemlerdeki tüketiciler masrafa sebep olacak dekorasyon hatalarından çekinirlerdi. Renk ve mobilya konusuna daha işlevsel bakılıyordu. Buna zıt olarak, 2000 yılında tüketiciler, daha çok renk kombinasyonu ve daha karmaşık tasarımlar talep etmeye başladılar. Hayat tarzını bu kombinasyon bolluğu ile ifade etme düşüncesi hakim oldu.
       
        Bir zamanlar sadece elit kesimler için yapılan mobilya dizaynları artık yaygınlaştı ve bir akım oldu. Bu sadece, dekorasyonun kimlikleri yansıttığı ve hatta yeniden yarattığı, büyük bir trendin ilk adımıydı. Üzerimize giydiğimizden arabamızın rengine kadarki seçimlerimiz bizi ifade ediyorsa, evlerimiz neden etmesin? Eskiden zengin kişilerin evlerinde bulunan bu derin ve çeşitli renkler günümüzde ilk defa ev alan kişilerin de tercihi haline geldi. Artık, ilk defa ev sahibi olanlar bile kendi kişisel ortamlarını zengin renklerle süslemeyi seçiyor.
       
        Günümüzde ve önümüzdeki birkaç yıl boyunca mobilyalarda tercih edilecek renkler hangileri olabilir? Hangi renkler bu trendin bir devamıdır? Bu konularda tahminler yürütülüyor ama görünüşe göre göz alıcı renkler uzun bir süre daha insanların evlerini, görsel bir kişisel ifade tarzı şeklinde süslemeye devam edecek. En gözde seçim açık mavi ile yeşilin karıştığı kombinasyondur. Bu renklere bize ilham veren ve harika bir renk olan sarı da katılabilir çünkü sarı diğer renklerle kolayca uyum sağlayan nötr bir renktir.
       
        Kırmızı; ihtiraslı, heyecan verici ve romantik bir renktir. Zarafet ve sıcaklık yaratarak evi davetkar kılar. Kırmızı rengin kullanımının iç dekorasyonda giderek güçlendiği gözlenir. Maviler de mobilyalarda kullanılmaya devam edecek ama genelde destekleyen renk olarak seçiliyor. Maviler şimdilik çok ön planda değil. Su yeşili tekrar kullanılmaya başlandı.Bu renk yeşilden maviye bir köprü olarak adlandırılır. Barış ve huzuru evlere taşıyan bu renk son zamanlarda çok tercih ediliyor.
       
        Tercih edilen diğer bir renk ise portakal rengidir. Portakal rengi taze, hayat dolu ve eğlenceli bir renk olduğu için günümüzde bir çok evi süslemektedir. Sıra dışı ve karmaşık renklerin seçiminin bir nedeni ise tüketicilerin evlerini diğer kimselerin evlerinden tamamen farklı görmek istemeleridir. Koyudan açığa yumuşak renkler, ofislere rahatlığı ve konforu getirir, evlerdeki rengarenk mobilyalar ise zor bir günden sonra eve dönen insanları kibarca karşılar.
       
        Mobilya seçiminde yeni trendlere, fikirlere ve renklere açık olmak herkese renk dilini kullanma ve kendini ifade etme şansı verir. Unutulmamalıdır ki "Aslan yattığı yerden belli olur" ve mobilyalarınızın rengi evinize gelenlere sizin kişiliğinizi en güzel şekilde yansıtmalıdır.

KÜÇÜK EVLER İÇİN ÖZEL TASARIMLAR

Koleksiyon; gerek estetik, gerekse ergonomik açıdan en uygun kombinasyonlarla donattığı modelleri ile oturma rahatlığını üst seviyelere çekiyor.
       
        ıster uzun bir günün ardından dinlenmek için olsun, ister keyifli bir hafta sonunda evde geçirilecek saatler için olsun; oturma ünitelerinin yaşama kattığı değerler oldukça fazla. Günlük yaşam içinde kanıksadığımız bu ürünler, eğer rahat, ergonomik ve estetik olmasalardı ne olurdu? şüphesiz bu eksiklikleri giderecek arayışlar başlardı.
       
        Koleksiyon’un tasarımlarında genel olarak karşımıza çıkan olgular estetik, özgün dizayn, kaliteli malzeme ve işlevini en iyi şekilde yerine getirme kriterleri olarak belirginleşiyor. Faruk Malhan tasarımı Marakesh kanepe, ölçüleri ile apartman daireleri ve küçük evler için düşünülmüş özel bir tasarım.
       
          Klasik bir çizginin yeniden yorumlanması olan bu çağdaş çalışma, döşemesinde kullanılan küçük ve şık detaylar ile özgün bir forma sahip. Ayaklarında ve kollarında kullanılan yarı klasik çizgi ile ürüne nostaljik bir hava katılmış.
       
        Dinlenmenin kişiden kişiye değişen yolları var. Konfor beklentilerinin de öyle. Faruk Malhan’ın Ooolong tasarımı, uzanmak için oldukça ideal bir alan yaratıyor.
       
        Baş yastığı ve genel kıvrımları ile beklenen rahatlığı kolayca sunabiliyor. Model; metal ayakları ve ince, zarif yapısı ile iç mekanların etkileyici tasarımlarından biri olarak Koleksiyon çalışmaları arasındaki yerini alıyor. Modeli Studio Kairos imzalı Babylon dolap ünitesi ve Cavaletto paslanmaz çelik askılık tamamlıyor.

ODANIZA UYGUN KİTAPLIKLAR SEÇİN

Sayıları her geçen gün artan kitaplarınızı saklamak ve zamanla yıpranmalarını önlemek için, odanıza en uygun boyut, şekil ve renkteki kitaplığı seçmenizde fayda var.
       
        Kitap sever bir insan kitap okumaya ve almaya hiç doymaz. Ama zamanla bu kitapların nerede saklanacağı, nasıl muhafaza edileceği büyük bir dert haline gelir.
       
        Siz de, sayıları hızla artan kitaplarınızı daha düzenli ve kolay erişilir bir şekilde saklamak istiyorsanız güzel bir kitaplık seçmenin zamanı gelmiş demektir. Kitapların sayılarına ve mekanda onlar için ayıracağınız yerin ölçüsüne göre birçok kullanışlı kitaplık alternatifi bulmak mümkün.

Mekana göre kitaplık
          Unutmayın; kitaplık seçimindeki en önemli nokta, kitaplığın mekanla ve kitapların ölçüleriyle uyumlu olmasıdır. Ahşap, alüminyum, çelik, cam, akrilik gibi pek çok malzemeden üretilen kitaplıklar raflı, kapaklı, çekmeceli, duvara monte veya bağımsız birer eleman olarak mekandaki yerlerini alıyor.
       
        Odanın tek duvarını kaplayan büyük bir kitaplık tercih ettiğinizde, mekanın olduğundan küçük görünmemesi için gövdesinin duvarınızla aynı renkte olmasına dikkat edin.

          Ayrıca ince, kalın, sert, yumuşak, yüksek, alçak her yapıdaki kitabı raflara yerleştirirken, rafların kitapların ölçülerine göre ayarlanabilir olması size avantaj sağlayacaktır.
       
Tozdan koruyun
          Tabii kitapların yıpranmadan korunması da önemli. Kitapların kapaklı dolaplarda saklanması onları tozdan ve dış etkenlerden uzun vadede koruyacaktır. Ancak unutmayın ki, kapakların cam ve benzeri transparan malzemelerden oluşması, rafların her zaman düzenli olmasını gerektirir.

mücevherat mücevher

 
DEĞERLİ TAŞLARIN ANLAMLARI

Zümrüt :
Dünyanın en kıymetli taşlarından biridir. Mitlerin ve efsanelerin taşıdır. Renginin yeşildir. Bu nedenle taşın yağmur yağdırdığına inanılırdı. Bağışıklık sistemi,sinir sistemi, kalp, ciğer ve böbreği kuvvetlendirdiği düşünülür. Beden,ruh,zihin için tonik vazifesi gördüğü ve kuvvetli bir duygusal dengeleyici olduğu düşünülür.Bolluk, sevgi, iyilik, sakinlik, denge ve sabırın simgesidir. Bu taşa bazı kişiler tarafından Koşulsuz Aşk Taşı adı verilmektedir. Sevgililerin birbirlerine verebilecekleri en güzel hediye olarak görülür. Bazı İslam ülkelerinde koruyucu tılsım gücünü olduğunu ve bazı ayetler okunarak daha güçlendirildiğine rastlanmıştır.

Elmas :
En sert ve kıymetli taşdır. Rüyaların taşı adı verilmiştir. Beyin fonksiyonlarını ve temel tedavi edici özelliğe sahiptir. Bedeni temizleyerek negatif kuvvetleri yok ettiğine, zihin, ruh, beden üçlüsünü birleştirip ve bütünleştirdiğine inanılır. Bolluk, saflık, masumluk ve sadakatı simgeler. Mücevher olarak tüm takılarda kullanılmaktadır. Son derece kıymeti yüksek bir taştır.




Yakut :

Güzelliği ve sertliğiyle değerli taşlardan biridir. Hindistan'da Değerli Taşların Efendisi adını koymuşlardır. Amerika, Avrupa'da çıkarılır. Hindistan ve Güneydoğu Asya Yakut’un anavatanıdır. Elmas’tan sonra en sert taştır. Kan dolaşımın canlandırıcı etkisi, bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi olduğu gibi kişiyi sınırlamalarından kurtardığına, kendinden fazla diğer insanları düşünmesine yol açtığına inanılır. Ruhsal gelişme, cesaret, liderlik, mutluluk duygularını arttırdığıda düşünülür. Cinsel aşırılıklara da iyi geldiği söylenir.



Safir :
Pahalı ve değerli taşları arasındadır. Isıya dayanıklı bir taştır. Mavi rengi üzerine beyaz damarlıdır. Dünyada ünüyle dillerde olan Safirler Hindistan'dan çıkmaktadır. Sertlik derecesi olarak Elmastan sonra gelir. Değeli mücevherlerin yapımında kullanılmaktadır. Bilinen en büyük Safir, 563 kıratlıktır. Hindistan Yıldızıdır ve New York Doğal Tarih Müzesinde teşhir edilmektedir. 330 kıratlık olan bir diğer Safirdir. Asyanın Yıldızı adı verilmiştir. Washington DC'de sergilenmektedir. Kalp ve böbrekleri kuvvetlendirdiği aynı zamanda tüm salgı bezlerini harekete geçirici özelliği olduğuna inanılır. Ayrıca psişik yetenekleri arttırdığı ve sezgi gücünü çoğalttığı düşünülür. Dolayısla yaratıcı ifadenin gelişmesinde büyük rol oynadığı ve karışıklığın ortadan kalkmasına neden olup kozmik farkındalığı arttırdığı düşünülür.

Lal :

Dairesel veya oval bir taştır. Iki türü vardır. Erkek olan türü koyu kırmızı, dişi olan türü açık kırmızıdır. Taşı taşıyan kişiyi, bedensel zayıflığa ve acımasızlıklara karşı koruduğu düşünülür. Hayal Kuran ve Merhamet Taşı diye isimlere sahiptir. Cinsel enerjiyi ve duyarlılığı artırdığına, cinsel dengesizliğe karşı koruduğuna inanılır.bu sebeple Tutkuların Taşı da denir. Adı Latince’de, Garanatum'dan gelir. Lal taşı, Garnet olarak da bilinir. Kalp şeklinde Lal'ler, eşleri ve sevgilileri cezbetmeye yarar ve aynı zaman da, yatak veya yastık altına konulduğunda kötü rüyaları engellediği düşünülür. Bedeni kuvvetlendiren, temizleyen ve canlandıran bir özelliği vardır. Kan damarları için yararlı bir taştır. Lal, hayal gücünü hareketlendirirken, sevgi ve şefkati sembolize etmektedir.

Kuvars Kristali :

Yüzyıllardır tedavi ve sihir alanlarında kullanılmıştır Tedavi edici nitelikleri en fazla olan taşların başında gelmektedir. Duygusal dengeleyici özelleği vardır. Beyin fonksiyonlarını uyarır. Kişinin çevresinde oluşan negatif enerjiyi yok edip pozitif enerjiyi toplar, biriktirir, geçirir, kuvvetlendirir ve kişi üzerinde aktif hale getirir. Düşünce gücünü de güçlendiren bir özelliğe sahiptir. Kuvarsın özellikle halsiz düşme durumunda canlılık verdiğine inanılır. Kahinlerin kristal küreleri kuvars kristalinden oluşur. Bu taşın zihinsel konsantrasyona ne kadar etkili olduğunu gösterir. Kuvars kristallerinin cinsleri ve bu cinslere göre isimleri vardır. Şeffaf olanına halk arasında kaya kristali denilirken, pembe kuvarsa Aşk Taşı denir. Kuvars kristalini üzerinde taşıyanın korkudan, öfkeden, kıskançlıktan ve suçluluktan koruduğuna, kısırlığa karşı olarakta yararı olduğuna inanılır. Rüya Taşı olarak bilinen dumanlı kuvarsın öfkeye, umutsuzluğa, üzüntüye, ve bütün negatif etkilere karşı taşın sahibini koruduğuna inanılır.

Opal :

Kuvarsın bir çeşididir. Halk arasında Gökkuşağı Taşı olarak bilinir. Opal, karışık bir geçmişe sahiptir. Bazıları için talihsizlik getiren bir taş olarak düşünülürken, bazıları ise güven duygusunu taze tuttuğunu ve düşmanlara karşı koruduğunu düşünür.aynı zamanda negatif duyguları yok ettiğine ve duygusal dengeyi sağladığına inanılır. Görme duyularını güçlendirir ve sezgi arttırıcı bir etkisi vardır. Mücevheratta kullanılan Opal, insanın avuç içi ısısıyla renk değiştirme özelliğine sahip değerli taşlardandır.

Sitrin :

Sarıdan açık kahveye doğru giden bir renk geçişi vardır. Bu güne kadar bir çok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Hazım organları, böbrek, ciğerler ve kalp için yararlı olduğu ve tedavi edici enerjinin meydana gelmesini sağladığı düşünülür. Kendine güveni arttırdığına, insanı kendine zarar verici eğilimlerden uzaklaştırdığına inanılır. Sitrin masaj yağlarını yoğunlaştırmak için kullanılır. Yağa enerji verir, dolaşımı hızlandırır ve derinin emmesini kolaylaştırır. Bu taş ucu aşağı gelecek şekilde boyunda taşınır. Böylece güven ve evrensel gücünüzün çoğalacağına inanılır. Diğer adı Tüccar Taşıdır. Bazı inanan insanlar kasalarına koyarlar. Parasal güçlerini arttırdıklarına inanırlar. Bazı kişilerde onun uğursuz bir taş olduğuna inanırlar ve ne olursa olsun el sürmezler.

Ametist :

Ametist, kuvars ailesindendir. Mor veya mavi-mor renklidir. Yüzyıllar boyunca değişik toplumlarda beğeniyle kullanılmıştır, Asya ve Mısır'da mühür olarak kullanılmıştır. Eski çağlarda sarhoşluğu yok eden taş olarak kabuledilirdi. O yıllarda kadeh, kap, çanak gibi araçların çoğu ametistten yapılmaktaydı. Bu taş, endoktrin ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Kanı temizlediğine ve enerji veridiğine inanılır. Aynı zamanda bilinç seviyelerini yükseltiğine ve yatıştırıcı etkisi olduğuna inanılır. Meditasyon için kullanılan en ideal taşlardan biridir. Çocukları korkularından ve solunum yolu hastalıklarından koruduğuna inanıldığı için çocuk taşı da denir. İskeleti kuvvetlendirdiğine, tiroid bezlerini harekete geçirdiğine inanılır. Aynı zamanda tansiyon ve kaygıyı azaltıcı, canlandırıcı etkisi olduğu, zihinsel açıklık ve aydınlanma için kullanılmaktadır. Fiziksel yetenekler, yaratıcı ifade ve iletişim yeteneğini kuvvetlendirdiğide düşünülür.

Yeşim Taşı :

Binlerce yıl once Çinliler bu taşı değerli taşlardan biri yapmışlardır. Efsaneye göre Çin Ejderinin yeryüzüne bıraktığı tohumların donmuş halinin Yeşim taşı olduğu düşünülür. Günümüzde Çinli büyük işadamları ellerinde Yeşimden tılsımlar taşıyor. Taşın hayvan biçiminde yontulmuşları vardır ve bugün bile hala çok revaçtadır. Aynı zamanda akıl hastalıklarına, dahili hastalıklara, göz bozukluğuna, kadınların adet ve doğum sancılarına iyi geldiğine inanılmaktadır.

Hematit :

Demirin madeninin başlıca kaynaklarından biridir. Narin bir kristaldir ve sertliğinden dolayı işlenirken çok titiz bir çalışma istemaktadir. Kan dolaşımı üzerinde pozitif etki yaratır. Dalağın doğru çalışmasını sağladığına, enerji, canlılık verdiğine, stresi azaltığına inanılır. Çekim gücü fazla olan bir taştır. Bu yüzden kişisel çekim, neşe, cesaret ve istek veriği düşünülür. Özellikle karar verme güçlükleride yardımcı olur. Eski çağlarda tılsım olarak kullanılırdı. Bu günlerde ise bu taşın bel soğukluğuna iyi geldiğine inanılır.

Akik :

Bedensel ve zihinsel kuvvet verici olduğu düşünülen Akik, taşıyan kişiyi tehlikeden koruduğuna, uyumsuzluklarına son verdiğine inanılır. Bu taşın aynı zamanda karabasana, uykusuzluğa, nazara, korkaklığa, ve metabolizmanın düzgün çalışmasına faydası olduğuna da inanılmaktadır. Akik taşına bazı kişiler Ateş veya Gezgin Taşı derler. Gerçeklerin farkına varılmasında yardımcı olduğu düşünülür.Hemen hemen tüm burç özelliklerine uymaktadır.

Lapis Lazuli :

Saf olmayan bir taşdır. Lapis Lazuli, lazurit ve diğer mavi minerallerin bileşiminden oluşur. Bu karışıma rağmen dünyanın en değerli taşlarından biridir. Çok eski medeniyetlerce de bilinen bir taştır. Mısır Kralı Tutankamon'un mezarını süslemiştir. Bu taş mavidir, fakat rengin yoğunluğu çıkarıldıkları bölgelere göre değişiklik gösterir. Gece Taşı veya Gerçek Taşı olarak isimlendirilir. Renginden dolayı göklerin sembolü olarak bilinir. İsimi "Göklerin Taşı" anlamını içermektedir.

Aquamarine :

Kimi zaman adına Gök Zümrüt de denilebiliyor. Aquamarine, soluk mavi-yeşil renkli bir taşdır. Bu sebepten Sakin Taş olarak da bilinebilir. Sakin Taş denilse de, Cesaret taşı olarak adlandırılır. Bu taşı taşıyan kişinin ölüm karşısında cesaretlendiği söylenilir. Bu taşı renginden dolayı, denizciler tılsım diye kullanırlar. Renginden dolayı kahinler tarafından da kullanılmıştır. Kahin Taşı olarak da anılır. Enteresan renklerde bulunabilen Aquamarine, mücevheratta da kullanılır. O güzel mavi rengini verebilmek için 400 derecede ısıtılmaktadır. Bu güzel taşın en güzelleri Brezilya'dan çıkmaktadır. Sinirleri yatıştırıcı özelliği olduğuna, düşünceyi berraklaştırdığına ve yaratıcı gücün ortaya çıkardığına aynı zamanda böbrek, karaciğer, dalak ve tiroid bezlerini kuvvetlendirdiğine ve vücudu temizlediğine inanılır.

Obsidyen :

Renginden dolayı bazıları Kara Kadife diye adlandırırlar. Bu taşın en çok tutulan cinsi üzerinde beyaz lekeler olanıdır. Kar Taneli Obsidyendir. Bu tür Saflık Taşı olarak da bilinir. Karın ve bağırsakları iyileştirme, zihin ve duyguyu birleştirme özelliğine sahiptir. Maskulen enerji verdiğine, negatif unsurları yok ettiği ve kaygıyı azalttığı düşünülür. Akıl ve sevgiden kopmamayı simgelemektedir.

Aytaşı :

Ay'ın ışıltısının yansıması olduğu söylenir. Bu yüzden ismi Aytaşıdır. Duygusal dengeleyici özelliğine sahiptir. Tutumlarda esneklik yaratığı düşünülür. Bu taş hakkında en çok rivayet Hindistan'dır. Kutsal bir taş olarak kabul ederler. Sevgilileri daha ihtiraslı yaptığı da söylenir. Aytaşı, kadınlar tarafından kısırlığa iyi geldiği, üreme organlarının sorunlarını çözdüğüne ve kolay doğum yapmaya yaradığına inanıldığı için taşınır. Egoizmi giderdiği ve fazla yemek yeme hissini ortadan kaldırdığı da düşünülür. Rivayetlerden en çarpıcısı , onu tılsım olarak taşıyan insanı şöhretli ve görünmez yaptığı olmuştur.

Kaplan Gözü :

Bu taş bir kuvars cinsindendir. Kesimlerine göre taşın isimleri farklılık gösteriyor. Bazı moddellere Kaplan Gözü denirken, bazılarına ise Bağımsızlık Taşı denir. Bağımsızlık taşı denmesinin sebebi, taşı üzerinde taşıyan kişileri başka insanlara karşı daha az bağımlı yaptığına inanılmasıdır. Olumsuz etkisinden dolayı çelişkili bir taş diye bilinir. Sindirim sistemi bozukluklarını bu taşın tedavi ettiğine inanılır. Aynı zamanda dalak, pankreas ve kolon için de faydalı olduğu düşünülür. Duygusal dengeyi sağlar ve inatçılığı azalttığı bilinir. Insanın olayları net algılamasında rol oynar. Kaplan Gözü’nün nazardan koruduğuna inanılmaktadır. Eski yıllarda bu niyetle kullanılırmış.

Topaz (Sarı Yakut) :

Eski yıllarda kudretli bir taş olarak bilinirdi. Topaz’ın, göz hastalıklarını ve veba gibi salgın hastalıkları tedavi ettiğine inanılır. Bu taşın diğer adı Aşk Taşıdır. Pek çok rengi vadır. Sağlıksız insanları sağlığına kavuşturduğu, korkaklıktan ve ahlaksızlıklardan uzaklaştırdığına inanılır. Nadir bulunan taşlardır. Topaz, mücevher yapımında kullanılmaktadır. Doğal ve ışıltılı bir taştır. Renksiz ve değişik renk gruplarında çeşitleri vardır. Sarı ve Turuncu olanları en değerli çeşitleridir. Dünyanın en değerli Topaz’ları Brezilya'da çıkarılmaktadır. Topaz kristali genellikle dörtgen şeklindedir. Elmasla aynı ağırlığa sahiptir.yegane değerli taşlardan biridir. Şeffaf olanları bazı zaman elmastan ayırt edilemez. Benzerlik ancak ölçümle ayırt edilebilir.

Aventurin :

Metalik parıltısı olan ve tanecikli bir yapıya sahipdir. Açık yeşil bir Kuvars türüdür. Aventurine Yıldız Taşı da denmektedir. Kalbin yakınında kullanıldığında, kalbi diğer insanların olumsuzluklarından koruyacağına inanılır. Yumuşak ve açık yürekli olmayı sağlar. Bu taş pürüzsüzdür. Göğsünüzün üzerinden direk cildinize temas etmesi gerekmektedir. Şayet taş sivriyse, sivri ucu yukarıya getirmelisiniz. Sınırsız imkanlar taşıdır, geniş ufuklar açar. Hayal kuranların taşı olarak da bilinir. Sınırlanmış, engellenmiş, dar düşüncelere kapılmış gibi düşünüldüğünde bu taş kullanılmalıdır.

Turkuvaz :

Bilinirliği olan bir taşdır. Tılsım olarak da kullanılır ve çok sayıda koruyucu özelliği bulunur. Bedeni kuvvetlendirdiğine, hücreleri yenilediğine, kan dolaşımı, ciğerler ve solunum sistemini canlandırdığına inanılır. Aynı zamanda sakinlik verirdiği ve yaratıcı ifadeyi güçlendirdiğine de inanılır. Bu taş duygusal dengeyi, iletişimi, sadakati ve dostluğu sembolize etmektedir. Eski çağlarda turkuaz hayvanları kötü etkilerden korumak amacıyla kullanılırdı. At Tılsımı olarak bilinir.

Oniks :

Kaygı azaltıcı bir taştır. Karşı cinsle olan kutuplaşmaları dengeler ve ilişkileri kuvvetlendirği düşünülür. Oniks kontrol ve denge unsuru bir taşdır. Bağımlılıklardan kurtulmaya yardım ettiği, konsantrasyonu sağladığı ve nazara karşı koruduğuna inanılır. Bazı kişiler tarafından Ayrılık Taşı denir.Oniks’in bir çok renk çeşidi vardır. Bu taşı kullanan kişinin hangi konuda enerjiye ihtiyacı varsa onu sağlayan bir taş olarak bilinir. Gelecek kaygılarını yok eder. Kişilerde farkındalığı da sağlayan bir taştır.

Turmalin :

Pozitif ve negatif kutuplara sahiptir. Elektriksel olarak değişik ve olağandışı bir taştır. Çeşitli renklere ve karışık renk biçimlerine sahiptir. Mücevher ve süs eşyası yapımında tercih edilir.Uyku verici özelliğe sahiptir. Beden ve zihni kuvvetlendirdiğine, duyarlılık sağladığına ve anlayışı arttırdığına inanılır. Konsantrasyon, sezgisel güçleri arttırdığına ve koruyucu etkileri olduğu da söylenmektedir.

Malahit :

Yeşil ve üzerinde daha koyu yeşil aynı merkezden çizgileri olan bir taşdır. Neşe taşıyan bir taştır. İsminin anlamı arındırıcı anlamındadır. Sakinleştirici bir taşdır ve uykusuzluğu tedavi edicidir. Malahit’in iki ayrı tonda yeşil renge sahiptir. Bu taş yeryüzünün titreşimlerini tutar. Bu kendinizi güçlü hissetmenizi sağlayacaktır. Böylece eski acılardan da kurtulursunuz. Aynı zamanda pancreas, dalak fonksiyonlarını arttır, kaygı ve tansiyonu dengeleyip, hücreleri yenileme özelliğine de inanılır. Dolaşım sistemi ve kalbi kuvvetlendirir. Fakat bu taşı aşırı duygusal olduğunuz günlerde fazla kullanmamanızı tavsiye ediyorlar.

Magnezit :

Yeryüzünde bilinen en değerli minerallerden birindendir. Hassas işlenme özelliğinden dolayı değerli taş oldğundan çok fazla tercih edilmez. Yaygın olarak ticari ve tıbbi kullanımı olan en önemli taşlardan biridir. Beyaz, gri, sarı ve kahverengi renklerinden olurlar. Analiz etmekte, kendini tanımakta, araştırıcılık ruhunu geliştirmete yardımcı olan bir taştır. Bu taşı kullanan kişinin motive olmasını ve farkındalığını arttırmasına yardımcı özelliklere sahiptir. Hayal gücünü, yaratıcılığı arttırdığı ve meditasyonlarda iç huzuru sağladığı düşünülür.

Kehribar :

Çok yumuşak ve çok hafif bir taştır. Isıtıldığı zaman elektriksel ve manyetik özelliği meydana çıkar. Sağladığı sıcaklık enfeksiyonun yayılmasını önler. Soğuk algınlığınında, boğaz ve tiroid bezi enfeksiyonlarında tedavi edici olduğuna inanılınır.Genellikle boynun çevresinde kullanılır.

Azurit :

Sinir sistemindeki enerji akışını arttırdığına, oksijenin daha iyi kullanılmasını sağladığına, psişik güçleri arttırıcı ve düşünceleri berraklaştırıcı özelliği olduğuna inanılır. Uzun süre araba kullanan ya da uzun sure bilgisayarda çalışmaktan gözleri yorulanlar kişilere tavsiye edilir. Azuritin mavi renkte olanı genelde rahatsızlık giderici olarak kullanılmaktadır. Mücevher olarak kullanılan bir taşdır. Çoğunlukla kolye ya da küpe olarak tasarlanır. Ruhsal olarak uyanık kalmanızı sağladığına ve merkezde tutarak konuşkan olunmasına yardımcı olduğu düşünülür.

Krizoprase :

Işıltısıyla göz kamaştıran bir taştır. Depresif durumlarda rahatlatıcı özelliğe sahiptir. Bu taşı kullanan kişinin problemlerini görmesine yardımcı olur, kendini tanımasını sağlar ve iç huzuru dengeleyici özelliğe sahip olduğuna inanılır. Bu taş aynı zamanda kişisel yeteneklerin ortaya çıkmasında büyük rol oynamaktadır.

Jasper :

Karaciğer, dalak ve mesaneyi kuvvetlendirdiği düşünülür. Toprak elementini temsil etmektedir.Sindirim sistemini, safrakesesini güçlendirdiği gibi, endokrin(hormon) sistemine de denge sağladığı söylenir. Taşı kullanan kişinin kendini sağlıklı, güçlü hissetmesini sağlar ve aynı zamanda fiziksel direnci arttırdığı düşünülür. Sevginin ve inancın simgesidir.

Zirkon :

Mücevher olarak kullanılan bir taşdır. Tamamen renksiz, kahverengi, yeşil, kırmızı ve sarı renklere sahip bir taş. En değerli olanı renksizidir. Zihni kuvvetlendirici, ince - kalın bağırsak hareketlerine faydalı ve uyumayı kolaylaştırıcı özelliğe sahip olduğu düşünülür. Bununla beraber duygusal dengeleyici olarak bilinmektedir.

Pirit :

Üzerinde altın rengi benekler vardır. Güzel ve değişik görünümlü bir taştır. Hazımsızlık için ve aynı zamanda kan dolaşımı tavsinde de iyi geldiği düşünülür. Beyin fonksiyonunu arttırıcı gücüyle birlikte, irade gücünü de yükseltir. Insanlarla uyumlu çalışmanın gerçekleşmesine yardımcı oluyor.

Yılan Taşı :

Genellikle de tılsım yapımı için kullanılır. Kadim Mısır Uygarlığı'ndan beri kullanılmaktadır. Dış görünümünün bir yılanın derisine benzediğinden dolayı bu adı almıştır. Bu sebepten dolayı her türlü böcek sokmaları, akrep ve yılan sokmaları gibi durumlarda iyileştirici gücü olduğu düşünülür. Aynı zamanda kişilerde romatizmal rahatsızlıklara iyi geldiği söylenir. Romatizma tedavisinde, ağrılı yerlere bu taşı sarılır. Diğer bir özelliğide yaralarda biriken iltahabı akıtmak için kullanılabilen bir taştır.

Kalsedon :

Kalsedon, kuvars ailesindendir. Şeffaf, yarı şeffaf veya donuk olan çeşitleri vardır. Salkım görünümünde sarkıtlar ve kaya oyuklarının astarlarında oluşmaktadır. Bazen az miktarda Opal içermektedir. Fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal dengeleyi özelliği vardır. Halk arasında kardeşliğe, iyimserliğe ve iyi dileklere teşvik eden bir taş olarak kabul edilir. Düşmanlığı, huzursuzluğu ve melankoliyi yatıştırma özelliği de vardır. Cömertliği, hassaslığı, anlayışı arttırır, minerallerin etkili bir şekilde özümsenmesini sağladığı düşünülür. Zihnin sağlamlığını arttırırken, bunamayı tedavi ettiği düşünülür.

Mercan :

Bir çok kişi Mercanın, kalbi ve dalağı güçlendirdiğini söyler. Mercan taşının nazara iyi geldiği söylenirken, konsantrasyonu çoğaltıcı bir etkisi olduğuda düşünülüyor. Sedef hastalığıyla beraber, bir çok cilt hastalığının tedavisi için kullanılmaktadır.

Olivin (Zebercet) :

Kalp, pankreas, dalak, ciğer , doku bozulmalarını önleyici özelliği olduğuna inanılan bir taştır. Zümrüt ailesindendir. Bu yüzden yeşil bir taştır. Vücut, zihin dengesini sağladığına, kaygıyı düşürüp zihni açacağına ve kişisel büyümeyi hızlandığına inanılır.

 

 

 
MÜCEVHERİ FİYATI DEĞİL GÜZELLİĞİ DEĞERLİ KILAR

Klasik mücevher anlayışını modern çizgilerle yeniden tasarlayan Surmak Susmak usta, “İnsan yaşamı gelip geçici bir misafirliktir. Sanat da bu süreçteki güzelliklerdir” diyor.

    Surmak Susmak usta, 1972 yılından beri tasarlıyor ve üretiyor.Büyük ustaların yanında çırak olarak kuyumculuğu öğrenen Surmak ustanın kendisi de birçok başarılı çırak yetiştirmiş.Mücevher konusunda sınır tanımıyor; klasik, modern ve daha birçok dalda kendine özgü tasarımlara imza atıyor, geliştirdiği yeni tasarımlarla da sürekli vitrinini yeniliyor.Kişiye özel tasarımlar da yapan Surmak usta, “Benim için pahalı mücevher yok, güzel mücevher vardır” diyor.Surmak ustanın Orient Bazaar’daki Surmak Susmak Collection mağazasını ziyaret ettik ve merak ettiklerimizi sorduk.

                  Tasarım çizgilerinizde hangi akımların etkisi var?
  Genel olarak insanları mutlu eden ve çağı yakalayan tasarımları tercih ediyorum.Çünkü kişiye özel çalışırım.Müşterinin isteği doğrultusunda modern, klasik veya başka şekilleri anında çizip, kendi isteğim doğrultusunda en iyisini yapmak için çaba harcıyorum.Dürüstlük ve sanat birleştiği zaman bir kişilik oluşturuyor.

        En çok hangi malzemeleri kullanmayı tercih ediyorsunuz?
  18 ayar yeşil kum cımar tekniğiyle ilgili çalışmalar, eskitlemeli çalışmalar, modern çalışmalar, çift kat gümüş ve altın çalışmalar yapıyorum.

                          Hangi taşları kullanmayı seviyorsunuz?
    Daha çok pastel renkli taşları kullanmayı seviyorum.Granat, zümrüt, safir, yakut, lapis, yarı değerli ve değerli taşların hepsinin kendisine has bir güzelliği var.Doğadan çıkan her şey benim için güzeldir.Aklınıza ne geliyorsa, bütün taşlar…
 
                          Esin kaynaklarınız nelerdir?
  Beni güzel huylu insanlar, takıyı yakıştıracak olan insanlar etkiler.Yakışacak insana en güzel takıyı, onun beğendiği ve ona yakışacak şekilde yapmayı isterim.Beni etkileyen tabiattaki ve dünyadaki güzel varlıkların hepsi diyebilirim.
                                Ürünlerinizi neye göre ayırırsınız?
      Benim için pahalı bir mücevher yok, güzel mücevher vardır.Müşteri tarafından beğenilen benim için de en değerlisidir.İster basit olsun, ister çok taşlı olsun.Çok taşlı olur, beğenilmez, bu benim için geçerli değildir.Bir de fonksiyonunun çok olması lazım.Çok yönlü olan bir takının çeşitli şekillerde kullanılmasını isterim.Mesela bir kolyeyi, bazı parçaları sökerek broş olarak kullanmak, ortasındaki parçayı gerektiğinde yüzük olarak kullanmak, alternatifler yaratmak çok beğendiğim bir çalışma tekniğidir.Benim için tasarımın özelliği farklılık yaratmaktır.

            Tasarımlarınız zaman içinde bir değişim gösteriyor mu?
  Tabii ki…Hayata bakışta, tezgahtan kalkıp biraz etrafı görmek gerektiğini anladım.Dünyaya Türkiye’yi anlatmayı, bu güzellikleri dünyayla paylaşmayı isterdim.Geç mi kaldım diyeceğim ama geç kalmış da sayılmayız.Bu görüş hep vardı ama kendi adıma konuşmak gerekirse uygulayamıyoruz.Mesela, çok büyük markalar Türkiye’ye gelip çeşitli yerler kurdukları zaman buradaki esnafın ve sanatkarın durumunu düşünün.Büyük firmalara, güçlü rakiplere karşı güçsüz kalıyorsunuz.Yaptığınız parçayı düşünürken bir yandan da geçimi, atölyedeki diğer insanları düşünmek zorundasınız.Bunlar sizin kafanızda soru işareti olduğu zaman üretim gücünüz azalıyor ve verimli olamıyorsunuz.Sıkıntı içerisinde olan bir insanın üretim yapması çok yorucu bir iş.Yine de ayakta durduğumuz için şükrediyoruz.

            Mücevher dünyasındaki trendleri takip ediyor musunuz?
  Evet dergilerden takip ederim.Giyim modasını da takip ederek, hangi giysiye nasıl bir mücevher yapılabilir diye düşünürüm.Çünkü mücevher insanların giyim ve görünüşüyle ilgilidir.

          Mücevher dışında başka tür tasarımlarınız da var mı?
Küçük heykeller yapmayı, küçük yaştan beri resim çizmeyi çok severim.Kolay kolay boş zamanım olmaz.Boş zamanlarımda da taslaklar yapar, o taslakları çalışarak, çeşitli parçaları birleştirerek kendi tasarımlarımı yaparım.Dükkanımın dekorasyonu da bana ait.Bunları hobi olarak yapıyorum, bu hobiler de beni dinlendiriyor.

Yani bir işi yaparken sıkıldığımda onu bırakıp başka bir işte uğraşırım.O da güzel sanatların başka bir dalı olur.Bu da bana çok güzel bir mutluluk verir.

                              Ödüllerinizden bahseder misiniz?
  1995 yılında, bir anne ve kız gelerek benden yüzük istediler.Kızın ismi Meltem’di. “Yüzüğe senin ismini koyacağım” dedim.Yüzüğe Saray Meltemi ismini koydum ve Meltem’den rica ettim, “Sana yaptığım bu yüzüğü Dünya Altın Konseyi Yarışması’na sokabilir miyim?” dedim. “Çok mutlu olurum Surmak Abi” dedi.Yüzük 1995 yılı Dünya Altın Konseyi Başarı Ödülü’nü kazandı.Ondan sonraki yıllarda da bazı parçalarla girdim.Onlardan da derecelerim vardır.Onlar da bana ayrı bir mutluluk veriyor.
 
                          Tasarım işine nasıl başladınız?
  Ben okusaydım ya iç mimar ya da mühendis olurdum ama muhakkak güzel sanatlarla ilgili bir meslek seçerdim.Çünkü elim yatkındı.Talebelik yıllarında resme olan ilgim beni güzel sanatlara itti.Ailem tarafından da, ilkokulda bir usta yanına verildim.Ustamız bize sadece bir iş verirdi.Biz de ustamız onu beğensin diye elimizden gelen her şeyi yapardık.Usta, usta değil artık bizim için bir aile reisi gibiydi, bir yol göstericiydi.Bize imkanlar sağladı, biz de o imkanlara kendi kişiliğimizi katarak ustamızın disipliniyle çalıştık.Antranik usta derlerdi, rahmetli oldu; çok iyi bir sanatkardı.Kaynak yapmayı ilk ondan öğrendim.Onun öğretmiş olduğu bazı şeylerle cesaret geldi ve başka bir ustanın yanına gittim.Levon ustanın sayesinde de imkanlar tanındı.Daha çok kendimi yetiştirdim diyebilirim ama onun vermiş olduğu imkan ve güven çok başkaydı.Şimdi o şekilde ustalar yok…

                        Usta deyince aklınıza ne geliyor?

  Usta denilen kişi tecrübeli bir insan anlamına gelir benim için.Bilgisi, dürüstlüğü, düzgünlüğü ve temizliğiyle örnek davranışlarıyla, hayat tarzıyla yol gösterir.Usta size bu imkanı verir, bunu sunar ama siz bunu daha ileriye götürecek olan kişisiniz.Sizin hevesiniz, merakınız yoksa usta istediği kadar iyi olsun fark etmez.Onu canlandırıp daha güzel şeyler üretmek, farklılaştırmak sizin yapınız, becerinizle ilgilidir.Her şey ustayla bitmiyor.

                  Ustanızdan öğrendiğiniz en değerli şey neydi?
Güven.Ustam bana çok güvenirdi.Daha 16 yaşımdayken bana kasa anahtarını bırakırdı.Yalnız ustam değil, yandaki komşu dükkanlar bile anahtarlarını bize bırakırdı.O zamanlar her şey güvene dayalıydı.Bizim sektör güven ve itimada dayalıdır.Zaten cambazlık yaparak bu işi hayatta yapamazsınız, müşteriyle diyalogunuz söz konusu olamaz.Müşterinin size emanet ettiği mala hıyanet ettiğiniz zaman, zaten kendi kişiliğiniz sönük demektir.Biz o yüzden güvene dayalı çalışırız, bu bizim en büyük sermayemizdir.Bu güven sarsıldığı zaman geriye kalan her şey bitmiş demektir.Ayar o güvenin içerisindedir;kişilik, disiplin, düzen, verilen sözler, hepsi buna dahildir.Sözünüzde durduğunuz zaman kendi adınıza başarıyı yakalıyorsunuz.

                  Siz de çıraklarınıza güveniyorsunuz o zaman…
Çıraklarıma hiçbir zaman “Şöyle yapın, böyle yapın” demedim.Zaten sizin yaptıklarınızdan onlar örnek alacak, görünen köyün kılavuz istememesi gibi…Çocuklar her zaman örnek alırlar; iyi yönleri de, kötü yönlerini de…

              Sizin usta olarak yetiştirdiğiniz tasarımcılar var mı?
Var.Aşağı yukarı 7-8 elemanım var ki hepsi de birbirinden değerlidir.Sebu Susmak, Vahan Turaç, Herman, Fabien, Arto, Sevan, Arda ve daha birçok isim var.Bu dediğim çocukların hepsi birbirinden güzeldir.

 
GÜMÜŞ

Zehirlenmeden vampire her derde deva!
Gümüş M.Ö   4000 yılının başlarında bile süs eşyası olarak kullanılıyordu.paranın icadıyla birlikte çok yakın tarihlere kadar para basımında da altından çok gümüş kullanıldı.gümüşün erken keşfedilen özelliklerinden biri de mikrop barındırmamasıydı.modern tıbbın babası Hipokrat da,yazılarında gümüşün hastalıklardan koruyucu ve iyileştirici özelliklerinden söz eder.Uluslararası deniz ticaretinin ataları sayılan Fenikeliler gemilerindeki su, şarap ve sirkeyi bozulmasını önlemek için gümüş şişelerde saklarlardı.Bu yüzden çok erken çağlardan itibaren, hastalıklardan ve zehirlenmelerden sakınmaya çalışan insanlar yemek ve içmek için kullandıkları kapları gümüşten yapmayı yeğlediler.Tabii bunu yapabilenler ancak zenginler ve iktidar sahipleriydi.Bugün varsıl ve “asil” çevrelerde hala devam eden gümüş kap kacak ve çatal, bıçak kullanma geleneğinin altında bu gerçek yatıyor.Neyse ki, uzak ve yakın tarihte gümüş kaplara ulaşamayan yoksullar bile gümüşün iyileştirici özelliğinden yararlanmanın yolunu bulmuşlardı.Kaplarda sakladıkları sütün tazeliğini korumak için içine gümüş para atarlardı.Bu gelenek 1900’lere kadar devam etti.Antibiyotiklerin henüz keşfedilmediği dönemde, mesela 1.Dünya Savaşı yıllarında gümüş bileşimli ilaçlar yaraların mikrop kapmasını önlemek için kullanıyordu.Bu tür ilaçların kullanımı 1990’lı yıllara kadar devam etti.Berberde sakal tıraşı olan erkeklerin yakından tanıdığı, tıraş sonrası yüzlerini dezenfekte etmek için kullanılan “Cehennem Taşı” da asırlardır yara ve yanık tedavisinde kullanılan bir gümüş bileşimi.Bugün hala yanık tedavisinin bir numaralı ilaçlarından sayılan “Silverdin” kremi, adından da kolayca anlaşılacağı gibi gümüş içeriyor.


Yalnız hastalıktan değil, vampir ve kurt adamdan da korur!

  Gümüşün dolunayla kıyaslanan o eşsiz parıltısı, saflığı, insan sağlığına gerçekten yararlı olması ve geçmiş pek çok kültürde adının “ay”la anılması; sayısız miktarda mistik inanış ve efsanesinin başrolünde yer almasına yol açtı.Avrupa folklorunda çok eski yıllardan itibaren gümüşün yalnızca hastalıklara değil, mistik canavarlara karşı da koruyucu olduğuna inanıldı.Mesela vampirlerden korunmak için haç işe yarıyordu ama gümüşten yapılmışsa çok daha etkili oluyordu.Vampirler aynada kendilerini göremiyorlardı çünkü o devirde ayna sırları da gümüşten yapılıyordu.Kurt adamlara gelince, onlar yalnızca gümüş kurşunla öldürülebiliyordu.Böylesine popüler bir “gerçek”ten sinema sektörü ve Hollywood da uzak kalmadı.1922 tarihli kült vampir filmi Nosferatu’dan bu yana yüzlerce vampir ve kurt adam filminde kahramanlar kendilerini hep gümüşle savunmaya çalıştı.Efsane ve filmler bir yana gümüş bugün de insanoğlunun en büyük yardımcılarından biri.Tüm dünyada çıkartılan gümüşün yüzde 33’ü mücevher ve takı yapımında, yüzde 3’ü de para ve madalya basımında kullanılıyor.
  Topraklarında gümüş bulunan şanslı üleler ise sırasıyla; Meksika, ABD, Kanada, Peru, Avustralya, Bolivya ve Türkiye…
Gümüş hakkında, gümüş güzelliğinde üç de atasözü dilimize pelesenk olmuş:
“Söz gümüşse, sükut altındır.”
“Altın gide dursun, gümüş bize kalsın.
“Altın zenginliği, şatafatı; gümüş asaleti, saadeti temsil eder.”



          Gerçek ve sahte gümüşü anlamanın yolları
*Piyasada Alman gümüşü olarak bilinen ürünler bazen sahtecilik amacıyla gümüş yerine satılabilir.Çinko, bakır ve nikel karışımıyla yapılan ve gümüşü andıran Alman gümüşü, dekoratif amaçla ve çatal, bıçak, kaşık yapımında kullanılır.Alman gümüşü üzeri elektroliz yoluyla gümüşle kaplanarak gerçeğine daha fazla benzetilir.Aman dikkat!
*Gerçek gümüş ve sahte gümüş atasında görsel anlamda hiçbir fark yoktur.Görünümü ve sertliği gerçek gümüşe çok benzer, üzerine yapılan motifler ve formlarla da aynı görüntüyü verebilir.


*Gerçek gümüşü ayırt etmek için iki noktaya dikkat edin:
1-Ürünün üzerinde ayar damgası olmalı. (En az 925 ayar)
2-İstanbul Kuyumcular Odası’nın üreticiye verdiği veya kurumsal firmaların kendilerine özgü aldıkları patent numarası olmalı.
*Ayar damgası olan ama patent numarası olmayan gümüşler, korsan gümüş olarak tabir edilir.Ürünle ilgili herhangi bir sorun olduğunda aynı üründen daha çok miktarda sipariş etmek istediğinizde müracaat edeceğiniz bir yer yoktur.Ürünün kime ait olduğu bilinmez.

                                    Temizleme ve saklama yolları
*Gümüş oksitlenmez ama havadaki eser miktardaki kükürtlü hidrojen yüzünden zaman içinde matlaşır ve kararır.
*Gümüşlerinizi kullanmadığınız zamanlarda kararmaması için yumuşak naylon poşetlerde (asla jelatin değil), hava almayacak şekilde, ağzı sıkıca kapalı olarak saklayın.Hava ile teması kesildiği zaman gümüş kararmaz.
*Büyük marketlerde satılan gümüş temizleyici ürünleri kullanmak gümüş temizliği için en güvenli yöntemdir.Gümüş temizleyiciler kimyasal ihtiva eder.Prospektüsü olmayan ürünleri kullanmayın.
*Gümüş temizleyiciler; krem jel, ilaçlı pamuk, ilaçlı bez ve ilaçlı eldiven şeklinde olabilir.Bezler kirlenince yıkama gereği doğmaz, ilaç içine nüfuz ettiği için ömrü bitene kadar tekrar tekrar kullanılabilir.
*Temizlenmesi gereken çok miktarda gümüşünüz varsa, kendi gümüşçünüze veya Kapalıçarşı’daki herhangi bir gümüşçüye teslim edilebilir, makul bir fiyata temizlik ve bakımını yaptırabilirsiniz.

                        Temizlerken “sakın” yapmayın!
*Gümüşlerinizi limon-tuz gibi karışımlarda asla temizlemeyin, bu tür maddeler gümüşü çizer ve zarar verir.
*Gümüş temizleme maddesi ve pamuklu kumaş haricinde hiçbir malzeme kullanmayın.
*Sert bir kumaşla ovmak, gümüşü çizebilir.
*Vazo veya sürahi olarak kullandığınız gümüşleri, kullandıktan sonra ıslak bırakmayın.Hemen temizleyin ve iyice kurulayın.Aksi takdirde gümüşte lekeler oluşur.Lekeleri herhangi bir gümüş temizleyici ile çıkarabilirsiniz.
*Kullanılmadığı zamanlarda kararmaması için gümüşü streç-folyo’ya sarmak doğru değildir

 

 
TAKILAR NASIL TEMİZLENMELİ

Takılarınıza düzenli bakım yapmazsanız ışıltılarını kaybederler. Belli bir zaman sonra matlaşan takılar, deformasyona uğrar, çizilirler.Matlaşan lekelenen takılarınızı sıcak su içine bir miktar deterjan ekleyerek eski bir diş fırçasıyla temizleyin.

Hazırladığınız sıcak suya çok az amonyak eklerseniz takılardaki kir ve lekeleri daha kolay temizleyebilirsiniz. Temizlediğiniz takınızı daha sonra su altında tutarak durulayın. Bu temzilik malzemelerinin dışında parlatıcı kimyasallar kullanmayın.

Elmas taşlı takıları su veya herhangi bir sıvıyla temizlemeyin. Bu elmas işçiliğinde kullanılan boyanın bozulmasına sebep olur, taşı bozar.

Beyaz altın gibi takılarınızı yaklaşık iki yılda bir kuyumcunuza giderek rodaj yaptırırsanız ilk günkü parlaklığını geri kazanırsınız.

Evde temizledikten sonra giderilmeyen leke ve çizikler için aldığınız firmaya ya da kuyumcuya giderek ultrasonik yıkama makinelerinde temizletebilir ya da polisaj makineleriyle cila yaptırabilirsiniz. Polisaj işleminin mücevherinizin gramajını az da olsa azaltan bir tür zımparalama olduğunu unutmayın.

Takılarınızı ev işleri sırasında çıkarın. Kullanmadığınız zamanlarda kutusunda saklayın.

Takılarınızı sert cisimlere sürtmeyin. Ter, deodoranttan uzak tutun. Takınızı parfüm sıktıktan sonra takın.

Güçük takı ve eşyanızı temizlerken lastik eldiven kullanmayın. lastik eldiven gümüş eşyada iz bırakır ve kararmalarına neden olur.

müzik,müzik organizasyonu

MÜZİK ORGANİZASYONU

Düğün törenlerinin en önemli ayrıntılarından biri de müzik organizasyonudur…Gelin ve damat olarak sahneye ilk adım atışınızdan gecenin bitimine kadar düğün gecesi eğlencesinin vazgeçilmezidir müzik…Önce düğün gecesi nasıl bir müzik istediğinize karar vermeli daha sonra da müzik şirketinizi belirlemelisiniz.

Müzik Şirketi Seçerken Sorulması Gereken Sorular?

· Bu işi ne kadar süredir yaptıkları?
· Ne tür müzikler yapabildikleri?
· Kendi müzik ekipmanlarını getirip getirmedikleri?
· Düğün gecesi nasıl giyindikleri?
· Kendi müzik listenizi hazırlayabilir misiniz?
· Hastalanma ya da müzik aletlerinden birinin bozulması durumunda ne olacak?
· Ücretleri ve ödemeyi nasıl yapacağınız?
· Deneme yapabilme imkanı var mı?
· DJ ne zaman mekanda oluyor ve hazırlanıyor?
· DJ düğünde özel isteklerinize yer veriyor mu?
· Çalışma süreleri esnek mi?
· Düğünden sonra ya da önce başka bir yerde çalışacaklar mı?
Düğününüzde müzik seçiminin iyi olması hem sizin hem de davetlilerin hoş vakit geçirmesine ve güzel bir düğün töreni yaşanmasına neden olur. Şarkı ve müzik seçimini siz yapacaksanız son ana bırakmamalısınız. Açılış, salona giriş, ilk dans, pasta kesiminin hangi müziklerde yapılacağına karar vermelisiniz. Bu müziklere karar verirken müzik şirketinden de tavsiyeler alabilirsiniz. Bunun dışında da çalınmasını istediğiniz parçaları sıralayarak DJ ile konuşabilirsiniz. Düğününüzde canlı müzik istiyorsanız bunu da şirket ile konuşup seçenekleri değerlendirmelisiniz.

MÜZİĞİNİZİ SEÇİN

Müzik, düğününüzün ambiansında çok önemli bir rol oynadığı için düğünün nasıl olacağına önceden karar vermiş olmalısınız. Düğün müziğiniz ruhunuzun yansıtıcısıdır. Geleneksel mi yoksa yeniliği isteyen bir kişiliğe mi sahip olduğunuzu seçtiğiniz müzik türü ile anlatacaksınız.

Eşinizle birlikte oturun ve en favori parçalarınızı belirleyin. Operalardan klasik parçalara, pop müzikten jazz'a kadar olan geniş müzik yelpazesinde tüm duygularınızı yoğunlaştırın. Sizi en çok hüzünlendiren ve sevindiren müzik türleri neler? Elbette geleneklere bağlı olmak zorunda değilsiniz. Önemli olan eşinizle birlikte aynı müzik türleri üzerinde karara varmanızdır. Onun sevdiği sizin asla dinlemeye bile tahamülünüzün olmadığı şarkılar ortaya çıkabilir. Anlayışlı olun ve eşinizi göz ardı ederek şarkıların seçiminde katı olmayın.

Tabii burada önemli bir başka nokta olan düğününüzdeki misafirler. Onları da düşünerek şarkı seçiminizi yapın. Müzik listenizdeki şarkılar birbirleriyle uyumlu olsun. Duygusallıktan eğlenceye geçiş aşaması üzerindeki şarkı seçiminizi dikkatli yapın. Örneğin eşinizle başbaşa yaptığınız romantik bir dans müziğinden sonra bir anda temponun yükseldiği hareketli bir müziğe geçmeyin.

Müziğinizi düzenleyen grup ya da dj'den yardım isterseniz, müzik üzerindeki ayarlamayı daha kolay yapabilirisiniz. Böylece isteğinizin dışında bir durumla da karşılaşma riskiniz azalmış olacaktır.

MZÜİK GRUBUNU SEÇERKEN DİKKAT ETMENİZ GEREKENLER

*Araştırmaya başlamadan önce nasıl bir müzik grubu istediğinize karar verin. En sevdiğiniz müzik türleri nelerdir? Düğününüzde hangi tür müzik çalınmasını ve neyin kesinlikle çalınmaması gerektiğini kararlaştırın. Bulacağınız grup ne tür müzikler çalacak kararlaştırın. Yabancı parçalar, yerli parçalar, pop, klasik...
Bunlara karar verdiğinizde seçim yapmakta çok zorlanmayacaksınız.

* Düğününüzün ortamı aklınıza gelsin. Konuklarınızın yaş ortalaması ne kadar? Genç olanlar mı yoksa yaşlılar mı çoğunlukta? Kendi zevklerinizin dışında misfirlerinizi de düşünmek zorundasınız. Sadece sizin yaşınıza hitab eden bir müzik topluluğu misafirlerinizin sıkılmasına ve düğünden hiçbir zevk almamalarına sebep olabilir. Ayrıca bütçenize göre de müzik konusunda nasıl bir grup seçmeniz gerektiğiyle ilgili bir karara varmış olacaksınız.

* Uygun bir grubu bulmak için en iyi çözüm; arkadaşlarınızdan, dostlarınızdan ve daha önce düğünlerinde bir müzik grubu tutmuş çiftlerden bilgi almaktır. Dostlarınıza hangi tür müzikleri iyi yorumlayabilen grupları sorun. Daha önce bir düğüne davet edilmişler ise bu düğündeki müzik seçimi veya grup hakkında bilgi alın. En sağlıklısı; herhangi bir firmanın aracılığıyla ( çiçekçi, catering, organizasyon ) müzik gruplarıyla ilgili araştırma yapmaktır. Çünkü onlar bu piyasanın içinde oldukları için size kolay çözüm getirebilirler. Acentalar da size yardımcı olabilirler. Gece kluplerinde veya yemekli partilerde çalan gruplara muzik organizasyon firmaları vasıtasıyla kolayca ulaşacaksınız.

* Seçeceğiniz grupla ilgili bir kaset veya video teyp sizin karar almanıza kolaylık getirecektir. Müziği dinlerken etrafınızdaki insanlara sorular sorun ki daha iyi bir karşılaştırma yapabilesiniz. Düğün sırasında yapılmış bir kayıt sesi yeterli kalitede olmayacağı için karar vermekte zorlanabilirsiniz. Unutmayın ki elinizde her zaman kaliteli bir stüdyo kaydı olmayacaktır. Eğer kulağınıza harika sesler geliyorsa ve düğününüz gözünüzün önüne geldiyse hayalinizdeki grubu buldunuz demektir.

* Grubun müzik aletleri hakkında da kısa bilgiler edinin. Hangi müzikleri kayıttan ve hangilerini gerçek enstürmanlarla çalıyorlar? Videoda seyredeceğiniz grup üyeleri sizin düğününüzde de mi yer alacak? Bazı gruplar değişkenlik gösterebilir. Dikkat edin ki beğendiğiniz grup ile düğününüzde çalacak olan grup arasında herhangi bir farklılık olmasın.

* Tüm bunları belirledikten sonra sıra geldi küçük ama önemli detaylara! Düğününüzde grup üyeleri nasıl giyinecek? Kot pantalon veya göze alışık gelmeyen t-shirtler düğününüzde hoş gözükmeyebilir. Eğer grup üyeleri sizin istediğiniz kıyafetleri giyeceklerse bunun size bir maliyeti olup olmadığını da araştırın. Grubun düğün vaktinizden önce veya sonra bir yerde çalıp çalmayacağını öğrenin. Aksaklık çıkmaması için grubunuzla vakit ayarlamasını çok iyi yapın.

 *Gruplar size söyledikleri fiyat üstüne ekstra fiyatlar da koyabilirler. Gizli olan detayları ortaya çıkarın. Grubun çalma süresini iyi belirleyin. Ekstra saatler için ekstra ücretler sonradan ortaya çıkmasın. Daha fazla enstruman veya teknik ekipman, fiyatı değiştirir mi? Varsa özel isteklerinizi de belirtmeyi unutmayın.

* Karara vardıktan sonra grubu kiralamak için çabuk davranın? Çünkü bu fırsat her zaman elinize geçmeyebilir.

nikah şekeri

MÜZİK ORGANİZASYONU

Düğün törenlerinin en önemli ayrıntılarından biri de müzik organizasyonudur…Gelin ve damat olarak sahneye ilk adım atışınızdan gecenin bitimine kadar düğün gecesi eğlencesinin vazgeçilmezidir müzik…Önce düğün gecesi nasıl bir müzik istediğinize karar vermeli daha sonra da müzik şirketinizi belirlemelisiniz.

Müzik Şirketi Seçerken Sorulması Gereken Sorular?

· Bu işi ne kadar süredir yaptıkları?
· Ne tür müzikler yapabildikleri?
· Kendi müzik ekipmanlarını getirip getirmedikleri?
· Düğün gecesi nasıl giyindikleri?
· Kendi müzik listenizi hazırlayabilir misiniz?
· Hastalanma ya da müzik aletlerinden birinin bozulması durumunda ne olacak?
· Ücretleri ve ödemeyi nasıl yapacağınız?
· Deneme yapabilme imkanı var mı?
· DJ ne zaman mekanda oluyor ve hazırlanıyor?
· DJ düğünde özel isteklerinize yer veriyor mu?
· Çalışma süreleri esnek mi?
· Düğünden sonra ya da önce başka bir yerde çalışacaklar mı?
Düğününüzde müzik seçiminin iyi olması hem sizin hem de davetlilerin hoş vakit geçirmesine ve güzel bir düğün töreni yaşanmasına neden olur. Şarkı ve müzik seçimini siz yapacaksanız son ana bırakmamalısınız. Açılış, salona giriş, ilk dans, pasta kesiminin hangi müziklerde yapılacağına karar vermelisiniz. Bu müziklere karar verirken müzik şirketinden de tavsiyeler alabilirsiniz. Bunun dışında da çalınmasını istediğiniz parçaları sıralayarak DJ ile konuşabilirsiniz. Düğününüzde canlı müzik istiyorsanız bunu da şirket ile konuşup seçenekleri değerlendirmelisiniz.

MÜZİĞİNİZİ SEÇİN

Müzik, düğününüzün ambiansında çok önemli bir rol oynadığı için düğünün nasıl olacağına önceden karar vermiş olmalısınız. Düğün müziğiniz ruhunuzun yansıtıcısıdır. Geleneksel mi yoksa yeniliği isteyen bir kişiliğe mi sahip olduğunuzu seçtiğiniz müzik türü ile anlatacaksınız.

Eşinizle birlikte oturun ve en favori parçalarınızı belirleyin. Operalardan klasik parçalara, pop müzikten jazz'a kadar olan geniş müzik yelpazesinde tüm duygularınızı yoğunlaştırın. Sizi en çok hüzünlendiren ve sevindiren müzik türleri neler? Elbette geleneklere bağlı olmak zorunda değilsiniz. Önemli olan eşinizle birlikte aynı müzik türleri üzerinde karara varmanızdır. Onun sevdiği sizin asla dinlemeye bile tahamülünüzün olmadığı şarkılar ortaya çıkabilir. Anlayışlı olun ve eşinizi göz ardı ederek şarkıların seçiminde katı olmayın.

Tabii burada önemli bir başka nokta olan düğününüzdeki misafirler. Onları da düşünerek şarkı seçiminizi yapın. Müzik listenizdeki şarkılar birbirleriyle uyumlu olsun. Duygusallıktan eğlenceye geçiş aşaması üzerindeki şarkı seçiminizi dikkatli yapın. Örneğin eşinizle başbaşa yaptığınız romantik bir dans müziğinden sonra bir anda temponun yükseldiği hareketli bir müziğe geçmeyin.

Müziğinizi düzenleyen grup ya da dj'den yardım isterseniz, müzik üzerindeki ayarlamayı daha kolay yapabilirisiniz. Böylece isteğinizin dışında bir durumla da karşılaşma riskiniz azalmış olacaktır.

MZÜİK GRUBUNU SEÇERKEN DİKKAT ETMENİZ GEREKENLER

*Araştırmaya başlamadan önce nasıl bir müzik grubu istediğinize karar verin. En sevdiğiniz müzik türleri nelerdir? Düğününüzde hangi tür müzik çalınmasını ve neyin kesinlikle çalınmaması gerektiğini kararlaştırın. Bulacağınız grup ne tür müzikler çalacak kararlaştırın. Yabancı parçalar, yerli parçalar, pop, klasik...
Bunlara karar verdiğinizde seçim yapmakta çok zorlanmayacaksınız.

* Düğününüzün ortamı aklınıza gelsin. Konuklarınızın yaş ortalaması ne kadar? Genç olanlar mı yoksa yaşlılar mı çoğunlukta? Kendi zevklerinizin dışında misfirlerinizi de düşünmek zorundasınız. Sadece sizin yaşınıza hitab eden bir müzik topluluğu misafirlerinizin sıkılmasına ve düğünden hiçbir zevk almamalarına sebep olabilir. Ayrıca bütçenize göre de müzik konusunda nasıl bir grup seçmeniz gerektiğiyle ilgili bir karara varmış olacaksınız.

* Uygun bir grubu bulmak için en iyi çözüm; arkadaşlarınızdan, dostlarınızdan ve daha önce düğünlerinde bir müzik grubu tutmuş çiftlerden bilgi almaktır. Dostlarınıza hangi tür müzikleri iyi yorumlayabilen grupları sorun. Daha önce bir düğüne davet edilmişler ise bu düğündeki müzik seçimi veya grup hakkında bilgi alın. En sağlıklısı; herhangi bir firmanın aracılığıyla ( çiçekçi, catering, organizasyon ) müzik gruplarıyla ilgili araştırma yapmaktır. Çünkü onlar bu piyasanın içinde oldukları için size kolay çözüm getirebilirler. Acentalar da size yardımcı olabilirler. Gece kluplerinde veya yemekli partilerde çalan gruplara muzik organizasyon firmaları vasıtasıyla kolayca ulaşacaksınız.

* Seçeceğiniz grupla ilgili bir kaset veya video teyp sizin karar almanıza kolaylık getirecektir. Müziği dinlerken etrafınızdaki insanlara sorular sorun ki daha iyi bir karşılaştırma yapabilesiniz. Düğün sırasında yapılmış bir kayıt sesi yeterli kalitede olmayacağı için karar vermekte zorlanabilirsiniz. Unutmayın ki elinizde her zaman kaliteli bir stüdyo kaydı olmayacaktır. Eğer kulağınıza harika sesler geliyorsa ve düğününüz gözünüzün önüne geldiyse hayalinizdeki grubu buldunuz demektir.

* Grubun müzik aletleri hakkında da kısa bilgiler edinin. Hangi müzikleri kayıttan ve hangilerini gerçek enstürmanlarla çalıyorlar? Videoda seyredeceğiniz grup üyeleri sizin düğününüzde de mi yer alacak? Bazı gruplar değişkenlik gösterebilir. Dikkat edin ki beğendiğiniz grup ile düğününüzde çalacak olan grup arasında herhangi bir farklılık olmasın.

* Tüm bunları belirledikten sonra sıra geldi küçük ama önemli detaylara! Düğününüzde grup üyeleri nasıl giyinecek? Kot pantalon veya göze alışık gelmeyen t-shirtler düğününüzde hoş gözükmeyebilir. Eğer grup üyeleri sizin istediğiniz kıyafetleri giyeceklerse bunun size bir maliyeti olup olmadığını da araştırın. Grubun düğün vaktinizden önce veya sonra bir yerde çalıp çalmayacağını öğrenin. Aksaklık çıkmaması için grubunuzla vakit ayarlamasını çok iyi yapın.

 *Gruplar size söyledikleri fiyat üstüne ekstra fiyatlar da koyabilirler. Gizli olan detayları ortaya çıkarın. Grubun çalma süresini iyi belirleyin. Ekstra saatler için ekstra ücretler sonradan ortaya çıkmasın. Daha fazla enstruman veya teknik ekipman, fiyatı değiştirir mi? Varsa özel isteklerinizi de belirtmeyi unutmayın.

* Karara vardıktan sonra grubu kiralamak için çabuk davranın? Çünkü bu fırsat her zaman elinize geçmeyebilir.

nikah şekeri

NİKAH ŞEKERİ

Nikah şekerleri, gelin ile damadın düğüne katılan tüm davetlilere teşekkür etmek ve bu özel günü daima hatırlamalarını sağlamak için sundukları küçük birer armağandır.

Artık günümüzde, klasikleşmiş tül, badem şekeri ve gelin teli üçlüsünden yapılan nikah şekerleri yerini neredeyse sınırları zorlayacak kadar çok çeşide bırakmış durumdadır. Ancak, birbirinden şık ve güzel modeller arasında karar vermek de oldukça zorlaşmıştır. Hatta kendi hayal ettiğiniz tasarımlarla da düğününüzde tamamen sıra dışı nikah şekerlerine sahip olabilirsiniz…

Nikah şekerlerinizi tamamen kendi tasarımınızla siz de dizayn edebilirsiniz. Ancak bunun için yaklaşık 1 ay önceden malzemeleri alıp size yardımcı olabilecek birkaç kişiyle hazırlamalısınız.

Nikah Şekeri Seçerken Nelere Dikkat Edilmelidir?

· Davetli sayınız belli olur olmaz nikah şekerlerinizi sipariş edin ya da yapımına başlayın. Davetiyeler iki kişilik olduğundan nikah şekerlerinin biraz daha fazla olması gerektiğini hesaba katmayı unutmayın.
· Nikah şekerlerinin sunumu da oldukça önemlidir. Güzel, süslü bir sepet içinde olabileceği gibi gümüş bir tepsi içerisinde de sunulabilir.
· Nikah şekeri davetiyeniz ile uyum içerisinde olabilir.

Nikah Şekeri Yerine Neler Tercih Edilebilir?

· Klasik tarzdan hoşlanıyorsanız nikah törenlerinin vazgeçilmezi olan badem şekerini tercih edebilirsiniz.
· Kalıcılığı ve mis gibi kokusuyla şık lavanta torbalarını tercih edebilirsiniz.
· Kurutulmuş çiçeklerden oluşan şirin bir paket ya da yapma bir lale gül de nikah şekeri yerine geçebilir.
· Değişik tarzdaki magnetler ya da renkli şirin mumlar da konuklarınıza nikah töreninden sonra dağıtabileceğiniz hoş bir armağan olabilir.

NİKAH ŞEKERLERİ

Nikah şekeri deyince hepimizin aklına içinde badem veya çikolata küçük süslü paketlerden gelir.Nikah şekeri seçmek aslında çok basitmiş gibi gelse de aslında çok fazla özen ister.Çünkü bu şekerler konuklara sizin düğününüzü herzaman hatırlatacak bir anı olacak ve siz de onları yıllarca saklayacaksınız.

Nikah şekeri verme geleneği ilk olarak İtalya'dan geliyor.Evlenecek olan çiftlerin aileleri iyi şans getirmesi için birbirlerine şeker verdiler ve bu gelenek böyle başladı.Badem şekeri ise bize Roma imparatorluğundan miras kalmış.Doğum günü ve düğünlerde bereket simgesi olarak dağıtılan badem,yıllar sonra üzeri şekerle kaplanarak evliliğin simgesi haline gelmiş.Geleneksel olarak her nikah şekerinde 5 adet badem şekeri bulunur.Bunlar zenginlik,sağlık,uzun yaşam,mutluluk ve bereketi simgeler,masumiyeti simgelemesi için de gelinin duvağına benzer bir tülle sarılır.
Nikah şekeri alternatiflerine bakarak düğününüz için en uygun olanları seçebilir veya fikir edinebilirsiniz.


- Bir taşla iki kuş vurmak isterseniz şekerleri şık bir şeklide davetiyelerin üzerine monte edebilirsiniz gerçekten çok sevimli duruyorlar.

- Eğer çok şık,espirili,size özel birşey olsun istiyorsanız kafanızda tasarladığınız modelleri firmalarla konuşup yaptırabilirsiniz.

- Uğur keseleri olarak davetlilere küçük keseler içinde nazar boncuğu,dört yapraklı yonca,tek kristal taş ya da aşkı simgeleyen pembe kuvartz hediye edebilirsiniz.

- Konuklarınızın adına bir vakıf ya da derneğe bağış yapıp sonradan bağış notlarınızı davetlilere küçük bir not şeklinde verebilirsiniz.Böylece çok anlamlı bir hatıra vermiş olacaksınız.

- Kır düğünü yapacaksanız gelenlere yakalarına ya da bellerine takmaları için küçük çiçek buketleri verebilirsiniz.

- Küçük bitkiler ya da minyatür saksı çiçekleri baharlarda nikah şekeri yerine daha hoş olan bir alternatif olabilir.

- Gelenlere aşkı simgeleyen kırmızı bir gül sunabilirsiniz.

- Nikah şekerlerinizin mis gibi kokması için lavanta keseleriyle beraber sunabilirsiniz böyle bir alternatif çok kullanışlı ve en çok tercih edilendir.

- Davetlilere sizin için çok özel olan şarkıların toplandığı bir cd ya da sevdiğiniz sözlerden oluşan bir el kitabı hazırlayabilirsiniz.

- Davetlilere içinde meşe palamudu ya da küçük fidan bulunan küçük armağanlar verebilirsiniz.Bu sayede sizin de çevreye belli oranda katkınız olavak,ekilen her ağaçta sizin isminiz hatırlanacaktır.



NİKAH ŞEKERİ SEÇERKEN BUNLARA DİKKAT EDİN

- Nikah şekeri seçiminizi son ana bırakmayın ve davetli sayısı belli olur olmaz sipariş verin.

- Nikahtan 3 hafta önce sipariş vermiş olun çünkü şekerlerin hepsi tek tek yapıldığı için çok zaman alır,sonradan yetişmedi diye üzülmeyin.

- Davetiyeler genelde iki kişilik olarak dağıtılır bu yüzden nikah şekerlerini davetiye sayısından 50 tane daha fazla yaptırırsanız sonradan bir sürprizle karşılaşmamış olursunuz.Ayrıca cocukların şekerleri almaya nekadar meraklı olduğunu unutmayın.

NİKAH ŞEKERİNİZ

Nikah düğüne kalıcı anlam katan nikah şekerlerinin hazırlığı insanlara ayrı bir uğraş vermektedir. Nikah şekeri hazırlığı alım veya yapıma göre değişmektedir. Nikah şekerini kendiniz yapmak istiyorsanız eğer iki hafta önceden hazırlıklara başlamalısınız. Şayet hazır almak istiyorsanız düğünden bir ay önce şeker çeşitlerine bakmanızı tavsiye ediyoruz. Unutmayın 1000'in altında yapabileceğiniz nikah şekerleri alacağınız şekerlerle aşağı yukarı aynı fiyata denk gelmektedir. Ufak miktar karınız olabilir. Yapacağınız nikah şekerleri istediğiniz kadar güzellikte de olmayabilir de. Nikah şekeri firmalara bakıp fiyat değerlendirmeside yapabilirsiniz.

Unutmayın nikah şekeri seçerken kalıcı ve güzel olmasına dikkat edin. Nikah şekeri ve yanındaki süslerden ortak beğenin. Burada bizler yapacağınız nikah şekerlerinin özelliklerini veya tadlandırmalarına değinmeyeceğiz. Ne zaman nikah şekeri alınması gerektiğine ve hangi unsurları uygulayacağınıza değineceğiz.

- Nikah şekeri beğenmeye 1 ay önceden başlayın.

- Nikah şekeri siparişi vermeden önce düğününüze katılacak davetli sayısını dikkate alın.

- Nikah şekeri siparişi için hemen karar verilmemeli. Bir çok firmanın ürünlerini gördükten sonra karar verilmelidir. Sonradan başka bir arkadaşınızın veya yakın dostunuzun nikah şekerlerini gördüğünüzde pişmanlık duymanızı engellemiş olursunuz.


- Nikah şekeri beğendikten sonra firma ile iade konusunda anlaşabilirseniz sayıyı fazla tutun. Lakin anlaşamazsanız davetli konuklarının sayısına yakın sipariş vermeye özen gösterin. Lakin artan olursa şekerleriniz ve biblolarınız elinizde kalabilir.

- Nikah şekerlerini nikah veya düğüne 2 gün önce alın.

- Nikah salonunda veya düğün salonunda şekerleri dağıtacak iki kişiyi belirleyin. Bu kişilerden nikah kıyılıp takılar takıldıktan sonra konuklara teker teker vermelerini isteyin.

- Nikah şekerlerinin dağıtılacak yerini önceden belirleyin. Daha sonra düğün veya nikah salonu yetkilileriyle beğendiğiniz yer konusunda uygun olup olmadığını öğrenin. Onlar sizlerden önce yapılan bir çok nikah ve düğünde yaşanabilecek sorunları daha önceden tespit etmiş oldukları için yardımcı olurlar.

- Dağıtacağınız nikah şekerlerinin dayanıklılık süresini mutlaka öğrenin. Eğer ömür boyu bozulmadan kalıyorlarsa o zaman konuklara dağıtan kişi tek tek söyleyebilir. Veya nikah şekerlerinin arkasına not düşmelerini isteyebilirsiniz.

- Unutmayın! nikah şekeri anı olabilecek kadar kalmasıyla birlikte şekerlerin vereceği tat da önemlidir. Şayet siz ebediyen kişinin saklamasını beklerken misafiriniz bu şekerlerden yiyebilir. Bu alternatifi düşünün. Şekerlerin taze olmasına dikkat edin.

- Nikah şekerine şeker diye bakmayın, bazı nikah şekerleri süs şekeri olabilir. Bunlar, lavanta, biblo, nane vb. ürünlerden de olabiliyor. Bunlar bazen geleneklere göre hazırlanıyor, bazen de ucuz ve uygun oldukları için tercih ediliyor.

- Nikah şekerleri, düğün veya nikah salonuna konuklar ziyaret etmeden önce getirilmelidir.

- Nikah şekerleri salonda herkesin görebileceği şekilde değil nikah kıyıldıktan ve takılar takılırken çıkarılmalıdır.

- Gelen konukların sayısını belirledikten sonra dağıtım işlemi yapılmalıdır. Konuk sayımı, konukları tek tek saymak değil sadece tamini olarak bilmek gerekmektedir.


- Nikah şekeri dağıtımı yapılırken, bu pahalı bir paket olabilir veya ucuz bir şekerleme olabilir. Lakin her ikisinde de mutlaka bir kalabalık birikimi meydana gelecektir. Böyle bir durumda hediyeli şekerleri dağıtacak olan kişinin misafirlerin istekleri karşısında yumuşak ve hoş görülü bir tavır içerisinde dağıtımını yapmak zorundadır.

- Dağıtım esnasında hediyelerden gerekirse fazla isteyenlerde olacaktır. Bazılarına verip diğerleri de istediğinde verilmezse o zaman sorunlar başlar. Bu nedenledir ki ne kendinize ne de yakın değer verdiğiniz kişilere fazla vermemenizi tavsiye ederiz.

- Nikah şekeri dağıtan kişi, evlenen çiftin ekonomik durumunu bilmesi gerekmektedir. Şayet hediyelerin değeri çiftlerin ekonomisini etkilemiyorsa o zaman çifter çifter dağıtabilir. Lakin bunu gelin ve damatla kesin bir şekilde kararlaştırması gerekmektedir. Evlenen çiftlerin evliliklerinin tamamen mutlu olmasını diliyor, nikah ve düğünlerinin tatlı geçmesini istiyoruz.

NİKAH ŞEKERİ ALIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ

Nikah şekerinin uzun süre saklanabilir cinsten olmasının avantaj sağlayacağını unutmayınız.

Nikah şekerleri günümüzde lavantalı modeller şeklinde de dizayn edilmektedir unutmayınız.

Nikah şekerleri misafirlerinize nikahınızdan bir hatıra olarak verilir unutmayınız.

Nikah şekerleri davetiyenizle uyumlu bir şekilde yapılabilir unutmayınız.

Nikah şekerlerinizin dağıtılırken bir sepet veya şirin bir kutu içinde olmasını unutmayınız.

Nikah şekerlerinizin dağıtımı için aileden gençleri görevlendirmeyi unutmayınız.

Nikah şekerlerinizin siparişini en az 10 gün önceden vermeyi unutmayınız.

Nikah şekerlerinizin sayısının dağıtılan davetiye sayısından %50 daha fazla olması gerektiğini unutmayınız.

Davetiyelerin yakınlarınıza, nikah şekerlerinin nikaha gelen davetlilere verildiğini unutmayınız.

Nikah şekerlerinizin zevkinizi yansıtması gerektiğini unutmayınız.

Nikah şekerlerinizin zengin renklerde olması davetlilerin sevdiği renge yönelmesini de sağlayacaktır unutmayınız.

Nikah şekeri yerine verilen madlen çikolatanın maliyeti düşürdüğünü ama diş ağrısı ve sıcakta erimesiyle birlikte temizlik problemi gibi tatsız durumları da ortaya çıkarabileceğini unutmayınız.

Nikah şekeri üretiminin size özel yapıldığını ve iadenin mümkün olmadığını unutmayınız.

Nikah şekerlerinizden artanları evinizde hoş bir süsleme malzemesi olarak kullanılabileceğinizi unutmayınız.

DÜĞÜNLERİN TATLI ANISI NİKAH ŞEKERİ

Gelin ve damadın düğüne gelen konuklara bir teşekkür şeklidir nikah şekerleri…Günümüzde klasik tüle sarılmış beyaz badem şekerinin yerini çok farklı alternatifler almış durumdadır.Genellikle kalıcı bir anı olması istenen ve birbirinden şık olarak tasarlanan nikah şekerlerinin sunumu da şekli kadar önemlidir.Yemekli bir düğünde, her misafirin tabağının yanına konulabileceği gibi, çıkışta şık bir sepete yerleştirilip, konuklar giderken bir görevlinin tek tek onlara sunması şeklinde

organizasyon

BİR DÜĞÜNÜ PLANLAMAK

Düğün yapma fikri sizi korkutuyor mu? Bu kadar büyük bir organizasyonun altından kalkabilecek misiniz?
Evlilik tecrübesini yaşamış her çift, iyi bir düğünün ancak iyi planlama ile mümkün olduğunu söyler. Bunun yanında; iyi bir plan yapmış olmak üzerinizeki stresi de yarı yarıya hafifletir. Her düğünde mutlaka ufak tefek aksamalar yaşanır, bunu kendinize dert etmeyin, ama bunların sayısı ne kadar azalırsa düğününüzde bir o kadar rahat edersiniz...

Tembellik zamanı bitti!
Yeni evlenecek çiftlerin yaptığı en büyük hatalardan biri, düğün tarihine 3-4 ay zaman kalana kadar düğün hazırlıklarına başlamamaktır. Bunun sonucunda da, çok kısa bir zaman diliminde birçok işi başarmaya çalışırlar. Kendizi imkansızı başarmak zorunda bırakmayın. Nişanın ardından dinlenmek, eğlenmek sizin de hakkınız. Ama artık harekete geçme zamanı!

Bir ajandanız olsun!
Evlilik tarihinizi kesin olarak belirledikten sonra, hangi işin ne zaman yapılacağı konusunda da net tarihler belirleyin. Örneğin haziranda nişanlanmış ve nisan ayında evlenecekseniz, en geç aralık ayına kadar düğün yapılacak mekanı seçmiş ve orada yer ayırtmış olmalısınız. Zaman daraldıkça telaşınızın artacağını da göz önünde bulundurun ve ilk aylarda yapabildiğiniz kadarını aradan çıkartın...

Zaman ayırın!
Haftanın belli gün ve saatlerini düğün hazırlıkları konusunda çalışmaya ayırın. Eşinizle birlikte oturun ve tüm detayları gözden geçirin. Bu oluşabilecek karmaşayı ortadan kaldırır. Örneğin; mekan listesi gelin tarafından belirlenmişse, damat aklına gelen her mekanı aramakla zaman kaybetmemeli. Zaman kaybı en son ihtiyacınız olan şey...

Görevleri paylaşın!
Bir işi başarıyla tamamlamanın en iyi yolu görev paylaşımıdır. Eşiniz de, siz de yolun her adımına katkıda bulunmalısınız. Ayarlanması gereken detayları listeleyin ve bu listeyi ikiye bölün. Ve kendinize en uygun olanları bu listeden seçin. Herkes sevdiği ve yapabildiği görevleri seçerse, işlerin ne kadar kolaylaştığını siz de göreceksiniz. Bu çözüm; damadı da yardım etme pozisyonundan çıkartıp, olayın bir parçası olmaya iter.

Üçüncü şahısları dışarıda tutun!
Bu sizin düğününüz. Planlamaları, yapılacak işleri mümkün olduğunca siz ve eşiniz yapmaya çalışın, üçüncü şahısları düğüne çok fazla karıştırmayın. Üzerinizdeki yükü azaltmak için dışarıdan yardım almak iyi birşey ama organizasyona ne kadar farklı insan karışırsa, işler de bir o kadar karışabilir, unutmayın...

Esnek olun!
Tamam. Damadın kıyafetinden hoşnut değilsiniz. Belki o da düğün pastasının limonlu olmasını istemiyor. Birinizin istediği birşey, bir diğerinin pek hoşuna gitmeyebilir ama bu durumda asıl önemli olan esnek olabilmektir. Fikrinizi değiştirme ihtimaline gönüllü olmalısınız. Eğer bir konuda tamamen eşinize karşı fikirleriniz varsa, bunu büyütmeyin, yumuşak bir dille söyleyin. Diğer insana neden böyle bir seçim yaptığını açıklama şansı verin.

Detaylar!
Konu düğün hakkında profesyonel anlaşmalara geldiğinde çok dikkatli davranmak lazım. Çiçekçi, catering, fotoğrafçı gibi konularda anlaşmaya varırken, tüm detayları dile getirmeyi unutmayın. Bir anlaşma yapıyorsanız, belge üzerindeki tarih, saat ve yer gibi ayrıntıları iyice kontrol etmeden imzalamayın.

Bütçeyi düşünün!
Bir düğün planlarken en çok dikkat edilmesi gereken konulardan birisi de bütçe hesaplaması. Nasıl bir düğün hayal ediyorsunuz ve ne kadar harcama yapabilirsiniz? Hayalinizdeki düğün çok gösterişli olabilir ama düğünün ardından da altından kalkamayacak kadar büyük bir yükün altına girdiğinizi farketmek sizi yıpratabilir. Bütçenizi planlamanızı herşeyden önce yapın. Maliyet sizi aşıyorsa; borç mu, kredi mi alacağınıza karar verin, çok abartmamaya da dikkat edin.

Planınızdan çıkmayın!
Bu madde kendini açıklıyor zaten. Ne kadar planlı, programlı davranırsanız, bir o kadar yanlışları düzeltme fırsatınız olur. Bir defter edinin, düğün bilgilerini her ayrıntısıyla not alın. Faturalar, anlaşmalar, fikirler, aklınıza gelen herşey... Eşinize; tarih, yer, randevu ve görevlerin yazılı olduğu sevimli bir defter alabilirsiniz mesela. Bu hem hoş bir hediye olur hem de zamanında bulunmanız gereken yerlerde olmanızı garantiler.

HAVAİ FİŞEK

Yüzyıllardır gösteri ve kutlamaların yegane simgesi olmuş havai fişek şovları günümüzde de düğünlerin vazgeçilmez bir detayı haline geldi. Düğünlerde volkan, şelale, özel sahne efektleri, konfeti ve lazer şov ile havai fişek gösterilerini müzik ile senkronize ederek kullanmak hem mekanı güzel ve şık gösterir hem de sizin için unutulmaz anlar olarak fotoğraf karelerine işlenir. İsteğe ve düğünün konseptine bağlı olarak manüel ateşleme ile unutulmaz bir havai fişek gösterisi de tercih edilebilir.

Havai fişek gösterisi çok fazla sorumluluk ve dikkat gerektiren bir çalışma ister. Düğünlerinde havai fişek gösterisi isteyen çiftlerimize, bu işi uzun zamandır yapan, ehliyeti, deposu, gerekli donanımı olan firmalarla çalışmalarını öneririz.

Her mekanda havai fişek gösterisi yapılmaz. Havai fişek gösterisi yapılacak yer açık alan ve çevre güvenliği açısından uygun olmalıdır. Görevlilerce gerekli kontroller yapıldıktan sonra, alan atış için müsait ise havai fişek gösterisi yapılmaktadır.

OTO KİRALAMA GELİN ARABASI

Gelin Arabası:
Sırada sizi ömrünüzün o en heyecanlı ve en mutlu gecesine ulaştıracak olan "gelin arabası" seçimi var. Genelde kendi arabanız, bir aile büyüğünün arabası veya arkadaşlara ait ve seçenekler arasında en kaliteli olan bir araba gelin arabası olarak seçilir. Ancak daha iddialı bir seçim olarak büyük oto kiralama servislerinde bulunan bir limuzin de olabilir. Böylelikle, eşinizle yapacağınız ilk romantik yolculuğun keyfine limuzinde yudumlayabileceğiniz şampanya ile varabilirsiniz. Limuzinde beyaz renk mükemmel bir seçim olacaktır. Eğer nostaljik bir hava yaratıp dikkatleri üzerimize çekelim derseniz; antika bir Oldsmobile veya Marlyn Monroe filmlerinden tanıdığımız kuyruklu bir Chevrolet veya İngiliz asilzadelerinin kullandığı eski model bir Jaguarı tercih edebilirsiniz. Hele bir de klasik bir seçim yapmak istiyor ve bir Rolls-Royce bulabiliyorsanız değmeyin keyfinize... Tabii ki son model Mercedes, BMW veya gösterişli bir Amerikan arabası da her zaman tercih edilen seçeneklerdir. Peki ya damadın kullandığı iki kişilik spor bir otomobil? Bu da sıra dışı ve ilgi çekici bir seçim olsa da, böyle bir günde damadın arabayı park etmesi, yol kesen çocuklarla uğraşması vs. sebeplerden dolayı biraz yorucu ve sinir bozucu olabilir. Üstelik içki içmeniz durumunda aracı kullanmanız da zaten olmaması gereken bir durumdur.

Bir motosiklet aşığıysanız ve en güzel gününüzde sevgili motorunuzun size eşlik etmesini isterseniz bu da ilginç ve sıra dışı bir seçim olabilir. Böyle bir durumda ise duvağınızın ve saçınızın dağılabileceğini unutmayın! Gelin arabasının seçiminden sonra sıra geldi süslemeye. Süsü olmayan gelin arabası olmaz. Bu tamamen sizin zevkinizi yansıtsa da, tavsiyemiz fazla büyük olmayan, zarif bir demet beyaz ya da renkli çiçeğin, arabanın kaputu üzerine tutturulması şeklindedir. Süsleme, çiçeklerin bozulabileceğini düşünerek düğün saatine yakın bir saatte yapılmalıdır ve araç mümkünse güneşte bırakılmamalıdır. Gelin arabanızın seçimini en az bir ay önceden yapın. Böylelikle arabanın bakımı, cilası vs. gerekiyorsa önünüzde zaman olacaktır. Aracı bir şirketten kiralayacaksanız, bu tür araçların her an bulunamayabileceğini düşünüp, yine en az bir ay önceden şirkete başvurun.

Süslü bir gelin arabasıyla yola çıktığınızda çocukların hedefi olacağınızı da unutmayın! Önünüzü kesecek onlarca çocuk sizden zarf alabilmek için yarışacaktır. Bu eskilerden kalan bir adet olarak devam etse de, maalesef tehlikeli anlar yaşanabilmektedir. Bazı gelin arabası sürücülerinin, çocukları korkutmak için aracı üstlerine doğru sürmeleri yapılan büyük bir yanlıştır ve bu mutlu günün kederle bitmesine yol açabilmektedir. Yapılacak olan, içi az parayla dolu olan bol bol zarf hazırlamak ve bunları çocuklara dağıtmaktır. Sıkışık yerlerden geçerken gelin arabasının önünde escort gibi giden bir arkadaş arabası da faydalı olabilir. Maalesef zarf aldığı halde ısrarcı olan çocukların varlığı da unutulmamalıdır. Bu durumda öndeki araçtan inen arkadaşlarınız, çocukları sizin aracınızın önünden uzaklaştırabilir.

DÜĞÜN MENÜLERİ

Davet şeklini saptadıktan sonra, sıra menüye karar vermeye gelir. Öncelikle kendi istekleriniz ve beğenilerinizden yola çıkarak, ailelerin yapısı, davetlilerin genel damak tadına uygun çeşitler seçmelisiniz. Anadolu kültürü ile yoğrulmuş bir çevreye, değişiklik olsun diye yabancı mutfaklardan bir çeşit ikram ederseniz, fiyasko olur. Menüyü seçerken isim ve çeşit kalabalığına kanmayın, malzemenin miktarı, lezzeti, sunuşu, temizliği önemlidir. Ağır yemekler seçmeyin, taze ürün tercih edin. Bir çok otelde misafirlerinize sunmak için seçmiş olduğunuz menüyü önceden deneme şansına da sahipsiniz. Otellerde ve catering şirketlerinde menü ücretlendirmesi genellikle etin cinsine ve seçtiğiniz mutfağa göre değişiyor. En çok tercih edilen ve kırmızı et kullanılan menüler orta fiyatlarda iken en pahalı menüler balık eti ve deniz mahsullerine ağırlık verilen menüler. Tavuk eti en düşük bütçeli menülerde kullanılıyor.

 
Misafirlerinize dilediği kadar içebilmeleri olanağını saşlamak istiyorsanız limitsiz içkili menüleri tercih edebilirsiniz. Yine de kişi başı 2 bardak vb menülerde anlaşırsanız mekan görevlileri ile detayları konuşun. Kişi başı limitli içki olarak anlaştığınızda, alkolsüz meşrubatları da limitli yapıyorlar, bunun yanısıra hiç içki içmeyen bir misafirin içmediği içkileri başka bir misafire vermiyorlar. Yani davette 100 şişe içki şeklinde anlaşma yapmaya yanaşmıyor oteller. Tüm bu detayları net bir şekilde konuşmakta yarar var.

 
Bazı daha küçük mekanlarda limitsiz yerli içki diye anlaştıktan sonra, düğün ertesinde misafirlerin yabancı içki açtırdıklarını söyleyip sizden ücret talep edebiliyorlar. Geri dönüp kontrol etme şansınız olmayacağı için ödemeyi kabul etmek zorunda kalıyorsunuz. Bütçenizin planladığınızın dışına çıkmaması için bu konuda önceden mekan görevlilerini uyarabilirsiniz.

 
Catering hizmetleri: Düğün davetini bir otelde gerçekleştirmek isterseniz, sunulanla yetinmeyin. Oteller genellikle kolaylıkla hazırlayabilecekleri çeşitli menüler sunarlar. Ancak bu menüler arasında bir menüden ana yemek, bir diğerinden tatlı seçerek kendi menünüzü yaratıp fiyat isteyebilirsiniz. Özel mekanlar dışında bir yerde düğününüzü kendiniz planlamayı tercih ederseniz kalabalık gruplara yemek davetleri için menüler hazırlayan catering firmalarından da destek alabilirsiniz.

 
Düğün Bütçesi: Düğün yapabilmek, sevdiklerinizle nikah gününüzü paylaşmak için her bütçeye uygun onlarca alternatifiniz var. Ancak bütçenizi belirleyebilmek için öncelikle davetli sayısını belirlemek gerekiyor. Çünkü yapacağınız tüm organizasyonlarda ‘kişi başı’ tabiriyle karşılaşacaksınız. Öncelikle, gösterişli bir düğünden çok, sıcak bir ortamda, en sevdiğiniz yakınlarınızla beraber olmanın aslında en ideali olduğunu unutmayın. Bütçenizi planlarken ayrıca menü, limitli/limitsiz alkol miktarı, fotoğraf, video, müzik vb tüm kalemlerin ayrı bir maliyet getireceğini aklınızdan çıkarmayın. Bu konuyla ilgili daha detaylı bilgi almak ve hangi konuda yaklaşık ne kadar bütçe ayırmanız gerektiğini öğrenmek için Bütçem sayfamızı inceleyebilirsiniz. Otelde düğün yapmayı düşünüyorsanız tercih ettiğiniz bir kaç oteli arayarak davetli adedinizi belirtip tüm fiyatları temin edebilirsiniz. Ancak size davet tarihini ve davetli sayısını soracakları için planlarınızı önceden yapmaya başlamanızda fayda var. Unutmayın ki otellerden alacağınız fiyatlarla ilgili olarak tekrar yüz yüze görüşme yapabilir ve kendinize uygun bir bütçe konusunda anlaşabilirsiniz

KIŞ DÜĞÜNLERİ

Boynu ve omuzları saran peluş ya da suni kürkten yapılmış yumuşak etoller, şallar, çarpıcı pelerinler ve straplez model gelinlikler kış düğünlerinin alımlı ve vazgeçilmez kombinasyonlarıdır. Damat siyah ya da beyaz kuyruklu bir smokin ve beraberinde buna uygun bir şapka ve palto giyebilir. Beyaz smokin giyinen damatlar için gri ya da gümüş rengi kravat ve yelek önerilir. Özellikle kış düğünlerinin vazgeçilmez gelin saçı olan şık bir topuz ve ışıl ışıl parlayan bir gelin tacı ve yumuşak bir manşon ile ısıtılan narin eller..

Böylesi göz alıcı bir gelinlik seçtikten sonra saç ve makyajınız önerilerinden sonra kış düğününde kullanılması gereken büyülü renkler olarak kestane ve gümüş rengi, parlak koyu mavi, orman yeşili ve altın rengi ve tabi ki beyaz ve zümrüt yeşilini tavsiye ediyoruz. Doğru renk seçimi ve uyumlu kullanılmış renklerle hiç şüpheniz olmasın büyülü bir kış düğünü sizi bekliyor.

Davetiyeler kış mevsimini temsil eden içerik ve imajlar yansıtabilirken davetiyede kullanılan görüntüler kış resimleri olabilir. Kullanılacak yazı rengi şüphesiz ki düğünün genelinde kullanacağınız renklerle uyumlu olmalıdır. Eğer düğün detaylarında beyaz, kristal ve gümüş kullanılmışsa davetiye yazısı da gümüş rengi olmalı ve gümüş kar tanaleri ile tercihe göre süslemeler yapılmalı. Düğününüzün her detayı birbiriyle uyum içinde olduğunda en özel gününüzün şıklığı ikiye katlanacaktır.

Düğün dekorasyonunda ve gelin buketinde kullanacağınız çiçekler kış konseptine uygun olmalı ve beyaz renk seçilmelidir. Çam kozalakları, çobanpüskülü, ökseotu gibi değişik bitkiler düğünde yer alacak her türlü çiçek aranjmanı, düzenleme için kullanılabilir. Düğün dekoru için önerilerimiz olabildiğince çok yeşil ve beyaz çiçekler, beyaz ışık, buz salkımı süslemeli ışıklar, beyaz tüller ve kar taneleriyle süslenmiş masa örtüleri.

 4 WED DAVET ORGANİZASYON
Telefon       :       0216 465 86 48
Web Sayfası       :      

A'DAN Z'YE ORGANİZASYON VE DANIŞMANLIK
Telefon       :       0212 270 37 04
Web Sayfası       :      

AISHA WEDDINGS & EVENTS
Telefon       :       0212 259 09 74
Web Sayfası       :      

ARMONİ DAVET
Telefon       :       0212 351 50 35
Web Sayfası       :      

BAŞAK ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 259 16 34
Web Sayfası       :      

 CONFETTİ DAVET ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 542 63 14
Web Sayfası       :      

DA-VET ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 233 03 97
Web Sayfası       :      

EBRU ORGANIZASYON
Telefon       :       0212 263 86 42
Web Sayfası       :      

EFE ORGANİZASYON
Telefon       :       0216 348 78 07
Web Sayfası       :      

EROL ÇOŞKUN ORG. & PTODİKSİYON HAVAİ FİŞEK
Telefon       :       0212 267 38 15
Web Sayfası       :      

 ESMA DAVET & ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 231 20 19
Web Sayfası       :      

FD ORGANİZASYON
Telefon       :       0216 360 53 50
Web Sayfası       :      

HAPPY LEYLA
Telefon       :       0212 233 65 33
Web Sayfası       :      

HÜLYA DAVET ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 351 01 00
Web Sayfası       :      

İNCİ DAVET ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 572 61 64
Web Sayfası       :
BAHAR DÜĞÜNLERİ

Düğün temanız Sonbahar olsun…

Baharın neşesini, yazın egzotik dokunuşlarını, kışın kristal ışıltısını yansıtabildiğiniz düğününüze şimdi sonbaharın romantik renklerini taşıyabilirsiniz.

Toprak tonlarını, gün batımı ile birlikte her yeri kaplayan güz yapraklarını çağrıştıran kavuniçini, buğday rengini ve tatlı yeşilleri davet mekânınıza romantizm katmak için kullanabilirsiniz.

Yine iri yaprak formlarında davetiyeler, hem masa ve mekân süslemesinde hem de gelin buketinde kullanabileceğiniz bordo, oranj ve sarı tonlarında mevsim çiçekleri, büyük mumlar, aynı tonlarda saten kurdeleler, loş bir aydınlatma, büyük şamdanlar hatta sararmış yapraklarıyla mekana taşıyabileceğiniz yapma sonbahar ağaçları, renkli meyve kokteylleri gibi detaylar da mevsim romantizmini düğününüze taşıyabilir.

Taze meyvelerle hazırlanmış yiyecek ve içecek ikramları davetlere hoşluk katan lezzetler. Pastanızı yine mevsim meyveleriyle hazırlatabilir, çikolata tadından vazgeçemiyorsanız sos kullanabilirsiniz.

Yavaş yavaş kapalı mekanlara taşınan sonbahar düğünlerinde altın varaklar, kristaller gibi yaz düğünleri için pek önerilmeyen süslemelere yönelebilir, düğün mekanı ile birlikte peçetelik, davetiye ve şekerler gibi detaylarda yaldız kullanabilirsiniz.

Kavuniçi, bordo, sarı, gül kurusu tonlarındaki canlı çiçeklerle birlikte kuru dallar ve yapma sonbahar yaprakları da mekan süslemesinde kullanabileceğiniz unsurlardır. Açık hava düğünlerinde sıkça gördüğümüz ahşap masa ve sandalyelerde yerini varaklı sandalyelere, görkemli işlemelerle süslü masa örtülerine, saten kumaşlı dekorlara, altın ve gümüş kaplamalı çatal bıçak ve yemek takımlı ikramlara bırakabiliyor.

 4 WED DAVET ORGANİZASYON
Telefon       :       0216 465 86 48
Web Sayfası       :      

A'DAN Z'YE ORGANİZASYON VE DANIŞMANLIK
Telefon       :       0212 270 37 04
Web Sayfası       :      

AISHA WEDDINGS & EVENTS
Telefon       :       0212 259 09 74
Web Sayfası       :      

ARMONİ DAVET
Telefon       :       0212 351 50 35
Web Sayfası       :      

BAŞAK ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 259 16 34
Web Sayfası       :      

 CONFETTİ DAVET ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 542 63 14
Web Sayfası       :      

DA-VET ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 233 03 97
Web Sayfası       :      

EBRU ORGANIZASYON
Telefon       :       0212 263 86 42
Web Sayfası       :      

EFE ORGANİZASYON
Telefon       :       0216 348 78 07
Web Sayfası       :      

EROL ÇOŞKUN ORG. & PTODİKSİYON HAVAİ FİŞEK
Telefon       :       0212 267 38 15
Web Sayfası       :      

 ESMA DAVET & ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 231 20 19
Web Sayfası       :      

FD ORGANİZASYON
Telefon       :       0216 360 53 50
Web Sayfası       :      

HAPPY LEYLA
Telefon       :       0212 233 65 33
Web Sayfası       :      

HÜLYA DAVET ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 351 01 00
Web Sayfası       :      

İNCİ DAVET ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 572 61 64
Web Sayfası       :
     
 

YAZ DÜĞÜNLERİ

Yaz düğünlerinde yeni trend kır düğünleri. Boğaz manzaralı olan yerler ise kır düğünlerinde en çok tercih edilen mekanlar.

Acilen evlenmeyi gerektirecek bir durum yoksa ya da kış, en sevilen mevsim değilse, yaz düğünü yapılır. Hem çamura bulaşmaz beyaz gelinlik hem kimseler üşümez hem de balayına güneye gidilir!

Yaz gelini bir başka olmalı! Yaz için seçilecek gelinlikler özgürlüğü, rahatlığı öne çıkaran kumaş ve modellerden oluşmalı. Aynı şey ayakkabılar için de geçerli tabi, rahat edebileceğiniz, orta yada alçak topuklu ayakkabı, çimenlerin üzerinde daha kolay yürümenizi sağlayacak. Yaz gelinliklerinde çiçek aksesuvarları öne çıkıyor. İki parçalı gelinliklerde büstiyer dantelden ve etek organze kumaştan dikilirse çok dah şık ve zarif bir modele ulaşmak mümkün. Özellikle çiçeklerden oluşan Fransız danteli tercih edilebilir. Saçlar da çiçeklerle süslenerek doğayla bir bütünlük ve uyum sağlanabilir. Duvaklarda ise kısa olanlar tercih ediliyor. Yaz gelini de olsanız, kış gelini de olsanız, gelinliğin maliyeti değişmiyor.

Yaz, çiçeğin bol olduğu bir mevsim. Her çeşit gül, yaban gülleri, ortanca, lisyantus yazın en çok kullanılan çiçekler. Mekanın süslemesinde, masalarda, gelinlik tasarımında ve gelin çiçeğinde, gelin yolunda kullanılan çiçekler, bir yaz düğününün olmazsa olmazları arasında.

Eğer kır düğünü gerçekleştirecekseniz dikkat etmeniz gereken bazı noktalar var. Bunlardan en önemlisi mekanın şehre olan mesafesi. Konukların özellikle gece dönüşlerinde elverişli bir mekan olmasına özen göstermeli, mekanın altyapısının uygunluğunu atlamamalısınız. Kötü hava şartlarını düşünmeyi ihmal etmeyin. Kır düğünlerinde yemeğin ve servisin özenli olması, ağır ve ağdalı mönüler seçilmemesi önemli püf noktaları.

Davetiyelerde mutlaka düğünün bir kır düğünü olduğunun belirtilmesi gerekiyor ki, konuklar o mekana uygun kıyafet ve ayakkabı seçimi yapabilsin. Bir de kır düğünü yapıp yaldızlı bir davetiye hazırlamaya kalkmayın. Kır düğününde kullanılan dekorasyon malzemeleri, gelinlik, el çiçeği vs. yere ve mekana uygun bir konseptte olmalı.

Pasta da renk ve tasarımıyla düğünün bir yaz düğünü olduğunu hemen belli etmeli. Yaz düğünleri için daha çok fresh tadlar tercih ediliyor. Pastanızın klasik, sportif ya da modern bir tasarımla hazırlanması, düğün konseptinize bağlı olarak değişebilir. Ama pastanın lezzeti ve tasarımının yanı sıra, konuklarınıza yapabileceğiniz sürprizler olduğunu da unutmayın. Nikah şekerlerini, pastanın tasarımına uygun bir sunumla hazırladığınızda, her bir detayın üzerinde özenle durmuş oluyorsunuz. Ama bu özenli hazırlık süreci için en az bir hafta ile 15 gün öncesinden siparişinizi vermelisiniz. Fiyatlar, dilim fiyatı ile pastanın tasarım ve sunum şekline göre değişiyor

 4 WED DAVET ORGANİZASYON
Telefon       :       0216 465 86 48
Web Sayfası       :      

A'DAN Z'YE ORGANİZASYON VE DANIŞMANLIK
Telefon       :       0212 270 37 04
Web Sayfası       :      

AISHA WEDDINGS & EVENTS
Telefon       :       0212 259 09 74
Web Sayfası       :      

ARMONİ DAVET
Telefon       :       0212 351 50 35
Web Sayfası       :      

BAŞAK ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 259 16 34
Web Sayfası       :      

 CONFETTİ DAVET ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 542 63 14
Web Sayfası       :      

DA-VET ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 233 03 97
Web Sayfası       :      

EBRU ORGANIZASYON
Telefon       :       0212 263 86 42
Web Sayfası       :      

EFE ORGANİZASYON
Telefon       :       0216 348 78 07
Web Sayfası       :      

EROL ÇOŞKUN ORG. & PTODİKSİYON HAVAİ FİŞEK
Telefon       :       0212 267 38 15
Web Sayfası       :      

 ESMA DAVET & ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 231 20 19
Web Sayfası       :      

FD ORGANİZASYON
Telefon       :       0216 360 53 50
Web Sayfası       :      

HAPPY LEYLA
Telefon       :       0212 233 65 33
Web Sayfası       :      

HÜLYA DAVET ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 351 01 00
Web Sayfası       :      

İNCİ DAVET ORGANİZASYON
Telefon       :       0212 572 61 64
Web Sayfası       :

İSTANBUL ORGANİZASYON FİRMALARI

Bahane Düğün Evi
Bahane düğün evi, düğün salonu. En mutlu günlerinizde sizinleyiz.

Tuga Organizasyon Tanıtım Cast
Fuar, kongre, toplantı, açılış, seminer, market, alışveriş merkezi, açıkhava tanıt...
www.tuga.com.tr

Uludağ Kültür Merkezi
1999 yılından bu yana tiyatro, organizasyon ve animasyon hizmetlerinde profesyonel...
www.uludagkultur.com

Bulut Tanıtım Ve Organizasyon
Tanıtım firmalarının yapacakları organizasyonlar için eleman temini ve çalışmanın...

3t İletişim
Promosyon ve organizasyon firması olarak istanbulda faaliyet göstermekteyiz.

Çilek Ajans
Firmamız, çilek ajans olarak eskişehir ve çevre illerinde organizasyon firmalarına...

Daphne Ajans
Tasarım, web design, kurumsal imaj, interaktive cd uygulamaları, promosyon malzeme...
www.daphneajans.com

Rainxfilm
Tanıtım filmi, video klip, reklam, tv program, kamera şakaları, şaka organizasyon,...
www.rainxfilm.com

Loya Ajans
Market, fuar, palyaço, ses sistemleri, müzik grupları(ünlü sanatçılar) kurumsal ...
www.loyaajans.com

Rota Müzik Organizasyon
Sanatçı menajerliği, konser organizasyonları, ses - sahne kurulumu, festival, şenl...
www.rotamuzik.com

Sam Müzik Organizasyon
Tüm müzikli toplantılarda grup ve orkestraları ile canlı müzik hizmeti verir.
www.selimaksu.com

Lir Organizasyon
Kalite tesadüf değildir. siz düşleyin biz gerçekleştirelim...

Dsb Ajans
Basın & halkla ilişkiler, sanatçı & gruplar, festival etkinlikleri, organizasyon...
www.dsbajans.com

Aytuna Organizasyon
Firmamız konser organizasyonu yapmaktadır.
www.aytunaorgan.com

Park Davet Organizasyon
Bizim işimiz organizasyon. bize danışmadan programınızı yapmayın.
www.parkorganizasyon.net

önemli bilgiler
DÜNYADAN ETNİK DOĞAL GÜZELLİK METODLARI

İTALYA
Ninelerinin  ve annelerinin  eskiden  sıkça  uyguladığı ve  kullandığı  hintyağı  cilt  bakımı,  şu  aralarda  İtalya da yine  popüler.

ÇİN
Bir-çay kaşığı biberiye yağı,  bir fincan yeşil çayla karıştırılır. Bir süre beklenir ve en son saçlar durulanır. Saçlara doğal bir parlaklık verir.
Çin beyaz çayı gençleştirici gizemi taşır! Beyaz çay, Çin'de İmparator çayı olarak da bilinir.  4 günlük periodlarla hasat edilen beyaz çay antioksidandır. Son günlerde, cilt bakımında beyaz çayın faydaları üzerine daha çok yer verilmekte. Beyaz çayın özellikleri için daha fazla bilgi...

YUNANİSTAN
Yunan gençleri, vücutlarını bebe yağı ile ovarak ölü deriyi kumsala bırakırlar. Ve denizde durulanırlar. Bu işlemi yaparken tabii ki görünmemek için bir paravan kullanırlar.

POLONYA
Balı, bir güzellik ürünü olarak cildi yumuşatmak ve parlatmak için kullanırlar.
 
BREZİLYA
Brezilyalı kadınlar  plajlarda güneşe  ortaktır.  Dünyada en güzel kadınların  güneşlendiği yer  olarak nam salmış  bu  plajlarda, kadınlar avuç dolu  kumlarla vücutlarını ovarlar.

Niye mi!
Çünkü;  kumlar, Selüliti gidermekte ya da sülülite karşı  cilteki  kan  dolaşmını  hızlandırmakta. Pürüzsüz  bir  cilte  sahip  olmak  açısından faydası olan  bu  kumla  ovmadan esinlenmiş  olmalı ki,  son  zamanlarda,  İngiltere'de  bazı ticari  firmalar  tarafından  kumların  bu özelliğinden faydalanılarak kozmetik ürünleri piyasaya sürülmüş.

HİNDİSTAN
Hindistanda,  her gece  yoğurt ve  badem den yapılan  maskın  yapılması zorunludur.  On adet  badem ezilir ve  sonra  yoğurtla  karıştırılarak cilde  sürülür. 25 dakika  bekledikten sonra  cilt temizlenir.  
 
MISIR
Dişlerini   beyazlatmak için ve korumak için soda ve  rafine edilmemiş  tuzla dişlerini  ovarlar. Bu işlemi  bir kaç dakika içinde  parmaklarla  uygulanır.
  
AVUSTRALYA
Avustralya kızları, yalınayak yürümek ve ayak parmağını açan sandallet giymeyi  severler.  Ayaklarının  pürüzsüz  olması için avakado ile  ovarlar:
  
İSPANYA
İspamyada   gençler  zaman  zaman  göz  kapaklarını dinlendirmek  içn  patatesten  yararlanırlar.. Çok  ince  dilimler   halinde  kestikleri patatesi, 10  dakika boyunca  gözlerde  tutarlar..  
 
JAMAİKA
Karayip Adalarında,  soyulmuş  muz  kabuklarını  cilt bakımlarına uygularlar.  Güneş  yanıklarına  karşıda iyi  gelen muz  kabuklarında, bazı  proteinler sayesinde cilte  yumuşaklık ve dirilik  kazandırmaka.
  
İSKOÇ
İskoç kızları, hassas  ciltlerinden dolayı  temizlikten sonra cilt  bakımında badem   yağı  kullanırlar. 
  
RUSYA
Soğuk  bir iklime  sahip Rusya'da,  gençler ciltlerini  soğuktan  korumak için kaliteli  paltolar ve kotlar  giymekteler. Ve  özelikle sarımsak  yağıyla  ciltlerini  sıklıkla  ovarlar. 
  
JAPONYA
Japonya'da cilt  bakımında  kamelya yağı sıklıkla kullanılır. Beyaz kamelya ve fındık yağı cildi nemlendirmek, beslemek,  yumuşaklık vermek için kullanırlar. . Doğum sonrası  olışan  cilt  kırışıklıklarını  gidermekte ve saçları  gürleştirmekte kullanırlar. 
AFRİKA
Afrika'nın bazı alanlarında,   gençlik sütü olarak da bilinen  bir sütü  vücutlarına dökerler. Saçlarda kullandıkları  bu sütle  vücutlarına   yirmi  dakika  boyunca  bir  masajla  uygularlar.
   
KORE
Koreli  gençler Kore'de  yetişen  bir çeşit fındık olan, kukui-fındık  yağıyla ciltlerine bakım yaparlar. 
  
TÜRKİYE
Türkiye de,  yeni  yeni  popüler  olan kefir artık  doğal  güzellikte de  kullanılmakta. Bir  bir  bakteri  kültürü olan kefir,  özelikle  içerdiği  etkin  maddeleriyle  cilde de  faydalı olmaktadır. 
  
SCANDINAVIAN
Scandinavian kadınları, güzel ciltlerine  korumak için saf memba  sularından isitifade ederler.  Her gün   en  azından 1.5 litre buz gibi  memba  madensuyuyla, yüzlerine 15 20 kere yıkarlar. Bu ciltlerine  canlılık  verir. Pahalı losyonlara ihtiyaç  duymadan,  buz  gibi  bu  memba  sularıyla da   ciltlerini diri  tutabilmekteler.
 
TAYVAN
Tayvan gençleri, güneş  yanıklarına  karşı, vücutlarını serinletmek için  çay  içerler. Çaylarındaki  Tanen asiti, kendilerini iyi  hissetmelerini sağlar. 
  
FRANSA
Fransız gençleri, sıklıkla  peynir  tükettiği için,  diş  minelerini  güçlendirirler. Çünkü peynirde diş  minelerini çürüten plaqueyi  nötralize  temekte. 
  
İSVEÇ
Tahıl ağırlıklı  gıdaları  tercih ederler..  Yabanmersini de  güzel  kalmak  açısından  kullanırlar.
İŞTE SU İÇMEK İÇİN 46 SEBEP

yerküremizin %71`ini vücudumuzun ise neredeyse dörtte üçünü oluşturan su, yaşamımız için çok gerekli gerekli. Çünkü su içmezsek...
 
Bir yıl boyunca, kuraklığın verdiği korku ile büyük küçük toplumun her kesiminden insanlar olarak, o kabuslu günlerde, defalarca nasıl bir heyecan ve ihlasla yaptığımız yağmur dualarını hatırlayalım.
Bir yıl boyunca susuzluk tehdidi ile geçen günlerimizden sonra yağan yağmurları hangi sevinç dolu duygularla karşıladığımızı düşünelim.
Yer küremizin yüzeyinin %71 ini denizler, %29 unu karalar oluşturur.
İnsan bedeni, %25 katı maddeden, %75 sudan oluşmaktadır. Beyin dokusunun ise %85’i sudur.
Dünya oluşumundan önce de su vardı ve oluşum tamamlandıktan sonra da ilk hayat suda başladı.
Suyun hayatın olmazsa olmaz temel unsurlarından biri olduğunu biliyoruz. Gerçek anlamda faydalarının tespiti konusunda yapılan bazı çalışmaların aslında bir şans eseri ortaya çıktığını ve bu yöndeki çalışmaların o günden sonra hız kazandığını biliyor muydunuz?
İranlı hekim DR. FERİDUN Batmanghelidj, suyun hastalıklara iyi geldiğini, insanı iyileştirdiğini hapishanede bir şans eseri öğrenmiş. “1979 da İran devrimi patladığında Ben siyasi bir tutuklu olarak hapiste bulunuyordum. Bir gün koğuşta, mahkumlardan birinin, koridorda, iki büklüm olmuş vaziyette, inanılmaz mide sancılarıyla kıvrandığını gördüm. Beni görünce ızdıraplı bir sesle “Ülserim beni öldürüyor” diye seslendi. Onun için ne yaptın diye sordum. “Üç adet Tagamet ve bir şişe dolusu antiasit aldım ama banamısın demedi” diye cevap verdi.”şeklinde vakayı özetleyen Dr. FERİDUN Batmanghelidj, 10 saatten beri bu şekilde ızdırap içinde sancı çeken hasta mahkuma gayri ihtiyarı müdahale eder ve ölmek üzere olduğunu düşündüğü adama iki bardak su içirir. Fakat ne görsün, adam çok geçmeden kıvranmaktan kurtulur. O günden sonra Dr. Batmanghelidj, suyun şifa verici etkisi üzerine çalışmalarını yoğunlaştırma kararı alır. Cezaevinde kaldığı 2,5 yıl içerisinde yaklaşık 3 bin peptik ülser hastası tutuklu ve hükümlüyü iyileştirir. Tabi ki ilaç olarak yalnızca su kullanarak.
2,5 yıl kadar sonra tahliye vakti geldiğinde, hapishane müdürüne ricada bulunur ve "lütfen ben bir müddet daha burada tutuklu kalmak istiyorum, zira araştırmalarımın en önemli evresine girmiş bulunmaktayım ve bu kadar çok hastayı dünyanın hiçbir yerinde, bu koşullarda bulamam" der.
Böylece Batmanghelidj, bir müddet daha "gönüllü hapis" yatar ve çalışmalarını sürdürür. Hapiste iken keşfinin ilk duyursunu Iranian Medical Association ’da yayınlatır. Tebliğinin bir tercümesini de the Journal of Clinical Gastroenterology Haziran 1983 sayısında misafir editör olarak yayınlatır. Bugün bütün dünyaya sesin duyurabilmiş ve ekol oluşturmuştur.
Dr. Batmanghelidj “Hasta Değil Susuzsunuz" kitabında vucudumuzun tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyduğunu anlatmaktadır.
Bunlar şunlardır:
1- Hiçbir canlı susuz yaşayamaz.
2- Göreceli su yetersizliği vücudun bazı fonksiyonlarını önce bastırır, sonra öldürür.
3- Su temel enerji kaynağıdır.
4- Su vücudun her hücresinde elektriksel ve manyetik enerji üretir, bize yaşam gücü verir.
5- Hücre yapısındaki maddeleri birbirine bağlayan bir yapıştırıcıdır.
6- DNA hasarını önler ve onarım mekanizmalarının daha iyi çalışmasına yardımcı olur, böylece üretilen anormal DNA sayısı azalır.
7- Bağışıklık sisteminin (bütün mekanizmalarının) merkezi olan kemik iliğinde, bu sistemi kanser de dahil olmak üzere, çeşitli hastalıklara karşı güçlendirir.
8- Bütün besinlerin, vitamin ve minerallerin temel çözücüsüdür. Vücutta besinleri küçük parçalara ayırır, sindirimlerinde ve son metobolik aşamalarında görev yapar.
9- Besinlere enerji verir ve parçalanan besinler sindirim sırasında bu enerjiyi vücuda aktarır. Susuz yenen yemeğin vücut için hiçbir enerji değeri yoktur.
10- Su, besinlerdeki gerekli ögelerin emilimini artırır.
11- Bütün ögelerin vücuda taşınmasına yardımcı olur.
12- Akciğerlerde oksijen toplayan kırmızı kan hücrelerinin çalışma verimini artırır.
13- Hücreye ulaşan su, o hücreye oksijen verir ve atık gazları vücuttan atılmaları için akciğerlere taşır.
14- Vücudun çeşitli bölgelerinden zehirli atıkları toplar ve atılmaları için karaciğer ya da böbreklere taşır.
15- Eklem boşluklarındaki temel yağlayıcı maddedir, artrit ve sırt ağrılarının oluşumunun önlenmesinde yardımcı olur.
16- Omurgadaki diskleri “şok emici su yastıkları” na dönüştürür.
17- Bağırsakları en iyi çalıştıran yağlayıcı maddedir, kabızlığı önler.
18- Kalp krizi ve felce karşı koruyucudur.
19- Kalp ve beyin damarlarında pıhtılaşmayı önler.
20- Vücudun soğutma (terleme) ve ısıtma (elektrik) sistemleri için vazgeçilmezdir.
21- Düşünme başta olmak üzere, bütün beyin fonksiyonları için bize güç ve elektriksel enerji verir.
22- Serotonin ve diğer nörotransmitterlerin (sinir ileticileri) üretimi için vazgeçilmezdir.
23- Melatonin de dahil olmak üzere, beyinde üretilen bütün hormonların yapımı için gereklidir.
24- Çocuklarda ve yetişkinlerde dikkat yetersizliği sorununa çözüm getirir.
25- Çalışma verimini artırır ve dikkat aralığını büyütür.
26- Su dünyadaki diğer bütün içeceklerden daha kolay bulunabilir ve hiçbir yan etkisi yoktur.
27- Stres, gerginlik ve depresyonun hafiflemesine yardımcı olur.
28- Uykuyu düzenler.
29- Yorgunluğun giderilmesine yardımcı olur ve bize gençliğin enerjisini verir.
30- Cildi yumuşatır ve yaşlılık belirtilerinin azalmasına yardımcı olur.
31- Gözlere canlılık ve parlaklık verir.
32- Glokomdan korunmamıza yardım eder.
33- Kemik iliğinde kan üretim sistemlerini düzenler, lösemi ve lenfoma oluşumunun önlenmesine yardımcı olur.
34- Vücutta enfeksiyon ve kanser hücrelerinin geliştiği bölgelerde bağışıklık sistemini güçlendirmek için çok gereklidir.
35- Kanı sulandırır ve dolaşım sırasında pıhtılaşmasını önler.
36- Kadınlarda, adet öncesi ağrıyı ve ateş başmasını hafifletir.
37- Kalp atışıyla birlikte kanı sulandırıp dalgalandırarak dolaşımdaki katı maddelerin dibe çökmesini engeller.
38- İnsan vücudunda dehidrasyon sırasında kullanılabilecek bir su deposu yoktur. Bu nedenle gün boyunca düzenli olarak su içmemiz gerekir.
39- Dehidrasyon cinsellik hormonunun üretimine engel olur, bu iktidarsızlık ve libido kaybının başlıca nedenlerinden biridir.
40- Su içtiğiniz zaman susuzluk ve açlık duygularını ayırt edebilirsiniz.
41- Kilo vermenin en iyi yolu su içmektir. Düzenli aralıklarla su için ve sıkı bir rejim yapmadan zayıflayın. Acıktığınız zaman aşırı yememeli, ama susadığınızda suyunuzu içmelisiniz.
42- Dehidrasyon doku boşlukları, eklemler, böbrekler, karaciğer, beyin ve deride zehirli çökeltilerin birikmesine yol açar. Su bunları temizler.
43- Su, gebelikte sabah bulantılarını azaltır.
44- Zihin ve vücut fonksiyonlarını bütünleştirir. Karar verme ve hedefleri belirleme yeteneğini artırır.
45- Yaşlılıkta bellek kaybının önlenmesine yardımcı olur. Alzheimer , multipl skleroz, Parkinson ve Lou Gehring hastalıklarının riskini azaltır.
46- Kafein, alkol ve bazı ilaçlara duyulan bağımlılığın giderilmesine yardımcı olur.
Bir bardak suyun faydaları işte böyle.
Suyun yukarıda sıralanan faydalarını okuyunca; “Canlı olan her şeyi sudan yarattık. Hala inanmıyorlar mı?” (Enbiya , 30) ayetini aklımızdan çıkarmamamız gerektiğini daha iyi anlıyoruz.
DOĞRU GİYİNMENİN PÜF NOKTALARI

Kısa boy, dar omuzlar, geniş kalçalar...Herkesin bir kusuru var! Önemli olan bunları gizlemenin yolunu bilmek.

KISA BOYLUYSANIZ...

Pantolon: Eğer vücudunuzun üst kısmını uzun göstermek istiyorsanız düşük belli pantolonlar tercih etmelisiniz. Bacaklarınızı olduğundan uzun göstermek için ise yüksek belli ve düz inen pantolonlar seçin. Kontrast renklerden ve iri desenlerden kaçının. Canlı renkleri üstünüzle aynı tonlarda olmak kaydıyla rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Ceket ve gömlek: Fazla uzun veya belde biten kısa ceketlerden kaçının. Bele oturan ve kalça hizasında kalan modeller seçin. Düşük belli bir pantolon giymek istiyorsanız üzerine saçaklı, püsküllü veya payetli bir gömlek kullanabilirsiniz. Altla üst arasında renk kontrastları yapmayın, illa bir kontrast yapmak istiyorsanız, kumaş türü kontrastları uygulayın: ipek bir elbise üzerine jean ceket gibi.
Elbise: Tek renk ve düz kesim elbiseler silueti daha uzun gösterir. Ayrıca kadınsı ve seksi kesimleri de rahatlıkla kullanabilirsiniz. Etek boyu baldırların ortasına hatta topukların hemen üstüne kadar inebilir.
ŞİŞMANSANIZ...

Pantolon: Pantolonlarınızı mümkün olduğunca krep gibi dökümlü kumaşlardan seçin.

 

Üst: Özellikle pantolon üzerine, bacaklarınızın üst kısmına dek inen uzun tunikler giyin. Göz alıcı, dikkat çekici büyük desenler yerine tek renk ve koyu tonları tercih edin. Dekolte kullanmaktan kaçınmayın ama kalın ve belinizi saran kemerlerden Kaçının!
Ceket: Dökümlü kumaşlardan olanları tercih edin; mümkünse önünü iliklemeden giyin. Ceketlerinizde büyük vatkalar yerine daha küçük, omuzlarınızı hafifçe yükseltecek vatkalar kullanın.
Elbise - etek: Asla vücudunuzu sarmamalı: streç kumaşlara veda edin! Vücuda yapışmayan, uçuşan kumaşlar idealdir. Renk olarak daha çok tek renk ve koyu tonlar kullanın. Emprime seviyorsanız minik desenlileri tercih edin. Etek boyu baldırlarınızın hemen altına dek inmeli; daha uzun boylar da rahatlıkla kullanabilirsiniz.
 
GENİŞ KALÇALIYSANIZ...
 
Üst: Üstünüz ince ve kalçalarınız genişse, vücudunuzdaki bu farkı yok etmeniz gerekiyor. O halde, dikkati vücudunuzun üst kısmına çekecek tarzda gömlek, kazak, tişört vb. giymekte tereddüt etmeyin. Çiçekler, geometrik şekiller, karışık renkler, hatta büyük aksesuarlar kullanın, minik dekolteler uygulayın. Göz ve dudak makyajına ağırlık verin.
Elbise - etek: Eteklerinizde dökümlü kumaş ve nötr renkler (siyah, gri, bej gibi) kullanın. Verev kesim ve büzgülü modellerden kesinlikle kaçının. Bel oyuğu kalçanın hemen üzerinden başlayan kesimler tercih edin. Elbisede dikkat etmeniz gereken nokta, göğüslerinizi belirginleştirmek, kalçanızı ise saklamaktır. En doğru model, bel hattı olan ama bele fazla oturmayan, kalça yuvarlağını çıkarmayan düz kesimlerdir. Diz altı etek boyu en ideal olandır.
 
BOYUN DEKOLTESİ

Boynunuz uzunsa, her tarzı uygulayabilirsiniz. Özellikle, yuvarlak açılmış dekolteler ve boyna bağlanmış küçük bir fular çok hoş duracaktır.
Boynunuz kısaysa, “V” yakalı bluzlar veya “V” açılmış dekolteler tercih edin; boynunuz daha uzun görünecektir. Fular kullanmamaya çalışın; boynunuzu iyice kısaltıp omuzlarınıza gömülmüş gibi gösterir. Bunun yerine omuzlarınıza bir şal alın; böylece “V” dekolteniz de kapanmamış olacaktır.
 
OMUZ DEKOLTESİ

Omuzlarınız kareyse, asimetrik omuz dekolteli veya kolsuz kıyafetler seçin.
Omuzlarınız yuvarlaksa, ince askılı giysiler sizin için idealdir.
Omuzlarınız düşük ve darsa, reglan kollu kıyafetler giymeyin. Omuz başlarını ortaya çıkaran, derin
kol oyuğu olan giysiler omuzları daha geniş gösterir.
 
AYAKKABI SEÇİMİ
Topukta esas, kıyafetin etek uzunluğudur. Diz ve diz altı hizasındaki bir etek uzunluğuyla 7 cm.den uzun bir topuk giyilebilir. Mini bir etekle daha alçak topuk kullanmak gerekir.
 
Şişmansanız, vücudunuzla oransızlık yaratmamak için yüksek topuktan kaçının, orta boy topuk idealdir.
Kısa boyluysanız, yüksek ve ince topuk vücudunuzda dengesizlik yaratır, eğri ve kambur bir görünüm verir. 5-6 cm.lik bir yükseklik yeterlidir.
Uzun boyluysanız, yine de çok düz ayakkabılar seçmeyin. Az da olsa biraz topuk siluetinize çekicilik katacaktır.
 
TEN VE SAÇINIZA En uygun renkler

 


BUĞDAY TEN-SARI SAÇ
En uygun renkler
Toz pembe, bebek mavisi, gri-mavi, lila, açık mor, açık yeşil ve nane yeşili
Kaçının!
Elektrik mavisi ve koyu kırmızı yüzünüze yakın kullanmanız halinde çok sert bir etki yaratır.

AÇIK TEN-SARI SAÇ
En uygun renkler
Toz pembe, bebek mavisi, gri-mavi, lila, açık mor, açık yeşil ve nane yeşili.
Kaçının!
Elektrik mavisi ve koyu kırmızı yüzünüze yakın kullanmanız halinde çok sert bir etki yaratır.

AÇIK TEN-KIZIL SAÇ
En uygun renkler
Yeşilin açık tonları ile saman sarısı, kavuniçi, kayısı rengi, mercan ve gri-mavi.
Kaçının!
Toprak sarısı ve haki -yüzünüze yakın kullanmanız halinde- teninizdeki ışıltıyı alır.

AÇIK TEN-KAHVERENGİ SAÇ
En uygun renkler
Yeşilin açık tonları ile saman sarısı, kavuniçi, kayısı rengi, mercan ve gri-mavi.
Kaçının!
Toprak sarısı ve haki -yüzünüze yakın kullanmanız halinde- teninizdeki ışıltıyı alır.

KOYU TEN-SİYAH SAÇ
En uygun renkler
Pembe ve mavinin tüm tonları ile mor ve siyah.
Kaçının!
Kiremit kırmızısı, tunç ve doreli renkler sarı içerdikleri için saç ve ten renginizi donuklaştırır.

AÇIK TEN-SİYAH SAÇ
En uygun renkler
Pembe ve mavinin tüm tonları ile mor ve siyah.
Kaçının!
Kiremit kırmızısı, tunç ve doreli renkler sarı içerdikleri için saç ve ten renginizi donuklaştırır.

BUĞDAY TEN-KAHVERENGİ SAÇ
En uygun renkler
Kırmızı ve yeşil tonları ile kavuniçi, kiremit rengi, doreli bej, toprak sarısı ve turkuaz.
Kaçının!
Maviye çalan tonlar, fuşya, duman grisi gibi renkler içlerinde dore tonları barındırmadıkları için saç ve ten renkleriniz için fazla soğuk.

İŞ HAYATINDA GİYİM

KIYAFET SEÇİMİ
Çalışan bir kadınsanız biraz erkek egemen bir ortamdasınız demektir. Bu durum asla kadınca giyinmenizi engellememeli, kadınlığınızı gölgelememeli. İş hayatında giyinmenin altın kuralı, iş kolunuzun geleneklerine uygun ama kendinizi yansıtan bir tarz belirlemenizdir. İşinize ciddiyetle yaklaşımınızı ve becerinizi vurgulayacak zarif, temiz, uyumlu ve iyi dikilmiş kıyafetler seçin. Etek, pantolon takımlar, gömlekle kombine edilmiş etek ve pantolonlar, düz kesim elbiseler ideal olanlardır.
Hoşunuza gitmeyecek bir konuma düşmemek için çok kısa etekler, vücudunuza yapışan kıyafetler ve derin dekolteler kullanmayın.

RENK PALETİ
Çok canlı renkler seçmeyin ama kendinizi gri tonları içine de hapsetmeyin. Evet, gri, iş hayatında çok alışıldık ve ağırlık veren bir renk ama aynı etkiyi bırakabilecek başka renkler de var. Yeşil, bordo, lacivert, siyah, kahverengi, bej, toprak tonları ve lâl gibi renklerle gardırobunuzu çeşitlendirin.

AKSESUARLAR
Her detayı düşünün! Ayakkabılarınız topuklu veya topuksuz olabilir ama mutlaka temiz ve cilalı olmalı. Çantanız hem kıyafetinizle uyumlu hem de çalıştığınız iş koluna ve konumunuza uygun olmalı: boncuklu bir çanta ile bankacılık sektöründe çalışmanız pek uygun olmaz! Abartısız ve zarif takılar kullanın; ama annenizin inci kolyesi ile de kendinize olduğunuzdan daha yaşlı bir hava vermeye çalışmayın!

MAKYAJ
Canlı renklerden, koyu ve yoğun uygulamalardan mutlaka kaçının. Sade ve doğal bir makyaj yapın: gözlere hafif gölgeler, 2 kat rimel, biraz allık ve ruj.

SAÇ
Saç, genel görünümde son derece etkilidir. Asla yağlı, kirli ve boyası gelmiş bir saçla işe gitmeyin. Rahat etmek için saçınızı toplayın; böylece sürekli düzeltmek zorunda da kalmazsınız. Kibar, kıyafet renginizle uyumlu tokalar tercih edin: payetli kelebek tokaları günlük hayatınıza bırakın!

PARFÜM
Asla ağır kokular kullanmayın. Hafif, çiçeksi aromalardan yapılmış parfümleri tercih edin. Parfümünüzle banyo yapmayın, az sıkın, gerekirse tazelersiniz.

YANINIZDA BULUNDURUN!
Ne olur ne olmaz diyerek el çantanızda bulundurmanız gerekenler:
yedek bir çift çorap
küçük bir ayakkabı cila süngeri
iplik ve dikiş iğnesi
diş fırçası ve macunu
saç fırçası
törpü
kağıt mendil
ve elbette makyajınızdaki parlamaları rötuşlayacak hafif bir pudra, dudak boyanızı gün içinde tazelemek üzere rujunuz ve parfümünüz.

HATIRLATMALAR
Kendinizi sevin, kendinize güvenin ve gülümseyin. Gülümseyen bir yüz, aydınlık bakışlar ve güvenli bir tutum sizi her zaman olduğunuzdan daha şık ve bakımlı gösterecektir.

Yürürken de otururken de dik durmaya özen gösterin.
Giysileriniz temiz ve ütülü olsun.
Renk uyumuna dikkat edin. Küçük aksesuarlarla kıyafetlerinizi hareketlendirin.
İçinde rahat olmadığınız giysiler ve ayakkabılar giymeyin.
Ayakkabılarınızı sık sık temizleyin ve cilalayın. Topuğu yenmiş, deforme olmuş ayakkabılar giymeyin.
Saç, el ve tırnaklarınızdaki bakımsızlık şıklığı zedeleyen unsurlardır. Saç boyanıza ve temizliğine dikkat edin, el ve tırnaklarınıza özen gösterin.
Takılarınız hem kıyafetinizle hem de birbirleriyle uyumlu olmalı. Sarı ve beyaz takıları bir arada kullanmayın (altın bir kolye, gümüş küpeler gibi). Ağır takılarla daha hafifleri de bir arada kullanmayın (boncuk bir bilezik ve pırlantalı bir yüzük gibi)
Pantolon: Geniş pantolonlarla kalçalarınızı kamufle etmeye çalışmayın. Dökümlü kumaştan dikilmiş, düz kesim pantolonlar giyin. Her zaman koyu ve tek renk tercih edin. Asla ve asla tayt giymeyin!
Pantolon: Pantolonlarınızı mümkün olduğunca krep gibi dökümlü kumaşlardan seçin.

ROMANTİK BİR AKŞAM İÇİN

Sevgilinizle ya da eşinizle evde romantik bir akşam yemeği yemek, romantik bir gece geçirmek istiyorsanız önerilerimizi uygulayabilirsiniz. Romantik bir akşam için sessizlik şart. Evde ikinizden başka kimse olmamalı. Etraftaki her şey o gecenin oldukça romantik geçeceğini göstermeli. Işık, müzik, çiçekler ve güzel kokularla her şey eksiksiz olmalı.

Romantik, sevgilinizin ya da eşinizin dinlemekten zevk aldığı bir müzik açın. Genellikle klasik müzik, caz ya da soul tarzı müzik iyi bir seçenek olabilir. Hoşunuza giden enstrümantal müziklerden birini de tercih edebilirsiniz.

Pahalı olmayan, odaya hava katacak romantik aksesuarlar ve çiçeklerle masanızı süsleyin.

Ortam çok fazla aydınlık olmamalı. Ortamın havasını yumuşatan mumlar ya da mümkünse şömine ile ortamı aydınlatın. Gecenize farklı bir hava katın.

Gece için elegan ve hafif yemekleri seçin. Yemekleri seçerken onun neleri sevdiğini öğrenerek, mönüyü bunlardan oluşturursanız çok daha iyi olur.

Romantizmi seçeceğiniz içecek ile destekleyin. Meyve olarak çileği tercih edebilirsiniz.

Yemek takımından örtüye kadar birçok ayrıntıya da dikkat edin. İlk buluşmanızı anımsatan aksesuarlarla süsleyebilirsiniz.
 
Bizden söylemesi ...

BAYANLAR , BU CÜMLELERE DİKKAT.!

Çoğu zaman erkeklerin söylediği kırıcı sözlerden şikayet etseniz de onların da ara sıra sizin gibi düşündüğü ve söylediklerinize sinirlendikleri hiç aklınıza geldi mi?

Bayanlar, bu cümlelere dikkat! Erkekler bazen öyle sözler söylerler ki duyduklarınıza inanmakta zorluk çekersiniz. Fakat suçu sadece onlara atmak marifet değildir. Çünkü erkeklerin de duymaktan hoşlanmadığı sözler vardır.

Ay çok şirin

Siz sevdiğiniz erkeğe iltifat etmeye çalışıyor olabilirsiniz; fakat şunu bilmenizde yarar var: erkekler ‘şirin' sözcüğünden nefret ederler. Eşiniz şık bir kıyafetle karşınıza çıktığında ona ‘çok şirin olmuşsun' demek erkeklik gururuna hakaret etmek anlamına gelebilir. Bu nedenle ‘şirin' sözcüğünü mümkün olduğunca az kullanmalısınız.

Konuşmamız gerek

Bu iki kelime erkeklerin arkasına bakmadan kaçmak için yer arayacağı kelimelerdir. Bu nedenle eğer bir sorununuzu paylaşmak için konuşacaksanız direkt olarak ‘konuşmamız gerek' demeyin. Konuya girmek için uygun anı kollayın ve beklemediği bir anda konuyu açın.

Sadece bir oyun

Eşiniz futbol maçı izlerken ona ‘ Niye bu kadar önem veriyorsun, sadece bir oyun' derseniz kalbini kırmış olursunuz. Çünkü erkekler için spor karşılaşmaları hayatlarının vazgeçilmezidir. Ona saygı gösterdiğinizi bilmesini istiyorsanız, bu tür spor aktivitelerinde ona destek olmalı, gerekirse birlikte seyretmeyi teklif etmelisiniz.

Hiçbir şey yok

Suratınız beş karış ve sinirli olduğunuz her halinizden belli. Eşiniz yanınıza gelip size ne olduğunu sorduğunda kesinlikle ‘hiçbir şey yok' demeyin. Çünkü yüzünüz zaten sizi ele veriyordur. Onun tahmin etmesini beklerseniz daha çok beklersiniz.

Ne giymişsin öyle?

Erkekler kadınlar gibi ne giyeceklerini saatlerce düşünmezler, bu nedenle kıyafetlerin eleştirilmesinden nefret ederler. Eğer üzerindekini beğenmezseniz ona güzel bir şekilde ‘bence sana öteki daha çok yakışıyor' demeniz yeterlidir.

Sence güzel mi?

Birlikte bir yerlere gittiğinizde gördüğünüz güzel kadın için ‘sence güzel mi?' diye bir soru sormanız erkekleri çileden çıkartır. Çünkü hangi cevabı verirlerse versinler mutlu olamayacağınızı bilirler. ‘hayır' deseler inanmayacaksınız, ‘evet' deseler kavga edeceksiniz. Bu ikilemi yaratmamak adına bu soruyu da sormayın.

ERKEKLERİN KABUSLARI

Kadınlar hakkında erkeklerin gözünü en çok korkutan 9 özelliğin ne olduğunu biliyor musunuz?
Erkeklerin kabusları Her zaman belli etmeseler de, erkeklerin birçoğu kadınların bazı özelliklerinden korkar.

Örneğin hafızalarının çok güçlü olması, zor yorulmaları, erkeklerden daha fazla yaşamaları erkeklerin her zaman kafasını kurcalar.Erkekler, daha ilkokulda hayatın acı gerçeğini keşfederler. İstedikleri her şey kadınların elindedir: Seks, anne, belki de sinemaya gidebilecek bir arkadaş, yönünüzü kaybettiğinizde size destek olabilecek bir kişi... İşte kadınların erkekleri korkutan özellikleri…

1- Kadınların keskin hafızaları erkekleri her zaman korkutmuştur çünkü erkeklerin hafızası asla böyle çalışmaz. Bir kadın, yıllar önce yaşadığı bir tartışmadaki ufacık bir ayrıntıyı, yıllar sonra hiç beklemediğiniz bir anda hatırlayabilir. Örneğin yedi yıl önce Sahil Güvenlik dizisini izlerken sevgilisinin kendine dönerek 'göğüs büyütme ameliyatının neresi kötü ki?' dediğini yıllar boyunca unutmayan bir kadın, bunu yıllar sonra bir başka tartışmada kullanabilir.

2- Kadınların ortalama yaşam süresi, erkeklerinkinden yaklaşık 15 sene daha fazladır. Bu da demek oluyor ki hayatındaki erkek öldükten sonra bir kadın onun eşyalarını ele geçirerek inceleyebilir, günlüğünü okuyup dalga geçebilir, hatta arkadaşlarına anlatabilir, adamın özenle biriktirdiği çizgi roman koleksiyonunu çocuklara satabilir.

3-Tipik bir çalışan kadın, Belçika'nın yıllık bütçesine denk bir parayı ayakkabı, çanta ve bluzlara harcayabilir. Üstelik bir sezon sonra bütün aldıklarını elden çıkararak yenilerini alacaktır. Kadınların alışveriş merakı dağcılığa benzer; aslında pratik bir faydası yoktur, ama heyecan vericidir!

4- Erkeklerin göbekleri daha büyük olabilir ama aslında kadınların iştahı erkeklerden çok daha fazla. Örneğin erkekler için seks kısa sürelidir ve hemen arkasından uykuya ihtiyaçları olur, ama kadınlar için bunun tam tersi geçerlidir. İşte hayatın diğer alanlarında da bu durum geçerliliğini korur! Kadınlar peş peşe dört müze gezip, hafif bir öğle yemeği yiyip, bütün öğleden sonra çocuklarla ilgilenip, akşam da dans etmeye enerji bulabilirler. Fakat bunların yarısını yapan bir erkek, akşama ölmüş olur!

5- Belki de yüzyıllardır bastırılmış olmanın acısıyla direksiyon başına geçtikleri zaman kadınlar gerçekten çılgın gibi araba kullanıyorlar. Bir elinde cep telefonu, diğerinde diyet kola varken dizleriyle araba süren kadınlar erkekleri gerçekten korkutuyor.

6- Kadınlar için ne anlatmak istediğini doğrudan söylemek, alışverişe gidip de eli boş dönmekten çok daha zordur. Örneğin 'Bir şey duydun mu?' dediklerinde asıl söylemek istedikleri şudur: 'Ayağa kalk, dışarı çık ve orada baltalı bir katil olup olmadığını kontrol et!' Tabii ki bu örnekleri artırmak mümkün. 'Acıktın mı?' dediklerinde, bilin ki kendisi çok acıkmıştır ve yiyecek bir şeyler almanız için dışarı çıkmanızı istiyordur.

7- Erkekler, daha ilkokulda hayatın acı gerçeğini keşfederler. İstedikleri her şey kadınların elindedir: Seks, anne, belki de sinemaya gidebilecek bir arkadaş, yönünüzü kaybettiğinizde size destek olabilecek bir kişi... Ancak tüm bunlara karşılık olarak kadınlar da erkeklerden tek bir şey ister: Neslin devamını sağlamak! Erkekler için bu yegane istek yeterince korkutucudur, çünkü çok ciddi bir kararı ve ömür boyu bağlanmayı gerektirir.

8- Erkekler, geçmişleriyle ilgili çok fazla bilgi vermekten hoşlanmazlar, ama kadınlar yatağa gitmeden önce mutlaka bilgi edinmeye çalışırlar. Ayrıca kadınların öğrenmek istediği şeyler erkekler için 'özeldir', bu yüzden anlatmak istemezler.

9- Erkeklerin çocuksu, kaba saba, basit isteklerin esiri oldukları gerçeği, onları zaten rahatsız eder. Fakat bundan da korkuncu, karşılarındaki kadını gerçekten neyin mutlu edeceğini bilememektir. Doğum gününde ona ne almalı? Doğru zamanda doğru sözleri nasıl söylemeli ki karşıdaki kadının yüzü gülsün? Bunları keşfedebilmek için bir erkeğin ömrünü vermesi gerekebilir.

 
EŞİNİZLE DEDİKODU YAPIYORMUSUNUZ ?

Birbirlerine dedikodu yapmak için zaman ayıran çiftlerin evlilikleri daha zenginleşiyor...
Eşinizle dedikodu yapıyor musunuz? Çukurova Üniversitesi Psikiyatri Uzmanı Sabri Yurdakul, sır saklama konusundaki ortak yaklaşımların, eşlerin birbirlerine yakınlaşmasına ve iç dünyasını açmalarına yardımcı olacağını söyledi.

Medikososyal Bölümü ve Yaprak Psikiyatrik, Psikolojik Danışma Merkezi Uzmanı Yurdakul, eşlerin özel hayatlarıyla ilgili konuları paylaşmalarının, onları birbirlerine yakınlaştıracağını söyledi.

Yurdakul, "Günün nasıl geçti, nereye gittin, kimlerleydin?" soruları yerine, eşlerin birbirlerine sırdaş olmaları ve yakın çevreleriyle ilgili dedikoduları anlatmalarının, onların paylaşımlarını artıracağını söyledi. Eşlerin her şeyden önce yakın arkadaş olmaları gerektiğine dikkati çeken Sabri Yurdakul, “Birbiriyle iyi arkadaş olan çiftlerin evlilikleri daha sıhhatli yürüyecektir. Bu nedenle günlük hayatla ilgili özel konuları paylaşmaları, ortak yaşamlarını zenginleştirecektir” diye konuştu.

Eşlerin paylaşımlarının diğer insanlara iletilmemesi konusunda dikkatli olmaları gerektiğini de vurgulayan Yurdakul, sır saklama konusundaki ortak yaklaşımların, eşlerin birbirlerine yakınlaşmasına ve iç dünyasını açmalarına yardımcı olacağını söyledi. İnsanların sırlarını paylaştıkları kimselere daha çok güveneceğini ve onunla konuşma isteğini daha çok duyacağını ifade eden Yurdakul, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu durumda eşler arasındaki diyaloglar artacak ve konuşma konuları artacaktır. Böylelikle birbirleriyle konuşmak için konu bulmakta zorlanmayacak ve televizyonun karşısında oturan iki yabancı olmaktan çıkarak, birbirlerine sırlarını dökmek isteyen iki samimi arkadaşa döneceklerdir ki, bu da evliliğin sağlıklı yürümesine yardımcı olacaktır. Bu yüzden eşlerin birbirleriyle dedikodu yapmak için zaman ayırmaları evliliği perçinleyecek ve paylaşımlarını artıracaktır.”

 
ERKEKLERİ MUTLU EDEN 10 ÖZELLİK

İşte bir erkeğin mutluluk için kadında aradığı 10 özellik..
Erkekleri mutlu eden 10 özellik Erkeklerin beğenilerinin karmaşık olduğunu düşünenler çok yanılıyorlar. Klasik erkek davranışları göz önünde tutularak oluşturulan "Onları mutlu eden 10 özellik" listesi, standart erkek profili hakkında size daha çok bilgi verecek ve belki de artık "Niye beni değil de onu seçti" demekten kurtulacaksınız!

Çekicilik
Bir erkeğin sizi fark etmesini sağlayan ilk nokta dış görünüşünüzdür. Onu etkilemeniz için gereken ilk şey de haliyle biraz çekiciliktir! Bunun için olağanüstü bir çabaya gerek yok. Bakımlı ve kendinden emin bir ifadeye sahip olmanız, sizi yeteri kadar çekici kılacaktır çünkü... "Kendinden emin" tanımını kesinlikle ukalalık ya da havalı davranmak olarak algılamayın. Mesela aranızda kendinizi ifade etmenizi engellemeyecek kadar mesafe bırakın. Gizemli durmanızda ve her şeyi apaçık konuşmamanızda yarar var.

İdeal vücut

Karşınızdaki erkeğin sizde ikinci olarak dikkat edeceği şey vücut hatlarınızdır. Göğüsleriniz, kalçanız ya da boyunuzun uzunluğu onu cezbedebilir. İdeal vücut hatları olarak yorumladıkları 90-60-90’a yaklaşabiliyorsanız, zaten birçok rakibinizi geride bıraktınız demektir. Ancak unutmayın ki bazı erkeklerde ideal vücut anlayışı değişir. Kısa boylu, küçük göğüslü ya da çok uzun boylu olmanız tercih sebebi olabilir; o da sizin şansınıza kalmış!

Güzel bir yüz

Sıra geldi yüzünüze... Tanıştığınız erkeğin yavaş yavaş incelemeye başladığı yüzünüzün doğal bir güzelliğinin olması, gözlerinizin, kulaklarınızın ve burnunuzun yüzünüzle orantılı olması, sizi bu elemeden geçirecektir. Gözlerinizin ve dudaklarınızın güzelliği, bu aşamada ayrı bir önem taşır. Dudak kalınlığınız, konuşurken kullandığınız mimikler, gözlerinizin iri ya da ufak olması yine tercihleri etkileyecektir.

Tutku

Bunca adımdan sonra partneriniz sizden tutku ve şehvet de bekleyecektir. Kendisine pozitif yaklaşmanız, birlikte olduğunuzun her anı keyifli kılmanız iyi olur. Bu şartlar altında yanınızdaki erkek, en mutlu erkek sayılabilir.

Saygı

Diğer hemcinslerinin yanında onu küçük düşürecek şakalar yapmanız büyük dezajantaj! Erkekler böyle bir hareketi saygısızlık olarak yorumlar. Gözündeki değerinizin azalmasını istemiyorsanız, ona başkalarının yanında saygılı davranmalı, hatta arada bir pohpohlamalısınız.

Espri anlayışı

Karşınızdaki erkeğin yüzünü güldüren her şeye iyi bir tepki vermelisiniz. Eğer çok şakacı bir insan değilse, zaten bu kadar gülümsemesine saygı göstererek sizin de gülmeniz bir jesttir. Hele de yaptığı kötü esprilerde bile ona iyi tepkiler vermeniz, kendisini yanınızda rahat hissetmesini sağlayacaktır. Eğer güldüren kişi sizseniz, arkadaşlarının en sevdiği insan olabileceğinizden sizi asla yanından ayırmayacaktır.

Zeka ve kendine güven

Zeki kadın genellikle erkekler için problemdir, ama bu sadece kısa süreli ilişkiler için geçerlidir. Eğer karşınızdaki erkek uzun süreli bir ilişki arayışındaysa, zeki olmanız ve kendinize güvenmeniz sizi daha çekici kılacaktır.

Dürüstlük ve güven

Karşınızdaki adamın uzun süre yanınızda olmasını istiyorsanız, önce ona güvenmeli ve kademeli olarak dürüst olmalısınız. Bu kelimeden kasıt, eskide kalan ilişkilerinizi ve kötü anlarınızı ilk günlerde anlatmamak, birbirinizi tanıyıp ne kadar güvenebileceğinizi anladıktan sonra aşama aşama paylaşmaktır. Erkek kendine güvenen ve dürüst bir kadınla birlikte olmaktan mutlu olacak, hatta size söylemese de sizinle gurur duyacaktır.

Altın gibi bir kalp

Erkeklerin kötü günlerinde kadınlar genellikle gündelik planlarını uygulamaya devam ederler. "Ne, neden, niçin, neyin var" gibi soruları kullanmadan kendilerini anlayacak bir kadına ihtiyaç duyan erkekler, böyle birini bulduklarında ise asla bırakmak istemezler.

Ve tabii ki aşk!

Bazı erkekler ilk üç maddede mutluluğu yakalarken, çoğu erkek ise aşk arar. Kendisine sadık, çekici, tutkulu, güzel, güvenilir, şefkatli ve en önemlisi kendisine aşık bir kadın bulduklarında, aradıkları mutluluğu bulmuş olurlar. Ancak bunların hepsinin bir arada bulunduğu bir kadın bulmak oldukça zor olduğundan, genellikle karma 5 şık ile uzun süre hayatlarına devam ederler!

 
KADINLAR HATIRLANMAK İSTER

Doğum günü ve evlilik yıldönümü başta olmak üzere özel günlerde hatırlanmak, kadınların en önemli duygusal beklentisi... Kadınlar hatırlanmak ister! Gaziantep Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Murat, “Kadınlar, 18 yaşında iken hangi heyecan ve tutkuyla sevilmişse 50 yaşına geldiğinde dahi hep aynı heyecan ve tutkuyla sevilmeye bekler” dedi.

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Murat, kadınların özel günlerde eşlerinden beklentisini hediyeyle sınırlamanın yanlışlığına dikkati çekti. “Kadınlar, doğum günü ve evlilik yıldönümü başta olmak üzere özel günlerde hatırlanmayı çok isterler” diyen Murat, kadınların bu istemini bir hediye ile olduğu gibi bir çift güzel söz ya da bir anıyla karşılamanın da olanaklı olduğunu ifade etti.

Murat, erkeğin bu konuda eşine yapabileceği en büyük yanlışın özel günü hatırlamamak olduğunu ifade ederek, şu önerilerde bulundu: “Özel günler erkeğin eşine onu çok sevdiğini, onun kendisi için çok önemli biri olduğunu belirtmesi için belki de en önemli fırsattır. Yalnızca doğum günü ya da evlilik yıldönümü değil kadını ilgilendiren kadınlar günü, öğretmenler günü gibi diğer özel günler de erkeğe eşinin kalbini kazanma fırsatı veren günlerdir. Erkekler doğum günlerinde ya da diğer özel günlerinde hatırlanmadıklarında genelde üzülmezler. Ama kadınlar kesinlikle böyle değildir. Erkekler kadınların bu duyusal özelliğini dikkate almayı ihmal etmemeliler. Örneğin, uzun süredir arzu ettiği, ancak alamadığı bir hediyenin sunulması kadının çok hoşuna gider.”

Murat, bu günlerde hemen her kadının hediyenin ucuz ya da pahalı olmasının kendisi için önemli olmadığını ifade ettiğine dikkati çekerek, bu ifade bir yana hediye paketinden bir pırlanta yüzük çıkmasının her kadının beklentisi olduğunu kaydetti.

Bol bol iltifat edin
Kadınların özel günlerinde mümkün olduğunca çok iltifat işitmek istediklerini kaydeden Murat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eşinize bol bol iltifat edin. Mümkünse günler öncesinden kendinizi bu güne hazırlayın. Kadınlar duygusal ilişkide hep aynı heyecanı yaşamak ister. 18 yaşında iken hangi heyecan ve tutkuyla sevilmişse 50 yaşına geldiğinde dahi hep aynı heyecan ve tutkuyla sevilmeye bekler. Sakın eşinizin bu istemini görmemezlikten gelmeyin.”

 
EVLENMEDEN ÖNCE OKUYUN

Uzun süredir iyi giden birlikteliğinizi evliliğe taşıyacaksınız. O halde evlenmeden bu yazıyı okuyun.
Evlenmeden önce okuyun! Yeditepe Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Verimli, uzun ve mutlu evliliğin sırlarını anlattı.

İşte evlenirken dikkat etmeniz gerekenler

- Eşinizi seçerken fiziksel görünüş ve çekiciliğinden çok ruhsal ve kişilik sağlığıyla değerlendirmeye çalışın.

- Nişanlılık sürenizi 1 yıldan az tutmayın. Evliliğe seçeceğiniz adayların olayları yargılayış ve değerlendirme kriterlerinin size uyup uymadığını tartın. Şu an için kişiliklerimiz farklı ama ileride belki değişir, demeyin.

- Eğer evlilik öncesi çok kavga ediyorsanız evlenmeyin çünkü kavgalar aynen devam edecektir.

- Eğer evlilik öncesi bir kerecik bile olsa şiddet gördüyseniz asla o kişiyle evlenmeyin.

- İdeal ve hayallerinizden çok realist olarak maddi manevi durumunuzu anlatın.

- Sizi hangi özelliğinize bakarak eş olarak seçtiğini öğrenin.

- Aşırı kıskanç, kısıtlayan ve sizi denetleyen bir partner ileride de sorun yaratacaktır.

- Saygıyı asla eksik etmeyin.

- Size geçmişteki ilişkilerinizi sormasına izin vermeyin.

- Onun cep telefonu ya da bilgisayarını asla karıştırmayın.

- Evlilik öncesi evliliğinizin nasıl olabileceğini açıkça konuşun.

- Cinsel konuları konuşmaktan çekinmeyin.

- Birbirinizle ilgili önyargı ve sorunlar taşıyorsanız çözüm yolları için bir psikiyatriste danışın.

Gençler teknolojiyle ilgilenen eş istiyor
Yeditepe Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Verimli, üniversite çağındaki bireylerin, sevgililerini elektronik araçlara kaptırmamak için teknolojiyi yakından takip ettiklerini söyledi. Sevgilileriyle sanal ortamı da paylaşmak isteyen gençlerin sayısının bir hayli fazla olduğunu aktaran Verimli, çiftlerin aynı iletişim araçlarını kullanmalarını tavsiye etti. Verimli, "İletişim araçlarıyla iç içe yaşayan gençler, hisseleri ve duygularına hakim olamıyor. Hatta sadece içgüdüleriyle evlilik kararı verebiliyorlar. Gençlerin evliliğe bakış açısı değişti. Teknolojik aletleri, hayatlarının bir parçası olarak gören gençler, iletişim araçlarını kullanmayan bireylerle evlenmek istemiyor" dedi.

Evlenme yaşı düşüyor
Evliliğin, cinsel çekicilik, sevgi, iletişim becerisi, kişilik değerleri, tahammül, paylaşım, keyif alma ve saygı üzerine kurulmasını öneren Verimli, "Evliliğin sağlam temellere kurulması için atılacak ilk adım birbirinizi tanımaktır. Üniversiteye yeni başlayan kişilerin evlenmeye hazırlandığını görüyoruz. Fakat, bu yaştaki bireyler, tecrübesizdir. Ülkemizdeki yanlışlardan biri de budur. Hep deneyimsiz olduğumuz anlarda en önemli kararları almak zorunda bırakılırız. Meslek seçimlerimiz de bu dönemlere gelir" ifadelerini kullandı. 15-23 yaş aralığında evlenen kişilerin, büyük bir kısmının pişman olduğuna değinen Verimli, "Evlilik kararı zihinsel, duygusal, sosyal ve ahlaki gelişim tamamlandıktan sonra verilmelidir. Kendini tanımayan ve büyüme sürecini tamamlamamış kişiler evlilik kararı vermemelidir" dedi. Verimli, gençlerin içgüdüsel arzularıyla evlilik kararı aldıklarını belirtti. Evlilik için ideal bir yaş söylemenin zor olduğunu kaydeden Verimli, "Her iki taraf da ayakları üzerinde durduğu zaman evlenmeli" diye belirtti.

 
GERDEK GECESİ

Evliliğin ilk gecesine, yeni evlilerin ilk cinsel ilişki gecesine gerdek denir. Türkiye’de gerdek gecesininin en önemli olayı gelinin kızlık zarının bozulması ve pek çok yörede kanlanan çarşafın kızın bekaretinin kanıtı olarak aile büyüklerine ve akrabalara gösterilmesidir. Bazı yabancı toplumlarda da buna benzer gelenekler vardır.

Pek çok çift için bu gece, aile yaşamının en önemli günüdür. Eşler için bu gece, aile yaşamının en önemli günüdür. Eşler birbirlerine karşı bu ilk gecede cinsel düzeyde de sevecen ve anlayışlı olurlarsa, mutlu bir evlilik yaşamının temelini atmış olacaklardır.

Bu olayın bazen yanlış bilgiler nedeniyle fazla büyütülmesi veya bu konuda bilgi sahibi olmama erkeği ve genç kızı heyecanlandırmakta mutluluğu tatmak yerine çevresinin beklentilerinin ağırlığı altında ezilmektedir. Erkek erkekliğini, kız da bakireliğini kanıtlamak durumundadır. Erkeğinde, eğer daha önce cinsel deneyimi yoksa başaramam korkusu yaygındır. Kırsal kesimde cinsel bilgi edinemeyen genç çifte düğün törenleri sırasında ayrı ayrı cinsel bilgiler verilir. Toplumun çekirdeğini oluşturan aile yapısının korunması gereklidir. Ülkemizde boşanmalar son 10 yılda iki misli artmıştır. Boşanma nedeni olarak ileri sürülen şiddetli geçimsizlik gerçekte cinsel uyuşmazlıklara, sorunlara dayanmaktadır. Yapılan araştırmalar ülkemizde cinsel sorunların bilgi yetersizliğinden kaynaklanmakta olduğunu vurgular niteliktedir. Tabii ki gençlere verilecek cinsel eğitimin hangi konuları kapsaması gerektiği, ne amaçla, nasıl ve kimler tarafından verileceği bir devlet politikası olmalıdır.

Ülkemizdeki geleneklere göre ister şehirde ister köyde olsun gerdek gecesi en büyük rolü erkek üstlenir. Bekaretin bozulması fazla güç gerektirmez. Bu ilk birleşme şiddetli ve zoraki bir davranış olmamalı, her iki eşe doyum sağlamalıdır. Gerdek gecesinin izleri bütün bir evlilik veya yaşam boyu unutulmayacağından, eşler yanlış davranış veya gereksiz kırıcı sözlerden kaçınmalıdırlar.

Erkek eşine şefkatli ve nazik davranmalı, heyecanına sabırlı olmalıdır. Erkeğin saldırgan davranışı veya bekareti şiddetle bozmaya kalkması, genç kızı cinsel ilişkiden soğutur ve bundan sürekli kaçmasına neden olur.

Cinsel deneyimsiz gençler için gerdek gecesi bazen çevresi tarafından stres haline getirilmektedir. Oysa gençler düğün hazırlıklarının son günlerinde zaten yorgun haldedirler, bilgi eksikliği nedeniyle bir takım kuruntuları, endişe ve korkuları olabilir. Odanın dışında ana, baba, akraba yakınların kızlık zarının bozulması haberini beklemesinin baskısı onları daha da zor durumlara sokabilir. İlk geceye böyle stresle giren çift bu ilk cinsel cinsel ilişkiden çok fazla şey beklememesinin uygun olacağı söylenmelidir. Heyecan ve aşırı yorgunluk gibi haller cinsel yaşamı etkiler. Bu nedenle ilk gece, genç kızın veya erkeğin ilişkiden kaçınması oldukça sık görülen bir durumdur. Eşler karşılıklı olarak birbirlerine anlayış göstermelidir. Bazı hallerde genç kız sıkılganlık ve heyecanla cinsel ilişkiden kaçabilir, eşi anlayışlı davranmalı ve zorla cinsel birleşmeye yönlendirilmemelidir. Aynı şekilde bazen gereksiz fazla alkol nedeniyle veya aşırı heyecandan erkeğinde bir girişimde bulunamaması olağandır. Bu gibi durumlarda genç kadın akılcı olmalı ve eşinin erkekliği ile ilgili gurur kırıcı davranış ve sözlerden kaçınmalıdır.

Türkiye’de gerdek gecesinde diğer önemli bir konuda cinsel birleşmeye rağmen kızdan kan gelmemesidir. Bazı kızlık zarları fazla dar değildir veya elastikidir. Ve erkek organının rahatça girip çıkmasına rağmen yırtılma olmayabilir.



Akif Poroy’un Cinsel Öğreti adlı kitabından alınmıştır.

 

 
KINA GECESİ

Geleneksel kına gecesi düğünden bir gün önce (ama biz düğünden iki gün önce yapmanızı öneriyoruz!) kız evinde yapılır. Genellikle çok yakın akrabalar ve arkadaşlar kına gecesine katılır. Kınanın yakılacağı gün kız evine bayrak asılır. Bayrağın asılması düğünün başladığı anlamına gelir.

Kına gecesi misafirlere kuruyemiş ve içecek ikram edilir. Kına yakılana kadar oyunlar oynanır, halaylar çekilir. Gelin önce şık bir tuvalet giyer ancak kınanın yakılmasından önce üzerini değiştirerek bindallı da denilen kadifeden yere kadar uzanan kaftan türünde bir giysi giyer. Gelinin başına kırmızı bir örtü örtülür.

Kına yakılmadan önce gelin ve damadın oturması için salonun ortasına birer sandalye konur. Erkek tarafının getirdiği kına karılır ve mumlarla süslü bir tepsi hazırlanır. Genç kızların ellerine birer mum verilir. Önce elinde kına tepsisiyle genç bir hanım arkasından gelin onun arkasından da ellerinde mumlar olan genç kızlar türkü söyleyerek boş sandalyelerin etrafında dönerler. Daha sonra gelin ve damat sandalyeye oturur. Bu sırada içli türküler söylenmeye devam edilir. Amaç gelini ağlatmaktır. Gelinin eline kına yakılırken gelin elini açmıyor denir ve bunun üzerine erkek tarafı gelinin avucuna küçük bir altın koyar kınalar yakılır, ellerine tülbent bağlanıp eldivenler geçirilir. Erkeğe de aynı şekilde kına yakılıp eldiven geçirilir. Daha sonra gelinin başındaki kırmızı örtü açılır ve kına misafirlere dağıtılır.

Unutmayın gelinin evlenmemiş bekar bir arkadaşı kimseye çaktırmadan kırmızı kına örtüsünü gelinin başından çalarsa onun da kısa sürede evleneceğine inanılır.

Kına yakıldıktan sonra türküler söylenmeye oyunlar oynanmaya devam edilir ve böylece gece sona erer.

 
NİŞAN TÖRENİ

Nişan töreni genellikle kız evinde olmakla birlikte tercihe göre bir mekanda da yapılabilir. Nişanda çiftlere yine söz töreninde olduğu gibi bir aile büyüğü tarafından nişan yüzükleri takılır. Nişan töreninde takı takılması da adettendir. Geline takılacak takıların seçimi oldukça çeşitli olmasına karşın damat adaylarına genellikle saat takılır.

Bazı yörelerde nişanlanacak çiftlerin nişan bohçası hazırlaması adettendir. Nişandan önce kız ve erkek tarafı birbirlerine bohça gönderir.Kız tarafının bohçasında; gecelik takımı, iç çamaşırları, sabahlık, parfüm, makyaj seti, çanta, ayakkabı, etek ve ceketten oluşan bir takım veya elbise ile terlik yer alırken ekek tarafının bohçasında; pijama, robdöşambr, iç çamaşır takımı, tıraş seti, terlik, gömlek, kravat, kemer, çorap ile parfüm yer alır.

Nişan Hazırlıkları
· Nişana kimleri çağıracağınıza karar verin.
· Aile içi bir tören mi yoksa kalabalık bir tören mi istediğinize karar verin.
· Nişan evde olacaksa neler ikram edeceğinize, dışarıda olacaksa masa düzeni, menu ve müzik düzenine dikkat edin.
· Kıyafetinizi, ayakkabılarınızı ve aksesuarlarınızı 15 gün önceden hazırlayın.
· Manikür, pedikür ve cilt bakımınızı 1 gün önceden yaptırın.
· Nişan günü için kuaförünüzden randevu alın.

 
SÖZ TÖRENİ

Eş ruhunuzu buldunuz ve evlilik kararı aldınız peki bundan sonra ne yapılmalı…İlk olarak evlilik kararınızı ailelerinize açmalı ve önce evleneceğiniz kişiyi ailenizle daha sonra da aileleri birbirleriyle tanıştırmalısınız.

Geleneklerimize göre ilk adım erkek ailesi tarafından atılır ve kız isteme merasimi yine kız evinde gerçekleşir. Erkek tarafından bir aile büyüğü ‘Allahın emri Peygamberin kavliyle’ yine kız tarafından bir aile büyüğünden kızı ister. Hemen ardından gelin adayı genç kız kahveleri ikram eder.

Erkek tarafı kız istemeye giderken; gümüş, kristal, porselen şık bir tepsi ya da tabak içerisinde taze ve güzel paketlenmiş söz çikolatasını götürür.

Söz çiçeği, erkek tarafından unutulmaması gereken önemli bir ayrıntıdır. Söz çiçeği olarak genellikle kırmızı gül tercih edilmekle birlikte orkide, zambak ve lilium da tercih edebilirsiniz. Evlendikten sonra da evinizin bir köşesinde dekor olarak kullanmak isterseniz şık bir sandık veya sepet içerisine dizayn edilmiş kuru çiçekleri de seçebilirsiniz. Çikolatayı eve girerken gelinin annesine, çiçeği ise müstakbel eşinize verebilirsiniz.

Sembolik bir anlam taşıdığı için genellikle ince seçilen söz yüzüklerini bir aile büyüğü takar. Söz yüzükleri takılırken geleneksel bir konuşma yapılarak kurdele kesilir ve evliliğe doğru ilk resmi adım atılmış olur. Bekar olanlara kurdeleden kesilerek bir parça verilir ve kurdele ne kadar kısaysa evlenme zamanının o kadar yakın olduğuna inanılır.

Söz töreninde kıyafetiniz çok abartılı olmamalı sade ve şık olmalıdır. Gelin adayları sade bir etek-gömlek veya elbise, sade makyajla tamamlanmış bir saç modeli; damat adayları ise şık bir takım elbise, uyumlu bir kravat seçmeli, saç ve sakal tıraşını yaptırmış olmalıdır.

 
DOĞRU İÇ GİYİM İÇİN BEDEN ÖLÇÜNÜZÜ ÖGRENİN

BEDEN ÖLÇÜNÜZÜ ÖĞRENİN
Nasıl gelinlik ya da günlük giysilerini alırken beden ölçünüz önemli ise iç çamaşırı alırken daha da önemlidir. Çünkü iç giyim dışarıya yansıyacak duruşunuzu belirler. Bilinçsizce yapılacak alışverişler yüzünden iç çamaşırınızın her değişiminde farklı bir görünüme sahip olabilirsiniz. Kısaca çamaşır alırken doğru beden ölçüsü çok önemlidir. Evlenirken daha önemlidir.


Tam beden ölçünüzü bilmiyor ve öğrenmek istiyorsunuz. Seçkin iç giyim mağazalarının bazılarında beden ölçümü yapılır. Yolunuzun düştüğü bir gün herhangi birini deneyin. Mağazaya girin iç çamaşırlarından sütyen bölümüne geçip iç beden ölçünüzü öğrenin.

Size başka bir alternatif de sunabiliriz. Normal iç beden ölçümünde İngiliz ölçü birimi olan inç kullanılır. Ve 1inç 2.54cm ye tekabül eder. İnç birimli mezura ile ölçüm yapılırken, önce bedeniniz göğüs altından çepeçevre ölçülür. İkinci olarakta göğüs çevresi ölçülür. Bu rakam 34’ten küçük ve tek ise 5; çift ise 4 eklenerek kap ölçüsü belirlenir. Kap iç beden ölçüsüne verilen isimdir. Kap ölçüleri harflerle sınıflandırılmıştır. AA – A – B – C – D – E – F   olarak. Her harf arasında 1 inç fark vardır. Bu formülle sizde beden ölçünüzü bulabilirsiniz. Ya da isterseniz kendinizi bir iç giyim mağazasına yönlendirerek garantiye alabilirsiniz.

 
NEDEN TAKI TÖRENİ ?

Düğün gününde damat ve geline yakınları, aileleri, arkadaşları yani düüne davetliler tarafından, takı ve para gibi değerli armağanlar verilir. Bu hediyelerin geleneksel bir anlamı vardır. Sizler bu geleneği sürdürürken anlamını hiç düşündünüz mü?

Yeni bir evi herşeyi ile en baştan hazırlamak, gelinlik, damatlık, düğün gecesi hazırlıkları derken, yeni çift masrafları arttırıyor. Düğünlerde takı töreninin yapılma amacı da, yeni evlenen çiftin masraflarına az da olsa bir katkıda bulunmaktır. Bazen anne, baba ve bir aile büyüğünden hediye edilen takı yadigar olarak saklansada, diğer takı ve para hediyeleri çifte destek olmak için verilir.

 
 
 

BEKAR KALMAK MI ? EVLENMEK Mİ ?

Yaşamınıza bekar olarak mı devam etmeli, yoksa ciddi bir beraberlik hatta evlilik mi yaşamalısınız siz de karar veremiyorsanız bu yazımız sizin için...

Bekar kalmak mı, evlenmek mi?
Birlikteliğin mi, yoksa yalnız kalmanın mı daha iyi olacağına karar vermeye çalışırız. Beraber olmak mı, bağımsız yaşamak mı? Kendini teslim etmek mi yoksa özgür olmak mı? Yaşadığınız olumsuz tecrübeler, hayal kırıklıkları hatta mutsuz bir aile ortamında büyümek bu ikilemi yaşamanıza neden olur. Oysa birçok insan bunun kararını rahatlıkla verebilirken siz hâlâ birçok endişeyi içinizde barındırırsınız. Evlilik değil, ciddi bir beraberlik bile sizi tedirgin etmeye yeterli olur. Bağlılık ve özgürlük noktasında bu hassas dengeyi kurmaya çalışırsınız. Ne zaman o dengeyi aşarsınız, işte o zaman hayatınızda eksik olan şeylere ihtiyaç duymaya başlarsınız. Uzun soluklu bir ilişkiniz olduğunuzda, ait olma duygusu hoşunuza gidebilir. Fakat bazı noktalarda bu bağlılık kısıtlayıcı olmaya, sizi sıkmaya başlayabilir ve kendi hayatınız üzerinde daha fazla söz sahibi olma ihtiyacı duyabilirsiniz. Eğer bekarsanız ve özgürseniz, içinde bulunduğunuz bağımsız olma duygusu sizin hoşunuza gidebilir fakat sonrasında bu duygu yerini yalnız hissetmenize ve biri ile beraber olma isteğinize bırakabilir. Yeni bir ilişkiye başladığınızda da bağımlı olduğunuzu ve kısıtlandığınız duygusuna yeniden kapılıp yeni bir kısır döngünün içinde kendinizi hissedebilirsiniz.

Kararsızlık yaşıyorsanız
Eğer hâlâ içinde bulunduğunuz durumdan emin değilseniz, ikilemlerin içine düşmeniz çok normal. Bir birliktelik yaşamadan önce ayrılığı düşünüyor ya da bir evlilik yaşamadan önce boşanmayı düşünüyorsanız bu aslında sizin korkularınızın da bir göstergesidir. Oysa özgürlük ve bağlılığı bir arada yaşayabilirsiniz. Temelinde saygı, adalet, dürüstlük ve güven olan bir ilişki yaşadığınızda da hem özgürlüğü tadabilir hem de aitlik duygunuzu tatmin edebilirsiniz. Birlikteliği ya da evliliği kısıtlayıcı bir durum gibi görmemek ve bakış açınızı genişletmeniz gerekir. Bu noktada empati kurmak, isteklerinizi birbirinize açıkça söylemek ve zaman zaman birbirinizi yalnız bırakmak bir ilişkide yapmanız gereken en önemli şeydir. İşte her iki durumda da yaşayacağınız avantajlar ve dezavantajlar listesi:

Bekar olmak

Avantajları
* Kendinizi keşfetmek ve geliştirmek, yani kendiniz olmak için yeterli özgürlüğe sahipsinizdir. Fedakarlık yapmak zorunda kalmazsınız. İstediğinizi yapabilirsiniz. Örneğin: Dans dersleri alabilir, İspanyolca öğrenebilir, evinizde kedi ya da köpek besleyebilirsiniz. Ayrıca geride bırakacağınız hiçbir şeyinizde yoktur. İstediğinizde yeni bir ev, yeni bir iş ve farklı bir şehirde yaşamayı bile düşünebilirsiniz.

* Başka birinde mutluluğu aramak yerine kendinizde mutluluğu elde etmeyi öğrenirsiniz.

* Eksiksiz, çok yönlü ve özgürsünüzdür. Gelecekte yaşayacağınız ilişkilerinizde daha mükemmel vasıflarla girme şansına sahip olabilirsiniz. Her anlamda tam bir donanıma sahip olmak, tek başına rahat bir yaşam sürebilmek ve ayaklarınızın üzerinde dimdik durmak ilerde yaşayacağınız ilişkilerinizi olumlu yönde etkileyecektir.

* Mali konularda daha fazla söz hakkına sahipsinizdir. Nereden alışveriş yaptığınız ya da yüksek bir fiyata aldığınız ayakkabı için hesap vermek zorunda değilsinizdir.

* Her erkekte olan horlama, yorganı çekme, geğirmek ve tıraş takımlarını lavaboda bırakmak gibi sinir bozucu durumlarla karşı karşıya kalmazsınız.

* Kız arkadaşlarınızla, ailenizle ve gönül işlerinizle daha fazla vakit ayırabilirsiniz. İhmal ettiğiniz ve size destek olan kişilerle ilişkilerinizi rehabilite etme şansınız olur.

* Dışarıya rahatlıkla çıkabilir ve yeni insanlarla tanışabilirsiniz. Bunun içine yeni erkek arkadaşlarınızı da ekleyebilirsiniz.

* Eve geldiğinizde yemek yapmak, çamaşır yıkamak, evi toplamak gibi zorunluluklarınız olmaz. İstediğiniz zaman bunları yapabilirsiniz. Üstelik en önemlisi gömlek ütülemekten artık yorgun düşmezsiniz.

Dezavantajları
* Kendinizi yalnız hissedebilirsiniz. Özellikle etrafınızda o kadar çift varken ve aileniz artık biri ile birlikte olmanızı isterken.

* Bunu başarısızlık olarak değerlendirebilirsiniz ve bu konuda kendinizi acımasızca eleştirebilirsiniz. Hatta depresyona bile girebilirsiniz.

* Bekar olduğunuz için etrafınızdaki adaylar arasında bir tercih yapmakta zorlanabilirsiniz. Ama uzun süre bekar kalırsanız ve ince eleyip sık dokursanız elinize geçen fırsatları değerlendiremeyebilirsiniz.

* Flört etmek bir sürüklenmeye sebep olabilir. Kadınlar ve erkekler sürekli farklı şeylerin peşindedirler. Kadınlar kendilerini anlayan, güvenebilecekleri bir erkek ararken; erkekler ise rahat bir ilişki yaşayabilecekleri bir kadın ararlar.

* Bir çiftin sahip olduğu şeyleri gördüğünüzde üzülebilirsiniz. Birbirine ruh ikiziyim diyen ve onunla bir ömür boyu yaşamak istediğini söyleyen bir çifti ya da çocuklarıyla oyun oynayan bir aileyi gördüğünüzde bazı şeyleri kaçırmış hissine kapılabilirsiniz. Fakat evlendiğinizde bile bazı şeyleri geç yaşamış olmak sizi yine üzebilir.

* Sürekli neden bekar olduğunuzu kendinize sorabilirsiniz. Bunu dert edip bir an önce yeni birini bulmak umuduyla karşınıza çıkan her erkekle ilişki yaşayabilirsiniz. (Sizin bu halinizi gören potansiyel eş adaylarını da bu arada kaçırma şansınız da yüksek.)

* Aileniz ve arkadaşlarınız sizi rahatsız edici yorumlarıyla canınızı sıkabilirler. "Tam sana uygun bir çocuk buldum" diyerek çöp çatanlığa bile başlayabilirler.

Birliktelik ya da evlilik

Avantajları
* Birlikteliğin sizin için doğru olduğuna karar verdiyseniz tadını çıkarın.

* Flört etmeye, yeni bir erkek arkadaş bulmaya, ayrılıklara ve boşanmaya son verdiniz. Artık rahatlayabilirsiniz.

* Birbirinizi hem duygusal, hem de maddi yönden destekleme şansına sahipsinizdir. Deneyimlerinizi ve kazanımlarınızı paylaşmak size iyi gelebilir.

* Beraberlik size derinlik katacaktır. Doğruluk, dürüstlük ve inançlar konusunda sizin tatmin olmanıza yardımcı olur.

* İlişkinizde aitlik, güven, istikrar ve devamlılık duygularını hissetmeye başladığınızda gelecek için güzel şeylerde düşünmeye de başlarsınız.

* Bekar arkadaşlarınıza göre kendinizi daha üstün hissedebilirsiniz.

* Arkadaş çevrenizi onun ailesi ve arkadaşları ile genişletebilirsiniz.

* Duygusal olarak kendinizi bağlı ve güvenli hissedersiniz.

Dezavantajları
* Birliktelik, mutluluk ve memnuniyet için bir sigorta değildir. Çünkü tek başınayken mutlu olamıyorsanız hayatınızda biri olduğunda da mutlu olamayabilirsiniz. Sağlıklı ve uzun soluklu bir ilişki yaşamak istiyorsanız kendinizi eşinizle paylaşmalı, siz de olmayan ama onda olan olumlu özellikleri ondan almaya çalışmalısınız. Aksi takdirde hayal kırıklığı yaşayabilir ve pişman olabilirsiniz.

* Çok fazla deneyime sahip olmadan bir evlilik yaşarsanız ileride ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabilirsiniz.

* Eğlencenin ve özgürlüğün tadını kaçırmış olduğunuzu düşünebilirsiniz. Özellikle de çocuklar ve ev işleriyle uğraşmak zorundayken.

* Geleceğinizi planlamaya çalışırken kendinizi kapana sıkışmış hissedebilirsiniz.

* Başkalarına karşı sorumlu olduğunuz için (sevgiliniz, eşiniz, ailesi v.s) kızgın olabilirsiniz. Geç kalacağınızı söylemek bile olsa...

* Bazı şeyleri rutin bir şekilde yapmak zorunda olmak (ev işleri gibi) ve bazı rolleri oynamak sizi sinirlendirebilir.

* Yanlış bir erkeğe aşık olup incinebilirsiniz. Özellikle genç yaşta doğru kişiyi bulmak o kadar da kolay değildir.

* Oturmuş bir ilişkiyi bırakıp gitmek günlük yaşadığınız flörtlerden zordur.

* Ailenizle ve arkadaşlarınızla daha az görüştüğünüz için, yaşamınızın sadece iki kişi arasında geçtiğini düşünebilirsiniz.

* Kendinize ait özel hayatınız kalmayabilir. Onun yakın çevresi ve ailenizin ziyaretleri bazen programınızı bozabilir.

Sizin için en iyisi hangisi?
Bu soru için ne doğru ne de yanlış bir cevap söz konusudur. Çünkü herkes farklı yapılara sahiptir. Fakat kararsızsanız 20'li yaşlarınızda evlenmeyi düşünmemelisiniz. Çünkü bu yaşlar kişiliğinizin gerçek anlamda şekillendiği, sorumluluk almaya ciddi anlamda başladığınız ve kimliğinizi bulmaya başladığınız dönemlerdir. Eğer genç yaşta evlenirseniz ilk etapta sevdiğiniz insanla size ait bir evde olmak cazip gelebilir. Fakat ilişkinizin rutine döndüğünde bu durum size sıkıcı gelmeye başlayabilir. Sizinle yaşıt olan kız arkadaşlarınız sorumluluktan uzak ve rahat bir hayat yaşarken bu sinir bozucu olabilir. Erken yaşta evlendiğinizde eğer her şey yolunda gitmezse hâlâ önünüzde yaşayacağınız koca bir hayat ve deneyimleyeceğiniz uzun seneleriniz olacaktır. Fakat muhtemelen bir ilişkiyi istikrarlı ve başarılı hale getirebileceğiniz az hayat tecrübenize ve olgunluğa sahipsinizdir. Bir eş ya da sevgili için ne kadar uygun olduğunuzu sorguladığınızda aslında en doğru kararı önsezilerinize dayanarak karar vermelisiniz. Sakince düşünmeye çalışın. Karşınıza çıkan kişiyi iyi analiz edin. (onun Bay Doğru olabilme ihtimalini düşünerek) Hatta tüm duygularınızı bir kenara not edin. Ortaya çıkan sonuçlara siz de çok şaşıracaksınız.

*Ne yaparsanız yapın bir yuva kurup hayatınızı biriyle birleştirmeden önce 10 hayati soruyu mutlaka kendinize sorun.
1. Onu gerçekten seviyor musunuz, o da sizi seviyor mu?
2. Bu insana karşı kendiniz olabilecek misiniz?
3. Büyümeniz ve olgunlaşmanız için bu ilişkide yer var mı?
4. Sizin farklılıklarınız onun özellikleriyle tamamlanıyor mu, ya da tam tersi?
5. Bağlanmak ikiniz içinde kolay mı?
6. Dış etkenlerin etkisinde kalmaksızın sizin için ne hissediyor?
7. Bir birlikteliğin sorumluluğunu alabileceğinizi düşünüyor musunuz?
8. Ailesi ve ailesi ile anlaşabilecek misiniz?
9. Birbirinize karşı toleranslı davranabilecek misiniz?
10. Aynı evde yaşamayı daha önce hiç deneyimlediniz mi?

sağlık güzellik

CİNSEL GÜCÜ ARTIRMANIN 10 YOLU

Cinsel yaşamınızı her yaşta keyifle sürdürmek istiyorsanız, aşağıdaki önerilerden yararlanabilirsiniz.
Kullandığınız ilaçlara dikkat edin: Bazı ilaçlar, özellikle de yüksek tansiyon, kalp hastalıkları ve depresyon tedavisinde kullanılanlardan bazıları, iktidarsızlık yapabilmektedir.

Yeni başladığınız bir ilaçtan sonra cinsel güçsüzlük oluştuysa doktorunuzla görüşmelisiniz.

Beslenmenize özen gösterin: Tükettiğiniz besinlerdeki kolesterol ve doymuş yağ miktarını azaltın. Daha az kalori tüketin, sebze ve meyve kullanımınızı artırın.
 
Kilo verin: Cinsel güçsüzlük ile ilgili pek çok hastalıkta, özellikle şeker hastalığında, hipertansiyon ve damar sertliğinde, kilo fazlalığı ve şişmanlık en önemli faktördür. Düzenli bir kilo verme programı, damarlardaki kan akımını iyileştirip cinsel yaşamınıza olumlu katkılar sağlar.

Düzenli egzersiz yapın: Düzenli egzersiz alışkanlığı sizi seksüel güç azalmasının en önemli faktörleri olan yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalıkları ve damar sertliğinden koruyacak, damarlarınızı hep genç tutacaktır.

Strese dikkat: Depresyonun ve depresyon tedavisinde kullanılan pek çok ilacın cinsel yaşamı baskıladığı bilinmektedir. Ayrıca gerilimli, stres düzeyi yüksek, sinirli erkeklerde cinsel güç kaybı daha erken yaşlarda ortaya çıkmakta ve daha yoğun seyretmektedir.

Alkol ve sigaradan uzaklaşın: Alkol ve sigara da cinsel sağlığın en etkin toksinleridir.

Düzenli seks yapın: Cinsel güç azalmasından korunmanın etkin yollarından biri de düzenli seks hayatıdır.

Yeterince uyumaya dikkat edin: Uykusuzluk ve yorgunluk, düzenli seks yaşamının en önemli toksinleridir.

Paniğe kapılmayın: Herkes zaman zaman cinsel güçsüzlük sorunu yaşayabilir. Asla hemen paniğe kapılmayın. Bu dönemlerde düzenli dinlenme, kısa tatiller, kaçışlar size iyi gelecektir.
Doktorunuzla konuşun: Cinsel güç kaybı sorununuzu doktorunuza bildirmekten çekinmeyin. Bu sorun bazen çok basit bir hatadan kaynaklanabilir. Seyrek de olsa önemli bir sağlık sorununun ilk belirtisi olabilir. Sebebin belirlenmesinde ve en uygun çözümün bulunmasında doktorunuzdan yardım istemenizde yarar vardır.

 (Prof. Dr. Halim Hattat’ın katkılarıyla)

EVLİLİKTE CİNSEL HAYAT NASIL CANLANDIRILIR

Evlilikte ölen seksi yeniden canlandırmanın püf noktaları
Belçikalı ilişki terapisti Esther Perel, cinsel sorunu olan çiftlere 22 yıl danışmanlık yaptıktan sonra ‘Esaret Altında Seks’ adlı bir kitap yazdı.
Evlilik ve seksin bir arada yürümediğini yazan terapist, evliliğe yeniden cinsel heyecan getirmenin yollarını şöyle anlatıyor:

1-) Tutkuyu körükleyen şey mekandır, yeni mekanlara gidin
2-) İlişkiye gizem katın, tutku arada mesafe gerektirir
3-) Eşinize yabancı gözüyle bakın, gizem geri dönsün
4-) Başkalarıyla da sohbet edin, tek başına seyahate çıkın


Hayatın neredeyse yarısını cinsel sorunları bulunan çiftlere danışmanlık yaparak geçiren Belçika asıllı ilişki terapisti   Esther Perel (48), 22 yıllık tecrübesine dayanarak iddialı bir kitap çıkardı.

ABD’de yaşayan Perel, bu ay ABD ve 10 ayrı ülkede piyasaya çıkan ve yakında Türk okurlarıyla da buluşacak olan “Mating in Captivity” (Esaret Altında Seks) adlı kitabında evlilik ve seksin genellikle bir arada yürümediğini belirterek, evliliğe tekrar cinsel heyecan getirmenin pratik yollarını anlatıyor.

21 yıllık evliliğinden iki çocuğu bulunan Perel, uzun süreli ilişkilerin güven, istikrar ve yakınlık hislerine dayalı olduğunu ifade ederken, erotizmin ise çoğu zaman evliliklerde eksikliği duyulan yenilik, gizem ve risk üzerine kurulu olduğunu belirtiyor.

Dolayısıyla erotizmi arayan sorunlu çiftler ya ayrılıyor ya da birbirini aldatıyor. Perel, “Herkes özel olmak, hayatı canlı yaşamak, ‘ölü’ gibi hissetmekten kurtulmak ve birilerine bağlanmak ister. Seks de bunlara ulaşmanın yollarından biridir diye konuşuyor.

MEKANIN ÖNEMİ
Bu yıl Bilgi Üniversitesi’nde de bir konferans veren Perel, İngiliz Evening Standard Gazetesi’ndeki röportajda, cinsel soğukluk çeken çiftlere tavsiyesini şöyle açıklıyor:

 “Tutkuyu körükleyen şey mekandır. Erkekler de kadınlar da özgürlük ister. Ama ilişkiler bir süre sonra sürekli kontrol mekanizması haline gelir.

Heyecan yok olur.

Eşinizle, daha önce ikinizin de hiç bulunmadığı bir ortamda buluşun.

Erotik gizem geri gelecektir.

Bazen tutkuyu yok eden şey ilişkide kadın ve erkek arasında yakınlık olmaması değil, çok fazla yakınlık olmasıdır.

Çünkü tutku, arada mesafe bulunmasını gerektirir.

Mesafeyi kaldırırsanız, ne karşı tarafa geçecek bir köprü, ne de karşıda ziyaret edecek bir kişi kalır. ”

3’ÜNCÜ KİŞİ HEYECANI
Perel kitabında, danışmanlık yaptığı sorunlu çiftlerden örnekler de veriyor:

 “Bir kadın hastam, bir partide kocasını görmüş ve ona bir yabancı gibi bakmış.

O anda kocasının aslında ne kadar çekici olduğunu fark edip şaşırmış.

Birçok kadın hastam benzer durumlarla karşılaşmış.

Kimi kadınlar için kocasını kayak yaparken ya da ustası olduğu bir işi yerine getirirken görmek ilişkiye heyecan katıyor.

Erkekler için de benzer şeyler geçerli.”

YEMEĞE ÇIKIN
Perel, sağlıklı ilişki için şu tavsiyelerde de bulunuyor:

 “Eşinizden başka insanlarla da sohbet edin; mutlaka bir “en iyi dostunuz” olsun.

En iyi dostunuzun eşiniz olması gerekmiyor, çünkü böyle olduğunda gizemin kaybolduğundan şikayet ediyorsunuz.

Kendi ilgi alanlarınıza eğilin.

Her zaman onun istediği filme gitmeyin.

Eşiniz istemese bile seyahate çıkın.

Öğle arasında herkesçe yemeğe çıktığınız gibi bir gün de eşinizle yemek yiyin.”



VATAN

 

CİLDİNİZİ DÜĞÜNE HAZIRLAYIN

Tüm kozmetikler ve kremlerin içerikleri aynı değildir.Bazı kullanılan malzemeler cilde iyi gelmek bir yana zarar verebilir.Örneğin sodyum lauryl sülfat içerikli kozmetikler gözeneklerin tıkanmasına veya aknelerin çoğalmasına neden olabilir.Akne oluşumuna meyilli ciltler için mineral bazlı makyaj ürünleri kullanılması bir alternatiftir.Bu tarz ürünlerin birçoğu aynı zamanda güneş koruyucu da içermektedir.Mevsimsel veya hormonsal değişikler cildinizin görüntüsünün değişmesine sebep olabilir.
 
 Yaz aylarında cildiniz yağlı olurken, kış aylarında kuru bir cilde dönüşebilir.Cildinizi, size uygun, denenmiş, doğru temizleyiciler ve losyonlar kullanarak dengeleyebilirsiniz.Nemlendirici kreminizle badem yağını karıştırarak oluşturduğunuz karışımı her gün dudaklarınıza sürerek, onların daha yumuşak ve çekici görünmesini sağlayabilirsiniz.
  Yüzünüze bakım amaçlı sürdüğünüz kremler ya da maskeler göz çevresindeki ince deri için uygun değildir.Göz çevrenizi nemlendirirken de temizlerken de fazla yağlı olmayan, tahriş etmeyen ve anti alerjik özel ürünler kullanmanız gerekir.Göz altı K vitaminli ya da bileşiminde östrojen bulunan kremleri kullanabilirsiniz.

Düğün gününüze az bir zaman kaldı ve yüzünüzde bir sivilce çıkıyor.
  Hemen üstüne buz kompresi uygulayın bu, sivilcenin şişmesini ve kızarmasını engeller.Ardından kükürt içerikli bir maske uygulayın ki bu sivilcenin içinin temizlenmesini sağlar ve o bölgeyi kurutarak sivilceyi yok eder.AHA içerikli ürünler genişlemiş gözeneklerin daralmasına, akne yaralarının azalmasına ve aknelerin kızarık görüntüsünün yok olmasına yardımcı olur.
  Düğününüzden 1-2 hafta önce, yeni çıkan ürünleri denemeyin.Çünkü cildiniz ürün değişikliğine karşı bir reaksiyon gösterebilir, alerjik bir durum ya da cildinizde oluşan kızarıklarla karşı karşıya kalabilirsiniz.

ELMA SİRKESİ MUCİZE YARATIYOR

Binlerce yıl önce, mahzende unutulan bir şaraptan tesadüf eseri keşfedilen sirkenin, ciltteki lekelerden fazla kilolara, sağlıksız saçlardan varisli damarlara kadar birçok derde deva olduğunu biliyor musunuz?.
Özellikle elma sirkesinin pırıl pırıl saçlar, lekesiz bir cilt ve incecik bir vücuda kavuşmanızda çok önemli katkıları var.
Fersan, size evde kolayca uygulayıp, baharın yorgun cildinizde bir çiçek gibi açmasını sağlayacak önerilerde
bulunuyor. Bugüne kadar sadece sofrada kullanılan elma sirkesini güzelliğiniz için denemediyseniz, şimdi tam zamanı...

* Kepeksiz saçlar: Saçınızı yıkadıktan sonra, son durulama suyuna elma sirkesi ekleyin. Saçlarınızın kepekten arındığını ve parlaklaştığını göreceksiniz.


* Akne tedavisi: Su ile seyreltilmiş elma sirkesi ile yüzünüzü temizleyin ve su ile durulayın. Elma sirkesi cildinizi yumuşattığı gibi, antiseptik özelliği ile akneye neden olan mikropları öldürecektir.

* Ciltteki lekelere örtte bir litre suya, üç çorba kaşığı elma sirkesi ekleyip, kaynayıncaya kadar ısıtın, ateşi kısın. Başınıza bir örtü örtüp, yüzünüzü buhara tutun. Yarı yarıya sulandırılmış elma sirkesi ile yüzünüzü silin. Haftada iki kez tekrarlayabilirsiniz.

* Varisli damarlara: Bir bezi elma sirkesine batırıp, sıkın. Bezi varisli bölgeye sarın ve 30 dakika bekletin. Bu süre içinde bacaklarınızı yukarı kaldırarak dinlendirin. Sabah-akşam tekrarlayın.



* Zayıflamak için : Bir bardak suya bir-iki kahve kaşığı elma sirkesi ve bir kahve kaşığı bal ekleyip, karıştırın. Uygun bir rejimle birlikte kullanıldığında, düzenli kilo vermenize katkı sağlar.

UYURKEN GÜZELLEŞİN

Yatmadan önce cildinize uygulayacağınız basit bakımlar sayesinde ertesi sabah daha güzel ve dikkat çekici bir tene sahip olabilirsiniz. İyi uykular...

Her sabah uyandığınızda mükemmel bir cilde ve göz alıcı saçlara sahip olduğunuzu bir düşünün. Ne kadar harika olurdu değil mi? Uykuya dalmak baştan aşağıya harika görünmenizin anahtarı. Total Skin Mükemmel Cilt kitabının yazarı ve dermatolog David J. Leffell, uyurken vücudumuzun kendi kendini iyileştirdiğini belirtiyor. Aktif içerikler derine işlediğinde daha çok işe yaradığından, yatmadan önce uygulayacağınız bakımlar hem cildinizi hem de saçlarınızı canlı tutacaktır. Uykuya dalmak başlı başına harika olsa da, sabah uyanıp aynaya baktığınızda kendinizi daha da harika hissedeceksiniz.

Parlayın
Çarşaflarınıza yapışmayacak nitelikte ve rahatlatıcı kokular içeren bir otobronzan uygulayın. Lanco´me, Flash Bronzer in Glow Shimmer 125 ml, 69 YTL hem çabuk bronzluk sağlıyor hem de hafif dokulu.

Ellerinizi Yumuşatın
Televizyonda en sevdiğiniz programı seyrederken ellerinize yoğun nemlendirici bir krem sürün. LOccitane, Shea Butter Hand Cream 150 ml, 39 YTL ellerinizi yağlandırmadan kısa sürede cildinize işler. İçeriklerin daha derine etki etmesi için elinize eldiven de geçirebilirsiniz. Ancak bu çok gerekli değil; eldiven avuçlarınızı terletebilir.

Seksi Bacaklara Sahip Olun
Bacaklarınızı tıraş ediyorsanız bunu mutlaka gece yapın. Sabah işe geç kalmamak için aceleden bir yerinizi kesebilirsiniz. Ardından yoğun formüllü bir krem uygulayın. Vücudunuz bitkilerden elde edilen yağları siz dinlenirken daha iyi özümser. Avonun Skin So Soft Fusions, Dual Softening Body Moisturizer, 250 ml, 20 YTL yumuşatıcı vücut nemlendiricisi, cildinizin doğal nem kalkanını güçlendirmek için iyi bir seçenek.

Başınızı ovun
Saç derinize uygulayacağınız bir masaj, köklere giden kan dolaşımını hızlandırır. Bu kan dolaşımı gece gelişmeleri için saç hücrelerinin gereksinimi olan besleyici maddeleri sağladığı belirtiliyor. Başparmaklarınızı hafifçe ensenizin üst kısmına bastırarak dairesel hareketler uygulayın. Daha sonra her iki elinizi de açarak saç çizgisine ve tepe noktanıza parmak uçlarınız yardımıyla baskı uygulayın.

Yoğun hacim kazandırın
Saçlarınızı zedelemeden hacim kazandırmak için, yatağa girmeden önce saçlarınızı yumuşak bir saç tokasıyla toplamanız öneriliyor. Lastik bantları kullanmayın çünkü uyurken yaptığınız istençdışı hareketler saçınıza zarar verebilir.

Canlı ve sıkı bir cilt
Vücudunuz tüm gün boyunca depoladığı toksinlerden kurtulmak için gece boyunca çabalar. Siz de bu noktada vücudunuza yardımcı olabilirsiniz. Hücre yenilemesini hızlandırmak için vücudunuza antioksidan takviyesi yapmalısınız.

Kırışıklıklarınızı durdurun ve yok edin
Yaşlanma karşıtı ürünleri kullanmak için en ideal zaman gece vaktidir. Bunun sebebi, retinol içerikleri güneş ışığına maruz kaldıklarında daha az etkili olmasıdır.

EN GÖZDE KOKULAR

Sezonun en gözde odunsu, çiçeksi, meyveli ve oryantal kokuları...
Odunsu 4 koku
Mariah Carey, M. 100 ml 123 YTL
Burberry The Beat, 75 ml 185 YTL
CK One Summer, 2008 100 ml 118 YTL
Sarah Jessica Parker, Covet, 100 ml 184 YTL

Çiçekli 4 koku
Clinique Happy To Be, 50 ml 110 YTL
Stella McCartney, Stella In Two Peony 75 ml 123 YTL
Dior Addict Shine, 100 ml 193 YTL
Guerlian Insolence 100 ml 224 YTL

Meyveli 4 koku
Davidoff Cool Water Wave, 50 ml 98 YTL
Thierry Mugler, Innocent, 75 ml 155 YTL
Escada Moon Sparkle, 100 ml 141 YTL
Clarins Par Amour Toujours, 50 ml 82 YTL

Oryantal 4 koku
Gucci By Gucci, 75 ml 100 YTL
Dior Midnight Poison, 100 ml 223 YTL
Calvin Klein Obsession Night, 100 ml 184 YTL
Hillary Duff, With Love, 100 ml 185 YTL

HANGİ RENK BESLENİYORSUNUZ

Ne renk beslendiğinizi hiç düşündünüz mü? Ne kadar ve nasıl beslendiğinizi belki evet ama eczacıbaşı 3. şifre: dünyasıne renk beslendiğinizi hayır değil mi? Ucla Ünüversitesi nin Beslenme Bölümü uzmanlarından Dr. David Heber bütün sebze ve meyveleri 7 ana renk grubuna bölüyor...

Dr.Hebera göre, sağlıklı beslenmenin ve kilo kontrolü sağlamanın sırrı her gruptan günde en az bir porsiyon tüketmek. Tabii bunların yanısıra tahılları, proteinli gıdaları ve zeytinyağı gibi doymamış yağları da unutmamak. İşte sebze ve meyvelerde bulunan bu maddeler ve özellikleri...

Lutein

Lutein, sebze ve meyvelerde bulunan karotenoid bir madde. Lutein, antioksidant olarak hücreleri serbest radikallerin olumsuz etkilerine karşı koruyor.

Flavanoidler

Flavanoidler, kardiovasküler sistemin sağlığı için gerçek birer koruyucu olarak adlandırılabilir. Antioksidant olarak görev yapıyor, sağlıklı dokuları ve hücreleri koruyorlar. Kansere karşı da etkililer.

Beta-karoten

Beta-karoten, yağda çözülebilen ve sebzelerde bulunan bir madde. Vücut beta-karoteni A vitaminine dönüştürüyor ve öyle kullanıyor. Güçlü bir antioksidant olan beta-karoten, hücreleri zararlı serbest radikallerden koruyor, göz ve cilt sağlığına katkıda bulunuyor.

Likopen

Likopen, domates ve karpuz gibi kırmızı sebze ve meyvelerde bulunan antioksidant bir madde. Kansere ve kalp hastalıklarına karşı koruma sağlıyor. Son günlerde prostat kanserine karşı önemli ölçüde koruma sağladığı ortaya çıkarıldı.

Renklerine göre besinler ve yararları

Mor

Patlıcan, Böğürtlen, Kırmızı biber, Elma, Kırmızı lahana, Üzüm, Şarap, Mürdüm Eriği

Yararları

Mor ve kırmızı-mor renkteki besinler, çok güçlü antioksidant maddeler içeriyorlar. Özellikleri ise kalp hastalıklarına yakalanma ve kalp krizi geçirme riskinizi önemli ölçüde azaltması.

Kırmızı

Domates, Karpuz, Kırmızı kan portakalı, Greyfurt

Yararları

Kırmızı renkteki besinler kansere karşı güçlü bir kalkan olan "Likopen" maddesini içeriyorlar.

Turuncu

Kayısı, Kavun , Havuç, Mango, Balkabağı - Tatlı patates

Yararları

Turuncu renkli tüm besinlerde sağlıklı gözler ve sağlıklı bir cilt için gerekli olan beta-karoten maddesi var. Ayrıca bazı kanser türlerine karşı koruma sağlıyorlar.

Portakal rengi-Sarı

Limon, Portakal, Mandalina, Armut, Ananas, Greyfurt, Nektarin, Şeftali

Yararları

Portakal rengi / sarı besinler, beta-cryptoxanthin adındaki çok güçlü bir antioksidant maddeyi içeriyor ve hücreleri yaşlanmaya karşı koruyorlar.

Sarı-Yeşil

Avakado, Kabak, Salatalık, Bezelye, Kivi, Kıvırcık salata, Armut, Ispanak, Bakla

Yararları

Lutein içeren sarı/yeşil besinler katarakt gibi çeşitli göz hastalıklarına karşı olan savaşta başta geliyorlar.

Yeşil

Brokoli, Brüksel lahanası, Lahana, Karnıbahar

Yararları

Toksinlerden arındırıcı özellikleri olan yeşil besinler sayesinde karaciğerin salgıladığı faydalı enzimlerin miktarı artıyor. Kansere karşı koruma sağlıyorlar.

Beyaz

Kuşkonmaz, Pırasa, Turp, Mantar, Soğan, Sarmısak, Kereviz

Yararları

Alisin ve flavonoid gibi kimyasal bilişenler içeren beyaz renkli besinler, çeşitli hastalıklarla ve tümörlere karşı bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar

CİLT TİPİNİZE GÖRE KORUNUN

Bazı insanlar kısa bir süre güneşlendikten sonra bronz bir tene kavuşurken, bazıları da birkaç dakika güneşin altında kaldıktan sonra kıpkırmızı bir tene sahip olurlar...

Bu nedenle güneşin cildiniz üzerindeki etkisini tespit edip buna göre bir korunma yöntemi seçmenizde yarar var.

1- Aşırı hassas ciltler
Beyaz bir ten, beyaz-sarı veya kızıl saçlar, mavi veya yeşil gözler, ciltte çiller. Bu cilt tipine sahip olanlar genelde bronzlaşamaz, güneşte kızarırlar. İlk kez güneşe çıkarken, 5-10 dakikadan fazla kalmamalılar.

Güneşlenirken yüzlerine koruma faktörü 35, vücutlarına da koruma faktörü 30 olan ürünleri sürmeli, güneşin en yoğun olduğu saatlerde 11.00 - 16.00 asla şapkasız ve güneş gözlüksüz dışarı çıkmamalılar.

2- Hassas ciltler
Açık renk ten, sarı veya kızıl saçlar, mavi veya yeşil gözler, ciltte çiller. Bu cilt tipine sahip olanlar, çabuk yanmalarına karşın çok zor bronzlaşırlar. İlk kez güneşe çıkarken, 10 - 20 dakikadan fazla kalmamalılar. Güneşlenirken yüzlerine ve vücutlarına koruma faktörü 20 - 30 olan ürünleri sürmeli, mutlaka suya dayanıklı ürünleri tercih etmeliler. Hafif bronzlaşmış olanlar, koruma faktörü 15 olan ürünleri kullanabilirler. Saat 11.00 - 15.00 arasında güneşe çıkmaktan kaçınmalılar.

3- Az hassas ciltler
Açık, pembemsi cilt, mavi veya yeşil gözler. Güneşlenirken kızarmalarına rağmen bronzlaşmayı başaramazlar. İlk kez güneşe çıkarken, 15 - 25 dakikadan fazla kalmamalılar. Bu cilt tipine sahip olanlar, güneşlenirken koruma faktörü 10 olan ürünleri tercih etmeli ve saat 11.00 - 15.00 arasında gölgede veya şemsiye altında oturmalılar. Bronzlaşanlar, güneşlenirken koruma faktörü 8 olan ürünleri de tercih edebilirler.

4- Normal ciltler
Buğday tenli, koyu sarı veya kumral saçlar, mavi, yeşil veya kahverengi gözler. Genelde çabuk bronzlaşır ve güneş yanığına maruz kalmazlar. İlk kez güneşe çıkarken, 20 - 30 dakikadan fazla kalmamalılar. Bu cilt tipine sahip olanlar, güneşlenirken koruma faktörü 8, su sporları yaparken koruma faktörü 10 ve suya dayanıklı olan ürünleri tercih etmeliler. Hafif bronzlaşmış olanlar, koruma faktörü 6 olan ürünleri kullanabilirler.

5- Sorunsuz ciltler
Esmer ten, koyu kumral veya esmer saçlar, kahverengi gözler. Çabuk bronzlaşır ve güneş yanığı nedir bilmezler. Ama yine de güneşe ilk çıktıklarında 30 - 40 dakikadan fazla kalmamalılar. Sorunsuz bir cilde sahip olanlar, güneşlenirken koruma faktörü 6 olan ürünleri tercih edebilirler.

6- Alerjik ciltler
Cildin güneşe karşı alerjik olmasının nedeni; UVA ışınları ve serbest radikallerdir. Bu nedenle uzmanlar, güneşe karşı alerjik bir cilde sahip olanların, tatile çıkmadan üç hafta önce, haftada 2 - 3 kez solaryuma girmelerinde fayda olduğunu söylüyorlar.

Alerjik olan ciltler, güneşlenirken koruma faktörü 20 - 25 olan ürünleri tercih etmeliler. Özellikle omuz, burun ve ayak tabanlarına bol miktarda koruyucu krem sürmeli ve her saat başı bunu tekrarlamalılar.

KURUYAN ELLER ÇATLAYAN TOPUKLAR

Tıpkı cildimiz gibi ellerimiz ve ayaklarımız da bu soğuk kış günlerinde özel bir bakıma ihtiyaç duyuyor. Soğuk hava ve rüzgara karşı alacağınız önlemlerle, el ve ayaklarınızın bakımlı görünmelerini sağlayabilirsiniz.

Kuruyan eller, çatlayan topuklar
Eller

Kışın elleriniz ve ayaklarınız rüzgara, soğuğa ve hatta güneşe maruz kalır. Ellerinizi kışın etkilerinden korumak için:

• Ellerinizi sürekli olarak uygun nemlendiriciler ile nemlendirin.

• Dışarıda iken daima eldivenlerinizi giyin.

• Güneş koruma faktörü içeren el kremleri kullanın.

• Eğer parmak veya ellerinizde çatlaklar varsa, bu bölgelere hidrokortizon uygulayın.

• Ev işlerinde lastik eldiven giyerek, ellerinizin su ve deterjan ile temasını minimize edin.

Tırnaklar

Cilt gibi tırnaklar da soğuktan ve kaloriferlerin sebep olduğu nem kaybından dolayı kurur. Tırnaklar nemsizlikten daha kırılgan hale gelir. Tırnaklarınızı korumak için:

• Tırnaklarınız, nemini etrafındaki tırnak etinden alır, tırnak etlerinizi nemlendirin.

• Tırnak etlerinizi mümkün olduğu kadar kendi haline bırakın; itin ama kesmeyin.

• Kurumuş tırnak etleriniz ve şeytan tırnaklarınız kışın artar ve yünlü giysilerinize takılırlar. Haftalık düzenli manikür bu sorunu ortadan kaldırır.

• Protein ve kalsiyum açısından zenginleştirilmiş tırnak kuvvetlendiriciler kullanın. Bu tip ürünler, nemlendiriciler ile güçlendirilmiştir ve tırnak üzerinde bir koruyucu katman oluşturur.

• Kışın meyve ve sebze tüketimi azalır, daha çok nişasta içeren besinler alınır. Bu da vitamin eksikliğine ve dolayısıyla tırnaklarınızın kalitesinin düşmesine neden olur. Kışın dengeli beslenmeye dikkat edin.

• Sıcak çay ve kahve çekici olsa da bol su içmeyi unutmayın.



Kaynak : Kelebek, Nilüfer Pazvantoğ

 

PRATİK GÜZELLİK ÖNERİLERİ

Her kadının güzelliğini korumak amacıyla uyguladığı kişisel sırları ya da vazgeçemediği ürünler vardır. İşte zaman zaman hepimizin yaptığı, kolay uygulanabilecek, hayatın içinden güzellik önerileri…

Pratik güzellik önerileri
Pratik güzellik yöntemleri sayesinde çok fazla zaman harcamadan çok bakımlı görünmeniz mümkün. Dr. Melisa Eczacıbaşı sizler için anlattı.

Makyaj

• Koyu renkli rujların modası henüz geçmedi ama hepimiz çantamızda bir de parlatıcı taşır olduk. Evden çıkarken ağır makyaj yapmayı sevmeyenlerdenseniz dudaklarınıza bir parlatıcı sürebilirsiniz. Emin olun size çok doğal ve zinde bir görüntü sağlayacaktır.

• Transparan ama altın ve gümüş pırıltılı farları çok yönlü kullanmanız mümkün. Parmağınızla kolaylıkla uygulayabileceğiniz farlar göz makyajının üzerine aydınlık vermek amacıyla da kullanılıyor. Ya da allık fırçası yardımıyla pırıltılı bir dekolte ve omuz bölgesi elde edebilirsiniz.

• Eğer hafta sonu göz makyajınızı maskarayla tamamlamak istemiyorsanız, kirpik kıvırıcılar hem bakışları canlandırır, hem de gözleri belirginleştirir. Unutmayın maskara kullandığınız zaman kirpiklere zarar vermesin diye göz temizleyicilerle makyajınızı iyice çıkartmanız gerekir.

• Transparan pudra çoğumuz için mükemmel bir makyaj sabitleyicisi. Bu ürün ışığı yansıtarak, cilde aydınlık bir görüntü veriyor. Üstelik her zaman için pudra kullanmak cildi yaptığı koruyucu etkisinden dolayı yararlı.

Cilt

• Cilt yüzeyindeki siyah noktacıklar ya da tüm diğer tahrişler için hiç bebeğinizin kremini kullandınız mı? İnanılmaz etkili olduğunu göreceksiniz. Küçük yaralar daha çabuk iyileşiyor. Eğer kremin üzerine bir de bal döküp tüm gece cildinizde bekletirseniz ertesi sabah kendinizi tanıyamayacaksınız. Unutmayın her şeyden önce bu tip sorunları tedavi etmekte yarar var.

SELÜLİTE ETKİN TEDAVİ MÜMKÜN MÜ ?

Selülite etkin tedavi mümkün mü?Kalıcı çözüm var mı?
Tıp ve kozmetik dünyası modern kadının önemli sorunu selülitin çözümü için yoğun uğraş veriyor. Selülit tedavisi amacıyla birçok ürün ve yöntem öneriliyor. Ancak kozmetik sanayinin pazarladığı selülit kremleri ve güzellik salonlarında uygulanan yöntemlerin etkileri kalıcı değil.
 
Sebepleri muhtelif
Selülit sıklıkla kadınlarda; uyluk ve kalçalarda yoğun olarak görülen çukurlaşmalara verilen addır. Tıbbi literatürde hidrolipodistrofi olarak bilinir. Deri altında bulunan yağ dokusunun deri içine doğru düzensiz bir şekilde ilerlemesi olarak ifade edilebilir. Nasıl oluştuğu konusunda birbirinden farklı birçok tez ileri sürülse de kesin olarak bir şey söylemek henüz erken. Kadınlarda daha çok görülmesi nedeniyle hormonal ve genetik etkinin varlığı düşünülüyor.

Genetik faktörler...
Özellikle, son yıllarda yapılan genetik çalışmalarda kadınlarda bulunan yağ lobüllerinin erkeklerden farklı olduğu belirlendi. Yağ hücrelerini birbirinden ayıran ‘septa’ denilen duvarlarda erkek ve kadın arasında belirgin ayrılıklar saptandı. Bu da, bu rahatsızlığın oluşum nedenlerini etkileyen en önemli unsurlardan biri olarak kabul ediliyor.
Bu çukurlaşmalar derece derece görülüyor. Bu sayede bir sınıflama yapmak mümkün. En hafif formunda selülit elle sıkmayla kendini belli eder. Kalça ya da uyluk bölgesinin elle kaba bir şekilde sıkılması sonrası çukurlaşmalar, düzensiz bir şekilde ve portakal kabuğunu anımsatacak bir görünümde belirginleşir. Orta dereceli formunda ise belirginleşme kendini ayaktayken bile gösterir. Daha da ağırlaştığında ise tablo yatar vaziyetteyken bile son derece rahat gözlemlenir.
 
Etkin ve kalıcı tedavi için uğraşılıyor
Tıp ve kozmetik dünyası modern kadının bu önemli sorununun çözümü için yoğun uğraş veriyor. Ne yazık ki henüz etkin bir tedavi bulunamadı. Bu nedenle kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duyuluyor. Günümüzde selülit tedavisi amacıyla birçok ürün ve yöntem öneriliyor. Topikal olarak (krem vb) şekilde önerilen ürünlerin içinde sıklıkla metilksantin türevleri bulunuyor.
Ayrıca retinoidler, laktik asit vb gibi etken maddeler de kullanılıyor. Bunlar selüliti aktif olarak tedavi etmekten çok görünümdeki bozukluğu azaltma etkisi gösterirler. Ayrıca, son yıllarda kullanılan ve ağız yoluyla alınan bir madde de gittikçe yaygın olarak tercih ediliyorlar.
 
Selülit kremlerinde plasebo etkisi
Metilksantin türevleri arasında kafein, teofilin, aminofilin maddeleri bulunuyor. Ayrıca başka bitkisel maddeler de bu gruba girerler; sarmaşık (hedera helix), tatlı yonca (trifolium subterraneum) ve arpa (hordeum) örnek olarak verilebilir. Bu maddelerden yapılan çeşitli kremler kullanıma sunuldu. Ancak plaseboyla (yalancı maddelerle) yapılan karşılaştırmalı denemelerde anlamlı farklılıklar bulunamadı. Çünkü dışardan sürülen bu kremlerin doku içine girmeleri sorunu vardır. Etkinliklerini gösterebilmeleri için deriye iyi nüfuz edip, hedef dokuya ulaşabilmeleri gerekiyor. Bu amaçla çeşitli taşıyıcı proteinler üzerinde (etkili olduğu düşünülen maddeyi hedef dokuya taşıyacak protein yapıdaki maddeler) çalışmalar yapılıyor. Bu yönde yapılan bazı deneyler başarılı sonuçlar vermiş, deri altı yağ dokusunda azalmalar tespit edildi. Burada da olumsuz bir taraf var.
 
Başladığın noktaya geri dönmek...
Ne yazık ki iki aylık krem kullanımı sonrasında ürün bırakıldığında değerler eski noktasına geri dönüyor. Uzun süreli etkileri konusunda henüz kesin bir yargıya varmak olanaksız. Yani etkilerinin geçici olduğunu söylemek mümkün. Yine etkili olduğu düşünülen bir diğer grup da retinoid adı verilen maddelerdir. Bu maddelerin dışardan kullanımları sonucu etkili olabilecekleri düşünülür, fakat bu tezi kanıtlamış bir çalışma yok. Medyada oldukça popüler, adından sık söz edilen ve ağız yoluyla alınan bir karışım olan; Ginko biloba, tatlı yonca, üzüm çekirdeği yağı, lesitinler ve gece çuha çiçeği gibi şifalı bitkileri içeren bitkisel bir maddenin, plaseboyla karşılaştırmalı olarak yapılan bir çalışması değerlendirildiğinde önemli bir farklılık yaratmadığı görüldü. Hatta araştırmacılar çalışmaya katılan kadınlarda iki ay sonra selülitte subjektif bir artış saptadılar.
 
Mezoterapi de mercek altında
Günümüzde satıcıların raflarında onlarca selülit kremi bulunuyor. Bu ürünlerin çoğu birbirinden farklı yapılara sahip. Etkili oldukları iddia edilse de kalıcı olma kriterini hiçbirinin yerine getirdiğini söyleyemeyiz. Ayrıca çeşitli kozmetik salonlarında uygulanan birçok yöntem için de aynı şeyi söylemek mümkün. Son yıllarda dermatologlar tarafından yapılan mezoterapi yöntemleri ise görünürde daha mantıklı ve daha etkilidir. Etken maddeleri deri içine, yağ dokusuna direkt vererek daha iyi sonuçlar alma olasılığı söz konusu.

    Kliniklerde tedavi edilen hastalar da bu yöntemden yararlandıklarını ifade ediyor. Ama mezoterapi için de kapsamlı çalışmalara ihtiyaç var. Çünkü bu değerlendirmeler objektif değil subjektif değerlendirmelerdir. Bilimsel çalışmalar yapıldıkça etkinliği konusunda daha somut bilgiler elde edilecektir.Uzmanı Dr. Vefa Gönenç / Medicana Çamlıca Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar
kaynak: ekolay.net
ŞEKERDEN KORUNMANIN 7 YOLU

Son dönemin en yaygın hastalığı şekerden korunmak mümkün. İşte size önemli ipuçları...

Şeker hastalığı, birçok hastalığı da beraberinde getiriyor. Kalp krizi, yüksek tansiyon ve böbrek yetmezliği bunlardan sadece birkaçı. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Ali Tarım, bu konu hakkında önemli bigliler verdi:
 
 “Organları bozuyor”
 
“Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen ‘diabetes mellitus”, pankreastan salgılanan ve kanda şeker seviyesini düzenleyen insülin adlı hormonun hiç yapılamaması veya kullanılamaması sonucu gelişen bir hastalıktır. Bu hastalıkta kanda şeker seviyesi yükselmekte ve sonuçta bir çok organda bozulmalar oluşmakta; eğer yapılan tedavi ve önerilere uyulmazsa ölümle sonuçlanmaktadır. Şeker hastalığında kalp krizi, yüksek tansiyon, böbrek yetmezliği, felçler, körlük ve daha birçok hastalık gelişmektedir.
 
“Çok ciddi sağlık sorunu”
 
Şeker hastalığı çok ciddi bir sağlık sorunu olup hastanın yaşam kalitesini kötüleştirmekte ve hatta ölümlere yol açmaktadır. Ayrıca hastayla beraber etrafındaki insanları da, kendisi ile birlikte moral ve ekonomik olarak yıkmaktadır.
Günümüz dünyasında şeker hastalığının görülme sıklığı her geçen gün artmaktadır. Bundan nasibini ülkemizde almaktadır. Bunun sebepleri arasında şehir yaşamının getirdiği stres, hareketsizlik, dengesiz beslenme (yağlı ve katkı maddeli hazır gıdalarla beslenme, taze sebze ve meyvenin azalan seviyede yenmesi, ayrıca bunların üretiminde suni kimyasal maddeler kullanılması), alkol ve sigara içiminin her geçen gün artması, uyku problemleri ve sonuçta şişmanlığın gelişmesi gösterilebilir.
      
Şeker hastalığından korunabilmek için neler yapmalıyız?
 
1 ) Günümüz yaşamının getirdiği stresten mümkün olduğu kadar etkilenmemeye çalışmak. Burada herkes kendi ruhsal yapısını iyi tanımak ve buna göre tedbirini geliştirmek zorundadır.
2 ) İdeal kiloya gelmek ve şişmanlıktan kaçınmak
3 ) Sigara, alkol ve kötü alışkanlıklardan uzak durmak
4 ) Dengeli ve doğal beslenmek. Suni kimyasal madde katkılı yiyeceklerden uzak dur mak. (özellikle halk arasında abur cubur denilen hazır gıdalardan)
5 ) Düzenli uyumak.
6 ) Düzenli spor yapmak (özelikle doğada yürüyüşler)
7 ) Kendi merak ve yapısına uygun hobi tarzında uğraşlarla ilgilenmek.
 
Yukarıdaki öneriler aslında kaliteli ve sağlıklı bir yaşamın sırları olup şeker hastalığının dışında da bir çok hastalığın önlemini oluşturmaktadır. Ayrıca şeker hastalığında genetik yatkınlık olup önümüzdeki yıllarda gelişen gen tedavisi bir umut ışığı gibi görünmektedir.”
 
kaynak:Hürriyet

4 ADIMDA SİYAH NOKTALARDAN KURTULUN

En zahmetsiz şekilde siyah noktalarınızdan kurtulmanın püf noktaları... Adım adım uygulayın; ışıl ışıl parlayın.

 
Siyah noktalardan kurtulmanın çok basit bir formülünü öğrenmek ister misiniz? O zaman evinizde, mutfağınızda her zaman elinizin altında bulunan basit malzemelere bir göz atın...
 
1- YÜZÜNÜZÜ İYİCE TEMİZLEYİN
Yağ bezleri tarafından salgılanan fazla sebumun sebep olduğu siyah noktalar cilt problemlerinin başında geliyor. Deri altındaki yağ hücrelerinin salgıladığı bu sebum gözenekleri tıkıyor, havayla temas ettiğinde de oksitlenerek rengi koyulaşıyor ve siyah noktalara dönüşüyor.
Bu sorunu önlemek için yumuşak bir sünger yardımıyla ölü hücrelerin ve siyah noktaların üzerini hafif masaj yaparak temizleyin. Parmak ucunuza bir miktar parçacıklı jel (peeling jeli) sürerek haftada bir ya da iki kere özellikle burnunuzu, alnınızı ve çene bölgenizi masaj yaparak ovalayın.
 
2- BUHAR BANYOSU YAPIN
Siz de evinizde kolayca buhar banyosu yapabilirsiniz. Nasıl mı? Önce temiz bir kabın içine kaynamış suyu dökün, ardından başınızın üstüne bir örtü örterek yüzünüzü bir süre bu suyun buharına tutun. Bu yöntem, cildinize yumuşaklık kazandırmakla birlikte gözeneklerinizi açacak ve siyah noktalara müdahale edebilmeniz için en uygun ortamı sağlayacak.
 
3- PAMUKTAN YARDIM ALIN
Buhar banyosundan sonra siyah noktaları çıkarmak daha kolay olur. Bunun için elinize iki parça temiz pamuk alın. Ardından tırnağınızın ucuyla en belirgin siyah noktaların üzerine hafifçe bastırın. (Bu işlemi yaparken tırnağınızın direkt olarak cildinize değmemesine dikkat edin, pamuklardan yardım alarak cildinize dokunun!)
Siyah noktaları çıkarırken son derece nazik olun ve cildinize zarar vermemeye özen gösterin. İşlem sırasında cildinizde kırmızılıklar oluşmaya başlıyorsa bir hafta ara vermeniz yerinde olacaktır.

4- GÖZENEKLERİ SIKILAŞTIRIN
Sıkı gözenekler siyah noktanın baş düşmanıdır. Bu yüzden, sebum üretimini dengeleyici ve gözeneklerinize derinlemesine etki sağlayacak bir ürün, örneğin doğal gülsuyu kullanın. Böylelikle siyah noktaların oluşumu azalacaktır.
 
kaynak:ekolay.net

GÖZENEKLER VE SİYAH NOKTALARLA SAVAŞ

Geniş gözenekler ve siyah noktalar, cildiniz ne kadar temiz olursa olsun bakımsız görünmenize neden olur. Gözeneklerin genişlemesini önlemek ve siyah noktalardan kurtulmak mümkün.
 
Aslında gözenekler yağ üretip salgıladıkları için cildimizi alerjiden ve çevre kirliliğinden korurlar. Eğer gözenekler olmasaydı, yağlar derinin altına iner, yüzümüzde kistler oluşur ve deri altında enfeksiyonlar meydana gelirdi. Ancak çok gözenekli ciltlerde, eğer cilt iyi temizlenmiyorsa siyah nokta oluşur. Hem görünüm hem de sağlık açısından siyah noktanın oluşmasını engellemek lazım.
 
Gözenekler neden genişler?
. Yağlı ciltlerde gözenekler daha açık olur.
. Herhangi bir sağlık problemi yaşayıp tedavi amaçlı ağır ilaçlar kullanıldığı zaman cilt yağlanabilir. Cilt yağlandığı zaman da gözenekler açılır.
. Gözeneklerin nasıl olacağı kalıtımla belirlenir.
. UV ışınlarının da gözenekleri genişlettiği yapılan araştırmalarla saptanmış durumda.
 
Gözenekleri daraltmak için...
Gözeneklerin açılması için ilk etapta gözenekleri kapatmaya çalışmak yerine, yağ ifrazatını durdurmak ya da dengelemek lazım. Yağlı ciltler daima su miktarı az olan ciltlerdir. Su miktarı az olduğu zaman ölü hücrelerin doku yüzeyine çıkıp asitli tabaka ile koruma faktörü oluşturması zorlaşır. Bu nedenle cildin yüzeyi dış etkenlerden zarar görür.
 
Yağ ifrazatının yavaşlatılması, ciltteki su miktarının artırılmasıyla mümkündür. Bunun için de su bazlı ürünler kullanılması ve doğru ürünün kullanılması şart. Cildinize uygun ürünü kullanmak için de bir uzmana danışmanızda fayda var.
 
Dengeli bir cildin gözenekleri kendiliğinden kapanır. 35 yaşın altındaki genç ciltlerde gözeneklerin kapanması kolaydır. Eğer cildin su ve yağ dengesi düzelirse gözenekler ya kendiliğinden ya bakımla ya da maskeyle kapatılabilir. Ama yaşınız 35'in üzerindeyse deri kalınlaşmış, çizgiler kırık çizgi haline gelmişse, bu gözenekleri kapatmak biraz daha zordur. Gözenekleri kapatmak için mücadele vermek yerine, daha fazla büyümemelerini önlemek daha iyi bir çözümdür.
 
Gözenekleri temizleyen bantlar işe yarıyor mu?
Siyah noktaları azaltmak için uygulanan yöntemlerden biri de bantlar... Siyah noktaları kimi zaman tümüyle ortadan kaldıran bu bantların kullanımı çok kolay. Bantları yapıştırmadan önce uygulayacağınız alanı ıslatıyorsunuz, suyla birlikte yapışkan bir özelliğe kavuşan bandı yapıştırıp kuruyunca çıkartıyorsunuz. Ancak siyah noktaları alan bu bantlar, gözenekteki yağları boşaltamıyor. Oksitlenen bölümü alabilen bantların, dokunun içindeki kanalı kapatan yağ kütlesini alması mümkün değil.
 
Siyah noktalardan nasıl kurtuluruz?
Siyah noktalar oluştuktan hemen sonra bir uzmana başvurup temizletilerek uygun ürünle tekrar oluşmamasını sağlamak lazım. Oluşmaması için de cildi, sabah akşam temizlemek gerekir. Ancak bunu sabunla yapmamak lazım.
Cildi, türüne göre temizleme sütü ve tonikle temizlemek en doğrusu. Ardından sürülecek bir nemlendirici kremle bakım tamamlanabilir. Makyaj yapılmasa bile, gündüz çok kirlenen cildi akşam mutlaka temizlemek gerekir.
 
Yapılan yanlışlardan biri de siyah noktaları bilinçsizce sıkmak. Böylece kılcal damarlarda ve doku altı hücrelerinde tahribat meydana gelebiliyor. En iyisi bir cilt uzmanına gidip siyah noktaları temizletmek...
 
Siyah noktalar için yapabilecekleriniz...
Yüzünüzdeki siyah noktalar için ilk önce eczaneden bir şırınga alın. Daha sonra temiz bir tasa kaynamış sıcak su koyun. Başınızın üstüne bir havlu örterek bu suyun buharına bir süre yüzünüzü tutun. Yani yüzünüze basit bir buhar banyosu yapın. Buhar banyosundan sonra siyah noktalar çok kolay çıkar.
Buhar banyosundan sonra iğnesini çıkardığınız şırınganın ucuyla hafifçe siyah noktanın üzerine bastırın. Siyah noktalar şırınganın içine girecektir. Bunu yaparken siyah noktaların çıkış yönüne dikkat edin ve o yönden bastırın. Yüzünüzdeki siyah noktalar hep aynı yönde çıkar. Bu işlemden sonra yüzünüzü mutlaka bir temizleme losyonuyla temizleyin.
 
Tarif 1:
Birer tutam nane, yabani kekik yaprağı, ıhlamur bir kaba konulup yeteri kadar su ilave edilerek kaynatılır. Soğuduktan sonra siyah noktaların üzerine sürülür.
 
Tarif 2:
Bir adet çok olgun domates ezilir ve ince bir tülbentle süzülür. 1 tatlı kaşığı gliserin veya iki damla asilbent tentürü katılıp karıştırılarak şişeye doldurulup kullanılmak üzere saklanır. Cildin siyah noktalı kısımlarına bol miktarda sürülür.
 
Tarif 3:
1,5 tatlı kaşığı kil, 1 tatlı kaşığı badem yağı, 1 tatlı kaşığı balı karıştırıp yüzünüze sürün ve 35-40 dakika bekleyin. Daha sonra yüzünüzü soğuk suyla yıkayıp yağsız bir nemlendirici krem sürün.
 
Tarif 4:
Birer tutam kırlangıç otu ve ayrık otu bir kaba konularak üzerine beş bardak su ilave edilerek kaynatılır ve bir gece dinlendirdikten sonra siyah noktaların üzerine sürülür.
 
Tarif 5:
Bir çorba kaşığı mısır unu, bir çorba kaşığı ıslatılmış kil, bir çorba kaşığı el kremi ve yine aynı oranda suyu karıştırıp cildinize sürün. 5 dakika beklettikten sonra ovarak çıkarın. Ciltteki pütürler biraz olsun gider. Ardından 500 gram kaynar suya birer tutam ebegümeci ve biberiye koyun, bunu çay gibi demleyin. Süzdükten sonra yüzünüzü bu suyla yıkayın.
 
 
kaynak:ekolay.net

AĞIZ KOKUSUNDAN KURTULMANIN 10 KURALI

Zaman zaman nefesinizdeki köttü kokudan şikayet ediyorsanız, çözümünüz tam burda...

1-Dişlerinizi ve dişetlerinizi koruyun Diş çürükleri, diş eti iltihapları ağız kokusunun önemli nedenlerindendir. Ağız içi herhangi bir enfeksiyon bakteri üremesini artıracağı için daima ağız kokusuna neden olur. Bu nedenle diş hekimizin önerilerini mutlaka dinlemelisiniz



2-Ağızda var olan protez ve köprüleri kontrol ettirin
Ağız içinde var olan eskimiş köprü ve protezle zamanla gıda birikmesine yol açacağından kötü kokulara neden olabilir. Bu durumlarda yenilenmesi gerekenleri değiştirmeli, eksik olan dişlerin yerleri için gerekli tedavileri yaptırmalısınız.

3-Sakız çiğneyin
Tükürük ağız kokusu ile savaşmanın en güçlü yoludur. İçinde yemek parçacıklarını yerinden söküp mideye gönderecek güçlü enzimler, güçlü bakteri öldürücü antibiyotikler vardır. Şekersiz sakız çiğnemek tükürük salgınızı artırarak ağız temizliğinize yardımcı olur. Nane şekerleri ve tatlı sakızlar genellikle işe yaramaz ve durumu daha da kötüleştirir. Ancak xylitol içeren sakızlar da bu konuda size yardımcı olabilir.

4-Tarçın kullanın
İçeceklerinizde ve uygun yiyeceklerinizde tarçın kullanabilirsiniz. Tarçın ağız içi bakterilerle mücadelede önemli bir silahtır. Eğer varsa tarçınlı şekersiz sakızlar da uygun bir öneri olabilir.

5-Daha fazla su için
Özellikle yaşla artan vücut kuruması pek çok yönden dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Çok su içmek onlarca diğer yararının yanında dilinizin kurumasını da önleyerek ağız kokusu ile mücadelede önemli bir silah olarak kullanılabilir. Su ağız içindeki bakterilerin minimumda tutulması için direk yardımcıdır. Ayrıca tükürük salgısını artırarak da yardımcı olur.

6-Asla burnunuz tıkalı uyumayın
Sinüzit gibi hava yolu rahatsızlıkları ve burun tıkanmasına neden olan diğer durumlar geceleri ağızdan nefes almamıza neden olur. Bu durum ağzı ve boğazı kurutarak bakterilerin üremesi için ideal bir ortam oluşturur. Azalan tükürük salgısı durumu daha kötü hale getirir. Bu nedenle kesinlikle burnunuz tıkalı uyumamalısınız.

7-Basit şeker tüketiminizi azaltın
Beyaz un, beyaz şeker, glukoz/fruktoz şurubu ile tatlandırılmış tüm hazır gıdalar ağız içindeki bakteriler için inanılmaz bir hazinedir. Bu tür şekerleri çok kolay kullanarak hızla çoğalırlar. Basit şekerler (atıştırmalık tüm şekerli gıdalarda olduğu gibi) diş çürüklerine neden olur ve ağız sağlığını büyük bir süratle bozarlar. Bu nedenle basit şeker tüketiminizi azaltmalısınız. Bu da su içmek gibi size onlarca yararın yanında ağız kokunuzun azalmasına da yardım edecektir.

8-Lokmaları iyi çiğneyin
Bu sayede yiyeceklerle tükürük salgısı iyice karışır ve ağızda yemek parçası kalma olasılığı düşer. Daha çok çiğneme hareketi daha çok bakterinin yerinden koparak mideye gitmesine yardımcı olur.

9-Diş ipi kullanın
Diş ipi sayesinde fırçanın çıkaramadığı yerlerdeki bakteri ve yemek artıklarını sökebilirsiniz. Özellikle diş gövdeleri arasındaki dar bölgelerde biriken yemek artıkları hızlı bakteri çoğalmasına neden olabilir.

10-Sigara içmeyin
Sigara içmek ağız kuruluğuna neden olduğundan ağız kokusuna sebep olur. Ayrıca diğer bir ağız kokusu nedeni olan diş eti hastalıklarına da zemin hazırlar.


ARTIK HASTA OLMAK YOK

Ölene kadar sağlıklı ve mutlu yaşamak elinizde. Nasıl mı ?
“Biz ne düşünüyorsak O’yuz” diyor Dr. Drauzio Varella. Varella’ya göre ruh beden ikilisi tam bir koordinasyon içinde çalışıyor ve beynin verdiği komutları tüm hücrelere iletiyor. Hücre hafızanızı temizleyip, iyi ve güzel düşünceler yükleyerek hiç hasta olmadan yaşamak ise hayal değil. Yapmanız gereken tek şey “İyi olma sanatı”nı öğrenmek…
Dünya üzerindeki insanların çok azının iyi olma sanatını uyguladığının altını çizen Dr. Drauzio Varella “İnsan genetik şifrelerinden sıyrılmayı, kendi ve iyi olmayı öğrenebilirse, ölene kadar sağlıklı, huzurlu ve mutlu yaşayabilir” diyor. Varella’nın formülü aslında hepimizin bildiği ama günlük çark içinde fırsat bulup uygulayamadığı basit formüllerden ibaret. İşte her zaman neşeli, sağlıklı, iyilik ve mutluluk dolu bir yüreğe sahip olmak için Dr. Varella’nın önerdiği kurallar.
ÜLSER VE FITIK OLMAMAK İÇİN: DUYGULARINIZI ANLATIN
Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular gastrit, ülser, felfıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yola çar. Zamanla duyguların bastırılması kansere dönüşür. Öyleyse sırlarımımızı, hatalarımızı birileriyle paylaşmalıyız. Diyalog, konuşma, kelime çok güçlü birer ilaç ve mükemmel terapidir.
HASTANE KADERİNİZ OLMASIN OLDUĞUNUZDAN FARKLI YAŞAMAYIN
Gerçeği saklayan, rol yapan her zaman mutlu görüntüsü veren mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı biriktirmektedir. Ayağı kilden olan bronz bir heykeldir. Aldatıcı görünerek yaşamak kadar sağlık için kötü bir şey yoktur. Kaderleri ilaç, hastane ve acıdır.
KISKANÇ VE REKABETÇİ OLMAMAK İÇİN ELEŞTİRİLERİ KABULLENİN
Reddedicilik ve kendine saygı eksikliği, kendimizi kendimize yabancılaştırır. Kendimizle barışık olmak sağlık yaşamın anahtarıdır. Bunu kabul etmeyenler kıskanç, taklitçi, aşırı rekabetçi ve yıkıcı olurlar. Bu bilgelik, akıllılık ve terapidir. Çözümler bulun. Olumsuz kişiler çözüm bulamazlar ve sorunları büyütürler. Üzülmeyi, dedikoduyu ve kötümserliği tercih ederler. Karanlığı kovmak için kibrit yakmalı. Arı ufacıktır fakat varolan en tatlı şeylerden birisini üretir. Biz ne düşünüyorsak oyuz. Olumsuz düşünce, hastalığa dönüşen negatif enerji üretir.
SAĞLIĞA GÜÇ KATMAK İÇİN GÜVENİN
Güvenmeyen kişi iletişim kuramaz, açık değildir, derin ve sağlam ilişkiler geliştiremez gerçek arkadaşlıkları nasıl kurabileceğini bilemez. Güvensizlik içinizdeki inancın azlığıdır. Hayatı üzgün yaşamayın. Mizah. Kahkaha. Huzur. Mutluluk. Bunlar sağlığa güç verir ve daha uzun bir yaşam getirir. Mutlu kişi yaşadığı çevresinin geliştirir. İyi mizah bizi doktorun elinden korur. Mutululuk ve sağlık terapidir.
MİDE VE SİNİR HASTASI OLMAMAK İÇİN:
Kararsız kişi güvensiz, endişe ve ıstırap içinde olur. Kararsızlık sorunları, endişeleri ve çatışmaları çoğaltır. İnsanlık tarihi kararlardan oluşur. Karar vermek, diğerlerinin kazanması için vazgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi kesinlikle bilmektir. Kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanıdırlar.
 
 
 

GELİNİN GÜZELLİĞİ

MAKYAJ
Bir güzellik kesiti... Gelin makyajının en önemli özelliği, gelini adeta makyajsız gibi gösterirken, aynı zamanda onu; zarif, masum ve sevimli gösterebilmesidir. Bu nedenle, gelinin makyajı son derece doğal olmalıdır ve sadece gelinin güzelliğini ortaya çıkartmaya yardımcı olmalıdır. Diğer bir özelliği ise, düğün boyunca bozulmadan dayanabilmesidir.

Seçtiğiniz makyöz/makyörle düğün tarihinden en az 15 gün önce detayları konuşmalı ve randevunun yanı sıra; cildinize uygun renkleri de belirlemelisiniz. Bunun yanısıra, gelinliğinizin renk tonunu, saç modelinizi ve kullanacağınız aksesuarları da ayrıntıları ile konuşun. Makyajda kullanılan rujun düğün sırasında mutlaka yanınızda bulunmasını söylemeye gerek bile yok!

Makyajınızın pastel tonlarda seçilmesi, sizi daha genç ve doğal gösterecektir.

Cildinize uygun bir nemlendirici kullanıldığından emin olun. Güzel ve kalıcı bir makyajın sırrı budur.

Makyajınız abartısız olmalı ve doğal görünmelidir.

Göz çevreinin önemi... Makyajınızın düğün boyu dayanabilmesi için çok dikkatli yapılması, kalıcı ve kaliteli ürünler kullanılması gereklidir. Renklerin karışmaması için, cildinizin tümüyle nemlendirilmiş olması ve makyaj tamamlandıktan sonra da yapılan makyajın üstüne transparan bir pudrayla geçilmesi gerekecektir.

Makyajınızda kullanılacak renklerin, gelinlik aksesuarlarına ve sizin ten renginize uyması da dikkat edilmesi gereken bir konudur.

Dudakların cazibesi...Gelinliğinizin açık bir gelinlik olması durumunda, yüze yaptığınız makyajı dekolteye de yayın. Yüzünüzdeki renkle dekoltenizdeki renk farklı olmamalıdır.

Düğünden hemen önce fazla güneş ışığından sakınmakta yarar var. Kırmızılaşmış bir yüz fotoğraflarda kötü çıkar.


Makyajın gelinliğe bulaşmasını önlemek için; gelinliğinizi giyerken makyajlı bölgeleri bir kağıt havlu ile kapatabilirsiniz.


CİLT BAKIMI

CİLT TEMİZLİĞİ

Önce temizlik...Yağlanma veya kepeklenme olmaması için, yüzünüzü temizlerken alın çizgisi ve kaşlar da dahil olarak tüm yüzünüze temizleme malzemesi sürün. Temizlik sırasında sürtünmeyi azaltmak amacıyla, yüzünüzü bir bez veya sünger ile değil, ellerinizle yıkamaya çalışın. Yüzünüzü yıkadığınız suyun ılık olmasını sağlarsanız, yağ ve kirler daha iyi eritilir.

Cilt temizliğinizden sonra mutlaka tonik uygulayın. Uygulamak için de sentetik değil, doğal pamuk kullanın. Çünkü doğal pamuk cildi homojen şekilde silerek, kiri daha etkin temizler.

Banyonuzu sıcak olarak yaparsanız, yüzünüzün aldığı buhar ile gözenekler açılır. Böylece yüzünüz maske yapmanız için çok elverişli bir duruma gelir.

Yüzünüzü ölü hücrelerden temizlerken zorlamalardan kaçınmalısınız. Ölü hücreler cilt yüzeyinde olduklarından hafif bir sürtme ile kolayca dökülür. Aksi taktirde cildinizin tahriş olmasına sebep verebilirsiniz.

Tüm sabunlar alkali içermektedir ve alkali de cildin üst tabakasına zarar verir. En güvenli sabun olarak en basit olanı önerilmektedir. Parfümsüz, katkısız sabunlar seçin ve özellikle durulamayı iyi yapın.


KURU VE HASSAS CİLTLERE

Banyoda... Banyo yaptıktan sonra cildinize nemlendirici uygulayın. Bu uygulamayı hafif nemli kalmış olan cildinize yaparsanız, nemin cildinizin üst katmanlarına kalmasını da sağlamış olursunuz.

Buhar makinesi kullanmak da ortamın nemlenmesini sağlar.

Cilt temizliğinden sonra kurulamayı havlu ile ve yüzünüze bastırmadan hafifçe yapın, kendi kendine kurumaya bırakmayın.

Cildinizi ılık ya da serin suyla yıkarsanız cildiniz daha sağlıklı kalır. Aşırı sıcak su ciltteki doğal yağın yok olmasına sebep olabilir.

Bakım ürünlerinizi sık sık değiştirmekten kaçının. Hassas bir cilde sahip iseniz, parfümlü ve alkol bazlı ürünleri kullanmayın.

MAKYAJ

Bir güzellik kesiti... Gelin makyajının en önemli özelliği, gelini adeta makyajsız gibi gösterirken, aynı zamanda onu; zarif, masum ve sevimli gösterebilmesidir. Bu nedenle, gelinin makyajı son derece doğal olmalıdır ve sadece gelinin güzelliğini ortaya çıkartmaya yardımcı olmalıdır. Diğer bir özelliği ise, düğün boyunca bozulmadan dayanabilmesidir.

Seçtiğiniz makyöz/makyörle düğün tarihinden en az 15 gün önce detayları konuşmalı ve randevunun yanı sıra; cildinize uygun renkleri de belirlemelisiniz. Bunun yanısıra, gelinliğinizin renk tonunu, saç modelinizi ve kullanacağınız aksesuarları da ayrıntıları ile konuşun. Makyajda kullanılan rujun düğün sırasında mutlaka yanınızda bulunmasını söylemeye gerek bile yok!

Makyajınızın pastel tonlarda seçilmesi, sizi daha genç ve doğal gösterecektir.

Cildinize uygun bir nemlendirici kullanıldığından emin olun. Güzel ve kalıcı bir makyajın sırrı budur.

Makyajınız abartısız olmalı ve doğal görünmelidir.

Göz çevreinin önemi... Makyajınızın düğün boyu dayanabilmesi için çok dikkatli yapılması, kalıcı ve kaliteli ürünler kullanılması gereklidir. Renklerin karışmaması için, cildinizin tümüyle nemlendirilmiş olması ve makyaj tamamlandıktan sonra da yapılan makyajın üstüne transparan bir pudrayla geçilmesi gerekecektir.

Makyajınızda kullanılacak renklerin, gelinlik aksesuarlarına ve sizin ten renginize uyması da dikkat edilmesi gereken bir konudur.

Dudakların cazibesi...Gelinliğinizin açık bir gelinlik olması durumunda, yüze yaptığınız makyajı dekolteye de yayın. Yüzünüzdeki renkle dekoltenizdeki renk farklı olmamalıdır.

Düğünden hemen önce fazla güneş ışığından sakınmakta yarar var. Kırmızılaşmış bir yüz fotoğraflarda kötü çıkar.

Makyajın gelinliğe bulaşmasını önlemek için; gelinliğinizi giyerken makyajlı bölgeleri bir kağıt havlu ile kapatabilirsiniz.


CİLT BAKIMI

CİLT TEMİZLİĞİ

Önce temizlik...Yağlanma veya kepeklenme olmaması için, yüzünüzü temizlerken alın çizgisi ve kaşlar da dahil olarak tüm yüzünüze temizleme malzemesi sürün. Temizlik sırasında sürtünmeyi azaltmak amacıyla, yüzünüzü bir bez veya sünger ile değil, ellerinizle yıkamaya çalışın. Yüzünüzü yıkadığınız suyun ılık olmasını sağlarsanız, yağ ve kirler daha iyi eritilir.

Cilt temizliğinizden sonra mutlaka tonik uygulayın. Uygulamak için de sentetik değil, doğal pamuk kullanın. Çünkü doğal pamuk cildi homojen şekilde silerek, kiri daha etkin temizler.

Banyonuzu sıcak olarak yaparsanız, yüzünüzün aldığı buhar ile gözenekler açılır. Böylece yüzünüz maske yapmanız için çok elverişli bir duruma gelir.

Yüzünüzü ölü hücrelerden temizlerken zorlamalardan kaçınmalısınız. Ölü hücreler cilt yüzeyinde olduklarından hafif bir sürtme ile kolayca dökülür. Aksi taktirde cildinizin tahriş olmasına sebep verebilirsiniz.

Tüm sabunlar alkali içermektedir ve alkali de cildin üst tabakasına zarar verir. En güvenli sabun olarak en basit olanı önerilmektedir. Parfümsüz, katkısız sabunlar seçin ve özellikle durulamayı iyi yapın.


KURU VE HASSAS CİLTLERE

Banyoda... Banyo yaptıktan sonra cildinize nemlendirici uygulayın. Bu uygulamayı hafif nemli kalmış olan cildinize yaparsanız, nemin cildinizin üst katmanlarına kalmasını da sağlamış olursunuz.

Buhar makinesi kullanmak da ortamın nemlenmesini sağlar.

Cilt temizliğinden sonra kurulamayı havlu ile ve yüzünüze bastırmadan hafifçe yapın, kendi kendine kurumaya bırakmayın.

Cildinizi ılık ya da serin suyla yıkarsanız cildiniz daha sağlıklı kalır. Aşırı sıcak su ciltteki doğal yağın yok olmasına sebep olabilir.

Bakım ürünlerinizi sık sık değiştirmekten kaçının. Hassas bir cilde sahip iseniz, parfümlü ve alkol bazlı ürünleri kullanmayın.


YARARLI BİLGİLER

İpuçları... Yüzünüz ve göz bölgeniz su tutuyorsa; sırt üstü uyumanız ve sert bir yastığı dikce kullanmanız önerilir. Böyle yaptığınızda, sıvıların bütün bir gece boyu yüz bölgenizde birikmesini engellersiniz.

Kalsiyum eksikliğiniz varsa, her gün 1 bardak süt içmeyi alışkanlık haline getirin.

A Vitamini kullanmadığınız gecelerde antioksidan içeren kremler kullanmanız önerilir. Güneş ışığı ve açık havada bulunan serbest radikaller cildinize zarar vermektedirler. Antioksidanlar ise, cilde zarar veren serbest radikaller ile savaşa yardım ederler.

İçine su katılmış olan toniği bir sprey şişesinde, buzdolabında saklayıp, bunu yaz aylarında bir serinletici ve genel olarak bir cilt yenileyici olarak uygulabilirsiniz.

Güzel bir cilde sahip olmanın ipucu sağlıklı bir yaşam sürmektir. Cildinizin güzelliği her şeyden önce sağlıklı bir ortamda bulunmanıza ve sağlıklı besinler yemenize bağlıdır. Ömür boyu güzel bir cilde sahip olmak için bol su içmeniz, spor yapmanız önerilmektedir.


VÜCUT BAKIMI

NEMLENDİRME

Vücudunuzu haftada 2 kez vücut arındırıcısı (pelling) ile ölü hücrelerden arındırın. Uygulamayı, önce parmaklarınızla, daha sonrada kıl bir eldiven ile hafifçe bastırarak ve küçük dairesel hareketlerle gerçekleştirin.

Kışın da nemlendirmeyi sürdürün. Cildinizin çatlamasına engel olmak için her duştan sonra vücudunuzu nemlendirin.


ELLER VE AYAKLAR

Yumuşak ellere sahip olmak için, haftada 1 - 2 kez ellerinizi 5-10 dakika ılık sütte bekletin. Sütün içinde bulunan laktik asit cildinizi nem ve ellerinize yumuşaklık kazandırır.

Ellerinizin yaşlanmasını geciktirmek için, özellikle yaz aylarında güneşi bloke eden bir krem kullanın. Böylece ileri yaşlarda oluşabilecek lekeleri azaltabilirsiniz.

Ayak deyip geçmemeli...Düzenli pedikür yaptıramıyorsanız, yürüyüşe çıkmadan önce (spor çorap giydiğinizde) ayaklarınıza bol vazelin sürün. Yürüyüşün bitiminde ayaklarınızın beslenmiş ve rahatlamış olacaktır.

Ayaklarınız çok kuruyorsa, bol krem sürün (vazelin tavsiye edilir). Daha sonra da pamuklu çorap giyerek oluşan nemin içeride kalmasını sağlayın.

Ayak topuklarınızdaki sertliği gidermek için öneri: ılık su dolu bir leğen içinde 2 poşet yeşil çayı demleyin ve yarım litre ılık süt ekleyin. Ayaklarınızı 30 dakika kadar leğende tuttuktan sonra ponza taşı ile ovun ve nemlendirici bir krem sürün.

Nasırlardan kurtulmak amacıyla ayaklarınızı birkaç dakika ılık suya sokup bekletin. Eczanelerden reçetesiz olarak temin edebileceğiniz; % 20 Carmol ve % 12 Amlactin karışımı olan bir krem veya losyonu masaj yaparak ayaklarınıza iyice yedirin. Bu karışım tabanlardaki sert keratin tabakasını yumuşatacaktır.


BANYODA YAPILACAKLAR

Ilık bir duş mucizeler yaratır... Kuru bir cilde sahipseniz, banyo suyuna yemek sodası ekleyerek cildinizi nemlendirebilirsiniz. Ayrıca 8-10 damla gül yağı eklemek de nemlendirmeye yardımcı olabilir. Gül yağı cildi nemlendirmesinin yanısıra, güzel kokar ve kılcal damarların oluşmamasına yardımcı olur.

Yağlı bir cilde sahipseniz, banyo suyunuza limon (veya portakal, greyfurt gibi herhangi bir narenciye meyvesinin ya da birkaçının karışımının suyunu) ekleyin. Sitrik asit bakterileri öldürür, fazla yağı kurutur.

Banyo suyunuza hindistancevizi yağı eklemek de güzel bir cilde kavuşmanız için yardımcı olacaktır. Banyo suyunuzu doldururken suya 1-2 çay kaşığı yağı ekleyin.

Doğal bir arındırıcı elde etmek istiyorsanız, 1 küçük paket süt tozunu banyo suyunuzda eritin. Sütteki laktik asit cildin ölü hücrelerinden arınmasını sağlayacak ve cildinize pürüzsüzlük kazandıracaktır.

Uyuma zorluğu çekiyorsanız, banyo suyunuza 2 çay kaşığı kuru lavantayla karıştırılmış 1 çay kaşığı lavanta yağı ekleyin. Lavantanın rahatlatıcı aroması sizi uykunuza hazırlayacaktır.

Stresli günlerinizde, 3 büyük fincan papatya çayını iyi ve koyu demlenmiş olarak hazırlayıp banyo suyunuza ekleyin. Papatya rahatlatıcıdır ve stresinizi alıp götür.

Banyo yağları kullanırken, yağ ve su herzaman birbiriyle iyi karışmayabilir. Bu işlemi kolaylaştırmak için karışımınıza biraz süt katılması işinizi kolaylaştıracaktır.


YARARLI BİLGİLER

Bir yerlerinizi sağa sola çarpıyorsunuz ve hep morarıyor mu? Bir yere çarpınca, vurduğunuz bölgeye hemen 10-15 dakika buz koyun. 10 dakika bekleyip sonra tekrar 10-15 dakika buz koyun. Buz, deri altında oluşan kanamayı durdurur ve darbe alan bölgenin morlaşmasına engel olur.

Spor çok önemlidir...Yanığınızın iz bırakmasını engellemek için yanmış olan bölgeye derhal bir E vitamini kapsülü kırıp uygulayın. Ayrıca, yanığa Aloe Vera jeli sürerseniz iyileşme hızını da artırırsınız.

Sağlık için koşmanın yararını hepimiz biliyoruz. Elbette koşmak kalori harcamak için yararlı. Ancak geri geri koşmak daha da yararlı. Üstelik geri geri koşarken %31 daha fazla kalori harcarsınız. Yürüyüşte de aynı şey geçerli: geri geri yürümekle %78 daha fazla kalori harcarsınız.

Sabah uyandığınızda derin derin nefes almayı ve gerinerek vücudunuzu esnetmeyi alıkanlık haline getirin. Böyle yaparsanız, pompalanan kan artacaktır. Böylece daha hızlı uyanıp kendinizi daha diri hissedersiniz.


Sitemizdeki bilgiler tanı ve tedavi amaçlı kullanılamaz.






ShoutMix chat widget

DUYURU PANOMUZ

ahmethakancelik

konyada.tr.gg


----------


sitemize hoş geldiniz


----------


Mutluluklarla Dolu Güzel Bir Gün DiLeRiM.!


----------


BiZi DesteklemeK için Reklamlara tıklayınız..! TEŞEKURLER


 
Bugün 21 ziyaretçikisi buradaydi!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol